Yazara Gore Listeleme

  • Hakan Günday
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    10,61 MB
    Eser Türü: Kitap
    Yeraltı edebiyatının korkusuz ismi Hakan Günday'ın kaleme aldığı bir eser okumak ister miydiniz? Savaşlar, komplolar ve barış senaryoları eşliğinde insanın nasıl barışacağını ele alan yazar, günümüzün ve geleceğin sorunlarıyla karşınıza çıkıyor. Irkçılık, göç olgusu, siyasetin kirli oyunları ile iç içe geçmiş politik bir roman okumak isterseniz Zamir tam size göre! Öyleyse gelin, kitabın içeriğinden kısaca bahsedelim. "Zamir" adlı kitabı neden okumalısınız? Kitap, henüz çocuk yaşta hamile kalan Zerre'nin doğum yaptıktan sonra oğluna iyi bir hayat yaşatmak istemesiyle başlıyor. Çocuğunun kaderinin kendisine benzemesini istemeyen Zerre, yaşama şansının olduğu bir hayat için onu, Türkiye-Suriye sınırındaki bir göçmen kampına bırakıp gidiyor. Fakat 6 aylık bir bebek olan Zamir'in hayatı kampta patlayan bir bomba ile değişiyor. Bombanın etkisiyle yüzü tamamen deforme olan Zamir, uzun tedaviler sonucunda hayata tutunmayı başarıyor. Yardım kuruluşları tarafından gördüğü ilgi ve destekle ünlenerek medyanın ve dünyanın ilgi odağı hâline geliyor. Fakat büyürken geçirdiği zorluklar ve özel durumu yetişkinlik yaşamında da etkisini kaybetmiyor çünkü Zamir, kendisini hiçbir yere ait hissedememenin sıkıntısını yaşıyor. Birinci Dünya Barışı Vakfı'nda çalışan Zamir; tüm dünyaya barış getirebilmek, problemleri çözebilmek ve savaşı önleyebilmek için bir aracı oluyor. Sözde barış isteyenler aslında savaşı çıkaranlar olabilir mi? Yardım adı altında yapılanlar bir kandırmacadan mı ibaret? Tüm bunların farkına varan Zamir bundan sonra nasıl davranacak? Önce savaş çıkarıp sonra barış satmaya çalışanların hikâyesini okuyacağınız eser; savaş, siyaset, göçmenlik ve yardım kuruluşlarının yozlaşmasını anlatarak pek çok konuya ışık tutuyor.
  • Hakan Günday
    insan sesi mp3 - Türkçe
    16 Ayrım
    221,56 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: TANER KÜÇÜK
    Bu hikâyeyi kimseye anlatmadım. Kayra’ya bile anlatmadım. Ne o sordu ne ben söyledim. İşlediğim ilk cinayet hakkında hiç konuşmadım. Tek kelime bile etmedim. Ama Kayra hep konuştu. Oysa gerek yoktu. Çünkü yanındaydım. O yaşlı adamı öldürdüğünde oradaydım. Kayra ilk cinayetini bir yastıkla işledi. 93 yaşında felçli bir adamdı. Ama felçli olması yetmedi. Kayra uyumasını bekledi. Kayra, 93 yaşında, felçli bir adamı uykusunda boğarak öldürdü. Sonra dönüp bana baktı. “Hiçbir şey hissetmedim” dedi. “Hiçbir şey hissetmiyorum” dedi. “Hiçbir şey hissetmeyeceğim” dedi. Ve o eski köy evinden çıkıp Abidjan’da bir bara gittik. Karşılıklı oturup birer flag istedik. O an soracak sandım. Çünkü söz vermiştik birbirimize. Afrika’daki ilk ayımızda ikimiz de birer cinayet işleyecektik. Kinyas ve Kayra katil olacaktı. Böylece asla dönemeyecektik evlerimize. Derz, Hakan Günday’ın çeşitli mecralarda yayımlanmış öyküleri ile Anakara Seyir Defteri adlı fanzininden sayfaları bir araya getirdi. İyi okumalar, iyi seyirler!
  • Hakan Günday
    insan sesi mp3 - Türkçe
    20 Ayrım
    267,24 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sinem Arslan Esmeray
    " Piçler açtı. Piçler kirliydi. Ter, toz ve çamur korkuyorlardı. Üşüyorlardı. Ama gülüyorlardı. " Piçlerin çocukları olmaz. Piçler, aşık oldukları kadınların kendilerini kurtaracaklarını düşünür. Oysa hiçbir kadın dünyaya bir piçi kurtarmak için gelmemiştir. Piçlere sır verilebilir. Ölümleriyle son bulan sırdaşlıkları vardır. Piçlerin cinsel hayatı düzensizdir. Piçlerin bedenleri ve akılları, diğer insanlarınkinin aksine nasırlaşmaz. Onların nasırlaşan tek yerleri ruhlarıdır. Piçler sadece kendi aşklarına saygı duyarlar. En yakın dostlarının kadınlarına dil ve el uzatabilirler. Bu durumda piç tabii ki suçlu, ancak piçlik meşrudur. Piçler düzensiz hayatlarında düzenli olarak içki içerler. Belli sayıdaki kadehten sonra sarhoş olup sızarlar. Sızdıkları yerin adı huzurdur Piçlerin babalarıyla olan ilişkileri mezar taşı kadar soğuk, yeni dökülmüş kan kadar sıcaktır. Piçler insan öldüremedikleri, ağır suçlar işleyemedikleri, korkak ve hain oldukları için yaşadıkları yerleri zorunlu kalmadıkça terk etmezler. Piçin davranış ve tercihlerini sadece bir başka piç kabul edebilebilir olarak değerlendirir ve "Neden?" diye sormaz. "Neden?" sorusu piçliği yok eder.
  • Hakan Günday
    insan sesi mp3 - Türkçe
    41 Ayrım
    567,98 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ebru Latifoğlu
    Yeni bir binyılın arifesinde, Birinci Dünya Barışı Vakfı’nda çalışan Zamir’in görevi ne pahasına olursa olsun savaşları durdurmaktır. Baş döndüren barış senaryoları, komplolar ve mücadeleler içinde Zamir şu soruya yanıt arar: İnsan nasıl barışır? “Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. Demek ki Samanyolu ve içindeki güneş ve etrafındaki dünya ve üzerindeki insan ve aklındaki her şey bir şarapnel. Düşüncesi, inancı, duygusu, icadı, hepsi. Demek ki insan insana saplanmak için var… Zaten öyle olmasaydı bu kitap olmazdı.”
  • Hakan Günday
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    2,22 MB
    Eser Türü: Kitap
    Biz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu hikâye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir insan kaçakçısı, Gazâ da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta. "Doğu ile Batı arasındaki fark, Türkiye'dir. Hangisinden hangisini çıkarınca geriye Türkiye kalır, bilmiyorum ama aralarındaki mesafe Türkiye kadar, ondan eminim. Ve biz orada yaşıyorduk. Her gün politikacıların televizyonlara çıkıp jeopolitik öneminden söz ettiği bir ülkede. Önceleri çözemezdim ne anlama geldiğini. Meğer jeopolitik önem, içi kapkaranlık ve farları fal taşı gibi otobüslerin, sırf yol üstünde diye, gecenin ortasında mola verdiği kırık dökük bir binanın ada ve parsel numaralarıyla yapılan çıkar hesapları demekmiş. 1.565 km uzunluğunda koca bir Boğaz Köprüsü anlamına geliyormuş. Ülkede yaşayanların boğazlarının içinden geçen dev bir köprü. Çıplak ayağı Doğu'da, ayakkabılı olanı Batı'da ve üzerinden yasadışı ne varsa geçip giden, yaşlı bir köprü. Kursağımızdan geçiyordu hepsi. Özellikle de, kaçak denilen insanlar… Elimizden geleni yapıyorduk... Boğazımıza takılmasınlar diye. Yutkunup gönderiyorduk hepsini. Nereye gideceklerse oraya… Sınırdan sınıra ticaret… Duvardan duvara…"
  • Hakan Günday
    insan sesi mp3 - Türkçe
    40 Ayrım
    419,15 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mine Pamir Lübiç
    Teknoloji, insanların davranışını, ahlakını, sosyoekonomik ilişkilerini, asla geri dönülmeyecek bir biçimde değiştiriyor. Söz konusu değişim, insanlığın amacından sapmasına ve doğadışı, adsız bir türün yeşermesine neden oluyor. İnsanlığın bin çabayla iki bin yılda yarattığı asgari ahlak, elli yılda televizyon tarafından çiğneniyor.Ve on yıldır da internet tarafından yutuluyor. Bireyin yalnızlığı, toplum dışına çıkmasıyla sonuçlanıyor.Toplum dışına itilen (ya da bunu kendi tercih eden) birey, kendi doğrularını yaratıp onlarla yaşamaya başlıyor. Zamanla toplum ile birey arasında genişleyen ahlak farkı, ikisinin de hastalanmasının temel nedeni oluveriyor. Hakan Günday "Azil"de içinde yaşadığımız toplumsal yapıya yönelen eleştirisini, modern insanın "hiç"leşme sorunsalını, gerçek, hayal, kâbus arasındaki geçişler ile zaman ve mekân geçişlerini, yer yer sertleşen ifadelerle öyle ustalıkla aktarıyor ki, okuyucuyu adeta tokatlıyor. Yazdıklarıyla uçları zorlayan genç yazar Hakan Günday her ne kadar yeraltı edebiyatı yapmadığını söylese de, insanı rahatsız ve tedirgin edici, hem sisteme karşı olan hem de sistemle iç içe geçen karakterlerine ustalıkla can veriyor. Günday, ana karakteri Asil'in psişik özelliğine ve dünya algısına uygun bir dili de büyük bir beceriyle kullanıyor.Roman boyunca çok sayıda felsefi tanımlama ve tespit, ana karakterin üslubuyla sıralanıyor. (Tanıtım Bülteninden)
  • Hakan Günday
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    229,86 KB
    Eser Türü: Kitap
    Kimsenin birbirine bakmadığı, yalan, ihanet, şiddet, tecavüz ve acımasızlıkla yoğrulmuş, yalnızca hayallerin göz göze geldiği bir hayattan intikam almanın en iyi yolu yaşamaktır. Anlam aramak boşunadır ve her şeyin "hiç"e dönüşmesi gerekir. Henüz on ikisinde Berlin'de dört kişinin tecavüzüne uğrayan Zargana, bu olaydan sonra kendini insan sınıfından sıyırır. Ne var ki insan olmaktan uzaklaşıp "hiç"e yaklaştıkça kendisine döner; aşık olur. Parçalanmış benliğini onarmak için, başkalarının oynadığı bir "hayat oyunu"nu sahnelemeye koyulur... Türk edebiyatında şimdiden farklılığını kanıtlamış olan Hakan Günday, Zargana'da bunca karmaşık bir öykünün altından yalın ve duru bir anlatımla kalkıyor. Hayat, varlık, hiçlik, oyun, zeka, kudret ve acizlik arasında gidip gelen bir metin.
  • hakan günday
    insan sesi mp3 - Türkçe
    34 Ayrım
    1016,12 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aynur Şahinkösen
    Çocukluk arkadaşı olan ve 30’larına yaklaşmış olan iki adamın, Afrika’dan önce Amerika’ya daha sonra Türkiye’ye uzanan şiddet ve cinsellikle dolu hayat hikayeleri anlatılmaktadır.
  • Hakan Günday
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    587,70 KB
    Eser Türü: Kitap
    Piçlerin çocukları olmaz. Piçler, aşık oldukları kadınların kendilerini kurtaracaklarını düşünür. Oysa hiçbir kadın dünyaya bir piçi kurtarmak için gelmemiştir. Piçlere sır verilebilir. Ölümleriyle son bulan sırdaşlıkları vardır. Piçlerin cinsel hayatı düzensizdir. Piçlerin bedenleri ve akılları, diğer insanlarınkilerin aksine nasırlaşmaz. Onların nasırlaşan tek yerleri ruhlarıdır. Piçler sadece kendi aşklarına saygı duyarlar. En yakın dostlarının kadınlarına dil ve el uzatabilirler. Bu durumda piç tabii ki suçlu, ancak piçlik meşrudur. Piçler düzensiz hayatlarında düzenli olarak içki içerler. Belli sayıdaki kadehten sonra sarhoş olup sızarlar. Sızdıkları yerin adı huzurdur. Piçlerin babalarıyla olan ilişkileri mezar taşı kadar soğuk, yeni dökülmüş kan kadar sıcaktır. Piçler insan öldüremedikleri, ağır suçlar işleyemedikleri, korkak ve hain oldukları için yaşadıkları yerleri zorunlu kalmadıkça terk edemezler. Piçin davranış ve tercihlerini sadece bir başka piç kabul edilebilir olarak değerlendirir ve "Neden?" diye sormaz. "Neden" sorusu piçliği yok eder.
  • Hakan Günday
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    290,35 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aynur Şahinkesen
    "Topaz Jewellery Center evrenin en büyük kuyumcusudur. Temeli Kapalıçarşı'da, çatısı Antalya'dadır. Çatının altında dört kat yatar. Her biri yedi yüz metrekaredir. Topaz'ın penceresi yoktur. Havalandırma sistemi eşsizdir. Bina, var olmayan bir ülkenin büyükelçiliğine benzer, içine adım atıldığında Türkiye'den çıkılır. Dışarıdan Kabe'ye, içeriden ana rahmine benzer. Topaz, üç delikli bir kasadır. Her deliğin şifresi farklıdır. Birinci delik ana giriştir. Ön cephenin balina grisi rengindeki duvarı, hayat geçirmez camdan üretilmiş kapılar taşır. Girerken yüksek, çıkarken alçak görünmesinler diye doğu cephesinde ikizleri vardır. Topaz'ın ikinci deliği doğu cephesindeki siyah camdan kapılardır. Binanın bağırsağına denk düşen arka cephedeyse duvarla aynı renkte tokmak taşıyan balina grisi demir bir kapı vardır. Topaz'a giren birinci deliği, çıkan ikincisini kullanır. Çünkü Topaz'a girmiş olan turistle, girecek olan turist karşılaşmamalıdır. Topaz'da çalışansa girip çıkmak için, duvara gömülmüş, görünmez delikten geçer. Topaz Jewellery Center, evrenin en büyük kuyusudur."

Sayfalar