Yazara Gore Listeleme

  • Cevat Şenol
    insan sesi mp3 - Türkçe
    27 Ayrım
    420,17 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hatice Özcan
    Atatürk daha önce de bazı rahatsızlıklar geçirmiştir. Ancak onu esas sarsan, sonunda onu ölüme kadar götürecek olan bir karaciğer rahatsızlığı olan "siroz"dur. Ama sirozun başlangıcını doktorlar 1936 yılına kadar götürürler. Çünkü halsizlik ve yorgunluk Atatürk'te o yıllarda görülmeye başlar. Hastalığın gerçek belirtileri 1937'de ortaya çıkar. Gittikçe sıklaşan burun kanamalarını, vücutta kaşıntılar izler. Ne var ki, bu kaşıntılar değişik nedenlere bağlanır, hatta 1937 sonbaharında karıncaların bastığı Çankaya Köşkü'nde yoğun bir karınca savaşı bile yapılır. Doktorlar, Atatürk'teki belirtileri görmelerine rağmen doğru teşhis koyamazlar ve hastalığın ilerlemesine neden olurlar. 11 Kasım 1923'te Çankaya'da öğle yemeğinden sonra göğsünde ve sol kolunda ağrı hisseden Gazi'yi ve eşi Latife Hanım'ı orada tesadüfen bulunan Dr. Refik Saydam tedavi etmiş ve Atatürk'ün krizi atlatmasını sağlamıştı. Cumhurbaşkanı iki gün sonra, 13 Kasım 1923'te bir kriz daha geçirince, Prof. Dr. Neşet Omer, Ankara'ya çağrılmış ve Atatürk ile Latife Hanım'ı tedavi etmiştir. İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Neşet Omer (İrdelp) rahatsızlığın çok çalışmaktan, yorgunluktan kaynaklandığını, alkolü, tütünü, kahveyi azaltması, dinlenmesi gerektiğini, bu dinlenmenin Akdeniz sahillerinde yerine getirilmesinin iyi olacağını ifade etmişti. 28 Mart 1938'de, Ankara'ya gelen Dr. Fissenger, Atatürk'ü muayene eden ve karın kısmında az miktarda da olsa su toplandığını belirtti. Dr. Asım Aral ve Neşet Ömer beylere durumu açıkladı ve hastanın istirahat etmesini önerdi. Dr. Asım ifadesine göre Türk doktorları, Atatürk'ten çekindikleri için her şeyi olduğu gibi Atatürk'e söyleyemiyorlardı. 30 Mart 1938'de, Atatürk'ün sıhhatinin endişe verici olmadığı ve bir buçuk ay istirahat edeceği açıklandı. 8 Haziran 1938'de, Prof. Dr. Fissenger tekrar Türkiye'ye gelip, İstanbul'da Savarona Yatı'nda Atatürk'ü muayene etti ve 10 Haziran 1938'de gerekli direktifleri verdikten sonra ayrıldı. Atatürk bu rahatsızlığı arasında Hatay sorunu ile çok ilgilenir. Hatta 19 Mayıs 1938'de hasta hasta Mersin'e, İskenderun'a gider. Adana'da güneş altında Türk ordusunun geçit törenini izler. Atatürk, Mersin dönüşü Ankara'ya uğrar. Ankara'da fazla kalmaz, 27 Mayıs günü İstanbura gider. Dr. Reşat Belger'in ifade ettiği üzere, Atatürk'ün hafızasında bir zayıflama olmamıştır. Oysa bunun tersini ortaya atanlar vardı. Ancak, durumu iyi değildi ve Fissenger de durumu iyi görmüyordu. Eylül sonlarına doğru Atatürk'te kımıldayacak hâl kalmamıştı. Hâlsizliğinden sigarayı parmaklarının arasında tutamıyordu. Atatürk, ilk kez ağır komaya, 16 Ekim 1938'de girdi.
  • Cevat Şenol
    insan sesi mp3 - Türkçe
    23 Ayrım
    779,85 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Fadime Yılmaz
    Şükrü Kaya anlatıyor: 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaların birinde, masada idik. Pek çok memleket meselesinin istişare edilmesinin ardından, Paşa'ya ara sıra aklıma gelen, ama bir türlü sormaya fırsat bulamadığım şu soruyu yönelttim: Paşam, İstiklal Savaşı'nda Başkomutan sıfatıyla muhaberelerde verdiğiniz emirler bir yerde toplanmış mıdır? Verdiği yanıt şu oldu: Bir gün Kurtuluş Savaşı'nın, Milli Mücadele' nin askeri tarihini ayzacaklar, belki de benim Başkomutan sıfatıyla verdiğim bir yazılı ve imzalı emrime rastlamayacaklardır. Savaş arkadaşlarım buradadır, hep bilirler; ben muhaberede daima o cepheden bu cepheye gider, yapılması gereken hareketleri komutanlara dikte eder, onlara not ettirir ve kendilerini de inandırdıktan sonra , Şimdi ordu birliklerimize derhal bu hareketlerin yapılmasını kendi imzanızla bildiriniz. derdim.
  • Cevat Şenol
    insan sesi mp3 - Türkçe
    30 Ayrım
    524,44 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sengül Budanur
    Atatürk, Mersin'e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret ederek sormuş: -Bu köşk kimin? -Kirkor'un... -Ya şu koca bina? -Yargo'nun -Ya şu? -Salomon'un... Atatürk biraz sinirlenerek sormuş: -Onlar bu binaları yaparken siz nerede idiniz? Toplananların arkalarında bir köylünün sesi duyulur: -Biz mi nerede idik? Biz Yemen'de, Tuna Boyları'nda, Sakarya'da savaşıyorduk paşam... Atatürk bu anısını naklederken: Hayatımda cevap veremediğim tek insan bu ak sakallı ihtiyar olmuştur, der dururdu... (Tanıtım Bülteninden) Sayfa Sayısı: 288