Yazara Gore Listeleme

  • Sevinç Çokum
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    145,86 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nuray Koç
    Gece Kuşu Uzun Öter, yaşamı keskin gözlerle izleyen ve insan tahlilleriyle perdeleri zorlayan öykülerden oluşuyor. Gece kuşu, Sevinç Çokum'un gözlemciliğindeki aşamayı yansıtan bir sembol. Şehirde ve kırsalda, iç veya dış göç insanları arasında daha çok kadın kahramanlara yoğunlaşıyor bu öyküler. Kimisi kınalı gelin olmayı çoktan yitirmiş, geniş aile içinde ezilip çarçabuk yaşlanmış, kimisi taşradan büyük şehre geldiğinde toprakla uğraşısını hayatla savaşıma döndürüp modern hayata uyabilmiş kadınlar... Gece Kuşu Uzun Öter, hoyrat değişimlere maruz yalnızlıkları, yeni tutkuların peşine katıp umuda dönüştürüyor... "İnsan asıl gece düşünmeye başlıyordu. Onun dışında gündüz kitle halinde yaşayan insanoğlu düşünmüyor, olması gerekenleri yaşıyordu. Ruhunun kanatlanıp havalandığı o saatlerde tutsaklığının bittiğini fark etmişti. Uzun soluklu bir kuş gibi fikirleri boyutlanıyor, dallanıp budaklanıyordu. Bir gece mutfağın saat on birden sonra ona yasak olan ışığını kullanıp bütün o kafasından geçenleri kâğıtlara dökmek istedi. Evet, tükenmez kalem, bir ajanda ve taburesi... Yazıyordu işte. Alfabeyi ilk öğrenen çocuğun ürkekliği, bileğinin uyumsuzlukları ile... Çarpıntılarla, el ayak çekilmiş sitede bâkir ağaç dallarına, sınır duvarlara konan gece kuşunun uzun soluklarının eşliğinde. O uyumuyor kuş uyumuyordu. Geceyi bekliyorlardı ikisi de..." (Tanıtım Bülteninden)
  • Sevinç Çokum
    insan sesi mp3 - Türkçe
    17 Ayrım
    779,89 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ebru Kızılkan
    Sevinç Çokum, Tren Burdan Geçmiyor’la yakın zamanların romanları dizisine belki bütün eserleri içerisindeki en farklı metnini ekliyor. Medya dünyasından, inandığı doğruları bırakmamak için direnen Nüzhet Fermanlı, yeni yetişen tutkulu genç gazeteci Aysan, varlığını kurallara sıkışmış toplumun bir yerlerinden çıkarmaya çalışan seramikçi kız Simay ve ‘abukizm’ felsefesinin temsilcisi sokak şairi Sonsuz… Bu İstanbul romanında Çokum, önceki anlatım yöntemlerinin dışına çıkıyor, yaşadıklarından esinle değişen şehri ve hayatı kayıtlardan bağımsız, özgür bir dille ortaya koyuyor. Eski Anadolu Türkçesine gönderilen selamlar ve ironik unsurlar bir arada. Yer yer mizahla örülü anlatı incelikleri, iğneleyici, dokunduran ögelerse hem tok sözlü tespitlere zemin hazırlıyor hem de okumayı keyifli kılıyor. “…Aysan daha sonra Kadıköy’de kilise çanlarına açık bir Ermeni evinde tek başına yaşamaya koyulmuştu. Bunları bir çırpıda anlatmıştı; Anadolu yakasının ağaçlarının daha konuşur gibi olduğunu, ezan sesi kadar çan sesinin de İstanbul’a yaraştığını, en çok da kiliseden o civara yayılan org sesinin tutkunu olduğunu, anlatmıştı.”
  • Sevinç Çokum
    insan sesi mp3 - Türkçe
    27 Ayrım
    430,73 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Beyza Nur Çifci
    Sevinç Çokum, Balkan coğrafyasına Yahya Kemal'in imlediği gibi bakıyor. Yazarlık hayatının ikinci romanı olan bu metinde Çokum, bir göç hikâyesi anlatıyor. Bu göç, bizim aslında çok yakından bildiğimiz bir mecburi göç. Sürgün elbette: Osmanlı'nın kaybettiği Balkanlar'dan ayrılmak zorunda kalan bir ailenin çeşitli bireyleri üzerinden bütün göçlerin o temel duygusuna, o büyük hüzne varıyor. Bir yanda ölümler, bitmeyen zorlu yolculuklar, kendi toprağından ayrılmanın derin üzüntüsü; öte yanda dirayet, kenetlenme, öfke ve yan yanalık. Bizim Diyarın en belirgin duygusu, bu kenetlenme olmalıdır. İstanbul'da son bulan bu göçü, herkes başka yerlerde, başka zamanlarda yaşamış ve sonunda yerleşik olabilmiştir. Ama hep o inatla. Ve elbette "geçse de hiç unutulmayacak" bir hafızayla. "Hangi birini anlatayım? Gece ışıldaklar karayı yalayıp geçiyor. Patlamalar, alevler, açılan gedikler, sessizce ölen askerler... İnleyen yaralılar... Bu bir imtihandır ana. Burada kendimizi öğreniyoruz. Yaşamaya hakkımız olduğunu, düşmanımızı öğreniyoruz... Telefonlar... Tayyarelerin gelip geçişi... Sudaki günün parıltılarına, gece yıldızlara bakmaya zaman yok. Otlar nemli, böcekler kuşlar öter durur. Siperler, dikenli hatlar... Askerlerden biri incir toplayıp getirmiş. Geceleri türkü okuyorlar. Yıllardır böyle birlik olunması için uğraşıp durmuştuk. Yeniden toparlandık. Yeniden doğduk."
  • Sevinç Çokum
    insan sesi mp3 - Türkçe
    24 Ayrım
    228,01 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Habibe Karcı
    Bir Eski Sokak Sesi’nde, Sevinç Çokum’un 1972-74 yılları arasında yayımlanan ve çok sevilen ilk öykü kitapları Eğik Ağaçlar ve Bölüşmek bir araya geliyor. Yazarın yaşanmışlıklardan seçtiği çizgiler ve gözleme dayalı renklilik bu öykülerin dünyasının özellikleri... Kitapta şehir dokusu ve insani değerleri bakımından farklılaşmaya başlayan İstanbul dekoru içinde dayanışmalar ve kırılışlar incelikli bir üslupla sergileniyor. “Adam, gittikçe koyulaşan bir mavilikte kedi köpek seslerini, caddelerin uğultusunu işitirdi. Ara sıra Üsküdar vapurlarının bile sesini duyardı oradan. Belki de ona öyle gelirdi. Sonra üşürdü. Kapılar kapanırdı, pencereler kapanırdı. Kestane koyuluğunda, kestane çıtırtılarını andıran kış ürküntüleri kalırdı içerde. Tren düdükleri ıslıklanıp yüreğine değer geçerdi. Sevdiği bir şiiri mırıldanmak ister, çabucak vazgeçerdi.”
  • Sevinç Çokum
    insan sesi mp3 - Türkçe
    17 Ayrım
    513,10 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Evrim Ağırgöl
    Güzele Bakan Karınca, Sevinç Çokum'un 1990'dan bu yana Türkiye Gazetesi'ndeki haftalık "Edebiyat Sohbetleri"nden seçilmiş yazılarıdır. Çokum, bu yazılarında edebiyatla birlikte dil, tarih, sanat, gelenek ve görgüler, "İstanbul Özlemi" eskinin terkibi ile yeniyi oluşturmak, insan, çocuk, hayvan sevgisi üzerinde yoğunlaşmış, inancımızdan renkler taşımıştır.
  • Sevinç Çokum
    insan sesi mp3 - Türkçe
    16 Ayrım
    176,83 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Emine Beyza Çakar
    Romanlarında genellikle toplumsal meselelere, kitlesel hareketlere dikkat çeken Sevinç Çokum, Hikâyelerinde daha çok insan hayatının gözden kaçan inceliklerine işaret ediyor. Rozalya Ana'da ise kadın olmaya, "acı coğrafyalarının kadınlarına"yoğunlaşıyor. Göç veren topraklarda kalan taraf olmanın ağır yükünü Rozalya Ana'nın şahsında anlatıyor. Rozalya için zaman neydi ki... Yetişeceği bir şey değildi artık zaman... Gençliği ötede kalmıştı. Bir trenden el ediyordu, arkadan sıkma başörtüsü, duru yüzü, çekme gözleri, hüzünle bükülü dudaklarıyla... Tren sarsılarak pamuk tarlalarının arasından geçiyordu... Ve sarı toprağın ötesinde bir yerde kara bir nokta olarak kayboluyordu. Gençliği buydu ne zaman hatırlasa... Giderlerdi. Yün başlıkları, çamurlu kaba çizmeleri, kızarmış yüzleriyle seçilen bu adamlar gittikleri gibi ortalığa terk edilmiş şehirlerin ıssızlığı çökerdi... Rozalya Ana için değişen bir şey yoktu. Kocası Mustafa buraya gelmeden önce ölmüştü... Görememişti sarı evciğin şu yarım duvarlarım... Acaba Rozalya görecek miydi bittiğini?
  • Sevinç Çokum
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    315,22 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Lale Solok
    Hevenk- Kayıp İstanbul, daha parça parça ilk örnekleriyle edebiyat çevrelerinde dikkat çekti. Sevinç Çokum geçmişteki tahkiye ustalarının günümüzde yaşayan kuşağının temsilcisi olarak kendi çocukluk yıllarından getirdiklerini ve çevresinde olup bitenleri halkın masalsı, çarpıcı renkli dünyasıyla örüp derlediği bir çiçek veya meyve hevengine dönüştürüyor. Her zamanki şiir katılmış haliyle… Hevenk-Kayıp İstanbul, kalıcı eserler arasında yer alma özellikleriyle belirginleşen bir çalışmadır.
  • Sevinç Çokum
    insan sesi mp3 - Türkçe
    25 Ayrım
    261 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Kevser Gündüz
    "Söğüt, mavi-mor tepelerin ardındadır. Zaferi kazansınlar, yorgun atlarıyla koşacaklar Söğüt’e… Gece, bütün Söğüt fenerlerle aydınlanacak. Çıralarla, meş’alelerle dolaşacaklar. O harap, yanık Söğüt’te. Türkülerle, marşlarla. Hele şu dağlar aşılsın da… Köse Memiş o zaman yangından harabolmuş Çardaklı Kahve’yi yeniden kurar. Gençler doluşurlar artık. "Anlat Osman Ağabey!" derler. O da anlatır. Taa baştan… İnönü’den. Sakarya’ya, Sakarya’dan şimdiye olanları… Öbürleri de anlatırlar. Öbürleri… Onlardan kimler sağ kaldıysa. Osman atının üstüne yığıldığında, hayvan, binicisini şaşkın sersem dolaştırdı. Sonra onu yumuşak bir döşeğe yatırır gibi yere bıraktı. Başında dikildi. Öylece eğik, mahzun…" Ağustos Başağı, yaşanmışlıkla yoğrulu bir Kurtuluş Savaşı romanı… Osmanlı Devletinin kuruluş toprağı Söğüt’te, bu kez cumhuriyet tomurcuklarının patlayışı… Yazar romanı sadece yazılı belgelerle değil, o coğrafyada yaşamış Ali Amca ve Memiş Dayı gibi gerçek kişilerden dinledikleriyle oluşturmuştur. Çokum’un bu eseri 1984-86 yıllarında Söğüt atmosferinde yaptığı araştırmalarla güçlendirerek kaleme alması, ayrı bir özelliktir. -Tanıtım Yazısı’ndan-
  • Sevinç Çokum
    insan sesi mp3 - Türkçe
    36 Ayrım
    281 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Zeynep Er
    Çırpıntılar, yazarın üzerinde durduğu "parçalanmış aile"ler ve göç dramının bir başka kesitidir. Çokum bu romanında Avustralya'ya göç etmiş üç kişilik bir ailenin ayakta durma savaşını, bu savaşın nelere mal olabileceğini, kendi ülkelerine dönüşlerinde yaşayacakları uyumsuzlukları anlatır.