Alındığı Kurum:
Büyükçekmece Belediyesi Kutadgu Bilig Halk Kütüphanesi
Konusu:
"Ben hep kendi dünya görüşüme, kendi inançlarıma, kendi felsefeme yakın olan kaynaklardan okuyordum, dinliyordum, öğreniyordum. Aslında kendi doğrularımı daha çok doğrulayacağını düşündüğüm şeyleri seçiyordum. Fark ettim ki bu yaptığım aslında kendi etrafıma duvar örmek için daha çok taş, kaya toplama çabasıymış..."
"Demek ki; eğitim, okuduğumuz okullar silsilesi değilmiş bir başına. Ders kitaplarında anlatılanları öğrenmek de, anlayıp özümsemek de bir yere kadar. Ben öğrenmenin özgürleştirdiği bir bilincin olması gerektiğine inanıyorum. Yani bir bilgiyi beynimize kazımış olmanın, bize sadece onu biliyor olmanın ötesinde bir şey katmıyor olması ne gereksiz yük."
"Kendi hayatında kendi kararlarının ve seçimlerinin sonuçlarını kestiremeyen, kendi içinde kendini sorgulayamayan, sorunların farkına varamayan, sorumluluk ve duyarlılık güdüleri yeterince gelişmemiş, hayatının büyük kısmı başkalarının yönlendirmeleri ve dayatmaları ile geçmiş, kişilik bunalımı yaşayan yüzbinlerce bireye velilik verildikçe, delilik bence daha fazla hoşgörüyü hak ediyor."
"İnanmak ile başlar her şeyin temeli bence, demiştim. Ama hayatın ekseninde dönen şey, inandırmak sanırım. İnandırdığın ölçüde güçlüsün, haklısın, doğrusun, dürüstsün. Kendi hayallerine inandırdığı insanların hayallerini çalıp çırpabilen binlerce insanın yaşadığı bir dünyada, sanırım en az inanılan şey ilahi adalet. Bu da benim inancım."