Yazara Gore Listeleme

  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    4 Ayrım
    57,46 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Figen Şahin
    Fransız Film yönetmeni Albert Lamorisse'in çocuklar için yarattığı Kırmızı Balon adlı filmi ilk gördüğümde 20 yaşındaydım. İlerleyen yıllar içinde birkaç kez daha gördüm. Son olarak da video kopyası geçti elime. Her izleyişimde o çocukça hüznü yeniden yaşadım. Filmin kahramanı küçük Paskal, filmin bir yerinde 'balon' diye seslenir. Filmdeki tek konuşma da budur. Video bantı günlerce, kare kare izledim; ince ince notlar aldım; sonra da geçtim makinenin başına, bu kitabı yazdım. Bu güzel filmin yazılı bir öyküsü yoktu. Ama şimdi var. Elinizdeki kitap, Albert Lamorisse'in yarattığı Kırmızı Balon adlı filmin kitabıdır, sevgili küçük Paskal ile kocaman Kırmızı Balon'un yazılı öyküsüdür. Yazarken bir amacım da, kitabı, kitabı, filmin yaratıcısı Albert Lamorisse'e göndermek, onu şaşırtmaktı, sevindirmekti. Artık onun yaşamadığını nereden bilebilirdim. Bu büyük ustanın, hem de yine çocuklar içim yeni bir filmin çekimi sırasında bir helikopter kazasında ölmüş olduğunu öğrenince çok üzüldüm. Ço sevdiğim bu kitabımı, onun filminden aldığım birkaç fotoğrafla süslemekten kaçınmadım. Altında yattığı toprak yığınından gökyüzüne ren renk balonlar uçuran sevgili Almert Lamorisse'e adıyorum bu kitabımı. Toprağına balonlar yağsın. Erdal Öz Seslendirenin Notu: Canım ablamın çocukken bana hediye aldığı bu güzel çocuk romanını defalarca okudum. aynı Paskal gibi birçok kez balonlarım gökyüzüne uçuverdi. Ağlayarak baktım arkalarından. Annem Paskalın annesi gibi hiç sevmezdi balonları. Sonra büyüdüm. birgün anne oldum ve çocuğuma defalarca okudum Kırmızı Balon'u. O da çok sevdi. Defalarca okumamı istedi benden ve sessizce, ilgiyle, sevgiyle dinledi. Çok balon aldım ona rengarenk balonlar. Bir gün kitap fuarında bir tane daha Kırmızı Balon kitabı aldık. Ve yazarı Erdal Öz oğlumun gözlerinin içine sevgi ile bakarak "Yalın kardeşim, Güzel günlerin çok olsun" diye imzaladı kitabını 13 Mart 2004'te. Onun Albert Lamorisse'e dediği gibi toprağına balonlar yağsın.
  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    20 Ayrım
    141,44 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ayşe Çetinkaya
    Sanatta “bulmak” tehlikedir. “Aramak” ise sanatın cennete giden tek ve biricik yoludur. “Aramak”ların sonunda “Bulmak”lar vardır. Ama “Aramak” sonu olmayan, bitmeyen bir çabadır. “Bulmak” ise bir donukluktur, donmaktır, heykelleşmektir. Türkiye’nin iki genç aydını, şair Türkân İldeniz’le yazar Erdal Öz, ülke ’60 İhtilali’ne yol alırken tanışır ve duygusal, coşkulu, aşkla ve edebiyatla dopdolu bir ilişki yaşarlar. Bu kitapta, Erdal Öz’den Türkân İldeniz’e gönderilmiş mektupları okuyacaksınız. Dönemin önemli dergi ve gazetelerinde eleştiriler kaleme alan Erdal Öz, yalnızca coşku dolu sevgi satırları koymamış bu mektuplara, edebî değerlendirmeler de göndermiş şair sevgilisine. Yaşamayı Nasıl Özledim Bilsen! edebiyat okurları için tam bir hazine... Denizleri, suları gör düşlerinde. Biz dağlara gidiyoruz YABAN’la. YALNIZLIĞIMIZIN dağlarında at koşturacağız. Uyu sen.
  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    3 Ayrım
    172,32 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hatice Hasar
    Alçacıktan Kar Yağar. Böyle sormuş halkımız. Bilin bakalım bu bilmeceyi. Bu bir oyun, bir eğlence. Bütün bilmeceler birer eğlence, oyalanma aracıdır, birer zeka oyunudur. Genellikle, üstü kapalı biçimde, ipuçları vererek, bir şeyi sorar bilmeceler. Amaç, bu oyunda, karşısındakinin bilgisini, zekasını yoklamak, onu düşünmeye, bulmaya zorlamaktır. İşte bu kitapta, halkımızın yarattığı binlerce bilmece arasından, çocuklar için seçip derlediğimiz birbirinden güzel bilmeceler bulacaksınız.
  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    168,53 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yurdanur Sıla Şener
  • Erdal Öz
    metin
    1 Ayrım
    363,92 KB
    Eser Türü: Kitap
    İyi bir romanın yaşamdan daha gerçek olabileceğini, Erdal Öz'ün romanını okuduktan sonra bir daha anladım... Ve insan bu romanı okurken insanlığından, yaşamından, konuşmaktan, görmekten, soluk almaktan utanıyor. Bu romanı okuduktan sonra savaşsa savaşa eyvallah, ölümse ölüme eyvallah, ama işkence!.. Bu roman direnen adamın destanıdır. Kendi bedeninin güçsüzlüğünü yenen, aşağılanmayı yenen, iğrençliğini yenen, hastalıklarını yenen, gücün bile üstünde bir gücün destanıdır bu roman... Bir şey daha söylemeliyim bu roman için: anlatılan ne kadar gerçekse ya da gerçekten daha gerçek duygusunu veriyorsa, dil de o kadar güzel olur. Gerçeğin dili güzel oluyor. Erdal'ın dibe çökmüş, mayalanmış ustalığı burada... "Yaralısın", romanımızın unutulmazları arasına girecektir
  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    22 Ayrım
    249,50 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ayal Gökçe
    Gülünün Solduğu Akşam'ı okuyanlar ve unutamayanlar, o kitabı besleyen tutukevi koşullarının , yazgıların, acıların bir anlamda daha derinlerine inecekler Defterimde Kuş Sesleri'ni okurken. Erdal Öz bir kuşağı etkileyen, yıkan olayların içinde yaşayarak ilk elden tanığı oldu. 70'li yıllarda iki kez tutuklanarak cezaevinde aylar geçiren bir siyasi suçlu olarak pek çoğu birbirine benzeyen kaderleri geri dönüşlerle ve sonraya gidişlerle anılarında anlatıyor. Gülünün Solduğu Akşam'da ve öykülerinde eksik kalan, yazıya dökülmeyen her şey Defterimde Kuş Sesleri'ndeki anılarında.
  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    30 Ayrım
    407,54 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nevin Peker
    Ben, kendi yazdıklarımın ilk okuruyum. Yazdığım her cümle, her paragraf, okur olarak kendimi düşünüp yazdığım, okur olarak benim beğenimden süzülüp geçecek cümleler, paragraflardır. Benim kafamdaki okurum "ben"im, kendimim. Başkaları beni ilgilendirmez. Öyleyse, benim okurum, benim yazdıklarımdan hoşlanabilmek için, benim yapımda, benim düzeyimde, benim beğeni düzeyimde biri olmak zorundadır. Erdal Öz, çok genç yaşında şiirler, öyküler, inceleme yazıları yazarak başlamıştı edebiyata. Dönemin Pazar Postası, Yeditepe, a Dergisi gibi ünlü sanat dergilerinde cesur yazılar kaleme almış, 71 Askerî Muhtırası'nı izleyen tutukluluk süreçlerinde öyküye, edebiyat yazılarına ara vermek zorunda kalmıştı. Bu kitap, edebiyatımızın bu önemli isminin düzyazılarını bir araya getiriyor. Onu daha yakından tanımak, edebiyat görüşünü doğrudan öğrenmek için okura olanak tanıyor. (Tanıtım Bülteninden)
  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    223,22 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Gonca Küsen
    Düşünüyorum da, Odalarda l960'ta yayınlanan ilk biçimiyle de, bu son biçimiyle de bir serüven romanı değil, hem hiç değil. Roman, sürükleyiciliğini olayların şaşırtıcı akışından almıyor. Öyle okunup bir başkasına kolayca özetlenip anlatılacak çarpıcı bir konusu da yok. Roman, başından sonuna, dingin bir anlatımla sürüp gidiyor. Romanın bitişi de öyle. Tıpkı başladığı gibi. Bilmiyorum, bazıları için sıkıcı gelebilir, ama ben, bu dingin anlatış biçimi içinde, okuyanın ilgisini asıl ayrıntılarla ayakta tutmaya çalıştım. Bu da -bütün usta yazarlarda gördüğüm- müthiş bir yalınlığı gerektiriyordu. Bu yalınlığı başarabildim mi, bilemem. Bu kararı okurlar verecek. -Erdal Öz-
  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Gülnur Onur
    ... Bu öykülerin ortak bir özelliği daha var: Bir yeniyetmenin gözüyle anlatılmaya çalışılan yaşanmış hüzünlü zamanlar; anlar, günler, aylar. Ama bu öyküler, bir anılar toplamı değil. Elbette yazdıklarımda kendi çocukluk, yeniyetmelik dönemimden yola çıkışlar oldu; ama anılarımı yazmadığım bilinmelidir. Hangi öykü, yaşanmış bir zaman kesitinden, bir küçük görüntüden yola çıkmaz ki. Ama iyi bir öykü, yalnızca yaşanmışların anlatısı olamaz, bununla yetinemez. Yaşanmışlık duygusunu verebilmek, okurun yüreğinde yer edebilmek, o anlatının, o öykünün başarısı sayılmalıdır.
  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    5 Ayrım
    69.2 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Gizem Er
    "...Kiminiz damlara çıkıyor, kiminiz, ikişer kişi, evlere dalıyorsunuz. Yanık odun, yanık tezek kokan basık damlı, kerpiç duvarlı ev içleri sıcacık. Yerde allı yeşilli kilimler. Ocakta yanan üç kalın odun. Ateşin üzerinde kararmış büyük bir tencere. Köşelerde dürülmüş döşekler, kenarlarda kilim kaplı minderler. Duvar oyuklarında yuvarlak aynalı gaz lambaları. Duvarın ortasında bir kırık ayna. Yanında birkaç fotoğraf. Aradığınız ne? Arayıp da bulamadığınız? Niye bu baskın? Ortalığı dağıtıp, döşekleri yastıkları didikleyip, öteberiyi tekmeleyip eğilerek dışarı çıkıyorsunuz küçük basık kapıdan. Kadınlar yüzlerini kapatmışlar. Yaşlı erkekler tedirgin; hepsi başlarını eğmişler. Başın eğik geçiyorsun önlerinden. Kimseyle göz göze gelmek istemiyorsun' Elbette kendi yaşantılarımdan yola çıkarak yazdım bu öyküleri. Ama hiçbiri bire bir 'yaşanmış olan' değildir; belki yaşanacak olandır; yaşatacak olandır. Yazarken değil ama, yazıp bitirdikten sonra, her öykünün, kendi gelişimini, oluşumunu gerçekleştirmeye çalıştığını gördüm. Öyküyle benim aramda sık sık sürtüşmeler, didişmeler oldu. Ama sonunda, öyküyü yazmaya beni iten 'yaşanmış olan'dan bambaşka, yepyeni bir gerçeklik çıktı ortaya. Öykünün büyüsüydü bu. Bu doyumu, bu keyfi, bu büyük acıyı dile getirmek çok zor.

Sayfalar