Konusu:
Küresel tarihler, genellikle tek bir yazarın ve tek bir perspektifin dar açısından yazılır, bu da kaçınılmaz olarak önyargıya yol açar. Peki, dünyanın farklı ülkelerindeki yazarlar ve vatandaşlar kendi tarihlerini nasıl görmektedirler? Bakış açılarını hangi temel olaylar ve etkiler şekillendirmiştir? Yabancı yorumcuların görüşleri ne kadar doğrudur?
Ülkelerin Tarihleri, ulusal tarihleri “içeriden bir bakışla” anlatan ilk kitaptır. Yirmi sekiz ülkeden yirmi sekiz önde gelen yazar ve araştırmacı, kendi ulusal tarihinin düşünce ve araştırma ürünü, merak uyandırıcı ve çoğu zaman coşkulu bir tarihçesini sunuyor. Ülkeler, her kıtayı ve her devlet biçimini temsil edecek biçimde seçildi: büyüklü küçüklü olgun demokrasiler, dinsel otokrasiler; binlerce yıldır var olan devletler ve 20. yüzyıl gibi yakın bir tarihte doğanlar. Bu ülkelerin tamamı dünya nüfusunun üçte ikisini oluşturur. Örneğin ABD’de ulusun “tarihsiz olduğu” miti hâlâ güçlüdür; fakat Çin’de tarihin üç bin yıllık emperyal otoriteyi meşrulaştırmakta önemli rol oynadığı görülüyor. Avustralya, Rusya ve Japonya gibi birbirinden çok farklı ülkelerde, ders kitaplarının içerikleri üzerine “tarih savaşları” şiddetle sürüyor. İran ve Mısır gibi ülkeler, günümüzde hiçbir biçimde karşılık bulamayan ihtişamlı tarihleriyle kutsanmış ya da lanetlenmiştir; Almanya gibi ülkelerse yakın geçmişin ıstırabına yaklaşmanın ve onunla uzlaşmanın yollarını bulmalıdır.
Dünyamıza hem renk katan hem de onu tehlikeye atan kültürel ve siyasi farklılıkları anlamak için bu temel ulusal hikâyelerin değerini bilmeliyiz. Önemli olayları listeleyen zaman çizelgeleri ve geniş bir yelpazede, itinayla seçilmiş illüstrasyonlar çeşitli ve geniş kapsamlı açıklamaları desteklemektedir. Düşünmeye yönelten bu güvenilir ve özgün kitap Modern Çağ için elzem bir başucu kitabı.
(Tanıtım Bülteninden)