İkna; kandırma-inandırma anlamlarına gelen bir sözcük.
Kandırmanın bilimi olur mu?
Olursa, böyle bir "bilim" saygın mıdır?
"Bilimsel" tavsifi hak edecek bir çalışmanın taşıyacağı etik kriterler nelerdir. Bu kriterler iknaya ilişkin çalışmaların bilimselliğini kuşkulu kılmıyor mu?Birey ve toplumların ayırt edici ve en mümtaz zenginlikleri olan kültürü, bu denli endüstriyel emtia haline getiren açık-serbest Pazar iknacıları; meşrutiyet temini ve rıza yaratma araçlarıyla boyun eğmeyi bu denli yücelten ve egemen güçlerin egemenliklerini bu denli pekiştirip, ebedileştiren siyasal-yönetsel kurumların inacıları; zihinsel iğdişliği ideolojik amaç olarak benimseyip "ya sustur- öldür-yok et yada kandır-ikna et" hedefine kendilerini kodlamışlarsa; bilimsel yöntemler, araçlara ve birikim, onlara teşne olmaya mecbur mu? Böylesine "onursuz mecburiyet" nasıl savunulur? Dahası, izleyen satırlarda, naif pozitivizme sadakat yeminine hiç ihanet etmeyen kuram ve yaklaşımları siyasal alanda diriltmeye çabalayarak, konusunu "onursuz mecburiyete" icbar eden bu çalışmanız yazarı, kitabının önsözünde okuruna nasıl bir savunma sunabilir. Ben de bilmiyorum.
GETEM
Boğaziçi Üniversitesi
Kuzey Kampüs Kuzey Park Binası
Kat:1 Oda No:114
34342 Bebek / İstanbul
Telefonlarımız :
+90 212 359 76 59
+90 212 359 75 38
Whatsapp Hattı (Sadece mesaj): +90 539 308 95 77
e-posta: geteminfo@bogazici.edu.tr