Yazara Gore Listeleme

  • Çetin Yetkin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    55 Ayrım
    876,83 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Göksun Günal
    Prof.Dr.Çetin Yetkin'in beş cilt olarak hazırladığı, ancak her cildi bağımsız bir kitap olarak da okunabilen yılların ürünü olan çalışmasının, Siyasal Düşünceler Tarihi'nin, dördüncü cildini de okurlarımıza sunmuş olmaktan kıvanç duyuyoruz. Bu dördüncü ciltte, hiçbir zaman dünyanın gündeminden çıkmayan ama son zamanlarda ülkemizde daha bir güncellik kazanan ırkçı ve ulusçu düşüncenin gelişimi ve bugün geldiği aşama ele alınmış bulunuyor. Bu ciltte önce Nasyonal Sosyalizm'e varan ırkçı siyasal düşüncenin genel olarak gelişimi, Arthur De Gobineau, Gustave Le Bon, Houston Stewart Chamberlain gibi kuramcılarının, bunları izleyen Adolf Hitler, Alfred Rosenberg, Martin Heidegger gibi Nazizme katkıda bulunanların görüşlerini ve uygulamada ırkçı düşüncenin ne anlama geldiğini bulacaksınız. Irkçı düşüncenin Türkiye'ye nasıl yansıdığını da Nihal Atsız, Halil Fikret Kanat, Reha Oğuz Türkkan gibi ırkçı düşün adamlarının yazılarından izleyeceksiniz. Konunun bütün yönleriyle ortaya konulabilmesi için de Alman Nasyonal Sosyalist Devlet Kuramı ile İtalyan Faşist Devlet Kuramı ve başta Totaliter Diktatörlük kurumu olmak üzere diktatörlük çeşitleri de açıklanmış bulunuyor. Prof.Dr.Yetkin'in üzerinde önemle durduğu bir konu da, ırkçı düşüncenin ulusçuluk ile ne tarihsel, ne kuramsal ve ne de mantıksal hiçbir ilişkisinin bulunmadığıdır. Gerçekten de, kitapta, ırkçılığın zaman bakımından ulusçuluktan çok önce varlık kazandığı, ırkçı düşüncede kendisinden olmayanın dışlanmasına karşılık, ulusçuluğun gelişiminde bunun tam tersine birleştiriciliğin egemen uygulama olduğu anlatılmaktadır. Ulusçu düşüncenin tarihsel-kuramsal gelişimi Johann Gottfried Herder, Johan Gottlieb Fichte, Giuseppe Mazzini, Ernest Renan, Heinrich von Treitschke ve Max Weber'in; ulusçuluğun kuramsal açıklamaları ise Anthony Smith, Hans Kohn, Edward Hallet Carr, Eric Hobsbawm, Ernest Gellner, Benedict Anderson ve Josep R. Llovera'nın yapıtlarının irdelenmesiyle ele alınmış bulunuyor. Burjuva ulusçuluğunun son aşaması olan emperyalist ulusçuluğun ne anlama geldiği ise özellikle Japonya, Çin ve Hindistan örnekleriyle ve bu ülkelerde emperyalizme tepki olarak gelişen ulusçu düşünce ve bu ülkelerin ulusçu düşünürlerin görüşleri belirtilerek ortaya konulmuştur. Kitapta son bölümde Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de ulusçu düşüncenin genel olarak gelişimi belirtildikten sonra, Mustafa Celâleddin Paşa, Ahmet Vefik Paşa, Süleyman Hüsnü Paşa, Necip Asım, Veled Çelebi, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Mehmet Emin Yurdakul, Tekinalp ve özellikle de Yusuf Akçura, Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin'in Türk ulusçu düşüncesine katkıları belgelenmiştir. Yetkin'in bu kapsamlı çalışmasının en başta gelen özelliği, söz konusu edilen siyasal düşünürlerin doğrudan doğruya kendi yapıtlarından tanıtılması, ilk elden olmasıdır.
  • Çetin Yetkin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    45 Ayrım
    747,42 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Göksun Günal
  • Çetin Yetkin
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,00 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Çetin Yetkin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    151,57 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: İlkim Karaca
    Sabiha Gökçen anlatıyor: Ve Atatürk ağlıyordu...Mavi gözlerinden bir sıralı yaş o çetin yüzünü yalayarak aşağıya süzülüyor, göğsünü ıslatıyordu.. Ertesi gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk şöyle diyecekti Gökçen'e: Unutma Mustafa Kemaller de insandır ve onlar da zaman zaman şu ya da bu nedenle ağlamak isterler...
  • Çetin Yetkin
    metin
    2 Ayrım
    335,13 KB
    Eser Türü: Kitap
    "…Beni en çok üzen nedir bilir misiniz? Halkımızın zihninde kökleştirilmiş olan her şeyi başta bulunandan beklemek alışkanlığı… İşte bu zihniyetle herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde, bütün iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor; fakat nihayet ben de bir insanım birader, kutsi bir kuvvetim yoktur ki…" Atatürk, 6 Mart 1930, Antalya Cumhuriyet'in 3. yıldönümüydü… O, çevresindeki asker çemberini kaldırtıp, yaverini de uzaklaştırıp halkla birlikte, ellerini iki vatandaşının omuzlarına dayamış yürürken duyduğu mutluluğu tatmak isteyecekti hep. Halk nasıl da kendiliğinden onu incitmemek için arada bir boşluk bırakmıştı o gün. Epey yürümüşlerdi öylece. "Artık otomobile binseniz..." demişti birileri. Onlara dönüp demişti ki: "Sen belki ömründe sevmişsindir. Fakat hiç sevildin mi? Bundaki zevk hiçbir şeyde yok. Hele aşığın Türk milleti olursa!..." Pek çok kaynak kitap tarayarak, Atatürk üzerine yazılan anılardan derleyerek bu kitabı kaleme alan Prof.Dr. Çetin Yetkin: "O, yalnız bir insandı da. Nasıl olmasın ki! Öyle yükseklerdeydi ki, o yüksekliklere kimse erişemezdi. Ama bu yalnızlığı yüreğinde bir sızıydı da. Sayfaları çevirdikçe onun bu yalnızlığı, ulu bir dağın eteklerinden zorlukla seçebildiğiniz doruğun gölgesi gibi düşecek üzerinize. Bu yalnızlıktan kurtulduğu anlar, ulusu ile birlikte olduğu, yurttaşlarıyla birlikte kadeh kaldırdığı, evlerine konuk olduğu, onlarla kucaklaştığı anlardı" diyor. Atatürk: 'Ben de Bir İnsanım', yaşanmış olaylardan yola çıkarak, Atatürk'ün çocuk ve hayvan sevgisini, doğa tutkusunu, ilişkilerini, öfkelerini, bağışlayıcılığını, hoşgörü ve anlayışını, dostları ve düşmanları karşısındaki tutumunu, özlemlerini, nezaketini, merhametini anlatıyor.
  • Çetin YETKİN
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    352,55 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hilal Demirol
    "Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde bugüne değin varlıklarını sürdürmüş olan Yahudiler'in Türkiye'nin devlet yaşamındaki yerleri ve siyasal gelişmelere katkıları bu çalışmanın konusunu oluşturuyor.
  • Çetin Yetkin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    171 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Burcu Yılmaz
    Bu ülkenin en sancılı yıllarından damıtılan insan öyküleri bir yakın tarih panoraması şeklinde, Prof.Dr. Çetin Yetkin'in usta kaleminden; farkımızla... Bir savcının insan olarak portresi... 12 Mart döneminde fuhuş nedeniyle kapatılan otellerin cumhurbaşkanının buyruğu ile açıldığını yazsam, ya da 12 Eylül'ün 1. Şube Müdürü'nün daha önce yaşı küçük bir kızı alıkoymaktan yargılanmış biri olup bir başka olayda ise rüşvet almak suçundan hakkında dava açılmış olduğunu, üstelik bir polis şefinin Sorgu Yargıçlığı'nda davayı kollamam için bana bir de mektup yazdığını söylesem, bunun sizin için bir önemi olur mu? Otuz beş kişinin ölümü ve yüzlerce kişinin ağır yaralanması ile sonuçlanan 1 Mayıs 1977 olayının duruşmasına savcı olarak katılıp işi biraz kurcalayınca duruşmadan uzaklaştırılmam sizin için bir şey ifade eder mi? Açlıktan ölen insanların cesetlerini açlığı "tıbben" saptamak için kesiyorsunuz, parçalıyorsunuz. İntihar eden insanların kendilerine kıyarken bile yaşama nasıl sıkı sıkı sarıldıklarını keşfediyorsunuz... Polis olsun, savcı olsun birlikte çalıştığınız insanların ertesi gün öldürüldüğü haberini alıyorsunuz. Bir polis memurunu İstanbul Elmadağ'da belediye otobüsünü silahla tarayarak iki kişiyi öldüren ülkücü sanığı silahı ile birlikte yakaladığı için övgü ve saygı ile kutluyorsunuz, birkaç gün sonra aynı polisi Unkapanı'nda solcuların vurup öldürdüğünü görüyorsunuz!.. Bilek güreşinde herkesi yenmekle övünen polis memuru Abdi Dağdeviren'in bir bombalı pankartı indirirken patlaması sonucunda elinin bileğinden koptuğuna tanık oluyorsunuz... Savcılık yaptığım yıllar, 30 ve 40 yaşlarım arasıdır. Kişinin yaşamının en verimli olması gereken yıllar bunlar. İlk yıllar 12 Mart'ın karanlığı içinde geçti. 1975 yılı Ağustos'unda İstanbul'a atandıktan sonra ise gittikçe artan terör olaylarıyla... Yine de, her şeye karşın, özlüyorum o günlerimi. (Tanıtım Yazısından) .
  • Çetin Yetkin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    15 Ayrım
    508 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nurdan Kopar - Esra Kapancı - Betül Yasemin Erol
    Kimileri tarafından bir ulusal kahraman olarak gösterilmeye çalışılan "mandacı Halide Edip"’in, aslında ömrünü bir Batılı misyoner gibi Amerikan propagandasına adamış olduğunu, Türk ana babadan doğacak çocuklara erkek olursa George Halim, kız olursa Dolly Şadiye isminin konulmasını tavsiye ettiğini ve işgal günlerini anlatan romanında "yurtsever" kızlarımızı işgalci subaylarla topluca evlendirmeye kalkmış bir "uluslararası çöpçatan" olduğunu biliyor muydunuz? Ya Halit Ziya romanlarında karakterlerin Türkçe konuşamadığını? Ya da "milli şairimiz Yahya Kemal"’in Kocamustafapaşa’lı "müminlere" kuru ekmekle bayat peyniri reva görürken, İspanyalı rakkaseye "ole" çektiğini" Peyami Safa’yı milliyetçi-mukaddesatçı tanırsınız değil mi? Peki ulusal kurtuluş savaşının en kritik günlerinde, vatan sorunlarına hiç değinmeyip erotik öyküler yazdığını, savaş ile ilgili sayılabilecek tek öyküsünde ise cepheden yeni dönmüş ve "bir matmazeli hart diye ısırmak"tan başka bir şey düşünmeyen bir yüzbaşıyı anlattığını biliyor muydunuz? İşte Çetin Yetkin, bu kitabında, kendilerinden çokça bahsedilmesine karşın, az okunan veya dikkatli okunmayan, dolayısıyla da çoğu zaman yanlış tanıtılan yazarlarımızı siyasal ve toplumsal açıdan masaya yatırıyor. Edebi olarak değil ama siyasi ve vicdani olarak taraf tutmaktan da çekinmiyor ve kendini Ziya Paşa’nın, Mehmet Akif’in, Yakup Kadri’nin, Reşat Nuri’nin yolunda görüyor. "İnsan nasıl anasını seçemezse, üzerinde doğacağı toprak parçasını da seçemez. Bizim ülkemiz, anamız yoksul, geri kalmış... Doğru. Ama, varlıklı komşu çocuğunun güzel, bakımlı, kültürlü anasını kendinize ana edinemezsiniz" Ben, anayurdunun gerçeklerini, bunlar hiç hoşa gitmese de, bunlardan kaçmayarak, başka ülkelere imrenmeyerek, gören, dile getiren, sorunlarına çözüm arayan, ona daha iyi bir yaşam sağlamak için çabalayan yazarlardan yanayım. Çünkü onlar, bu vatanın çocukları.