Yazara Gore Listeleme

Arkadaşlar! Topunuzu havaya attıktan sonra, hiçbir yere değmeden onu boşlukta durdurabilir misiniz? Veya böyle bir şey, sizce mümkün olabilir mi? İsterseniz bu işi büyükçe bir taşla veya bir elmayla da deneyebilirsiniz. Ama çok dikkatli olun. Taşı veya elmayı attığınızda, sakın kafanıza düşmesin. Haa!.. Sahi, az kalsın unutuyordum. Bu kitaptaki bütün bilmecelerin cevabını bir iki sayfa sonra verdim.

Küçükken yatağımdan her kalkışımda, yerdeki yastık ve minderleri görerek annemin dağınıklığından dolayı söylenip dururdum. Büyüdüm, evlendim ve 'nur topu' gibi bir erkek çocuk sahibi oldum. Oğlum da herhalde bana benzemiş olmalı ki, geceleri kıpır kıpır dönüyor ve ikide bir yatağından düşüyor.Ve şimdi ben, rahmetli anacığıma fatihalar okuyarak, yavrumun düşebileceği yerlere minderler seriyorum. Bir öyküden beklenenler sadece 'bir çırpıda' veriliyor ve kalpleri yumuşatırken gönül pusulalarını manevi güzelliklere çeviriyorsa, üstelik de bunları, dudaklardaki sıcak bir tebessüm ve gözlerdeki birkaç damla yaşla gerçekleştiriyorsa, biliniz ki bu öyküler 'Hayatın İçinden'dir. Bitmesini istemeyeceğiniz bu kitapta, kendi hayatınızdan sayfalar bulacaksınız.

Okuyucuların uzun yıllardır HAYATIN İÇİNDEN HİKAYELER’i ile tanıdığı ve sevdiği yazar CÜNEYD SUAVİ, yeni kitabında kendi hayatının içinden hikayeler anlatıyor. “Çok sesli hatıralar” üst başlığı ile yayınlanan anı kitabı KESİLEN GİTAR, Cüneyd Suavi’nin yarım asırı geçmiş hayatından çok ilginç, yer yer duygusal yer yer de komik anılarından oluşuyor. Yazarın en meşhur eseri olan Hayatın İçinden hikâyelerini okumuş olanlar, bu hatıralarda aynı tadı fazlasıyla bulacaklar. Cüneyd Suavi, kitap için yazdığı takdim yazısında şunları söylüyor: “İnsanı insan yapan, diğer canlılardan farklı kılan özellik, insanın hem geçmişle hem de gelecekle olan ilişkisidir. Hatıralar, insanın geçmişidir. Ve dar bir zamana sıkışan bizim gibi acizlerin nefeslenme yeridir. “Gelecek” de “geçmiş”ten ışık alır, onunla şekillenir. Acısıyla tatlısıyla bütün hatıralar güzel olsa da, çocukluk hatıraları hepsinden değerli gibi geliyor bana. İlkokul çağında yaşadıklarım, üç katlı ahşap evimiz ve bir dantel gibi işlenen Çıracılar Sokağı; Hayatın İçinden” adlı hikâye kitabımda hâla canlı duruyor. Şimdi bana rüya gibi gelseler bile, diğer hatıralarım sırada bekliyor. Onları yazmak için bilgisayar başına geçtiğimde, başta annem, babam ve anneannem olmak üzere bu dünyadan ayrılan sayısız sevdiklerim hemen yanı başıma oturarak ara sıra unuttuğum o güzel levhaları hep birlikte bana hatırlattılar. Ve “bize de bir yer ver” diye gülümseyerek, bu kitabın ortaya çıkmasını sağladılar.

Yazarın bir mizah şaheseri olarak kabul edilen "Kırk Gram Tebessüm" adlı kitabı, yıllar boyu özlenen kaliteli ve edepli mizahın en güzel örneklerini sunarken, "İki Çuval Altın" adlı çocuk hikayesi de, yavrularımızın masum gönüllerinde apayrı bir yer tuttu. Cüneyd Suavi'nin kendi sahasında ilk ve tek örnek olan "Bileceler"den sonra yazdığı son eser, Peygamberimiz'in mucizelerini çocuklarımız için dile getiren "Mucizeler" adlı kitaptır.