Basit Katalog

"Koza için hayatın sonu olarak görünen şeyi, ustalar kelebek olarak görür." Bu kitap, arayan insanlara ithaf edilmiş, kalabalıktan sıyrılıp sahicilik denilen yere, kendi yuvalarına dönme yolunu arama cesaretini gösterenlere sunulmuştur. Uyanma ve gerçek güce sahip olarak yaşama konsunda kararlılığınız sürekli olsun. Öğreneceğiniz dersler kolay gelsin. Ruhunuzun karanlık gecelerinin sayısı az, temposu yavaş olsun. Öyle parlak ışıldayın ki, ömrünüz sona ererken duraklayıp kendi kendinize, "işte, hayatını tümüyle eksiksiz yaşamış bir insan," diyebilin. - "Kaderini ancak sen keşfedebilirsin, senin için hazırlanmış yolu ancak sen bilebilirsin. Orası kalbinin seni davet ettiği yoldur. Nasıl ki koza kelebeği bilmez, halbuki kaderidir onun kelebek olmak. Ancak cesur olursa, cesaret ederse bir yumağın içinde sıkışmış kalmışlıktan, kabuğunu kırarak gökyüzüne, özgürlüğe kanat çırpar. İşte insanoğlunun hikâyesi de budur. Asla kaderini baştan bilmez ve eğer geçilmemiş yollardan geçmez, açılmamış kapıları açmazsa, sonunda bir anlamda açılmadan iade olacaktır. Uykulardan uyanmanın, özgürlüğe kanat çırpmanın zamanı gelmedi mi? Sözleri beni şoka sokmuştu. Cesaretimi topladım ve sordum: - Umarım sormamda bir sakınca yoktur, ama kimsiniz siz? - Adım Julian Mantle ve buraya senin rehberin olarak hizmet etmeye geldim. - Julian Mantle mı? Ferrari'sini Satan Bilge mi? Ciddi olamazsınız? Tüm gazeteler bu mucize adamın ülkeye dönüşünü yazıyordu. ... Ruhunuzun gizli kaynağı kabarmalı, mırıldanarak denize doğru akmalı; kendi sınırsız derinliklerinin hazineleri gözlerine gözükmeli. Ama bilinmeyen hazineni tartacak terazi olmamalı; Ve sen de bilgilerinin derinliğini değneklerle, sicimlerle ölçmeye kalkmamalısın. Halil Cibran, Ermiş Mezarcı, benim mezarımı kazdığında, sığ kaz da yağmuru hissedebileyim. Dave Matthews, Some Devil

Nobel ödülünü de aldıktan sonra dünyayı kaplamış olan ünü en yüksek doruğuna erişen Ernest Hemingway'in öykü ve romanları arasında en çok ilgi çekeni, en geniş bir okur yığınının beğenisini kazananı hiç kuşkusuz İhtiyar Balıkçı adlı yapıtıdır. Bir yaşlı balıkçının basit bir avlanma olayından çağdaş klasik edebiyatın gözde yapıtlarından birini çıkarabilmek gerçekten büyük ustalık isteyen bir iştir. Hemigway işte bu zor işin üstesinden gelmiştir. Onun bu unutulmaz başyapıtını; Ülkü Tamer'in çevirisi ile size sunuyor ve beğeneceğinizden kuşku duymuyoruz.

İhtiyar paçavracı Simon Potter'la kurduğu sıcak dostluk süresince, yaşamın yepyeni yönlerini keşfeden ve gerçek mutluluğun insanın kendi potansiyelini keşfetmesinde gizli olduğunu gören OGMANDINO, bilge dostunun eşsiz öğütlerini okuyucularıyla da paylaşmanın keyfini yaşıyor.

Bir yanımı, burada, bu insanlara bıraktım. Korktum onların yanında kendimi ele vermekten. Yanlarında ruhumu, düşüncelerimi, duygularımı, taslakların içine yerleştirdim. Çerçeveledim... Bir yanım çekip gitti, o ibret verici karanlık öykülere. Bu yüzden, bu ikiye bölünmüşlük ve hiçbir yere tam ait olamayış yüzünden, çok aşağıladım kendimi, çok kınadım... Ama farkındayım her şeyin. Ne kadar çelişkiye düşersem, ne kadar çok hissedersem parçalanmışlığımı, aşk o kadar çok birikiyor içimde... Aşk, ölüm gibi bakıyor bana. Her geçen gün güzelleşen bir ölüm gibi... Karanlık öykülerin aydınlığına battıkça...

Okurlarımıza Steinbeck / Bütün Eserleri dizimizin yeni kitabını sunuyoruz : AŞK OTOBÜSÜ Steinbeck'in son yapıtlarından olan AŞK OTOBÜSÜ, yine toplumsal bir konuyu ele alıyor; insan ilişkileri... Bir rastlantıyla bir araya gelen işi, geliri, eğitimi farklı insanların kısa birliktelikleri, birçok ilginç olayı birlikte yaşamaları anlatılıyor. Kimi tatil, kimi iş gezisi, kimi yeni bir yaşam kurmak için yola çıkan insanları, umulmadık olaylar beklemektedir. Yazar; bu insanların yaşama bakışlarını, istediklerini, beklentilerini, bir bakıma hepsinin ruhsal durumlarını da irdeleyen açık seçik bir tablo çizer. Bu tabloda elbette çevre ve doğa da bütün incelikleri, güzellikleriyle yer alır. Düş dünyaları, algılamaları farklı, kimi geleneklere bağlı, kimi 'an'ı yaşayan insanlar birlikte ilginç bir serüven yaşarlar.

Çağdaş Japon edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olan ve 1968 Nobel Edebiyat Ödülü'nü de kazanan Yasunari Kawabata'nın en ilginç romanlarından birini, “Go Ustası”nı sunuyoruz. Geleneksel bir oyun çevresinde geçen bu romanda, Kawabata, iki insanın birbirleriyle çelişen son derece karmaşık dünyalarını ve bunların yanı sıra, hâlâ Doğu kalmış bir Japonya'yı ve Japon insanını gözler önüne seriyor. “Go Ustası”nın yılın en ilgi çekici romanlarından bir olacağına inanıyoruz..

19. Yüzyılın sonuna doğru Almanya ile Avusturya'da etkili olmaya başlayan Pozitivizm, gerçekte maddeciliği hedef alan bir akım olmasına karşın, kurgusal, bilime yabancı bir doğa felsefesine, öznel-idealist dünya görüşlerine ve her çeşit diyalektik felsefeye karşı bir tepki saymaktaydı kendisini

İnsanlar arasındaki sevgisizliğe, ikiyüzlülüğe karşı çıkarken, para hırsı ve ayrımcılık üzerine kurulu toplum düzenine de acımasızca saldırıyor.