HASTALIK MI NİMET Mİ ? Bazı dini inançlara göre, hastalıklar bir çeşit nimettir. Uzun yıllar boyunca kazanılabilecek deneyimleri, çok kısa zamanda insanların kazanmalarını ve aydınlanmalarını sağlarlar. Hastalıklar; ruhumuzun düştüğü karanlıktan çıkmamızı sağlayacak olan, ışık kaynakları olarak görülür. Benim bundan pek nasibimi almadığımı anlamışsınızdır. Şimdi vurgun yememeye dikkat ederekten, konunun derinliklerine inelim. Bu mantaliteye göre insanlar; hayatın normal akışında Tanrı’yı, ölümden sonraki yaşamı ve dini pek fazla düşünmezler. Hastalıklar ve onlar nedeniyle çekilen acılar sayesinde; gerçek amaçlarının farkına varırlar, gaflet uykularından uyanırlar. Sanırım herkes, pek de iyi bir uyandırma servisi olmadığını kabul eder. Hasta insanların çoğunluğunun; günlük hayatta pek fazla düşünmedikleri yaşamın amacı, Tanrı ve onunla ilgili kavramlar üstüne düşünme eğilimlerinin arttığı bilinen bir gerçektir. Peki bu düşünme eylemi için; hastalıkların pençesinde kıvranmamız gerekli midir? Yada az önce bahsettiğimiz hastalıklar sayesinde yaşamın amacını, Tanrı ve onunla ilgili kavramları düşünen çoğunluk kimlerdir? Yaşamın amacı ve diğer konular hakkında düşünmek için, hastalanmış olmak gerekli değildir. En azından; yaşamın amacı ve onunla ilgili kavramlar hakkında düşünüp, eserler ortaya koyan bütün filozof, bilim adamı ve sanatçılar benim şahitlerimdir. Ölümden sonraki hayatın, insanlarca arzulanmasının sebebi şudur: Yaşarken elde edilen olumlu deneyimlerin, devam etmesinin yada çok daha üstün biçimde devam etmesini istemek. Bu yüzden; hayatımızdaki olumlu deneyimlerin, bizi ölüm ve ondan sonraki yaşam hakkında düşündürmeyi sağlayan kriterler olduğunu kabul etmeliyiz. Hastalıkların rehberliğinde böyle bir düşünce etkinliğine girilmesi, son derece sakıncalı bir durum oluşturur. Çünkü; hastalıkların olmadığı ebedi bir hayatı düşlemek, insanın arzulayacağı bir yaşam biçimi değildir. Hastalığın olmadığı bir yaşam düşlemek, bir taşın varlığına özlem duymaktan farklı bir eylem olmaz. Hastalıklar sayesinde; Tanrı ve onunla ilgili kavramları düşünen insanlar, cahil insanlardır. Devamlı ölüm ve yaşamın var olduğuna, gezegenimiz dışında tanımlanamayan büyüklükte bir evrenin olduğuna, mevsimlerin ve sürekli değişkenlik gösteren doğa olaylarının varlığına dikkat etmemek veya gözlerini yummak; dolayısıyla da Tanrı ve onunla ilgili kavramları sorgulamak için hastalanmayı beklemek, ancak onların yapabileceği bir eylemdir.
GETEM
Boğaziçi Üniversitesi
Kuzey Kampüs Kuzey Park Binası
Kat:1 Oda No:114
34342 Bebek / İstanbul
Telefonlarımız :
+90 212 359 76 59
+90 212 359 75 38
Whatsapp Hattı (Sadece mesaj): +90 539 308 95 77
e-posta: geteminfo@bogazici.edu.tr