Konusu:
Ahmet dünya hayatında sadece kitapların satırları arasında okuduğu, varlığına inandığı, ama hiç göremediği kanatlı varlıklarla göz göze geldi. Titriyordu. "Bu bu" diyordu "sadece ölüm sonrasında yaşanacak olaylardır"
Gözlerindeki perde kalkmıştı. Görünmeyen varlıklar şimdi sanal dünyanın ürünü olarak değil, gerçeğin ta kendisi olarak karşısında duruyorlardı.
- Dur Ahmet nereye?
- Taziyeye katılacağım. Baksana eşim ve çocuklarım orada. Yanlarına gideceğim.
- Onlar zaten senin taziyendeler. Senin taziyeni kabul ediyorlar.
- Nasıl yani! Şimdi ben ölümüyüm?
- Maalesef artık fani hayatının üzerine topraktan yorgan çekildi. Bundan sonra ebedi yurdun için hazırlanacaksın.
Ahmet "ah!" etmenin fayda vermeyeceği bir dönemeçte olduğunu çok iyi biliyordu. Merak ettiği varlıklara tekrar baktı. Hiçte dünyada hayal edilen gibi değildiler. Kendilerine has apayrı özgün bir yapıları vardı. Kanatları da çok orijinaldi. Hiçte ressamların hayalindekilere benzemiyordu.