Yazara Gore Listeleme

  • Gönül Çatalcalı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    28 Ayrım
    631,31 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sema Özer
    “Su… O ki toprağın can damarı; yeryüzünü yıkayan, saydam yağmurla gelen, ak gelinlik gibi karla inen şifa, hayatın olmazsa olmazı.” “Karanlıkta su sesi doluyordu kulaklarına, kırış kırış olmuş derisinin altında, damarlarında geziniyordu sanki derenin kolları. Çilelerle dolu göç yolunun bir bağışıydı bu ses; kuşkularla, korkularla geçen zamanın acısını azaltmak istercesine, her biten günün ardından doğan güneşin cömertliğini sunuyordu. Bu kutlu ses, koskoca dünyada kum tanecikleri gibi savrulup kaybolmadıklarını, usul usul akan mucizeyle yenilendiklerini söylüyordu Hüma’ya.” Gönül Çatalcalı, bu romanını Ege ve Güneydoğu ekseninde kuruyor. Birbirinden bunca uzak iki bölgeyi su, göç ve aşk üçgeninde birleştiriyor büyük bir ustalıkla. Yakınlarda aradığımız iyiliklerin uzaklardan geldiğini, uzak olmasını dilediğimiz kötülüklerin bir nefes ötemizde durduğunu işaret ediyor. Heyecanlı kurgusu, farklı dili ve su gibi akan anlatımıyla.
  • gönül çatalcalı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    164,66 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: aysan soma
    Saçlarını sıfıra vurun! En az iki yıldır makas değmemiş, seyrek kırçıl saçlarını, burada giydirdikleri garip deli giysisinin üzerinde, ayaklarının dibinde görünce bir tuhaf oldu. Düşüncelerinden tutuklanmıştı, saçlarından ne istiyorlardı? Hem... Üç yıldır bildiri ve izinsiz dergi bastıkları, ön bölümü market olarak işletilen küçük çaplı matbaayı nasıl bulmuşlardı? Belki de biri... Bir muhbir... Neyse, bunları düşünecek daha çok zamanı olacaktı nasılsa... Sevgilisi ne denli yalvarmış, dokunaklı sözler etmişti ona; baktı olmayacak, tehditler savurmuştu da oturtamamıştı kendisini berber koltuğuna. "Anarşist gibi görünüyorsun, adamlar fırsat kolluyorlar tutuklamak için..." Oysa oysa matbaayı falan bilmiyordu Asiye! Yerel bir gazetedeki köşe yazılarından korkuyordu, dili uzun olduğu için. Onu kırmak pahasına, bu seyrelmiş, kırlaşmış uzantılarını kestirmemekte ayak diretmişti.
  • gönül çatalcalı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    27 Ayrım
    645,02 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: aysan soma
    Işıklı kentlerin dönüp bakılmayan, bakılsa görülmeyen, görülse de unutulması yeğlenen yüzleri, onca gürültüde duyulmayan kaba, hoyrat sesleri, fazla kurcalanmayan hikâyeleri vardır. “İnsanlar değişiyor, sesler değişmiyordu. Sesler her yerde aynıydı; yoksulluğun, yorgunluğun, hiç dinlenmemişliğin sesleri… Bütünden parçaya yayılan, parçadan bütüne evrilip koca bir çığa dönüşen açlığın sesleri…” Gönül Çatalcalı kentin çöplüklerinde dolaşıyor bu kez, didikliyor kimsenin görmek istemediği kirli poşetleri. Konuşan, anlatan hatta bangır bangır “ben buradayım" diye bağıran bir çöp dağının efsanesini yazıyor. Her romanında ateşe biraz daha yaklaşan Çatalcalı, bu kitabında ateşi elinde tutuyor.
  • Gönül Çatalcalı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    32 Ayrım
    500,41 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Seçil Kılıç
    Gönül Çatalcalı bu kez, toplumun başka bir yüzüne çeviriyor objektifini, kaldırım taşları hurafelerle örülmüş Hamdüsena Sokağı’na. Kadınlarına, hayatın renklerini soldurarak ağır ağır ölmeyi emreden bir aile tutukevine... Günümüz Türkiye’sinde, ülkeye bu sokakta yetişen bir genç kızın perspektifinden bakarak, bir kırana dönüşen olaylar ağını, bir başlangıcın tarihini, sarsıcı bir bitişin hikâyesini anlatıyor, titiz bir dil işçiliği ile... Çatılarının altında derin sessizlikler, içine büzülmüş acılar, kırık sevinçler saklayan bir şehir... Aynı dünyada yan yana durmayı başaramayan onca insan... Gücün her çeşidine, iktidara, sahipliğe soyunan hesapçı bakışlar. Boşluğuyla yokluğa dönüşmüş bir baba. Kendilerine biçilen değersizleştirmeyi hayatın bir gerçeği olarak kabul eden ev kulu kadınlar... Ama göçe hazırlanan kırlangıçları kim durdurabilir?
  • Gönül Çatalcalı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    25 Ayrım
    607,48 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aysan Soma
    Bir insanın hikâyesi, aynı zamanda “öteki”lerin de hikâyesi midir? Kelebek etkisi hangi okyanuslarda hangi dalgalara neden olur? Hayaller çalınabilir mi? Sevginin tarifi nasıl yapılır? Aynanın iki yüzünü aynı anda görmek olası mıdır? Bir ölüm kaç kişiye dokunur da geçer? İmdi, Dikensiz gül bahçesi bekleyenlere bülbülün çilesini anlat. Sabaha dek yürekten özsuya karışan kanı… Azar azar, her an biraz daha tükenerek, nağme nağme yok oluşu, sızılı… Kim ki yürekten sevmez, ona dememeli / bu meseli. Kim ki anlamak istemez, o ne güldür ne diken… Soğumaya durmuş iklimde kıvılcım aramak yaz güneşinden, dilden dökülmeyeni ötekinin anlamasını beklemek kadar boş. Öyleyse ağustos böceği mi olmak gerek, bin im bırakmaktansa orman yoluna ekmek kırıntılarıyla. Hangi kulak duyarsa, hangi bedene ait. Geçmişin yükünü, seni var edenlerin kösnül ağırlığını sırtında taşımak nasıl bir eziyettir ki masumiyeti çiğner geçer. Aklın sınırları zorlanmaya, gizler kılıfından çıkmayagörsün. İşkencedir en eğlenceli oyun…