Yazara Gore Listeleme

  • Sezgin Kaymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    59 Ayrım
    807,05 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Öykü Ekinci
    Korkunç bir rüya... Kâbus. Koca koca insanlara yatak ıslattıran cinsten. Gündüz de zihne yapışan cinsten. Üstelik “dizi-rüya”. Devam ediyor, gelişiyor; gizli kamera gibi geziyor görenin geçmişinde. Rüyanın musallat olduğu insanlar: Kendini bildi bileli dedesiyle yaşayan, dağınık ve hafif şaşkın bir sigortacı genç adam... Annesi ve yatalak dayısıyla birlikte yaşayan, hışım gibi bir genç kız... Bir de tuhaf ihtiyarlar meclisi... rüyayı ve rüyanın musallat olduğu çocukları adım adım takip eden: Bir buzdolapçı, bir sağlık kabinci... kocaman, upuzun bir adam... sonra yine o: sigortacının dedesi... Bütün bunların peşinde, şehir boyu kovalamaca oynayan bir gölge ve haylaz bir ışık topu. Yau... Sen bi’ dakka...! N’oluyor Allahaşkına?
  • Sezgin Kaymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    39 Ayrım
    1162,97 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Pınar Güngördü Mertan
    "Yağlı Havilland ile boynunu, ensesini, kulak arkalarını kremleyip kokulandırmış, bol bol limon kolonyası dökünmüş, saçlarını taramış, Müesser’in kızı Şengül’e diktirttiği kendinden korseli pembe eteğinin içine zor bela girmiş, çorap lastiğini bulduktan sonra yardımına gelen bir kız evladı bile olmadığı için beceriksizce kendi etini budunu çimcire çimcire sütyenini takınmış, ondan sonra fanilasını, beyaz, kıvrık yakalı bluz gömleğini de giymiş, onun da üstüne pembe ceketini giyip gerdanına sahte inci pembe kolyesini üç dolama dolayıp son olarak da çivi topuklu beyaz ayakkabılarını altları sulanmamış bahçe toprağı gibi çatlak ayaklarına geçirip misafiri beklemeye başlamış, o esnada da önemli bir eksiklik olduğunu fark etmişti: Kocası. Hâlâ ortalarda yoktu pezevenk." Hikâyattır: Müteahhitlere direnen köhne evin bahçesinde donakalmış gibi durup duran boy boy, cins cins köpeklerin mahalleliyi esir alan esrârı hakkında... Gasilhane odasında devir teslim bekleyen müstahdem - ve bu fâni dünyadan geçip gidenler hakkında... 1970’lerin haşin siyasal atmosferinde, kolej hentbol takımında oynayan fırlamaların bir turnuva dönüşü otobüs yolculuğunda yaşadıkları hakkında (çaylar şirketten)... Yediği içtiği ayrı gitmeyen iki arkadaşın kâbuslarından taşan korkunç evhamı hakkında... Taşranın ve kumarbaz kocasının kahrını çeken Münevver Ebe Anne’nin kör talihi ve gizli tarihi hakkında... Hikâyattır. Sezgin Kaymaz’dan...
  • sezgin kaymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    19 Ayrım
    502,93 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: emine yalman biçimli
    “Meleklerin ağlama zamanıydı. Ağladılar.” Her şeyin yerli yerinde olduğu, huzurun hüküm sürdüğü Cennet’te tüm düzen Âdem’in (ve ardından Havva’nın) yaratılışıyla yerle bir olur(!) Azâzîl kibre kapılır, şeytana döner. Âdem, Havva ile birlikte şeytana uyar. Sonra hepsi birden dünyaya sürülür. Kıyamete kadar sürecek bir mücadeledir gerisi… Ancak bu sürgünden sonra her şeyin yerli yerinde olduğu Cennet’te hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır! Önce “cümleleri bozulur” cennet sakinlerinin, ardından huzurları. En sonunda aldıkları nihai tebliğ ile kader çizgileri değişir. Sonrası, İsrafil’in Sûr’u iki kez üfleyeceği vakte kadar bir büyük bilinmezlik… Nefha, Sezgin Kaymaz’dan ironiyle trajedinin bir arada vücut bulduğu bir Cennet tasviri!
  • Sezgin Kaymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    30 Ayrım
    653,72 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Seçil Güleç Bilgeman
    Yeni bağlanan telefonlardan soba yangınlarına, taşırken merdivende sıkışan kanepelerden taşan kanalizasyonlara sıra dışı ev halleri. Komşu gezmeleri, taziye ziyaretleri, hastalıklar, cenazeler ile bütün insanlık halleri... Sabiş’li, Hülya’lı, Lucky’li ve Timur’lu birbirinden lezzetli Sezgin Kaymaz hikâyeleri.
  • Sezgin Kaymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    45 Ayrım
    512,16 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Füsun Kaytaz
    Üniversiteli öğrenci hayatının sebepsiz bir neşeyle anlamsızlık buhranları arasında gidip gelen olağanlığı içinde bir "kafa kızlar" muhabbeti... Ve bu olağanlığın tepesine düşen olağanüstü bir aşk hikayesi üç günlük bir şey... Sezgin Kaymaz'dan şenşatır anlatılmış bir gündüz düşü daha.
  • Sezgin Kaymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    23 Ayrım
    567,68 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Esra Aydemir
    Charles M. Schulz der ki mutluluk sıcacık bir köpek yavrusudur. Hisarlı Ahmet der ki dünya dedikleri bir gölgeliktir. Neşet Ertaş der ki bu oyun havası değil ya, düğüne giden oynar. Aklı yetenler bu sırrı anlar, aklı yetmeyenlerin kusuruna bakılmaz. Misket mızrak, bozlak çatlak bir roman: Farfara. Ankara kocaman bir patlak kâse, onlar da ateşini almış patlamış mısır, o yana bu yana sıçrayıp duruyorlar. Luki'nin romanı bu. Veya Madonna'nın veya Lucky'nin veya Matahari'nin; kısaca itin tekinin. Ne anasının başı kurtulduydu belâdan ne de yavrusunun kurtuldu. Ne anasının ağına düşenler kurtarabildiydi yakasını aşktan, ne yavrusunun ağına düşenler kurtarabildi. "Al sana bir yavru köpek. Oynaş, eğleş!" deyip verdi Allah bunlara bir yavru köpek, o yavru köpek de tuttu bir güzel oynaştı alayıyla; dalgasını geçti. Mücellâ… Tahsin Bey’in kaybıyla yıkılan, kendini uykuyla iyileştirmeye çalışan, sitemkâr sır küpü bir Ankara hanımefendisi. Gidip gidip bir milyoncuya yazılan, Kocabeyoğlu Pasajında ne kadar döküntü tişört, defolu pantolon varsa toplayıp toplayıp gelen, dibinde mis gibi grosmarket dururken pazar pazar dolanıp yemek yapmasını bilirmiş gibi evi ucuz sebzeyle dolduran, Olgunlar'ın korsan kitabına, Yüksel'in uyduruk kol saatine, cıncık boncuğuna meftun Bûse. En sinirine giden şey: her şey! Kemalettin… Kir pasak içinde ikide birde bitli horozlar gibi Buse'nin üstüne hoplayıp "Hadi beste yapalım canoş!" diye sulanan, beceriksizler kralı. Zil kapı tanımaz taksiciler, belalı Batıkent efrâdı, içi dışı sevgi kokan yosmalar, tutkulu Ankara bebeleri. Ve âlemin hayatını değiştiren pas lekeli, sivri kafalı, rugan gibi bir yağlı kayış. Luki. Anasının kızı işte, kuyruğunu sayma. Kimi dürülü kimi bükülü kimi serili, boklu sidikli gazetelerin arasından manevra yapa yapa, maceradan sırra, aşktan ölüme, hayattan hayata bir roman: Farfara. Şu çocuk bahçesinde oynayıp duruyoruz hepimiz, koşup gideceğiz annemiz çağırınca. Ne yapalım, emir büyük yerden, çağrıldın mı gideceksin. O güne kadar, yapacak bir şey yok, oy farfara farfara!
  • Sezgin Kaymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    39 Ayrım
    1359,80 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Figen Yılmaz
    Sezgin Kaymaz’ın yeni romanlarını hasretle bekleyen okurları, bu kez ve ilk kez onun hikâyeleriyle buluşacaklar Sandık Odası’nda...Bir sırrı ifşa edelim: Bu kitaptaki hikâyelerin ortaya çıkmasında zaten biraz da okur parmağı var! Hafta başlarında, mesire yerlerinden dönüp de dairelerimizin iç karartıcı mesai atmosferine girdiğimizde, önümüzde içimizi açacak bir adet hikâye bulsak fena mı olur gibisinden istek parçaları yollayan okurlar gaz verdi bu derlemeye!
  • Sezgin Kaymaz
    insan sesi mp3
    37 Ayrım
    2825,80 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Pınar Güngördü Mertan
  • Sezgin Kaymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    27 Ayrım
    433,37 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: ÖZLEM ÖZKAN
    Bütün sakinlerinin mutlu ve huzurlu yaşadığı Cennet’te, Tanrı ilk insanı yarattı, adına da Âdem dedi. Onu yarattığı toprağa kendi nefesinden üfleyerek can verdi, bu cana hem iyilikten hem şerden, hem riyadan hem sadakatten koydu. Ona güzel olan ne verdiyse, bir o kadar da kötülük ekledi. Sonra Cennet’teki tüm varlıklara dönüp Âdem’e secde etmelerini buyurdu. Bu buyruğa karşı çıkabilecek kadar kibirli tek bir Cennet varlığı vardı, o da Azazil’di.
  • Sezgin Kaymaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    29 Ayrım
    708,82 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Esra Aydemir
    "Ankara Çayı, bağrına şefkatle basıp muhafaza ettiği sivrisinek larvalarını usul usul kabuğundan salıyor, evlâd-ı haşerattan dokunmuş vızıltı pikesini, ana avrat sövmüşmüş sövmemişmiş hiç aldırmadan civardan geçenlerin burun deliklerine, kulak memelerine doğru sallıyordu. Şımarık şımarık bahar müjdesi vereceğiz diye uçuşan kavak pamukları, terli enselere, çıplak alınlara yapışıp kaşındırarak milleti illet ediyordu. Börtü böcek antenini sallıyor, kıllı bacaklarını sıvazlıyordu. Danaburnu topraktaki tohuma, uçuç böceği yapraktaki bite, tırtıl yaprağa, solucan toprağa saldırıyor, peygamberdevesi alayına saldırıyordu. Çocuk yaşta beyaz bulutlar havai gökyüzünde uzun eşek oynuyor, kararsız tavırlarla kâh yavşayıp kıç kıça sokuluyor, kâh gâvur görmüş gibi kopup birbirlerinden uzaklaşıyorlardı. Bahar gelmişti." Kün, yani 'Ol'...Neleri neleri olduran bir roman, Kün. Ölülerin daha da ölebildiği -ya da tam ölemediği-, cami imamıyla ateistin birbirini 'aydınlatabildiği', köpeklerin (hem de Konya ağzıyla!) konuşabildiği, el kadar oğlanın kendisine el kaldıranı haşat ettiği bir âleme kapı aralıyor. Şerefsizler şerefsizliğin gözüne vuruyorlar, 'iyiler' canını dişine takıyor, feleğin zarı hepyek de gelse bir bakıyorsunuz altı kapı alıyor. Sezgin Kaymaz, kendine özgü üslûbu ve hâlesiyle, yine eğlenceli ve ürpertili bir hikâye anlatıyor. Anlattığı hikâyenin heyecanıyla anlatışın neşesi yine birbirini coşturuyor. 'Sıradan' denen insanların 'sıradan' denen hallerinin ve dillerinin usta yazarı, Angara'nın kıyısına, rengâhenk bir Konya dekoru kuruyor ayrıca - Eski Konya. Eski taşra yaşantısı… Sezgin Kaymaz'ın gizemine, mizahına, olay örgüsüne, anlatıcılığına tutulanlar kadar, 'yerliliğine' de tutulanlar yok mu? Kün, her zevke yetişiyor, her şeyi olduruyor!

Sayfalar