Umut nedir, neye benzer? En dipte olduğunuz anda hayata tutunmanızı sağlayacak bir ip midir yoksa en karanlık gecelerde bile kara aksini düşüren bir ay ışığı mı?
Eva ile senfoni orkestrasında kemancı olan eşi Michal’in öyküsü masallardaki gibi başlamıştır. Ancak 1942 yılında Prag şehrini işgal eden Naziler, Michal’i ünlü toplama kampı Auschwitz’e sürgün ettiklerinde masal bir anda dehşet verici bir kâbusa dönüşür. Eşine bir an önce kavuşmaktan başka bir şey düşünemeyen Eva, sonunda çareyi kocasının peşinden gönüllü olarak Auschwitz’e gitmekte bulur.
Öte yandan orada hiçbir şey hayal ettiği gibi olmayacaktır. Michal’den tek bir iz bile bulamaması bir yana, kampın insanlık dışı şartları altında yaşama tutunmak neredeyse imkânsızdır. Dondurucu soğukla ve umutsuzlukla savaşan bedeni ranzasında tir tir titrerken, ona yardım elini uzatan ranza arkadaşı Sofie olur.
Sofie de Auschwitz’e oğlunu bulabilmek umuduyla gelmiştir. Artık bu iki kadın, bu cehennemde umutlarına ve hayallerine birlikte tutunacak, düşmanla dost olmak anlamına gelse bile birbirlerini kollayacaktır. Fakat Eva’nın bir mucize eseri hamile kalmasıyla ikisinin de hayatları tehlikeye girer. Bundan böyle tek bir amaçları vardır: Kendilerini olmasa bile çocuklarını koruyabilmek ve onlar göçüp gitse bile hikâyelerini tüm dünyaya anlatmalarını sağlamak.
Gerçek hayatlardan uyarlanan hikâyesiyle Kara Düşen Ay Işığı, ölümle yaşam arasındaki o ince çizgi üzerinde dans edenlerin yürek burkan öyküsü.
GETEM
Boğaziçi Üniversitesi
Kuzey Kampüs Kuzey Park Binası
Kat:1 Oda No:114
34342 Bebek / İstanbul
Telefonlarımız :
+90 212 359 76 59
+90 212 359 75 38
Whatsapp Hattı (Sadece mesaj): +90 539 308 95 77
e-posta: getem@bogazici.edu.tr