Yazara Gore Listeleme

  • Can Dündar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    23 Ayrım
    681,16 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serap Şirin
    Daha 1912 yılında “vatanın mutlaka selamet bulacağına” ilişkin bir inancın, “memleketi sarsan buhran”a ilişkin teşhislerin ve savaşın muhtemel neticesine ilişkin öngörülerin de izleri ve belgeleri var bu satırlarda... Bu anılarda bir an yılgınlığa düşerek emekli olup köşesine çekilmeyi düşünen... Enver Paşa’ya, “Makamınızda gözüm yok, o makam bana küçük gelir,” diye meydan okuyan... Daha 1919 Ağustosu’nda annesine,“Hareketimizin somut neticelerini pek yakında bütün dünya görecektir,” diye yazan... Esir aldığı Trikopis’e Napoléon’u örnek gösteren... İzmir’de kendisine diklenen İngiliz konsolosu odasından kovan... Annesinin mezarı başında ulusal egemenlik yemini eden bir Mustafa Kemal bulacaksınız. Tabii Latife Hanım’la evlenmelerinin ve boşanmalarının öyküsünü, İnönü’yle küslüklerinin içyüzünü, sofrada kopan kimi kavgaların ilginç ayrıntılarını ve Atatürk’ün hastalığının perde arkasını da... CAN DÜNDAR
  • Can Dündar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    67 Ayrım
    565,88 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Murat Bolelli
    Erdal Bey’den en çok aklımda yer eden özellikler: Karşısındakinin mevkii, yaşı, unvanı ne olursa olsun herkese eşit ve bonkörce dağılan, samimi bir kibarlık... Oturduğu odadan bindiği arabaya, giydiği kıyafetten seçtiği sözcüklere değin uzanan, hayranlık uyandıran bir sadelik... Dünya literatürüne girmiş akademik çalışması için bile, “Aslında yeni bir şey değildi,” diyecek kadar özgüven yüklü bir tevazu... Artı güler yüz, çalışkanlık ve nüktedanlık... Bu “son söyleşisi”nde, onun kamuoyunun yakından bildiği bu özelliklerine ilaveten dünyaya, inanç sistemine, ölüme dair fikirleriyle tanışıp filozof yanını da keşfedeceksiniz. 12 Eylül siyaseti, işte böyle bir insanı veto etti. Siyasetin bugünkü kısırlığından yakınırken, unutmamamız gereken bir ayrıntı bu... Anka Kuşu, Can Dündar’ın Erdal İnönü’yle yaptığı nehir söyleşi. Aynı zamanda da, Erdal İnönü’yle yapılan son söyleşi... Çocuk gözüyle Atatürk ve İsmet İnönü arasındaki ilişkiye tanık olmuş; İkinci Dünya Savaşı ve demokrasiye geçiş dönemini, darbeleri yaşamış; bilimsel çalışmalarının yanı sıra çok kritik dönemlerde büyük üniversitelerde de kanlık ve rektörlük gibi görevler üstlenmiş; siyasete atılarak Türk soluna önemli katkılar yapmış kibar, sade, tevazu sahibi, nüktedan ve filozof Erdal İnönü, herkesin çok iyi tanıdığı, içten ve sade tavrıyla kendini anlatırken, tarih yazıyor.
  • Can Dündar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    281,69 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: BURCU TUNA
    31 Mart'ta gericilerin üzerine Hareket Ordusu'yla birlikte yürüyen genç yüzbaşı, siyah cilt beziyle kaplı küçük not defterinin kareli sayfalarına sabit kalemle şunları yazdı: "(...) Faziletli din âlimleri başımızın tacıdır. Fakat şahsi çıkarları ve adi menfaatleri için yalandan âlim kılığına bürünen birtakım hafiyeler ve çıkarcılar elbette kanun pençesinden kurtulamayacaklardır." 16 Kasım 1916 gecesi Bitlis'te öksürük nöbetinden uyuyamadığı bir gece Paris Âdetleri adlı bir aşk romanı okudu.Romanın kahramanı Sappho iki aşk arasında sıkışmış özgür bir kadındı. Romanı bitirdikten sonra günlüğüne şu notu düştü: "Kadınlarla bir arada bulunma, erkeklerin ahlakı, düşünceleri, duyguları üzerinde etki yapar." Yükselen Bir Deniz, farklı bir Cumhuriyet kitabı... (Tanıtım Bülteninden)
  • Can Dündar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    207,36 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Zeynep Örs
    Katran karası bir geceyi haziran bulutlarının arasından yırtarak, avuçlarında kıpır kıpır yıldızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay... "Sana samanyolu getirdim" dedi ve bütün gökkubbeyi yeryüzüne indirmiş gibi mağrur, gülümsedi koltuğumun başucunda... Ayla yıkanmanın keyfini sürdüm bir müddet.. Sonra penceremi açıp onu içeri aldım. Dolunay, samanyolundan ışıklarla eteklerinde; "Haydi" diyordu penceremin dibinde; "Haydi... ebedi baharın ülkesine..." Lakin dolunaya inat; öylesine bitkin ve naçar ki hayat...kopamadım akşam haberlerden, dünyevi kederlerden...Açıp penceremi, salıverdim dolunayımı, Cahit Külebi'den bir şiir fısıldayarak kulağına: "Bir gün geleceğim / alıp şu başımı / bir gün geleceğim / belki de Haziran / bulacak naaşımı / belki de Haziran..." Haziran, bir ozanın naaşını kaldırırken, dolunay samanyolu boyunca efsunlu yıldızlar saçarak uzaklaştı. Bakakaldım peşinden.. Ne gözümü alabildim, ne göze alabildim.
  • Can Dündar
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    2,69 MB
    Eser Türü: Kitap
    Aşka Veda, Can Dündar'ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; "kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri," anlatıyor. Siyasetten ve popüler kültürden kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. "Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş" nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor. Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor. Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda'da.
  • Can Dündar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    23 Ayrım
    868,12 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aysun Sağdıç
    "Bu kitapta Deniz'in durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden Gezi Direnişi patladığında AKM'nin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız." Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar, mektuplar ve belgeler, Can Dündar'ın deneyimli gazeteciliği ve Deniz'in yıllarca sessiz kalan kardeşi Hamdi Gezmiş'in tanıklığıyla birlikte ilk defa bu kitapta gün yüzüne çıkıyor. Devrim ideali peşinde fedakârca koşturmuş bir kuşağı ve dönemin siyasi atmosferini ortaya koyan Abim Deniz Denizlerin "onurlu ve cesur" duruşlarına içten bir selam… (Tanıtım Bülteninden)
  • Can Dündar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    102 Ayrım
    509,46 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serpil Arslanbogan
    "Bu kitapta Deniz'in durgun, fırtınalı, eğlenceli, dalgalı hallerini ve yer yer derinliklerini bulacaksınız. Neden bugün hâlâ on binlerce çocuğun adında yaşadığını, her kesim tarafından sevilip sayıldığını, ölüm yıldönümlerinde nasıl olup da her yıl biraz daha büyüyen kalabalıklar toplandığını, her direnişte, her mitingde isminin niçin ısrarla anıldığını, neden Gezi Direnişi patladığında AKM'nin en görünür yerine onun posterinin asıldığını daha iyi anlayacaksınız." Bugüne kadar özenle saklanan fotoğraflar, mektuplar ve belgeler, Can Dündar'ın deneyimli gazeteciliği ve Deniz'in yıllarca sessiz kalan kardeşi Hamdi Gezmiş'in tanıklığıyla birlikte ilk defa bu kitapta gün yüzüne çıkıyor. Devrim ideali peşinde fedakârca koşturmuş bir kuşağı ve dönemin siyasi atmosferini ortaya koyan Abim Deniz Denizlerin "onurlu ve cesur" duruşlarına içten bir selam… (Tanıtım Bülteninden)
  • Can Dündar
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    Eser Türü: Kitap
  • Can Dündar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    35 Ayrım
    585 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tolga Sezer
    Bundan kırk sene önce, dış haberleriyle Türkiye'ye Avrupa'nın gündemini getirdi; 32. Gün'le, yaklaşık otuz senedir siyasetin nabzını tutuyor. Yazdığı kitaplarla, çektiği belgesellerle yakın tarihimize ayna tuttu. Tabuları yıkarak Abullah Öcalan ve M. Ali Ağca'yla; Thatcher, Mitterrand, Arafat gibi yaşadıkları döneme damgasını vurmuş politikacılarla röportajlar yaptı. Haber programları, otuz beş yılı bulan köşe yazarlığı, araştırmalar... Kazandığı sayısız ödül ve adının üstünde kopan fırtınalar... O hâlâ zirvede; en çok izlenen haber bülteninin anchorman'i olarak hemen her gün milyonların karşısına çıkıyor. Ancak çok azı, ekrandaki adamın ardındaki hikâyeyi bilir. Bebek yaşta babasız kaldığını; talihsiz bir kaza sonucu, çocukluğunu ve gençliğini ameliyatlarla geçirdiğini; zorluklar içinde büyüyerek kendini yoktan var ettiğini... Defalarca mayınlı tarlada ilerlediği hayatında, son olarak ölümcül hastalığına karşı görkemli bir mücadele verdiğini. Görkemli... Zira Birand kaybetmeyi de kazanmayı da, başarısızlığı da başarıyı da bilmeyen biri aslında. Onun tek bildiği ilerlemek, devam etmek; yeni olanı, yapılmamışı yapmak... Her şeye rağmen, ayakta durabildiği müddetçe, kemoterapi odasında bile... "Kitabı, sadece her gece ekrandan evlerinize konuk ettiğiniz bir ismin bilinmeyen dünyasını ele veren bir biyografi olarak değil, aynı zamanda zorluklar içinde yetişen bir insanın hayatla baş etme, zirveye yürüme yolculuğu ve 'Türkiye'de gazetecilik kılavuzu' olarak da ibretle okuyacağınızı umuyorum," diyor Can Dündar, Birand / Bir Ömür, Ardına Bakmadan kitabının önsözünde. Ve onun çeyrek asırlık çalışma arkadaşı, meslektaşı ve her şeyden önce, bir "yazar" olarak, "ardına bakmadan" yaşanmış bu sıra dışı hayatın hakkını fazlasıyla veriyor. (Tanıtım Bülteninden)
  • Can Dündar
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    134,90 KB
    Eser Türü: Kitap
    Ah! yollara çıkmak lazım şimdi... Gride tükenmez krizler, nafile rutinler, virane ilişkiler bırakarak yelkenleri şişirmek lazım... Doldurup bavula ertelenmiş coşkuları, rüzgarları sırtlamak, martıların peşine düşüp asfalt bilmez topraklara koşmak lazım... Serseri bir şişede imzasız bir mektup olup meçhul kıyılara vurmak lazım... Kış bastırdıkça baharın izini sürmek lazım... Unutulmuş paslı bir hançer gibi çekilmek kınından ve yollara sürtündükçe yeniden bilenip ışımak lazım... Ah! gökten yıldız yağıyordur oralarda; dallar hazdan kırılıyordur. Şimdi uzaklarda olmak lazım... Hiçbir zaman sonuca ulaşılmayan tartışma programlarına, magazin sayfalarına ve günlük gazete manşetlerine hapsettiğimiz hayatımızda dünyaya açılan pencereler var. Bir de o varlığını unuttuğumuz pencereleri açmak için çabalayan insanlar. Can Dündar, bu insanlardan biri. Dünyanın birçok şehrinde tanık olduğu yaşamlardan, insan manzaralarından ve olaylardan topladıklarını bir kitabın sayfalarında bize sunuyor. Bir turist gibi gezmiyor Can Dündar. Onun için "gezmek" popüler mekanların önünde çekilmiş hatıra fotoğraflarından çok daha geniş bir anlam ifade ediyor. Gittiği yerlerde yaşananları oradaki insanlarla birlikte yaşıyor, sokaklarda attığı her adımda geçmişin izlerini takip ediyor. Dünyayı içine sığdırabilen insanlardan Dündar, dünya içinde oldukça yerinde duramayan, görmeye doyamayan bir insan. Bu kitap New York'un yalnızlığını, Kudüs'ün gözyaşlarını, Londra'nın grisini, Hakkari'nin umut dolu gülümsemesini evimize getiriyor; zihnimizin pencerelerini dünyaya açıyor. " Ah! Yollara çıkmak lazım şimdi... Geride tükenmez krizler, nafile rutinler, virane ilişkiler bırakarak yelkenleri şişirmek lazım... Doldurup bavula ertelenmiş coşkuları, rüzgarları sırtlamak, martıların peşine düşüp asfalt bilmez topraklara koşmak lazım... Serseri bir şişede imzasız bir mektup olup meçhul kıyılara vurmak lazım... Kış bastırdıkça baharın izini sürmek lazım... Unutulmuş paslı bir hançer

Sayfalar