Yazara Gore Listeleme

  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    84 Ayrım
    1428,55 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Jale Anıl
    Fakir Baykurt, 65 yaşına kadar olan yaşamını bölüm bölüm yazdı. Pek çok olayı, insanı özenle anlattı. Acısıyla tatlısıyla bir "nehir roman" çıktı ortaya. Yazınımızda örneği az. Akçaköy'de, o yüksek göklerin altında doğan, yoksulluk yüzünden köyün sığırını sıpasını güden çocuk, evlerinde bir tek kitap olmadığı, anası babası okuma yazma bilmediği halde nasıl ünlü bir öğretmen, yapıtları sahneye, perdeye aktarılan, yabancı dillere çevrilen bir yazar oldu? O öğretmen, o yazar nasıl çalıştı, savaştı? Fakir Baykurt doğruları ve yanlışlarıyla birlikte hepsini ortaya serdi. Özellikle yoksul halk çocukları, gençler, bunları sabırla okumalı. Bulacakları "öğrenceler" olabilir.
  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    35 Ayrım
    445,10 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Banu Tezcan
    İlk basımı 1973’de yapılan ve 1974 yılında Sait Faik Öykü Ödülünü alan Can Parası’nı yeniden okurla buluşturuyoruz: “Kavak hevesi tam bu işlerin içindeyken doğdu. Gezdiği köylerde kasabalarda kıpırtı yoktu daha. Radyodan duymuş, gazetelerde görmüştü. Fabrikanın 100 metre yukarısındaki Kozpınar’a rakı içmeye giderlerdi ara sıra. Çukur’dan, Zeytinköy’den bir kuzu alır, beş altı arkadaş otururlardı. Yeni gelmiş bir müdürü çağırırlardı kimi zaman. Arkadaşlar fabrikaya kadar arabayla gelir, yukarısını yürürlerdi. Güzel yerlerdi çünkü. Ekilmiş tarlaların, sebzeliklerin arasından geçerdi yol. Ağaçlar, kimi dalı meyveden kınla kınla, kimi de başlarını alıp göklere çekilerek, toprağın yüzünü gölgelendirirdi. İrfan’ın babası toprak işlerine dalmadı pek. Bu fabrikayı da Rumlar göçüp giderken Topal Aleksi’den aldı. Aleksi’nin fabrikası Tavas yolunun üstünde, Rum değirmeninin altında, kuytudaydı. Bir gün işe yarar diye değirmeni de satın aldı Hacı Kâmil. O günkü günde, Rumlar tatlı can derdinde! Para değildi değirmen filân? Tabii değirmeni alınca, arığını da almış oldu, tapuya öyle geçti.”
  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    24 Ayrım
    315,23 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Gül Uluğtekin
    Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran "sıradan insanı", yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor.
  • Fakir Baykurt
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    688,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran "sıradan insanı", yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor. İlk basımı 1982'de yapılan Duisburg Treni'ni yeniden okurla buluşturuyoruz: "Bu yanıtı doğru bulmuyorum. 18 yaşındayım. On dört yıldır bu ülkedeyim. Bir meslek öğrenmek istiyorum..." "Yerimiz yok demiştim size.." "Benden önce Polonyalı Tamara'ya bulundu ama! O da kara saçlı değil miydi?" Herr Walder durdu biraz. "Polonya başka!" dedi sonra. "Hükümet, Polonya'dan gelenlere karşı esneklik istiyor..." Nereden geldi, nasıl olduysa, "(Aman devam et! Bugün sonuç alacaksın!)" diye bir umut doğdu içine. Bölüm şefi Herr Walder'le konuşmasını sürdürdü: "Az önce Almancamın iyi olduğunu, ama Alman müşterilerin kara saçlı berber istemediğini söylemiştiniz. Beni geri göndermeden bu noktayı biraz daha açıklamanızı rica ediyorum.." "Evet Almancanız iyi. Berberlik yapabilirsiniz. Çünkü bu meslekte çalışanların her konuda düzgün konuşabilmesi gerekir. Kara saçlıların istenmeyişi ise, son yıllarda gelişen yabancı düşmanlığı ile ilgili. Meslek seçimlerini yönlendirebilmek için kamuoyu eğilimlerine dikkat ediyoruz. Almanya'da kara saçlı berberlerle satıcılara tepki artıyor..."
  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    28 Ayrım
    1064,07 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Görkem Çakıroğlu
    Amerikan yardımlarının kendini “süttozu ve balıkyağı”yla gösterdiği yıllarda, Amerika’yla iş yapan bazı Türk girişimcilerle bir grup Amerikalı, Ankara’ya yakın bir köyde, bir pilot proje uygulamaya karar verir. Uzun tartışmalar sonucunda, Kızılöz köyünde karar kılınır. Gümrah yeşillikleri, bereketli toprakları, şırıl şırıl akan sularıyla, hem güzel hem de kimseye muhtaç olmadan geçinip giden bir köydür Kızılöz. Okulu yetersizdir her köy gibi ama öğretmeni yamandır. Her köy gibi eksikleri ganidir köyün ama köylünün umutları tamdır: “Bir gün hükümet buraya da mutlaka el atacaktır.” Proje sahipleri köye gelip anlatırlar düşündüklerini ama köylüler anlamaz pek; yardım isteğine de sıcak bakmazlar. Ne var ki, Amerikalılar ısrarcıdır bu konuda. Sonunda köyün kır bekçisi Temeloş bir fikir atıverir ortaya öylesine. “Köyün rüzgârını kesen şu tepeyi kaldırın” deyiverir. Amerikalılar beğenir bu fikri! Başlarlar çalışmaya. Tepe yerle yeksan edilir; yerini geniş bir ovaya bırakır. Buraya köylülerin deyişiyle “Faynapıl” ağaçları diker Amerikalılar. Ayrıca Amerika’dan tavuk, dana getirip köyde cins hayvan yetiştirmeye kalkışırlar. Köye bir gazino açarlar, eğitime de el atarlar. Ama işler pek umdukları gibi gitmez. Ağaçlar koftur, meyve vermezler; hayvanlar da birer birer telef olurlar. Velhasıl, örnek proje köylüyü sıkan, yoran bir boyunduruğa dönüşmüş, yardım eziyet olup çıkmıştır. Tüm bunlardan kurtulmak gerekmektedir ama nasıl? Çözümü yine köyün akıllısı, gün görmüş Temeloş bulacaktır… Fakir Baykurt bu romanında, diğer romanlarında farklı bir anlatım tekniği kullanmış ve daha hızlı bir tempo yakalayarak, gözlemleriyle memleket sıırlarının dışına uzanmıştır.
  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    3 Ayrım
    32,54 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Feyza Çağlar
    Sıcak bir yaz günü, peribacaları diyarına Yunanistan’ın Larisa şehrinden Dimitrios Katsikas adında biri gelir. Bu genç adam, yıllar önce bu topraklardan göçe zorlanan büyükbaba ve büyükannelerinin izini sürmek, bir daha buraya dönemeyen akrabalarının yerine bu güzel yerleri gezmek istemiştir. Tesadüfler karşısına yörenin sevilen şahsiyetlerinden “Baba” lakaplı Aziz Güzelgöz’ü çıkarır. Aynı yaşlardaki bu iki genç kısa sürede kaynaşır. Dimitrios, Aziz’in evine konuk olunca, bu büyüleyici diyarda inanılmaz bir adamla tanışır. Aziz’in babası Mustafa Güzelgöz’dür bu kişi; namı diğer Eşekli Kütüphaneci. Ürgüp’teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için takılmıştır bu ad ona. Herkes, özellikle de kadınlar, kitap okusun diye yıllarca çırpınmıştır Mustafa Güzelgöz. Dimitrios ile Eşekli Kütüphaneci arasındaki sevgi köprüsü yöreyi birlikte gezerlerken iyiden iyiye pekişip güçlenir. Bu arada kan kardeşi olan Aziz ile Dimitrios’un aklına, Ürgüp ile Larisa’yı “kardeş şehir” yapma fikri düşmüştür. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır... Fakir Baykurt’un, klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak, gücü yetene, hatta bitene dek, hasta yatağında yazdığı bu son romanında, sevgi, kardeşlik, azim, cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor.
  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    43 Ayrım
    1131,05 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: İhsan Eftekin
    Fakir Baykurt, 65 yaşına kadar olan yaşamını bölüm bölüm yazdı. Pek çok olayı, insanı özenle anlattı. Acısıyla tatlısıyla bir nehir roman çıktı ortaya. Yazınımızda örneği az. Akçaköy'de o yüksek göklerin altında doğan, yoksulluk yüzünden köyün sığırını sıpasını güden çocuk, evlerinde bir tek kitap olmadığı, anası babası okuma yazma bilmediği halde nasıl ünlü bir öğretmen; yapıtları sahneye, perdeye aktarılan, yabancı dillere çevrilen bir yazar oldu? O öğretmen, o yazar nasıl çalıştı, savaştı? Fakir Baykurt doğruları ve yanlışlarıyla birlikte hepsini ortaya serdi. Okurların beklediği Özyaşam sekiz kitaptan oluşuyor: 1. Özüm Çocuktur 2. Köy Enstitülü Delikanlı 3. Kavacık Köyünün Öğretmeni 4. Köşe Bucak Anadolu 5. Bir TÖS Vardı 6. Genç Emekli 7. Sıladan Uzakta 8. Dost Yüzleri (Portreler) İçindekiler; Sunuş, Birkaç Söz, Özüm Çocuktur, 1929 Arpalar Yolunurken, Sümdük Derler, Gıdaklarken, Bilak,Gümüş Saplı Çakı, Korku, Bağ Beklerken, Tavuklar, Ümüş, Tutuk Ali, Bostan Bekçisi, İlk Fotoğraf, Bekir Enişte, İdrisgil, Ramazanlar, Soylu Tazı, Badana, Arap Değirmeni, Babam, Odun Dağı, Can Bir Arkadaş, Çelik Çomak, Arka Pencere, Hacer Halam, Gurbet, Dayım, Tulumba Tatlısı, Boğazımda Kalan Türkü, Cambazlar, Acı Biber, Eşek, Buldan Dağları, Mühendislerin Suyu, Fotoğraflı Mektuplar, Halat, İnsanın Kendi Köyü Gibi Var mı?, Aldıklarımı Sattım, Emeklemeden Olmaz, Sıtma Gözü, Kör Teyzenin Cüzdanı, Öküz Çobanı, Yol Parası, Deli Düve, Baldız Hanım, Yıldırım, Devlet Payı, Sayımcılar, Dayımgil’in Bostan, Halamgil, Sofrayı Güneşe Taşıdık, Halamoğlu, Koca Linlin , Cuma Namazları, Çardak Yolu, Dayaklı Cennet, Kale Gibi Adam, Arama, Şiir Tutkum, Küçük Öğretmen, Havali, Göküş Ali, Okumaya Gidişim, Romanda Geçen Kimi Sözcükler
  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    49 Ayrım
    1663,31 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hülya İdemen
    Kara Ahmet bir zeki oğlan. Irazca’nın torunu, Bayram’ın “oğluş”u, Haçça’nın “çocca”sı. Karataş köyünde boy verip serpilen, sonra anasıyla, babasıyla, kardeşleriyle şehre göçüp, ninesini köyde yalnız koyuveren bir kara oğlan. Aklı fikri okumakta. Tek gayesi bir gün kaymakam olmak. Kırmak yoksulluğun, yoksunluğun belini. Şehre göçer göçmez okula yazılır Ahmet Oğlan. Okulun en birincisi olur. Her şey iyi gidiyor derken, babası başka akıllara uyar, ortaokul lise yerine onu “hoca”ya göndermeyi, İmam Hatip’e vermeyi koyar kafasına. Ahmet direnir annesiyle el ele verip. Ne de olsa Irazca’nın torunudur. Babasına rağmen bitirir ortaokulu liseyi, girer Ankara’da Siyasal’a. Fakülte’de yeşil parkalı “abi”lerle tanışır. Anlar öğretilenler başka, hayat başka. Yoksulların, emekçilerin yanında yer alır, gün olur coplanır, gün olur hapislere düşer... Kara Ahmet Destanı, bir çocuğun direnerek gün gün nasıl aydınlığa çıktığını anlatıyor; aynı zamanda emekçilerin, yoksulların ve tıpkı Ahmet Oğlan gibi onların yanında umuda yürüyenlerin mücadelesini dile getiriyor.
  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    47 Ayrım
    721,04 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ebru Aydemir Aysoysal
    e bir garip işçidir Koca İbrahim. Karısı Elif ve kızı Gülten'le, Almanya'nın Duisburg şehrinde yaşar ve zorlu ekmek kavgasında, çalışır yüksek fırınların karşısında. Yalımlar vurdukça yüzüne, tez zamanda para biriktirip ana vatana dönmeyi hayal eder; ama bilir, gelmek kadar gitmek de zordur bu topraklardan. Hem çekip gitse ne olacak' Memlekette ekmek aslanın ağzında; üstelik durumlar da bir hayli karışık: Tükenmekte gencecik hayatlar mapushanelerde... Bağrı ne kadar yanıksa, gönlü o kadar kırıktır İbrahim'in. İlk karısını hastalık almıştır elinden, ikincisini ise eller. Biraz buruk, biraz onuru ayaklar altına alınmış bir halde kalakalmışken öyle, Elif'i, Türkmen Kızı'nı, yepyeni bir umutla eş diye seçer kendine. Koca İbrahim bir namuslu olmasını ister ondan, bir de erkek çocuk doğurmasını. İlk bebekleri kız olur, ikincisi ise yoldadır. Bu kez muradına erer İbrahim; Deniz Bebek dünyaya merhaba der. Ama şimdide öyle bir kuşku düşmüştür ki yüreğine, gözü ne karısını ne bebeği görür... Fakir Baykurt bu romanında, Almanya'daki bir grup işçi ailesinin öyküsünü anlatıyor. Çalışma koşullarından uyum sorununa, geleneksel aile yaşantısından namus anlayışına yayılan geniş yelpazede, hem Almanya'yı hem de orada yaşayan Türk ailelerin genel yapısını yine ustalığına yakışır bir biçimde öyküsüne katıyor. (Tanıtım Bülteninden)
  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    39 Ayrım
    626,36 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tuna Kerman Akarlı
    Eşsiz doğal güzelliği, tertemiz havası ve çeşit çeşit bitkileriyle, Ballıdere köyünün cennetidir Morsay Yaylası. Yaz gelince, köyün bir kısmı buraya göçer. Onlardan biri de Çakır Hasan'dır. Karısını, gelinini ve üç torununu takıp peşine, göçer gelir yaylaya. Bir çadıra sığışmak zordur ama, biraz mecburiyetten, biraz da burada şifa bulduklarına inandıklarından, vazgeçemezler bu mevsimlik göçten... Günlerden bir gün bir kazı ekibi gelir Morsay Yaylası'na. Anlarlar o zaman doğası kadar tarihinin de zengin olduğunu bu yörenin. Kazı Ekibi'nde, işçinin, köylünün sorunlarına duyarlı pırıl pırıl gençler ve büyüklük taslamayan, kibir nedir bilmeyen bir profesör vardır. Asım Al'dır adı ama herkes ona Hoca Bey diye hitap eder. Hoca Bey'le Çakır Hasan dost olur kısa sürede. Dilleri ayrı, gönülleri birdir ne de olsa... Çakır Hasan Hoca Bey'e çok rağbet eder; Hoca Bey de ilgisini esirgemez ondan. Herkesin keyfi yerindedir anlayacağınız... Ne var ki, bu güneşli tablo, Çakır Hasan'ın güzeller güzeli torunu Gülcan hastalanınca puslanıverir. Bildikleri her yolu denerler iyi olması için. Kazı Ekibi'ndekiler ise ellerinden gelen yardımı yaparlar. Lakin, Gülcan bir türlü iyileşmez. Hastaneye yetiştirilmesi gerekmektedir tez elden. Ama nasıl, hangi araçla? Tek çare Hoca Bey'e tahsis edilen ciptir. Ne var ki bu da, onun iki dudağı arasından çıkacak tek kelimeye bağlıdır: Evet ya da hayır... Fakir Baykurt bu romanında, memur zihniyetini benimseyip, kalıpları dışına çıkamayan insanları eleştiriyor. Daha doğrusu, bu tip insanlardan yola çıkarak, sağlık sorunları başta olmak üzere memleketin pek çok sorununu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Sayfalar