Bir varmış, bir yokmuş..
Ağaçlar ninni söylemiş, rüzgarlar ıslık çalmış. Torun masalı ormandaki nehre atmış. Bana balıklar anlattı. Ben de size anlatayım. Belki beğenir, gider
dostlarınıza anlatırsınız...
Çok uzak diyarlarda, kocaman bir orman varmış. Ormandaki ağaçlar öyle büyük, öyle büyükmüş ki...Gökyüzü görünmezmiş. Bir o kadar da serinmiş bu orman.
İçinde dereler, göller, etrafında ulu dağlar varmış...
(Kitabın İçinden)
Gösteriş meraklısı rüküş kral, komşu ülkenin paragöz terzisinin oyununa gelir. Kral, süslü ve pahalı elbiselerin hayalini kurarken paragöz terzi ise zengin
olma düşleri içindedir. Acaba hangisi hayallerine kavuşacak?
(Tanıtım Yazısından)
Denizkızı, hatalı üretilmiş oyuncak bir bebek. Ne uzun saçları varmış, ne de güzel bir kuyruğu… Şarkı da söyleyemiyormuş.Diğer oyuncak denizkızlarına benzemeyen bu bebek, kimselere görünmeden bir oyuncakçıda günlerce saklanmayı başarmış. Ta ki yılbaşı akşamı o telaşlı müşteri mağazaya gelinceye dek..