20. yüzyılın birey üzerindeki yıkıcılığını ele alan Herzog, Nobel EdebiyatÖdülü sahibi Saul Bellow’un başyapıtı olarak kabul ediliyor.Herzog, hayatı her anlamda altüst olmuş, “Aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş,” diye düşünecek kadar kendinden vazgeçmiş bir adamın hikâyesini anlatır. Başarısız yazar, başarısız hoca, başarısız baba Moses Herzog, kendisini kişisel felaketlerinden ve modern zamanların yıkıcılığından sağ çıkabilmiş bir kazazede olarak görür. İçini dökmek ve sıkışmışlığından kurtulmak amacıyla tanıdığı tanımadığı, hayatta ya da ölü, önemli ya da önemsiz bir sürü insana, hiç göndermeyeceği mektuplar yazmaya başlar. Arkadaşlarına, düşmanlarına, meslektaşlarına ve ünlülere dünya görüşünü, çektiği acıları, içinden çıkamadığı sorunları, özlem ve hıncını anlatır, kalbini açar. Amerikan edebiyatının en önemli romancılarından olan Saul Bellow, Herzog’da adeta içinde yaşadığı çağın duygusal, düşünsel ve ahlâki röntgenini çeker.
“Madam Bovary’yi Charles’ın ya da Anna Karenina’yı Karenin’in bakış açısından anlatma hevesine kapılan biri, Herzog’da bunun kusursuz bir şekilde gerçekleştirildiğini görecektir.”
PHILIP ROTH
GETEM
Boğaziçi Üniversitesi
Kuzey Kampüs Kuzey Park Binası
Kat:1 Oda No:114
34342 Bebek / İstanbul
Telefonlarımız :
+90 212 359 76 59
+90 212 359 75 38
Whatsapp Hattı (Sadece mesaj): +90 539 308 95 77
e-posta: getem@bogazici.edu.tr