Konusu:
Rahip Santoro’nun öldürülmesi, Mc Donald’s’ın bombalanması gibi pek çok olayla gündeme gelen Trabzon’daki "derin" örgütlenmenin arkasında kimler var?
Dink cinayetinde tetiği çekenler ve emir verenler daha önce de pek çok olaya karıştıkları bilindiği halde nasıl bu kadar rahat hareket edebiliyorlar?
Cinayetin göz göre göre gerçekleşmesine kimler duyarsız kaldı?
Cinayette devletin rölü var mı?
Hrant Dink’in öldürülmesi kimlere hizmet ediyor?
Dink cinayetinin arkasında hangi parti var?
Dink’in katillerine, "kahraman" olacaklarını düşündüren dünyaları nasıldı? O dünyanın insanları kimlerdi?
Bu sorulara yüzlercesini daha eklemek mümkün. Elinizdeki kitap, binlerce evrakın incelenmesi, deliller, zanlı ve tanık ifadeleri, telefon konuşma kayıtlarından yola çıkarak Dink cinayeti üzerindeki perdeyi aralamaya çalışıyor.
Hrant Dink, Türkiye’de öldürülen 62. gazeteciydi. Öldürülüp hayattan koparılanlar sadece bedenler değil, fikir üreten zihinlerdi. Aslında hepsinin failleri belliydi. Tetiği çekenler de emri verenler de düşüncenin de düşünenin de toprağın altına gömülmesini istiyordu.
Siyasi cinayetlere yüzlerce aydınını, akedemisyenini ve gazetecisini kurban veren Türkiye’de hep ‘derin’lerde seyreden ve yıllar süren yargılamalara Dink cinayetinin de eklenmemesi demokrasi ve hukuk adına son derece önemli...