1970lerde, sancılı yıllarda Türkiye.. İçten ve dıştan, sağdan ve soldan ideolojik saldırılar altındaki ülke ve şaşkın iktidar..Üniversitede, sokakta silahlı terör..İşkence ile öldürülen bir gencin hikayesinde bütün acılığı ile ortaya çıkan ve sonuçta askeri darbelerin ve bugünlerin oluşmasındaki etkenlerin anlatıldığı, gerçek olaylardan ve kişilerden esinlenmiş bir kurgu olan bu romandan etkilenmemek mümkün değil...." bize verilenler, yayınlar, seminerler, telkinler, temeldeki kıymet hükümlerine ters düşmüyor, bir uygunluk var. Sanki ailemizden, atalarımızdan aldıklarımızla, içinde büyüdüğümüz toprak soluduğumuz hava gibi bir bütün oluşturuyorlar. Diğerlerine verilenler ise temel değer hükümlerine ters düşüyor ya da değerler boşluğu oluşturuyor...Biz bir yerde hürüz, seçme imkanımız var. Onlarınsa yok, o zavallı şehir çocukları hür değil. Temel değer hükümleri yok, uzatılanı üzerinde düşünmeden, karşılaştırma imkanı bulmadan kapmaya hazırlar. Açlıklarını, hürriyet duygularını, merhametlerini, insancıl düşüncelerle doyurmaya çalışıyorlar. İnanıyorlar..inanan genç kurşun da atar, kurşuna da gider..."