"Türkiye'de Laiklik denilen olgu, 'yeni' devlet ve onu iktidar aracılığıyla yönlendiren kadro tarafından Batı'dan kopya edilerek başlatıldı. Bu nedenle de kitlesel destekten yoksun kaldı. Hatta mümin Müslüman kitlenin nezdinde 'gavurlaştırılmak' olarak değerlendirildi. Yine T.C. Devleti'nde 'din' özerkleştirilmedi. Tam tersine 'din' (İslamiyet) Türk tipi İslamiyet haline getirilerek devletin denetimi altına sokuldu. Sayısız yasa ve yönetmelikle, gerçekte DİN VE DEVLET İŞLERİ birbirinden ayrılmadılar, tam tersine DİN, DEVLETİN İŞLERİ arasına sokuldu.
Laiklik olgusu Din ve Devlet'in ayrıştırılması olarak değil, Din-Devlet-Dünya üçlüsünün tek tek ve birbirleriyle bağlantılı olarak ele alınmasıyla anlaşılırlık kazanır. Laisizm'den ayrı olarak Sekülarizm; Din, Devlet ve Dünya'dan kurulu üç alanlı bir tezin seslendiricisidir.
Kişiler Laik olurlar. Devlet Laik olamaz. Devlet, tüzel bir 'kişiliktir', ne Dini olur ne de Laikliği... Laik ve/veya Seküler olan Anayasa'dır, Devlet değil."
Aytunç Altındal, Laiklik; Enigma'ya Dönüşen Paradigma'da, Enigmatize edilmiş olan bir Paradigma'nın (Laiklik ve Sekülerlik) incelenmesini amaçlıyor. T.C. Devleti'nin Anayası'na 1937 yılında sokulan 'Resmi / Devlet Laisizmi'ni eleştirirken Türkiye'de nasıl bir laiklik olmalıdır?' sorusuna yanıt arıyor. Son 60-70 yıldır tartışılmakta olan Türkiye'de 'Laisizm'i yeniden tanımlanıyor ve 'Seküler' olanla arasındaki farklılıkları açıkça gösteriyor.
GETEM
Boğaziçi Üniversitesi
Kuzey Kampüs Kuzey Park Binası
Kat:1 Oda No:114
34342 Bebek / İstanbul
Telefonlarımız :
+90 212 359 76 59
+90 212 359 75 38
Whatsapp Hattı (Sadece mesaj): +90 539 308 95 77
e-posta: geteminfo@bogazici.edu.tr