Yazara Gore Listeleme

  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    27 Ayrım
    232,36 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Taner Gürkan
    Bir tarikatı soruşturmasıyla başladı her şey… 1998'de Şırnak'ın İdil ilçesinde, dönemin 'dokunulmazı' olan JİTEM'i soruşturan Başsavcı İlhan Cihaner, 10 yıl sonra bu dönemin 'dokunulmazı' haline gelen tarikatları mercek altına aldı. Önce İsmailağa tarikatını, sonra Gülen Cemaati'ni soruşturmaya koyuldu. Erzincan'da, tarikat medresesinden çekilen telefon hattının ucu, İstanbul'da bir iş adamının evinde ve Ankara'da bakanlık katında çıkınca savaşın 'işaret fişeği' atılmış oldu. Kentte baraj gölünde bulunan mühimmat, Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal eliyle 'darbe' soruşturmasına evrilirken; imzasız ihbarları saf değiştiren muhbirler, şaibeli gizli (!) tanıkları 'suikastçı keneler' izledi. Ve üç ay içerisinde Türkiye'de birçok ilke tanık olundu: Önce, Cihaner'in tarikat soruşturmasında görev alan jandarma istihbaratçılar tutuklandı. Ardından MİT basıldı; devlet, kendi kendisiyle silahlı çatışmanın eşiğinden döndü. Savcı Osman Şanal, 3. Ordu Komutanlığı'nın kapısına kadar geldiğinde, şehrin diğer ucunda tanklar yürüyordu. En son, adliyeye operasyon düzenlenip Cihaner tutuklandı. Bu, sadece Cihaner'e karşı Şanal'ın, Erzincan'a karşı Erzurum'un savaşından ibaret değildi. Jandarma ve MİT'e karşı polisin, Adalet Bakanlığı'na karşı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun savaşı oldu. Bu savaşta, tarikatlar 'sivil toplum örgütü' sayıldı, yolsuzluklar 'demokrasi paketine' sokuldu, polis eliyle 'toplumsal barış' sağlandı! Erzincan davası haberleriyle 13. Metin Göktepe Jüri özel ödülü'nü alan Gazeteci İsmail Saymaz, bu toz duman içinde, 14 klasör ve 10 bini aşkın evrakı tarayıp gerçeği aradı. Erzincan-Erzurum hattında uç verip İstanbul ve Ankara'yı sarsan savaşın kodlarını çözdü.
  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    99,78 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nil Bayrak
    Balkon Sefası Kitap Açıklaması Sarı telefon bir gün olsun çalmadığı halde sehpadaki varlığını senelerce korudu. Zamanla ahizesi kırıldı, sonra tuşları çıktı, ardından kablosu koptu. Bir sabah annem sarı telefonu kömür sobasına attı. İçimde, sivilceli ve çilli bir çocuğun “Alo!” sesini duydum. Açsaydın, “Seni seviyorum,” diyecektim. İsmail Saymaz, bazen bir Erzurum türküsünün soluğunu ya da Karadeniz’in yerinde duramayan rüzgârını İstanbul’un baş köşesine getiriyor; bazen de İstanbul’un hovardalıklarını, neşesini ve rengini tutup memleketin dört bir yanına salıveriyor. Ruhunu Kore Dağları’nda yaralayanların, ürkek gözlerle sinema perdesine bakanların, ilkokul günlerini hiç unutamayanların, büyük şehri görünce sudan çıkmış balığa dönenlerin, aşktan uykusu kaçanların, nabzı devrim hayaliyle atanların ve ömrünü bir fıkra gibi yaşayıp bir ağıtla bitirmek zorunda kalan insanların hikâyeleri… Balkon Sefası , memlekete sevdalı kelimelerle yazılmış öyküler… (Tanıtım Bülteninden)
  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    40 Ayrım
    1106,83 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Barış Ecevit
    "Polisin Türkiye'nin genelinde cinayet işlediği zaman nasıl ifade verdiğini araştırdık. Baktık ki, Antalya'da Çağdaş Gemik'i öldüren polis de aynı şekilde ifade veriyor. 'Ayağım kaydı, silahım patladı, nasıl oldu, bilmiyorum.' Sivas'a geçtik. Turan Özdemir'i öldüren polislere baktık. Onlar da aynısı...Peki, mermi nereye değdi? Turan Özdemir'in ense köküne. Çağdaş Gemik'in neresinde patlamıştı? Kulağının arkasında. Baran Tursun'da? Tam kafasının arkasına." "Onur'u yaşamdan koparan süreç, kolluk güçlerinin uygulamaları... Ben onu önce içimde var ettim, sonra kucağımda; emdirdim, kocaman bir adam oldu... Benim oğlum var ama 28 yaşında delikanlı, yaşlanmayacak... Onun hak mücadelesinde iğneyle kuyu kazdığımızı biliyorum..." "Şimdi her polis bir değil ama TV'de polis görünce artık TV'yi kapatıyorum, başka kanala geçiyorum. O anki şeyi aklımdan silmeye çalışıyorum... Önceden polislere güvenim vardı, şimdi yok..." Eylemde, sokakta, karakolda polis şiddeti..."Dur" ihtarına uymadıkları gerekçesiyle kafalarından vurulanlar, polisin eline sağ salim düşüp hayatlarını yitirenler, felç olanlar, sakat bırakılanlar, işkencelerden geçenler... Son beş yılda polis kaynaklı ölümlü vaka sayısının sadece kitap yayına hazırlanırken 124'ten 127'ye çıkması bile nasıl bir dehşet tablosuyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. İsmail Saymaz, İstanbul'dan Ankara'ya, Antalya'dan Diyarbakır'a polisin karıştığı otuz beş adli olayı derinlemesine inceleyerek işkenceye ve kötü muameleye "sıfır tolerans" vaadinin hayatta hiçbir karşılığı olmadığını gözler önüne seriyor. Polisin Eline Düşünce-Sıfır Tolerans Festus Okey'ler, Şerzan Kurt'lar, Çayan Birben'ler, Baran Tursun'lar ve niceleri unutulmasın, tekrarlanmasın diye...
  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    31 Ayrım
    833,01 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aysun Aktaç
    Baba Kenan Polat: "Asker ölüsü, tavuk ölüsü gibi… Hani bir asker ölmüş, onların umurunda mı ki? Onların çocukları askerde yok ki, ölsün. Çocukları dünyanın dolarlarını götürdü, hiçbir şey yok..." Anne Ani Balıkçı: "O gün o bir kurşun hayatımızı bir saniyede değiştirdi. Derler ya, bir ölenin arkasından kırk gün mum yanarmış, her gün biri sönermiş. Bizde hiçbiri sönmedi daha. İki buçuk yıl oldu. Kırkı da yanıyor." Baba Yaşar Özel: "TSK, yavrumun hayati sorumluluğunu üstlenmeyecekse neden yavrumuzu bizden zorla koparıp aldınız? Niye yavrumuzu o kışladaki canavarlara teslim ederken, 'Bu çocuklar ana kuzusudur, sakın ha incitmeyin bunları' demediniz?" Anne Zekine Taştan: "Vatan sağ olsun demem. Benim evladım yok ki, benim Tolgam yok. Vatan sağ olsa ne olur ki, vatanı batsın. Bana ne vatandan! Demem, asla demem! Hiçbir zaman dedirtemezler!" Zorunlu askerlik hizmeti altında her yıl pek çok asker hayatını kaybediyor. Baştan savma soruşturmalar aracılığıyla, ölümlerde sorumluluğu olanların aklanmasına ya da suçun hafifletilmesine yönelik bir davranış kalıbı devreye giriyor. Ölen öldüğüyle kalıyor ama devlet kendi güvencesi altındaki -üstelik vatan borcu için silah altına aldığı- vatandaşlarının hayatlarını korumuyor! İsmail Saymaz Esas Duruşta Cinayet'te, çeşitli örnekleriyle asker ölümlerini mercek altına alıyor. Tahkir, kötü muamele, dayak, eziyet, intihar ve cinayet sebebiyle hayatlarını kaybeden askerlerin başlarına gerçekte ne geldiğini araştırıyor, ölümlerin gerçek sebeplerini ve bunların üzerinin nasıl örtüldüğünü ortaya koyuyor. Başka canların sorumsuzca feda edilmesine göz yumulmasın diye… (Tanıtım Bülteninden)
  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    17 Ayrım
    224,78 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Didem Özcan
    Ali İsmail Korkmaz, dört polis ve dört sivilin tesadüfi saldırısının değil, Eskişehir'de 31 Mayıs 2013'de başlayıp 3 Haziran'da son bulan örgütlü bir şiddetin kurbanı oldu. Sanıkların savunmalarından muhafazakâr ve milliyetçi oldukları görülüyordu. Ama daha önemlisi, dönemin başbakanından ilham almış, onun koruması ve teşviki altında çalışmışlardı. Bu nedenle, sanık polis Mevlüt Saldoğan, mahkemede "Gezi darbe ise, ben darbeyi bastırdım" demek cüretini gösteriyordu. Ali İsmail'e tuzak kuran siviller ise Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yüzde elliyi evde zor tutuyoruz" dediği kitlenin parçasıydılar. Türkiye'nin en başarılı gazetecilerinden biri olan İsmail Saymaz bu kitabında, tek "suçu" polis şiddetinden kaçmak olan Ali İsmail'in ölümüne neden olan olaylar zincirini ve bu cinayeti örtmek için oluşturulan örgütlenmeyi bir detektif titizliğiyle, en ince detayına kadar inceliyor. "Emri kim verdi?" sorusunun yanıtını "düşman ceza hukuku"nu yürürlüğe koyan güç ve zihniyette aramamız gerektiğini gösteriyor. (Tanıtım Bülteninden)
  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    241,44 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: merve kırali
    Sarı telefon bir gün olsun çalmadığı halde sehpadaki varlığını senelerce korudu. Zamanla ahizesi kırıldı, sonra tuşları çıktı, ardından kablosu koptu. Bir sabah annem sarı telefonu kömür sobasına attı. İçimde, sivilceli ve çilli bir çocuğun “Alo!” sesini duydum. Açsaydın, “Seni seviyorum,” diyecektim. İsmail Saymaz, bazen bir Erzurum türküsünün soluğunu ya da Karadeniz’in yerinde duramayan rüzgârını İstanbul’un baş köşesine getiriyor; bazen de İstanbul’un hovardalıklarını, neşesini ve rengini tutup memleketin dört bir yanına salıveriyor. Ruhunu Kore Dağları’nda yaralayanların, ürkek gözlerle sinema perdesine bakanların, ilkokul günlerini hiç unutamayanların, büyük şehri görünce sudan çıkmış balığa dönenlerin, aşktan uykusu kaçanların, nabzı devrim hayaliyle atanların ve ömrünü bir fıkra gibi yaşayıp bir ağıtla bitirmek zorunda kalan insanların hikâyeleri… Balkon Sefası , memlekete sevdalı kelimelerle yazılmış öyküler…
  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    395,94 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nalan Yazıcıoğlu
    “Diyarbakır’ın Karaağaç Köyü Kuran Kursu’nda can veren altı çocuk; tarikat şeyhleri tarafından kutsanmış ‘imansız’ bir piyasanın ve bu kuralsız piyasada bozdurulmuş kör bir inancın kurbanlarıydı. Karaağaçlı çocukları; anayasasında yazıldığı üzere demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olması beklenen Türkiye Cumhuriyeti’nin diğer kimsesizleri izledi: Konya Taşkent’te doğalgaz patlamasında yiten on sekiz ve Adana Aladağ’da köze dönmüş on iki kız çocuğu, Karaman’da tecavüze uğrayan on erkek çocuk, Kütahya’da bir kolunu kıyma makinesinde bırakan on iki yaşındaki Nurettin ve Adıyaman’da bir ortaokul pansiyonunda ırzına geçilen erkek çocuklar...” 12 Eylül’den itibaren uygulanmaya başlanıp AKP iktidarlarında tamamlanan neo-liberal ekonomik politikalar sonucu Türkiye’de yoksulluk ve yoksunluk, tarikat ve cemaatlerin istismar alanına dönüştü. İsmail Saymaz, tarikat ve cemaatlere terk edilen eğitim alanındaki ihmalleri, kamu görevlilerinin dinî gruplara yol vermesini ve nihayet yoksul aile çocuklarının dramını gözler önüne seriyor. Kimsesizler Cumhuriyeti, tarikatların “endişelerini” gidermek için kaçak eğitim kurumu açmanın ve bu kuruluşlarda çalışmanın suç olmaktan çıkarılmasının sonuçlarına ışık tutuyor. Ölen, sakat kalan, cinsel saldırılarla hayatları kararan bu çocukları kader kurbanı ilan eden zihniyetin somut suç ortaklığını gösteriyor.
  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3
    10 Ayrım
    337,95 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Selim Aşkar
    1980’lerden beri Türkiye’de kurulan saadet zincirlerinin son halkası, “Tosuncuk” lakaplı Mehmet Aydın’ın kurduğu Çiftlikbank oldu. İsmail Saymaz, ”Tosun Bank“ diye adlandırdığı bu saadet zincirinin yükselişini ve Aydın’ın binlerce kişinin parasını çarparak yurtdışına kaçışını anlatıyor. Gelir dağılımının bozulmasıyla birlikte, emek harcamadan servet edinme hevesiyle başı dönmüş insanların bazen ilahiler, bazen milli marşlar eşliğinde dolandırılmasının kırk yıldır süren öyküsü bu. “Nasıl ki Banker Yalçın, 12 Eylül’ün gardırop Atatürkçülüğünü, Titan Kenan 28 Şubat iklimini, Jet Fadıl’sa İslâmcı kıpırdanışı sermayeye çevirdiyse, imam hatip lisesinden terk olan Tosuncuk Mehmet de bu dönemin milliyetçi ve muhafazakâr kimliğine büründü. Çiftlik Bank’ı 15 Temmuz’a karşı verilen direnişle özdeşleştirmekten tutun da, Osmanlı’yı anlatan bir dizinin oyuncusunu reklam yüzü yapmaya, tesis açılışlarında Kudüs’e selam göndermekten, Aydın’ı Fatih Sultan Mehmed’e benzetmeye kadar her türden hamasete başvuruldu. Banka yönetim kurulu üyesinin güreşçilerden seçildiği liyakatsiz bir bürokrasinin, kamu ihaleleriyle semirtilmiş işadamlarının ve partizanlaşmış memurların elinde kalan Türkiye’nin Tosuncuk Mehmetler üretmesi kaçınılmazdır. Gelir adaletsizliği, işsizlik ve yoksulluk var oldukça bir Tosuncuk gidecek, bir başka umut taciri gelecektir.
  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    183,62 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nursel Ceylan
    Türkiye’de otuz tarikat silsilesinin ve bunlara bağlı dört yüz civarında kolun, sekiz yüz civarında medresenin faaliyette olduğu tahmin ediliyor. Çoğu holdinge dönüşen tarikatlar büyük bir ekonomik sektör oluşturuyor. Hızla gelişen her sektörde olduğu gibi, bu alanda da kayıt dışı ve merdivenaltı ekonomi gelişiyor. Bireyin kurtuluşunun cemaat yoluyla gerçekleşeceğine dair güçlü bir inanç aşılanıyor. Merdivenaltı tarikat ve cemaatler, geleneksel tarikatların yöntem ve söylemlerini taklit ederken, bilgi kaynağı olarak ilham ve rüyaya, kanıt olarak hurafe, rivayet, keramet ve hikâyelere başvuruyorlar. Müritler, çeşitli yöntemlerle ikna edilerek, ağırlıklı olarak ekonomik ve cinsel istismara maruz kalıyorlar. smail Saymaz, ilkokul mezunu, Arapça ve Kur’an bilmeyen, hatta namaz ve oruç gibi ibadetleri yerine getirmeyen, bazılarının yüzlerce müridi olan, haklarında dava açılmış altı sahte şeyh vakasını inceliyor. Bir kısmının Kur’an kursu da işlettiği, tekke sahibi olduğu bu şeyhler, şehvet ile servet edinme arzusunun iç içe geçtiği bir dünyada, yüzlerce kadın ve erkeğin iradesini teslim alıyorlar. Haklarında şikâyet veya ihbarda bulunulmadıkça, faaliyetlerini yıllarca sürdürebiliyorlar. Esas olarak, devlet tarafından “gerçek şeyhlere” tanınmış resmî hoşgörüden, koruma zırhından ve dokunulmazlıktan yararlanıyorlar. Şehvetiye Tarikatı, kısa yoldan servet edinme hırsının ve bastırılmış cinsel arzuların dinî inançlar temelinde kışkırtılıp, kullanıldığı bir dünyaya ışık tutuyor.
  • İsmail Saymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    29 Ayrım
    506,79 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Atila Ardalı
    İsmail Saymaz, Türkiye’de IŞİD’in örgütlenmesi ve eylemlerini, bu konuda açılmış bütün dava dosyalarını etraflı bir biçimde ve titizlikle inceleyerek, gözler önüne seriyor. Bu örgütün düzenlediği Diyarbakır, Suruç, Ankara Garı, Reina, Atatürk Havalimanı ve diğer kanlı eylemlerin toplu bir değerlendirmesini sunuyor.

Sayfalar