Yazara Gore Listeleme

  • Şerif Aydemir
    insan sesi mp3
    20 Ayrım
    325,00 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hatice Opak Bilgin
    Şerif Aydemir, edebiyatımızın seçkin isimlerinden birisidir. Onun daha önce yayımlanan Ruhuma Saplanan Şehir isimli hikâye kitabı edebiyat çevrelerinden büyük ilgi görmüştü. Aydemir şimdi de denemelerden, anekdotlardan, hâtıralardan ve intibalardan oluşan yeni kitabı Yazık Olmuş Yârsız Ömrü Geçene adlı kitabıyla edebiyatseverleri selâmlıyor. Şerif Aydemir, İstanbul'daki kültür sanat dünyasının sevilen ve sayılan bir çehresi. Az fakat öz yazan Aydemir, bu kitabında bir bakıma katıldığı toplantılardan edindiği intibaları, ziyaret ettiği şahsiyetleri dile getiriyor. Yıllar boyunda kültür dünyasından süzdüğü duygu ve düşüncelerini okuyucularıyla paylaşıyor. Akıcı, sürükleyici ve renkli üslûp okuyucuyu kitaba bağlıyor. Yazar bu kitabında okuyucuyu, halk edebiyatından folklora, Divan edebiyatından modern şiire geniş bir yelpazede bir yolculuğa çıkarıyor. Türk fikir, sanat ve edebiyat dünyasının seçkin isimlerinin eserlerine ve düşüncelerine atıflar yapıyor. Türk İslâm medeniyetinin edebiyata yansıyan yönüne dikkat çekiyor. Masallarımız, ninnilerimiz, türkülerimiz, şarkılarımız, atasözlerimiz, kısacası bizi biz yapan değerlerimiz bütün güzellikleriyle eseri süslüyor. Yûnus Emre'den Karacaoğlan'a, Sâmiha Ayverdi'den Fethi Gemuhluoğlu'na, Ahmet Kabaklı'dan Sezai Karakoç'a bir çok âbide şahsiyet hikmetli sözleri, seçkin mısra ve sözleriyle okuyucuya sunuluyor. Zevkle ve istifade ile okunan kitap, Ağın Haber Yayınları (Litros Yolu 1.Matbaacılar Sitesi No. 19 Topkapı-İstanbul Tel. 0 212 4933500)'ndan edinilebilir
  • Şerif Aydemir
    insan sesi mp3 - Türkçe
    8 Ayrım
    425,02 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hatice Opak Bilgin
    Tarık’ın gözleri yükseklerden akan bir nehrin burgacına düşmüştü sanki, bir türlü kurtulamıyor, baktıkça bakası geliyordu Gönül’e. Çünkü Gönül tam bu esnada o pürüzsüz ve ışıltılı yüzünü eğiyor eğiyor, götürüp iştahla söylediği türkünün nağmelerine yaslıyordu bir çiçek demeti gibi. Bakışlarına ne kadar çok masumiyet yüklemeyi biliyordu bu kadın? Altın parıltılı saçlarını beyaz teninin üstüne yıkıyor, sonra başını gerilere atıyor, hafif bir boyun hareketiyle saçlarını dalgalandırıyor, iki yana dağıtıyor, uçmaya hazırlanan beyaz bir güvercin gibi müziğin ritmine göre kollarını çırpıyordu: Çiçekten harman olmaz Yâr derde derman olmaz Darılmış güle bülbül Gelip dalına konmaz Loyloy diloy loy, loy loy diloy loy Böyle türkü mü söylenirdi? Bir ses bu kadar mı berrak dökülürdü ince bir ağızdan? Tarık’ın taşkın duyguları başıboş sular gibi uzana uzana akıp gidiyordu. Türkünün arasında bağlamanın telleri bayatî makamına geçince, Gönül yavaş yavaş sahneden indi, bir garson yetişip eteğini tutmaya çalıştı ama o kayıtsız bir tavırla bir kaç adımda Tarık’ın başına dikildi. Çok keskin, çıldırtan bir koku bulutu da onunla birlikte gelip yerleşti masaya.