Romanın kahramanları Suad ve Süreyya birbirlerini çok severek evlenirler. Evliliklerinin üzerinden beş yıl geçmesine rağmen Süreyya'nın ailesiyle birlikte aynı evde oturmaktadırlar. Fakat evin havası, artık Süreyya'ya da Suad'a da sıkıcı gelmektedir. Aşırı otoriter disiplin düşkünü bir baba, çok konuşan görgüsüz bir enişte, evde her şeye karışan, meraklı ve dedikoducu bir kız kardeşin varlığı, onlarla aynı evde yaşamayı artık çekilmez bir hale getirmiştir. Süreyya, bir an önce bu evden ayrılıp denize bakan sakin bir evde yaşamanın, en azından yazı orada geçirmenin hayalini kurmaktadır. Ama maddi durumları böyle bir arzuyu gerçekleştirmeleri için uygun değildir. Suad'da Süreyya ile aynı düşüncelere sahiptir. Ve iyice sıradanlaşan evliliklerini tekrar canlandırmak için bir değişikliğe ihtiyaçları olduğuna inanmakla birlikte, yine de halinden pek yakınmaz. Fakat, kısa bir süre sonra Süreyya'nın hayali gerçekleşir ve Suad'ın babasından aldığı para sayesinde Boğaziçi'nde yalı kiralarlar. Amaçları yazı burada geçirip, tatil yapmaktır. Süreyya mutlu bir şekilde yazın ve denizin tadını çıkarırken, Süreyya'nın yakın akrabası olan Necib de davet üzerine yalıya gelir. Necip'in gelmesiyle birlikte, yalıdaki hava değişir. Necib ile Suad arasında, kısa zamanda duygusal bir bağ doğar. Burada başlayan duygusal ve samimi ilişki, yaz sonrası yalıyı terk edip daha önce oturdukları konağa dönmeleriyle de devam eder.
Türk Edebiyatının ilk psikolojik romanı olan 'Eylül'ü büyük bir beğeniyle okuyacaksınız