Kâbil’i tarihin ilk saldırganı yapan öge, gördüğü acı verici muameleye dayanmasını sağlayacak duygusal eğitimin eksikliğiydi. Peki, bu duygusal miras oğullarımızda hâlâ yaşıyor olabilir mi? Kâbil’i (kendi oğullarımızda) sil baştan yetiştirmemiz ve bu sefer ihtiyaç duyduğu duygusal farkındalığı da kazandırmamız mümkün mü?
Kâbil’i Yetiştirmek, sürekli ıstırap içinde yaşayan, üzgün, öfkeli, korkmuş, sessiz oğlan toplumunun ayrıntılı fotoğraflarını çekiyor: Bir oğlan “harbi” olmayı neden maçolukla eşleştirir? Her şeyi içine atmayı ve tek başına sırtlamayı neden bir güç göstergesi gibi algılar? Cinselliği neden hem kızlara hem de rakip hemcinslere üstünlük sağladığı bir arena gibi görür? İçkiye, uyuşturucuya ve şiddete eğilim gösterenler neden çoğunlukla oğlanlar arasından çıkar? Peki, anne babanın hem bireysel hem de bileşik etkisi oğlanları nasıl yönlendirir? Kuşkusuz, yetişkin dünyasındaki cinsiyetçi, ayrımcı, kolayca tehdit edilen, egemenlik kurmaya mecbur hisseden kişilik yapısının ve erkek şiddetinin tohumları çocuklukta atılır; kökleri de çektiği büyük acılar ve maruz kaldığı aşağılanma karşısında ne yapacağını bilememiş, dolayısıyla da bunlara uzun dönemler boyunca hiç ses çıkarmadan katlanmak zorunda kalmış küçük bir oğlandan beslenir.
Kindlon ve Thompson’a göre bunların altında “oğlan doğası,” “biyoloji,” “testosteron” veya “anne kabahatleri” değil, oğlanlara verdiğimiz hatalı, eksik ve toplumsal yönden yıkıcı bir duygusal eğitim vardır. Çözüm ise “duygusal okuryazarlık”tır. Oğlanların ödediği (ve yeri geldiğinde çevreye ödettiği) yüksek bedelin, maruz kaldığı (ve bıraktığı) zulüm kültürünün, çağdaş ve insanî toplumlar tarafından kabul edilmesi olanaksızdır. Dolayısıyla, oğlan yaşamındaki sosyal ve duygusal güçlükler tanımlanmalı, bunların yarattığı baskıyı kaldırabilmeleri için oğlanlara duygusal farkındalık ve empati becerileri kazandırılmalıdır.
Oğlanların yetişkinliğe uzanan yolda, farklı ortam ve koşullarda ne tür etkiler aldığını inceleyen Kâbil’i Yetiştirmek, onların duyarlı, ince düşünceli ve başkalarını umursayan erkekler olmasını sağlamak için ebeveyn ve öğretmenlere, ayrıca oğlan yaşamına etkide bulunan diğer herkese rehberlik edecektir. En önemlisi de annelere, oğlan ve erkek olarak hiç tecrübe etmedikleri bir dünyadan şaşırtıcı ve çarpıcı kesitler sunacaktır.
“Kâbil’i Yetiştirmek, oğlan ruhu dediğimiz o gizemli ve sihirli diyara dair, uzun süredir ihtiyaç duyduğumuz anlayış ve kavrayışı kazanmamızı sağlıyor. Her ebeveyn, öğretmen—ve oğlanların gelişip serpilmesini isteyen diğer herkes—bu kitabı okumalı.”