Yazara Gore Listeleme

  • John Fowles
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    165,32 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aytun Sezer
    Ağaçlar, yazarın iç dünyasını tanımak için benzersiz bir olanak ve yapıtlarındaki esini gerçekten anlayabilmek için bir anahtar sunuyor. John Fowles olgun bir sanatçıyken aktardığı, hem çocukluğundan kalma hem de sanatıyla ilgili bu çok etkileyici anılarında, doğanın onun yaşamında bıraktığı büyük etkiyi ve doğayı kategorize etme, evcilleştirme ve sonuçta sahiplenme konusunda geleneksel dürtülerimizin gizli tehlikelerini gösteriyor. Bu sahiplenme dürtüsü doğanın görünürdeki düzensizliğine karşı bir yabancılaşmaya, bir düşmanlığa yol açıyor. John Fowles için ağaçlar, düzyazı kurgunun ruhumuzun vahşi yanını simgeleyen en güzel analoğudur ve yazar, sanatta tahmin edilemezliğin, anlaşılamazlığın ve sezgiselliğin önemini vurguluyor...
  • John Fowles
    insan sesi mp3 - Türkçe
    68 Ayrım
    1096,82 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tuğba Bayman
    Yaratık, günümüz İngiliz edebiyatının en ilginç ve en çarpıcı gerilim romanlarından biri. Tıpkı Dostoyevski'nin romanlarında olduğu gibi, insanı saran paradokslarla dolu etik bir derinliğe ama aynı zamanda da, Fowles'un virtüözlük düzeyindeki hikâye anlatma tekniğinden kaynaklanan soluk kesici bir sürükleyiciliğe sahip. Yazarın zihninde aralıklarla beliren ve gitgide vücut kazanan, tuhaf bir imgedir anlatılan. Soğuk, karanlık bir ilkbahar gününde, sonsuz kıraç toprakların ufuk çizgisinde yol alan küçük bir atlı kafile imgesi... gizemli bir kadının da dahil olduğu bu kafilenin bilmecelerle dolu yolculuğu... ve yolun sonundaki beklenmedik ölümün ardından gelen sorgulama... Sıradan bir polisiye olayın ötesine uzanıp metafizik boyutlara erişen ve bilimkurgusal tınılar da taşıyan girift bir anlatı. Çağdaş İngiliz edebiyatının en önde gelen yazarları arasında sayılan John Fowles, Viktorya dönemi İngiltere'sinde geçen Fransız Teğmenin Kadını adlı ünlü romanında olduğu gibi, yine tarihsel bir arkaplanı romanına fon olarak seçiyor. Ama, amacı kesinlikle klasik anlamda tarihsel bir roman yazmak değil. Sade yaşantılarıyla kilise kurumunun otoritesine kökten karşı çıkışlarıyla tanınan, İsa'nın dünyaya yeniden bir "kadın" olarak geleceğini ileri süren, gündelik hayatlarında komünizan öğelere rastlanan, yoksulluğu ve cinsel perhizi savunan Shaker mezhebinin öğreti ve pratikleri üzerine temelleniyor roman. Ancak Fowles karşımıza, geçmişe gelecekten bakan ve o zamanın zihniyetini çağdaş bireyin moderniteyle yüklü, son derece karmaşık görüş açısından değerlendiren bir yazar kimliğiyle ortaya çıkıyor Yaratık'ta. Bir yandan, 18. yüzyıl İngiltere'sinin toplumsal tabakalaşmasına, törelerine, sınıf atlama yapılarına ilişkin çok ilginç ayrıntılar ortaya koyarken, bir yandan da, kurmaca bir yapıt meydana getirdiğinin bilincinde bir yazar olarak, sürükleyici hikâyeler anlatabilme yeteneğini seferber ediyor. 1985 yılında Fransa'da en iyi çeviri roman seçilen Yaratık, insana hummalı bir okuma keyfi tattıran, elinizden bir an olsun bırakmak istemeyeceğiniz, o ender edebiyat başyapıtlarından biri.
  • John Fowles
    insan sesi mp3 - Türkçe
    114 Ayrım
    3518,14 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: SÜVEYBE YÜKSEL
  • John Fowles
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    722,07 KB
    Eser Türü: Kitap
    Koleksiyoncu, İngiliz edebiyatının önde gelen yazarlarından John Fowles’un, birçok yayınevinden geri çevrilme talihsizliğini yaşayan ama yayımlandığında kendisine bugünkü ününü getiren ilk romanı. Fransız Teğmenin Kadını, Yaratık, Mantissa, Büyücü ve Daniel Martin gibi başyapıtlarının habercisi... Koleksiyoncu, bir kelebek koleksiyoncusu ile âşık olup kaçırarak zindana kapattığı bir resim öğrencisi arasındaki “mecburi” ilişkinin romanıdır görünürde. Ama Fowles’un olağanüstü üslubu ve ustalığıyla, bu ilişki, başka birçok ilişkiye de gönderme yapmakta; ahlaki kaygılarla baskı altına aldığımız yabanıl doğallığımız içinde, aslında neyi nereye kadar haklı ve geçerli bulabileceğimiz gerçekliğiyle bizi yüzleştirmektedir. Farklı yolculuklara açık bir kurgusu olan bu roman, sadece kendimize göre haklı olan bir tutku adına yapabileceklerimizin ikna edici ve masum bir anlatısı olarak okunabileceği gibi, içimizdeki “iktidar” ve “teslim olma” isteğinin hangi şartlarda ortaya çıkabileceğinin anlatısı olarak da okunabilir. Ya da iki ayrı sosyal tabakanın birbirine yakınlaşma çabalarının, aslında altsınıfın üstsınıfa yaranma, üstsınıfın ise öğretmenlik kisvesine bürünerek “yığınları” mümkün olduğunca kendisinden uzak tutma kaygısından başka bir şey olmadığının çarpıcı bir anlatısı olarak da yorumlanabilir. Sadece bir psikolojik gerilim romanı olarak okunduğunda bile inanılmaz tatlar alacağınız Koleksiyoncu, bunun ötesine geçmekten ve kendi karanlıklarıyla yüzleşmekten korkmayanlara... Ya da Fowles’un dediği gibi, “Her insan kendisi için bir giz olmalıdır” sözüne inananlar için. “Bu bir işkence öyküsü değil: Heyecan verici aşkın en güzel kanıtının ötekine ve onun arzusuna saygı göstermek olduğunu kim söyleyebilir? Güzelliğin ve baştan çıkarmanın bedeli, belki de hapsedilmek ve öldürülmektir…” -Jean Baudrillard, Baştan Çıkarma Üzerine- “Dehşet verici güzellikte bir ilk roman; son derece kendinden emin ve sıkı... Acımasız, marazi ve kesinlikle ikna edici.” -Richard Lister, London Standard- “Koleksiyoncu’nun muhteşem, alışılmadık bir teması var. Psikolojik ve sosyal izler taşıyan kısa, dolaysız ve zekice yazılmış bir gerilim romanı.” -Alain Brien, Sunday Times-
  • John Fowles
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    486,90 KB
    Eser Türü: Kitap
    Yazar ile esin perisi arasındaki çapraşık ama aynı zamanda şiddet ve sevecenlik dolu o kadim ilişkiyi anlatıyor Mantissa'da Fowles. Perinin sanatçıyla ilişkisi yoğun bir tensellikle donanmış olsa da, var olan yaşantı çok daha karmaşık bir duygusal gelgite dönüşüyor. Fransız Teğmenin Kadını, Yaratık ve Büyücü gibi başyapıtları arasında sayılabilecek bu romanında Fowles alaycı ve acımasız bakışını bir fener gibi okurun gözüne tutarken sorular soruyor, sorduruyor. Yazar esinini alıp edebi bir forma dönüştürürken periye ödenen bedel nedir gerçekte? John Fowles, Mantissa'da ördüğü "ince ama güçlü ağ"da edebiyat, aşk ve erotizmi farklı düzlemlerde karşı karşıya getirirken okuru düşündürdüğü gibi, eğlendirmeyi de elden bırakmıyor. Bir hastane odasında yatan romancı Miles Green hafızasını yitirmiştir. Esin perisi Erato ise sırayla sevecen bir doktor; onu anti-feminist, burjuva elitisti olmakla eleştirip "edebi suçları"nı sayana bir punk; bir geyşa; otoriter bir orman perisi olarak sahneye çıkar Green'in yarı bulanık dünyasında. Tenin ve sözün çarpıcı diyaloglarının egemen olduğu bu fantastik kurguda gerçekliğin ve yaratıcılığın doğasını, sanatın yabancılaşmasını, günümüzde edebiyatın giderek kendine dönük bir üsluba geçişini, kadın-erkek ilişkilerini ve yaşam-sanat ekseninin bileşik kaplarında değişen dengeyi, Fowles'in zekice gözlemleriyle izleriz. Miles Green sonunda, kendine şu soruyu sorar; "Kadınlarla, gerçeklik batağında mücadele edersen, başka bir deyişle laf yarışına girersen, her zaman kaybedersin. (...) Acaba, kadınlar, sırf intikam almak, kendilerinden daha iyi olan erkeklerin kafasını karıştırmak, dikkatini dağıtmak, hayati önem taşıyan entelektüel istek ve özlerini mantissalar için boşa harcatmak amacıyla mı edebiyatı icat ettiler?"
  • John Fowles
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,36 MB
    Eser Türü: Kitap
    Yaratık, günümüz İngiliz edebiyatının en ilginç ve en çarpıcı gerilim romanlarından biri. Tıpkı Dostoyevski'nin romanlarında olduğu gibi, insanı saran paradokslarla dolu etik bir derinliğe, ama aynı zamanda da, Fowles'in virtüözlük düzeyindeki hikaye anlatma tekniğinden kaynaklanan soluk kesici bir sürükleyiciliğe sahip. Sıradan bir polisiye olayın ötesine uzanıp metafizik boyutlara erişen ve bilimkurgusal tınılar da taşıyan girift bir anlatı
  • John Fowles
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    2,34 MB
    Eser Türü: Kitap
    Fowles’un anlatı kurma ve hikâye etme becerisinin belki de en güzel örneği olan Daniel Martin yazarın kariyerinin en önemli romanlarından birisi. Otobiyografik özellikler taşıyan bu ilk ve tek romanında Fowles, anılar eşliğinde geçmişin izini süren Daniel’in hikâyesini anlatıyor. “Flashback”lerle zaman içinde sürekli devinen hikâyede, pek çok anlatı tekniği ve roman içinde roman kurgusuyla karşılaşacaksınız. Çocukluğundan yetişkinliğine, yetişkinliğinden gençliğine sıralama gözetmeksizin, çağrışımlarla sıçrayan anlatı Oxford Üniversitesi kampüsünden İskoçya’daki bir kır evine, Nil üzerindeki tekne gezintilerinden Hollywood stüdyolarına kadar geniş bir alana yayılıyor. Romanının, İngiliz kimliğini, daha doğrusu 20. yüzyılın sonlarında İngiliz olmanın anlamını sorguladığını söylemiştir Fowles. Ancak “çok katmanlı öykülemenin, yanılsama ve kendini aldatma temalarının ve belirsiz bırakılmış sonların ustası” sayılan yazarın İngilizlik ile birlikte çok sayıda meseleyi tartıştığı aşikâr. Zira estetik, felsefe, kültürel tarih, İngiltere ve ABD arasındaki farklar, arkeoloji ve mitler üzerine gözlem ve yorumlar bazen hikâye ve karakterler kadar önem kazanıyor. Daniel Martin düş kırıklıklarının, hayal edilenle imkânsızlık arasındaki gerilimin, paylaşılan değerlerden kopuşların ve sessizliğin hikâyesi. Fowles dış dünyanın sert kabuğu ile hayal gücünün esnek iç dünyası arasındaki dengeyi sessizliklerle yakalamış. Sessizliği bıçak gibi kullanıyor. Toplumdan yalıtık, yalnız kalmış roman kişilerinin zihninden geçenlerle dile getirdikleri arasındaki uzaklık, boşluk, kısacası söylenmeyenler sessizliğin gücünü artırıyor.
  • John Fowles
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    2,16 MB
    Eser Türü: Kitap
    Çağının yarı-entelektüel bunalımlarını geçirmekte olan, Oxford mezunu Nicholas Urfe, İngiltere'nin kasvetinden ve aşktan kaçmak için ücra bir Yunan adasına İngilizce öğretmeni olarak gider. Tek başına sıkıntılı günler geçirdiği, şair olduğuna dair hayallerinin de suya düştüğü bir sırada, gizemli milyoner Conchis ile tanışır... Büyücü, insan zihninin labirentlerinden dolaşan metafizik bir eğlence trenidir adeta. Bu labirentlerde gerçeklikle sanrı arasındaki gri bölge kahramanımızca ihlal edilir. Birbiri ardına gelişen ürkütücü olayların, aşk ve ihanetin sonucunda Urfe başta kendi akıl sağlığı olmak üzere her şeyden şüphelenir bir duruma gelir. Mitolojik öğelere ve Shakespeare'in ünlü oyunu Fırtına'ya çeşitli göndermelerin yapıldığı hikayede John Fowles, savaşın acımasızlığını, bir Akdeniz adasının dinginliğini, insan zihninin karmaşık yapısını, kadın-erkek ilişkisinin doğasını, Tanrı ve özgürlük kavramlarını ustaca anlatımıyla irdeler. Gerçek özgürlüğün ancak kendini tanımakla mümkün olabileceği savından yola çıkılarak hayallerle gerçek deneyimler arasındaki ilişkiler, Fowles'un Prospero'su Conchis tarafından bir dizi yanılsama, maske ve gösteriyle çarpıcı bir biçimde sahneye konur. Büyücü'de, insanlığın karşı karşıya bulunduğu tehdit, Batı kültürünün duvarları arasına olduğu kadar insanın kendi bilincinin duvarları arasına da gizlenmiştir. Urfe gibi, içinde doğdukları kültürün sosyal yapılarınca dayatılan davranış kalıplarından uzak durma özgürlüğüne sahip olduklarını keşfeden bireylerin çabalarıyla varılabilecek yeni bir bilinç düzeyine yolculuktur bu. Random House'un 20. yüzyılda İngiliz dilinde yazılmış en iyi yüz yapıt listesinde yer alan Büyücü, kişisel özgürlüğe ulaşmanın ve insanın kendini keşfetmesinin zorluklarına dair bir edebiyat şöleni...
  • John Fowles
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    551,46 KB
    Eser Türü: Kitap
    Fowles, kitabında insan özgürlüğünün kendini ortaya koyduğu çeşitli biçimleri irdeliyor ve bu arada, sözgelimi "nemo" gibi, Freud kökenli gölgede kalmış kimi kavramları da, yeni bir boyut - siyasal boyut - katarak geliştiriyor. Fowles'a göre, sanatın kılgısı ve deneyimi, insan için bilimin kullanımı ve bilgisi kadar önemlidir ve sanatın insan için özel değeri onun gerçekliğe bilimden daha yakın olmasıdır. Sanatın en iyi ele geçirdiği şey zamandır. Bir başka deyişle, insan hayatının boşunalığının, gelip geçiciliğinin asli duygusu olan nemo en iyi "sanat" aracılığıyla ortadan kaldırılmış olur. Fowles, bu temel kavramlar çerçevesi içinde; Hıristiyanlık, Lamacılık gibi düşünce akımlarının ya da faşizm gibi bir sosyal hareketin temel görüşlerine tekrar tekrar değinerek günümüze damgasını vurmuş olan materyalist kültürle derinlikli bir hesaplaşmaya girişiyor ve kültürümüzün temellerini enine boyuna sorguluyor. İlk bakışta belki biraz kötümser, ama son derece çarpıcı ve güçlü bir sorgulama bu. Aristos, bizlere büyük romancı Fowles'ın düşünce dünyasının derinliğini göstermekle kalmayıp geniş hayal dünyasına ilişkin kimi ipuçlarını da veriyor; sırf bu nedenle bile Fowles'ın kurmaca yapıtlarıyla tanışık olanların asla kayıtsız kalmamaları gereken bir yapıt...
  • John Fowles
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    283,47 KB
    Eser Türü: Kitap
    Ağaç ve Doğanın Doğası olarak iki denemeden oluşan bu kitabın yazarı John Fowles, kendini bir doğa tarihçisi olarak nitelerken doğaya olan tutkusunu , doğaya dair bilgisi ve bilgisizliğiyle beraber sunuyor.

Sayfalar