Konusu:
Şairleri ve müzisyenleri dinlemek gerekir, sonluluğumuzun çekiciliğinde yaşamak gerekir, rüzgarla, denizle, oyunlarla, kahkahalarla, eğlencelerle, danslarla; ama zaman zaman da filozofları ve matematikçileri dinlemek ve düşüncemizi sonsuza ulaşmak için bir yay gibi germek gerekir. Çünkü bu sonsuza, tam da Cantor’un “sonsuz bir küme, sonsuz bir sayı olan omega vardır” dediği gibi, düşünce yoluyla bir hedefe varırcasına erişiriz. Bu ikisine, sonlunun sevincine ve sonsuzun gücüne sahip olursak, mutluluğa kavuşacağımıza inanıyorum. Mutluluk her zaman, sonlu ve de sonsuz olan bir şeydir.
Sonsuz karşısında geri çekilmemiz şaşırtıcı değil ve bu şekilde tanınan sonsuz karşısında geri çekilme eğilimindeyizdir. Pascal’ın dediği gibi: “sonsuz uzayların sessizliği beni korkutuyor”. Bir ürküntü, bir korku var, zira sonsuz sonuçta bizim sıradan varoluşumuzun ötesinde yer alıyor. Aynı zamanda da, bu bir şeyin bedeli ya da karşılığıdır. Her zaman sıradan hayata yerleşmeye razı olmak ile, yaşamda en azından bir kere, titreyerek de olsa sonsuzla karşılaşmak arasında bir dengedeyiz.