Basit Katalog

Kitap türüne ait alt türler
Toplam 3278 sonuçtan 2201 - 2220 arası görüntüleniyor.
artun Ünsal
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Aslında bir çiçek olan enginar hakkında ne biliyoruz? Peki, neredeyse tüm medeniyetlerde, mitolojilerde kutsal görülen nar hakkında? Domates sosuyla yatıp kalkan İtalyanların domatesle ancak Osmanlı’dan sonra tanışabildiklerini biliyor muydunuz? Sağlık için tehlikeli olduğu düşünüldüğünden patlıcan ekiminin ve yenmesinin İngiltere’de bir süre yasaklandığını? Sırf bir sineğin yokluğu yüzünden incirin her yerde meyve vermediğini? Kıtlık zamanı kurtarıcı haline gelen patatesin uzun süre şekli şemali yüzünden mutfaklara giremediğini? Artun Ünsal, Nadide Bir Goncadır Enginar’da meyve ve sebzelerin renkli dünyaları arasında keyifli bir yolculuk yapıyor: Etimolojiden ve mitolojiden yararlanarak âdeta bir dünya tarihi panoraması sergiliyor, doğru bilinen yanlışları düzeltiyor, yepyeni bilgiler sunuyor, aralara lezzetli tarifler serpiştiriyor. Ayrıca Türkiye’de zeytinciliğe ve zeytinyağı üretimine de yakından bakıyor. Tüm bunların yanında okuru elinden tutup bir çarşı pazar turuna çıkararak, geçmişten günümüze buralardaki rengârenk ortamları sergiliyor. “(...) yiyeceklere dair çeşitli gazetelerde ve dergilerde yayımlanmış (...) yazılarım da bir araya gelmek için bir kenarda beni bekleyip duruyordu yıllardır. Sadece onlar mı? Katıldığım çeşitli toplantılarda sunduğum bildiriler, raporlar da şöyle bir gözden geçirilmeyi, genişletilip ya da kısaltılıp, sonuçta bir kitap donunda daha kalıcı bir hale gelmeyi de hak ediyorlardı sanırım." ARTUN ÜNSAL
İsmet Galip Yolcuoğlu
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Yaşayan organizmalar olarak, yapmamız gereken stresten kaçmak, uzağa gidip rahat edeceğini düşünmek gibi sağlıksız düşüncelerin esiri olmak değil, “stresimizi işlevsel biçimde yönetebilmeyi, tam anlamıyla öğrenebilmek”tir. Stresimizi yönetebilmek için, derin nefes alma alışkanlığı, esinlenme, özgüven, derinlemesine kitap okuma, sanat etkinlikleri vb. “aşkın yaşantılarla” sürekli farkındalıkla, kendimizi daha iyi hissetmenin ne demek olduğunu anlayabilmemiz gereklidir. Zaten “bilgi” dediğimiz olgu, insanın yeryüzündeki sorunlarının çözümüne katkı sağladıkça, paylaşıldıkça daha fazla anlam kazanan bir değerdir. Piyasada onlarca stres kitabı varken, bu kitabın farkı nedir? Diye sorulabilir. Bu kitap, onbinlerce stresli bireyle görüşmeler yapmış, yirmi beş yıla yaklaşan klinik sosyal hizmet uzmanlığı ve yöneticilik deneyimlerimin süzgecinden, farklı bir bilim dalının bakış açısından, stres konusunun “güncel bilgilerle” ve çok farklı yaklaşımlarla irdelenmesi girişimidir. Daha huzurlu ve mutlu, daha az stresli bir yaşam sürebilmek için, karşılaştığımız streslerle nasıl başa çıkacağımıza dair, geçerli bir yol haritasıdır. Bu çalışma, binlerce dertli insanı dinlemiş ve onlardan birçoğunun sorunlarını çözmüş, yeni kaynaklar yaratmış, çaresiz insanlarla toplumun olanakları arasında bağlantılar kurarak, insan kaynağının gelişmesine katkılar yapmış sürekli mesleki uygulamaların içinde yer alan bir sosyal hizmet akademisyeninin, deneyimlerinden süzdükleridir. Yolunu kaybetmiş binlerce insana yön göstermeye çalışan, insana yardım profesyonelleri, heybelerinde ve kendi yeryüzü maceralarında biriktirdiklerini paylaşırlarsa, okyanusun ortasında yalnız kaldığını zannedenlere, hiç değilse yalnız olmadıklarını ve yaşamın olduğu her yerde, sürekli tazelenen umudun olduğunu hissettirir. Yoksa bilinmelidir ki, “kimse varoluşun acılarından, kaçınılmaz streslerinden ve hayal kırıklıklarından muaf değildir”. Yaşamak; bir hastalıkla yaşamayı öğrenmek gibi, öngörülemeyen acılar çekmek, beklenmedik hayalkırıklıkları yaşamak ve bütün bunlardan, yeryüzündeki öznel yaşamına bir anlam verebilmek ve kendi konumuna bir pay çıkartabilmek, yazgısını bunlarla inşa edebilmektir.
Jonathan Clements
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

1 Ekim 1949 günü Başkan Mao Zedong, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmek üzere Tiananmen’in balkonuna çıktı ve kalabalığa şu meşhur sözlerle seslendi: “Bizler, 475 milyonluk Çin halkı olarak ayağa kalktık ve önümüzde çok parlak bir gelecek var.” Mao “ayağa kalkmaktan” söz ederken haklı. Gerçekten de Çin bir zamanlar epey kalabalık ve dizleri üzerine çökmüş bir ülkeydi. 20. yüzyılın başlarında kukla hanedandan kurtulup ayağa kalkma mücadelesine girişen Çin toplumu önce Mao’nun, ardından Deng Xiaoping’in parlak vaatlerine umut bağladı. Çin bugün dünyanın en büyük ekonomileri (ya da süper güçleri) sıralamasında ABD’nin ardından ikinci sırada. Yüzyıl önce New York’ta uğuldayan küresel kapitalizmin arı kovanı, bugün Çin’in doğu kıyılarının tamamında çınlıyor. Diğer yandan, dünyanın her köşesinde nüfuz ve manevra alanı kazanan Çin’in son otuz yılda sergilediği bu parlak başarıların bir de arka planı var. “Made in China” etiketini kaldırınca, altından çevre tahribatına dair raporlar çıkıyor. Eğitimli veya eğitimsiz, ülkedeki tüm gençlere dayatılan ve sabah 9’dan akşam 9’a, haftada altı gün mesai anlamına gelen “9-9-6 istihdam rejimi”, yeni neslin parlak gelecek hayallerini çoktan söndürdü. Bu esnada ülkenin siyasi ve ekonomik seçkinleri de gücüne güç katarak denetim aygıtlarını sıkılaştırmaya devam ediyor. Geçmişte Mao’nun hesapsızca giriştiği çılgın projeler yüzünden ağır bedeller ödeyen Çin halkı, küresel güç mücadelesine girişen günümüz Pekin yönetimini ve sermayesini yine sırtında taşıyor. Jonathan Clements, elinizdeki kitapta bütün bu tarihi, Çin’i Çin yapan dönüm noktaları ve dönüşüm dinamikleri üzerinden ele alıyor. Çin uzmanı siyaset bilimci Ceren Ergenç de bu kitap için kaleme aldığı sonsözde, Xi Jinping yönetimi altındaki Çin’in gidişatını birinci elden değerlendiriyor. Çin Nasıl Çin Oldu? modern Çin’i merak eden herkes için derli toplu bir başvuru kaynağı. (Tanıtım Bülteninden)
George Ritzer
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Çağımızın önde gelen sosyologlarından Ritzer bu kitapla, öğrencilere ve sosyoloji hakkında fikir sahibi olmak isteyen herkese, toplumsal dünyaya sosyolojik bir perspektifle bakabilme fırsatı sunmaktadır. Kavramların ve teorilerin içini boşaltmadan, herkesin rahatça anlayabileceği şekilde sadeleştirilmiş bir dille okurun rahatlıkla sosyoloji alanına “giriş” yapmasına imkân vermektedir. Kitap boyunca verilen bilgiler, okurun kişisel ve toplumsal deneyimleriyle sorgulatılarak interaktif bir öğrenme süreci yaşatmaktadır. Kitabın genel akışının sosyolojinin en temel konuları üzerinden ilerlemesi, geleneksel sosyoloji teorileri ve erken sosyologlar ürettiği kavramlarla, güncel meseleler ve bu meselelere yönelik üretilmiş kavram ve teorilerin bütünlüklü bir şekilde sunulmasını sağlamaktadır. Bu sayede, bir yandan toplumun ve sosyolojinin sürekli değişen doğası, öte yandan bazı değişmeyen temel yapılar, antagonizmalar ve toplumsal ilişkiler sunulmaktadır. Kitabın başlıca konuları, hem günümüz sosyolojisinin hem de günümüz bireylerinin temel ilgi alanları olan küreselleşme, tüketim ve internettir. Ancak kitap boyunca, bireyin zihninden toplumsal yapılara, hatta küresel ölçekteki örgüt, yapı ve kurumlara kadar uzanan mikro-makro sürekliliği üzerindeki neredeyse her alana değinilmiştir.
Timothy May
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

AT ÜSTÜNDEKİ SAVAŞÇILAR: MOĞOLLAR... “Bundan sonra soyumdan gelenler arasından çok sayıda imparator çıkacak. Eğer onlara hizmet eden büyükler ve savaşçılar yasaya harfiyen uymazlarsa imparatorluk sarsılacak ve sona erecek. Keşke bir [Cengiz] Han’ları olsa diyecekler ama olmayacak.” - Cengiz Han (Reşîdüddîn, Câmiü’t-Tevârih) Moğolistan tanımlanması zor bir bölge. Bozkırdaki göçebelerin etkileşimde bulundukları ve bilinen tarihin büyük bir kısmı boyunca egemen oldukları Moğolistan platosu Hunlar, Siyenpiler, Cücenler, Göktürkler, Uygurlar ve başkaları olmak üzere, sayısız imparatorluğa ev sahipliği yaptı. Bu halkların çoğu sınırlarını Moğolistan platosunun ötesine taşıdı ve etkileyici imparatorluklar kurdular ancak hiçbiri Avrasya haritasını ve dünyanın çehresini kalıcı şekilde değiştirecek Moğol İmparatorluğu kadar etkili bir miras bırakmadı. Moğollara dair çok sayıda kitap ve makale kaleme alıp alana yeni bir soluk getiren Timothy May’in elinizdeki çalışması bütüncül bir Moğol İmparatorluğu Tarihi’dir. İmparatorluk öncesi Moğolistan’ın vaziyetiyle başlayan çalışma; Cengiz Han’ın yükselişiyle birlikte Moğolistan’ın birleşmesini, Moğolların Moğolistan’dan çıkışını, imparatorluğun kurumlarını, Ödegey’in ve Güyük’ün saltanatını, Möngke ve Tuluyoğulları devrimini, Yuan İmparatorluğu’nu, İlhanlıları, Çağatay uluslarını, Altın Orda devletini, Moğolların Müslüman dünyada oluşturduğu kaygıyı ve onlarla olan ilişkilerini enine boyuna inceliyor. Kitabın son bölümünde Cengiz Hanedanı’nın tarih sahnesinden çekilişi ve Karaçuların yükselişi anlatılıyor. Şamanları, okçuları, düğün alayları, yemek kültürleri, yasaları, idari krizleri, saray entrikaları, mimari yapıları ve askerî stratejileri ile birlikte kitap Moğolları anlama noktasında eşi bulunmaz bir kaynak özelliği taşıyor. Timothy May’in kaleminden Moğol İmparatorluğu, Doğu Asya’nın uzak kıyılarında göçebe bir toplum olarak doğmuşken çok kısa denilecek zamanda coğrafyaları birbirine katan, tarihin en geniş kıta imparatorluğu olma özelliğini taşıyan Moğollara ilişkin yeni bilgilerin ışığında en güncel bakış açısını sunuyor.
Prof. Dr. Ayten Altıntaş
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Bu kitap kokulu gülün eski tıptaki tedavi edici etkisini anlatmak amacıyla hazırlanmıştır. Eski tıbbın ilaçları arasında yer alan gül, yılların tecrübesi ve süzgecinden geçerek Osmanlı tıbbında da yer edinmişti. Tedavi amacıyla kullanılan gül suyu, gül macunu, gül şerbeti, gül yağı formülleri bugünkü tıbba tanıtılmak istendi. Bu amaçla kısa da olsa gülün tarihteki, edebiyattaki, mitolojideki ve sanattaki yerine değinildi. Bu serüven inanılmaz zenginlikteydi ve bu kitapçığın sınırları içine ancak bir damlası konabildi. Güzel kokunun insanlık tarihindeki önemi, nasıl üretildiği, ticareti, kullanılışı ve bu kapsamda güzel kokunun en narin kaynağı olan gül anlatılmaya çalışıldı. Gülün damıtılması ile elde edilen gül suyu hem koku dünyasının vazgeçilmeyeni hem de ilaçların ham maddesi idi Osmanlı hekimlerinin vurgulayarak tekrar ettikleri şey; gül suyunun beyni ve aklı güçlendirdiği, ruhsal ve duygusal yapıları kuvvetlendirdiğ, beden ve yaşam gücünü arttırdığı, heyecan dn oluşan kalp atışlarını düzenlediği, baş arısını ve mide bulantısını geçirdiği, göz ağrılarını, göz kızarıklıklarını tedavi ettiğidir....
İsmet Galip Yolcuoğlu - Elif Yolcuoğlu
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

İnsan ne ile yaşar ?İnsanın içinde ne var ? Yaşamın doğası ve gerçek anlamı nedir ? İnsana verilmeyen bilgi,insanın doğuştan bilmediği nedir ? Daha önceleri,yaratıcının insana yaşamdan tad alması için Arzular,istekler ve tutkular bağışladığını düşünürdüm. Yarım yüzyıl yaşadıktan sonra bugün ise anladığım şu,gerçek bunun kat kat aşıyor ve ne yazık ki bize verili bir durum değil ? (Lev Tolstoy,1828-1910 Esinlenerek) Ama yine de bilimin ulaştığı nokta,yolumuzu aydınlatıp,bizi evimizdeki kadar sıcak ve huzurlu hissettirmeye yetecek kadar fazla… Bu metin,bilgi toplumunda bilgeliğin ve çalışkanlığın bir toplumu nasıl dönüştürebileceğine vurgu yapan,dolu bir felsefi-antropolojik-sosyolojik ve psikolojik okuma… Doğrusu,Alev ALATLI’nın dediği gibi,devasa bir okyanusta,fırtına ve dalgalarla boğuşan bir geminin yelkenleri,o teknenin gidişatına ne kadar hakim olabilirse,akıl ve mantık da insanlara o kadar hakim olabilir ! Yaşam,mutluluğun peşinde erdemle koşmak ve acıdan kaçınmaktan ibarettir. Sosyal bilimlerin ‘insan hakları’ kabulünde,tüm insanlar eşit yaratılmıştır ve devrolunmaz,vazgeçilmez haklarla donatılmışlardır :’yaşama,özgürlük ve mutluluğun peşinde koşma hakkı…’ Yüksek bilgilerle donanmış toplumlar,kolektif,toplumsal mutluluğu’hakedebilirler
Thomas Bauer
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Orta Çağ kavramı, kullananların düşündüğünden daha fazla hasara neden oluyor. “İslam’ın Orta Çağı” kavramı ise büyük ölçüde tartışılmamıştır. Peki, “İslam'ın Orta Çağı" ifadesi aslında neyi tanımlıyor? Modern Çağ öncesi İslam kültürlerini ele almamızda bu ifadenin ne gibi etkileri var? Kültürlerarası karşılaştırmalarda bu kullanımın sonuçları nelerdir? İslam çoğu zaman Orta Çağ’da takılıp kalmakla suçlanıyor. Peki, ya İslam’ın Orta Çağı yoksa? Thomas Bauer, Neden İslam’ın Orta Çağı Yoktu? -Antik Çağ’ın Mirası ve Doğu- kitabında, “Orta Çağ” olarak adlandırılan dönemde Avrupa’da kayıp kültürlerin yalnızca harabelerine rastlanırken, İslam dünyasında bayındır şehirlerin bulunduğunu ve bilimlerin bütün canlılığıyla gelişmeye devam ettiğini gösteriyor. Almanya’nın en çok satan kurgu dışı kitaplarından biri olan bu kısa başyapıt, reforma ihtiyaç duyan “İslami Orta Çağ” görüşümüzü yerle bir ediyor. Doğu’nun antik kentlerinde hamamlar, camiler, kiliseler ve diğer büyük taş yapıtlar ayakta kalırken, o dönemin Avrupa’sında bunlar birer harabe haline gelmişti. Oysa Doğu’da hekimler Galen’in tıbbını devam ettirmişler; doğa bilimleri ve edebiyatta birbirinden eşsiz eserler kaleme alınmıştır. Doğu’nun günlük hayatında bakır sikke, kiremit, cam gibi gündelik hayatın önemli unsurları yaygın bir şekilde kullanılırken, Avrupalılar bunları ancak Yeni Çağ’ın başında (tekrar) keşfetmişlerdir. Bauer, antik kültürün Endülüs’ten Kuzey Afrika ve Suriye üzerinden İran’a kadar yaşamaya nasıl devam ettiğini, neden 11. yüzyılın Hindukuş’tan Batı Avrupa’ya kadar bütün Avrasya’da, daha sonra Yeni Çağ’da da takip edilecek bir dönüm noktası olduğunu somut bir şekilde anlatıyor. Thomas Bauer bu kitabıyla, alışagelmiş çağ sınırlarını ikna edici bir şekilde yerinden ediyor ve Doğu ile Batı’ya dair klişeleşmiş görüşleri bir bir çürütüyor. Çalışmalarıyla 2013 yılında Gottfried-Wilhelm-Leibniz-Ödülü’ne ve 2018 yılında Tractatus Ödülü’ne layık görülen Thomas Bauer’in Neden İslam’ın Orta Çağı Yoktu? -Antik Çağ’ın Mirası ve Doğu- kitabı da 2019 yılında WBG (Bilimsel Kitap Topluluğu) Beşeri Bilimler En İyi Kitap Ödülü’nü kazandı.
David Nicolle
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Tarihin en büyük savaşlarının ayrıntılı dökümleri, hasım kuvvetlerin stratejileri, taktikleri, askerî harekâtın düğüm noktaları. Osmanlı kalelerinin mimari özellikleri, stratejik önemleri, tarihi gelişimleri. Garnizon yaşamı, sınır boylarında savaş ve barış tecrübeleri. Çok çeşitli mimari gelenekleri bünyesinde barındıran Osmanlı İmparatorluğu, hem Bizans’ın hem de ortaçağ Ortadoğu’sunun mirasçısıydı. Bu geleneklerden beslenen Osmanlılar istihkâmcılıkta farklı üslupların bir sentezini yarattıkları gibi buna Avrupalı hasımlarından öğrenebildiklerini de eklediler. Sonuçta vücut bulan bir dizi kale, incelikli olmakla beraber mutlak surette işlevselliği ön plana almaktaydı; zira Osmanlılar kaleleri nadiren iktidar ve prestij kaynağı olarak kullanmışlardır. Bu kaleler çoğu kez devasa ve bir hayli tahripkâr toplara da ev sahipliği yapıyordu. Osmanlılar işte bu yapılar ve silahlar sayesinde, stratejik önemi yüksek Türk Boğazları başta gelmek üzere, idarelerinde bulunan coğrafyalardaki düğüm noktalarına yüzyıllarca hükmetmişlerdir. Osprey askeri tarih dizisinin İslam ve Ortadoğu tarihi uzmanı Dr. David Nicolle, elinizdeki kitabında, günümüze değin Batılı tarihçilerce genelde görmezden gelinmiş Osmanlı kalelerinin stratejik önemini ve fiziki inşaatını inceliyor. Adam Hook’un incelikli illüstrasyonları ise Osmanlı kale mimarisi kadar bu istihkâmlardaki yaşamı da tekrar hayata döndürüyor. . (Tanıtım Bülteninden)
Kahraman Şakul
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

1683 II. Viyana Kuşatması, Osmanlı Devleti’nin kara/nlık günlerinin önsözü… Askerî tarihçi Kahraman Şakul, bozgunun Doğu-Batı arasında kalan imgesi üzerine arkeolojik kazı yapıyor, ‘bizim cephe’nin Alaman Dağı’ndaki acı saatlerini yeniden işletiyor. Akademik disiplinin satır aralarında, Kara Mustafa Paşa, Vânî Efendi, Evliya Çelebi, Murad Giray, İbrahim Paşa, IV. Mehmed, Sobieski, Lothringen Dükü Karl ve İmparator Leopold portreleri üzerinden kuşatan ve kuşatılanın ortak trajedisiyle karşılaşacak, 1526 Mohaç Zaferi’nin gölgesinde geçen 157 senelik filmin sonunda, yenilgiden dönen Osmanlı’yla ‘düşman’ın yengi naralarının iç içe geçtiği bir literatür okuyacaksınız. Viyana kapılarında bırakılan Türk Cihan Hakimiyeti Mefkûresi'nin Yedi Başlı Ejder'in sesinde eriyip gittiğine şahit olacak, bu mücadelenin nasıl Kızılelma ve İslamofobi mengenesine sıkışıp medeniyetler çatışması tezine malzeme edildiğini görecek, kuşatan ve kuşatılanların ortak kaderini objektif bir vizörden seyredeceksiniz. Elinizdeki çalışma, muharebe odaklı eski askerî tarihçilik ile multidisipliner yeni askerî tarihçiliğin bir arada olduğu, sivillerin mağduriyetine yer verildiği bir tarih anlatısı. Kahraman Şakul, “Viyana ya fethedilseydi?” sorusunun izinde, görsel malzemeyle zenginleştirdiği kitabında, dönemin panoramasını çiziyor, Viyana kapılarında kalan Osmanlı ütopyasının eskizlerini çıkarıyor.
Hilde Otsby - Ylva Otsby
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Nasıl oluyor da önem verdiğimiz şeyleri unuturken, önemsiz şeyler aklımızdan çıkmıyor? Her şeyi hatırlayan insanlar var mı? Peki ya her şeyi unutan? Bizi oluşturan hücreler dışında bir insanı yaratan hafızasından başka nedir? Benliğimiz, kimliğimiz, ve düşüncelerimiz hatırladıklarımızdan ibaret. Hafıza Hakkında Bir Kitap, hafızanın arkaik tarihinden günümüzdeki deneylere kadar hafıza üzerine araştırıyor. Yazarlar, taksi sürücüleri, nöroloji uzmanlarıyla konuşup, her şeyi hatırlayan insanlardan, her gün kendini yeniden tanıyanlara kadar geniş bir kitleyle ile iletişim halinde hafızanın günlük hayattaki karşılığını arıyor. Biri romancı ve diğeri nöropsikolog iki kardeş Hilde ve Ylva Øtsby beraber yazdıkları kitapta beynimizde denizatı şeklinde kıvrılmış olarak duran hipokampüsten başlayarak hafızanın derinliklerine dalıyorlar (Tanıtım Bülteninden)
Wendy Wood
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

• Alışkanlıklarımız nasıl oluşur? • İyi alışkanlıklar nelerdir ve günlük yaşamın tuzakları arasında bu alışkanlıklarımızı nasıl koruruz? • Kötü alışkanlıklarımızdan nasıl kurtuluruz? • Alışkanlıklarımız bizi yönetebilir mi? • Zihnimizi nasıl kontrol ederiz? Günümüzün büyük bir kısmını, hiç düşünmeden yaptığımız hareketler-le geçiririz. Bunun nedeni, eylemlerimizin neredeyse yarısının bilinçli seçimler olmaması ve bilinçli olmayan zihnimizin vücudumuzu, öğrenilmiş davranışlara göre hareket etmek üzere dürtmesidir. Çevremizdeki insanlara verdiğimiz tepkiler, bir toplantıdaki davranış şeklimiz, rutin olarak yaptığımız alışveriş, egzersizlerimiz, yediklerimiz, içtiklerimiz... Karmaşıklıkları bakılmaksızın her gün yaptığımız birçok şey, aslında farkındaliğımızın dışında işler. Bunları otomatik olarak yapıyoruz ve farkına varmadan hayatımızın merkezine oturtuyoruz. Zaman zaman da bazı alışkanlıklardan kurtulmak isteriz çünkü bunların hepsi olumlu değildir. Bu durumda ise iradeye güveniriz. Kararlılığımızın ve niyetimizin olumlu bir değişim için yeterli olacağını umarak bilinçli benliğimize döneriz. İşte bu yüzden neredeyse hepimiz başarısız oluruz. Peki, neden? Yaptığımız çoğu şeyi, zihnimizin olağanüstü gücü belirliyor olabilir mi? Wendy Wood, alışkanlıkları nasıl oluşturduğumuza dair bu etkileyici bilimsel yöntemi açıklamak için otuz yıllık orijinal araştırmalardan yararlanıyor ve aradığımız değişiklikleri yapmak için zihnimizin kilidini açacak anahtarı sunuyor. Sinirbilim, yaka çalışmaları ve deneylere dayanan İyi Alışkanhklar, Kötü Alışkanlıklar kapsamlı, erişilebilir ve hepsinden önemlisi, hayatımızın neredeyse her yönü hakkında düşünme şeklimizi değiştirecek derinlikte bir kitap. Wood, alışkanlık oluşumunu ustaca inceliyor ve daha iyi alışkanlıklar edinmek için bu bilgiden nasıl yararlanabileceğimizi anlatıyor. Açık ve net çalışması, istediğimiz hayatı inşa ederken iradenin neden tek başına yetersiz olduğunu gösteriyor ve kendinde olumlu değişiklikler yapmak isteyenler için gerçek bir umut sunuyor. (Tanıtım Bülteninden)
Alexander Bevilacqua
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Şark Kütüphanesi, Batı’nın İslam algısının büyük ölçüde dönüşüme uğradığı 1650-1750 arasındaki dönemi ele alınıyor. Okuyucu, entelektüel yaşamın başkenti İstanbul başta olmak üzere Kahire, Halep ve Şam gibi Osmanlı İmparatorluğu’nun ilim merkezlerine; oradan Roma, Paris, Leiden, Londra ve Oxford gibi Avrupa Aydınlanmasının simge kentlerine doğru keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Farklı dillerden, siyasal eğilimlerden ve inanç geleneklerinden bilginler, seyyahlar ve hamiler marifetiyle on yıllar boyu Avrupa kütüphanelerine taşınan Şark elyazmalarının Avrupalıların bilgi ve kavrayış dünyasını nasıl dönüştürdüğünü çarpıcı detaylarla ortaya koyuyor. Doğu ile Batı arasındaki entelektüel etkileşimin canlı bir dönemine dikkat çeken bu kitap, öteki ile karşılaşmanın önyargıları yıkıcı etkisinin tarihi bir örneğini sunuyor.
Leyla Neyzi
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Son yıllarda beyin üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, hatırlama sürecinin bir muhafaza sistemi veya bir bilgisayar gibi çalışmadığını gösterdi. Hatırlama anında basit bir şekilde geçmişte depolanmış bilgiye ulaşılmıyor, bunun yerine bellekteki veri, hatırlama anının özellikleriyle harmanlanarak yeniden oluşturuluyor. Bu nedenle, belleği araştırırken geçmiş kadar, güncel bağlamı ve bu ikisi arasındaki ilişkiyi de dikkate almak gerekiyor. Bellek konusunun sosyal bilimlerde yoğun olarak araştırılması, sözlü tarihin bir akademik disiplin olarak gelişmesiyle başladı. Arşivde çalışmaya yönelik klasik tarihçilik yönteminin toplumda göreceli olarak güçsüz konumdaki kadınlar, azınlıklar, göçmenler gibi kesimleri araştırmak için yeterli olmadığını savunan sözlü tarihçiler, özellikle bu gruplara ait bireylerin yaşam deneyimlerini kendi ağızlarından dinleyerek onların da tarihe dahil edilebilmesini sağlamaya çalıştılar. Türkiye'de de son zamanlarda giderek gelişen bu alanın önemli isimlerinden Leyla Neyzi tarafından yayına hazırlanan Nasıl Hatırlıyoruz? Türkiye'de Bellek Çalışmaları, hat sanatının günümüze intikalinden 12 Mart romanlarına, bir ulusal bellek mekânı olarak Anıtkabir'den Türkiye'de çalışan Moldovalı kadınlara kadar geniş bir yelpazede dolaşırken, hatırlama sürecini incelemenin aynı zamanda unutma sürecinin farkında olmayı gerektirdiğini de gösteriyor. (Tanıtım Bülteninden)
Douwe Draaisma
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Bellek, sakladığı anılar konusunda "canı nereye isterse oraya oturan bir köpek gibi" keyfi midir? Yakın geçmişteki anılarımızı doğru düzgün hatırlayamazken, nasıl olup da en eski anılarımızı daha dün olmuşçasına net bir şekilde hatırlarız? Ölüm anında hayatımız neden "bir film şeridi gibi" gözlerimizin önünden geçer? Belleğin zaman algımız üzerindeki etkisi nedir? Çocukluğumuzda bir ay gibi bir zaman dilimi bize son derece uzun gelirken, yaşlandığımızda aylar ve yıllar nasıl olup da biz anlamadan geçip gider? Daha önce Bellek Metaforları adlı yapıtını yayımladığımız Douwe Draaisma, otobiyografik belleğin işleyişini incelediği bu kışkırtıcı kitapta, dünyayı ve kendimizi algılayış biçimimize ilişkin pek çok ilginç soruya yanıt arıyor. Bir akademisyen titizliği ve şair duyarlılığıyla kaleme alınmış bu eserde dejavu, ölüm anında yaşananlar, "aptal dâhi"lerin zihin yapısı ve şiddetli travmaların bellek üzerindeki etkisi gibi sıradışı fenomenler mercek altına yatırılıyor.Yaşlandıkça Hayat Neden Çabuk Geçer akıcı anlatımıyla bir edebiyat eseri gibi okunan, okura hem bilimsel hem de bireysel düzeyde seslenen başarılı bir çalışma.
Daniel L. Schancter
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Evden çıkarken kapıyı kilitledim mi acaba? Anahtar daha biraz önce elimdeydi, peki şimdi nerede? Bu kadını tanıyorum, ama adı neydi, dilimin ucunda… Ne yaparsam yapayım, onu bir türlü unutamıyorum. Hepimiz, hatta genç olanlarımız bile, sürekli bu tür durumlarla karşı karşıya kalmışızdır. Daniel L. Schacter, Hafızanın Yedi Günahı adlı kitabında hepimizin şikâyet edip yakındığı bu durumu örnekler ve bilimsel veriler ışığında, ama akıcı bir şekilde ele alıyor. Hafızamızın işlediği günahları tek tek sıralarken aslında bu günahların bir kusur değil, bir erdem olduğunun altını çizerek unutma ve hatırlamaya çok farklı bir pencereden bakıyor.
Jean Anthelme - Brillat Savarin
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Gasterea güzel sanatların onuncu perisidir: Damak zevklerini yönetir. Gastronomi, lezzeti zevk açısından olduğu gibi, acı açısından da ele alır; lezzetin yol açabileceği dereceli heyecanları keşfet-miştir, bunun etkilerini düzenlemiş ve kendisine saygısı olan bir insanın asla aşmaması gereken sınırları belirlemiştir. Mutfak sanatı, sanatların en eskisidir, çünkü Âdem aç doğ-muştur ve yeni doğan bebek bu dünyaya ulaşır ulaşmaz, ancak sütannesinin koynunda dinen çığlıklar atar. Sofra zevki her yaşta, her koşulda, her ülkede ve her gün vardır. Bu, diğer zevklerle birlikte yaşanır ve diğerlerini kay- bettiğimizde bizi avutan son zevk olarak kalır. Yeni bir yemeğin keşfi, insan ırkının mutluluğuna, bir yıldızın keşfinden daha çok katkıda bulunur. (Tanıtım Bülteninden)
Eric Jager
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Adam Driver, Jodie Comer, Matt Damon ve Ben Affleck'li kadrosuyla Ridley Scott'ın aynı adla uyarladığı eser: Son Düello “Tüm düellolara son veren düello”nun nefes kesen hikâyesi! İngiltere ile Fransa arasındaki yıkıcı ve uzun Yüz Yıl Savaşları döneminde, 1386 yılında Paris’te büyük bir düello gerçekleşti. Bir tarafta tecavüze uğradığını iddia eden bir leydi ve bu iddianın haklılığı için dövüşecek olan eşi Şövalye Jean de Carrouges, diğer tarafta ise masum olduğunda direten şüpheli Jacques Le Gris. Kralın da aralarında bulunduğu kalabalık bir seyirci kitlesi önünde zırhları, silahları ve iddialarıyla karşı karşıya gelen dövüşçüler ise adalet sisteminde büyük değişikliğe yol açacak bir olayın içinde olduklarından habersizdiler. Son derece karmaşık bir sosyal düzende adaleti, parlamento ve kral onayıyla girişecekleri ölümüne bir düello yoluyla arayan bu üç karakterin hikâyesi gerçek bir suç anlatısı olmanın yanında ortaçağ Fransa’sında derebeylik sistemi üzerine de özgün bir bakış içeriyor. Ortaçağ edebiyatı üzerinde uzman Profesör Eric Jager elyazmaları ve sahadaki titiz araştırmalarına dayanan eseriyle bu son düelloyu, dövüşçüleri ve onları bu noktaya getiren olaylar zincirini eksiksiz bir değerlendirme ve kurguyla okura sunuyor. “Bu gerilimli, kanlı hikâye okuru tuzağa düşürüyor… Vahşet ve yüksek seviyede siyasi manevralar, popüler tarihin bu muhteşem parçasına enerji katıyor.” –Kirkus Reviews
Derleyenler: Sami Gülgöz, Berivan Ece, Sezin Öner
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Birinci sınıfa başladığınız gün gözünüzün önüne geliyor mu? Öğretmeninizin yüzü, sesi, tahtadaki yazısı aklınızda canlanıyor mu? Peki, ailenizle yediğiniz son bayram yemeği neredeydi, hangi tarihteydi? Sofrada kimler vardı? Konuşulanları, yenen yemeği hatırlıyor musunuz? İşte tüm bu soruları bizim adımıza otobiyografik belleğimiz cevaplar. Bizi biz yapan bu parçamıza odaklanan Hayatı Hatırlamak, otobiyografik bellek kavramını araştırma yöntemleri, hatırlama ve unutma, anıların yaşam boyu dağılımı, dil ve kültür, istemsiz hatırlama, imgelem perspektifi, zamanda zihinsel yolculuk, anıları zihinde canlandırma, bağlanma ve hatırlama ilişkisi, otobiyografik bellek ve psikopatoloji, kişisel ve toplumsal bellek gibi yönlerden ele alıyor. Bir yandan eksiksiz bir kavramsal çerçeve kurmayı bir yandan da gelecekteki bellek çalışmalarına zemin hazırlamayı amaçlayan Hayatı Hatırlamak, psikoloji, psikiyatri ve nörobilim alanlarıyla ilgilenenler, özellikle de bellek üzerine çalışmalar yürütmek isteyenler için bir temel kaynak özelliği taşıyor.
Erving Goffman
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

“O hâlde insanlar ve onların anları değil, anlar ve o anların insanları vardır." Erving Goffman, 1967 yılında yayımlanan ve kariyerinde önemli bir dönemeç oluşturacak olan Etkileşim Ritüelleri adlı başyapıtında şöyle yazıyor: “Bu çalışma, doğal ortamlardaki yüz yüze etkileşime, yani başkalarıyla bir arada olduğumuz esnada ve bu vesileyle meydana gelen olaylara dair bir incelemedir. Ele aldığı temel davranışlar, insanların farklı durumlarda isteyerek ya da istemeyerek sürekli başvurduğu bakışlar, jest ve mimikler, duruşlar ve sözlü ifadelerdir." Goffman, burada da bir durumlar sosyolojisi savunur. Toplumsal örgütlenme ana konudur ancak örgütlenen şey, kişilerin birbiriyle karşılaşmaları ve bundan kaynaklı geçici etkileşim girişimleridir. Normatif olarak sabitlenmiş bir düzen söz konusudur. Goffman, kitabın ana gövdesini oluşturan “Aksiyonun Döndüğü Yer” başlıklı bölümde, son büyük etnografi projesi olan, Nevada’da bir kumarhanede yaptığı gözlemlerden yararlanır. Goffman kumarı da, bir anlamda her eylem gibi, benliğin “sunulduğu” ve ister istemez “riske” edildiği bir karşılaşma türü olarak ele alır. Bu riskli sunum, aynı zamanda aktörün etkileşime yaptığı duygusal yatırımın bir simgesidir de. Duygular sosyolojisinin gündeme gelmesinden çok önce Goffman, etkileşime hâkim olan duygusal tonları keşfetmişti. Ona göre benlikler duygusal açıdan kırılgandı; kolayca yaralanabilir, aldatılabilir, onurları kırılabilir ve mahcup olabilirlerdi. Ancak sadece kırılgan da değillerdi; bir o kadar da coşku dolu olabilirlerdi. Etkileşimler; başarısızlık, ifşa edilme, reddedilme gibi riskler barındırmakla birlikte, eğer bu türden tehlikeler savuşturulabilirse bir mükâfat vaadini de beraberinde taşıyordu. Asıl kumar buradaydı. Etkileşim Ritüelleri bu meselenin her iki tarafını da dikkate alan çarpıcı bir çalışmadır. Benliğin hem kırılganlıklarını hem de coşku ve heyecanlarını öne çıkarır. Ancak her ikisinin de hayatımızın farklı cephelerini oluşturduğunu ve etkileşim ritüellerinin insanlar arasındaki en sıradan ve mikroskobik faaliyetleri bile biçimlendirdiğini fark eden ve bizim de bunu fark etmemizi sağlayan, Goffman’ın dehasıdır.

Sayfalar