Berry Sokağı bir hayli gürültülüydü. Pis yüzlü yamalı elbiseli çocuklar yandaki çöplükte kovalamaca oynuyorlardı. Çoktandır bu semte uğramamıştım doğrusu. Bir vakitler bu sokakta kanundan kaçan sert tipler otururdu. Ama zamanla her biri başka bir semte dağılmıştı. Maamafih, yine de bu sokağc girerken insan irkiliyordu.
Ben eski. arkadaşlarımdan Barney Malin'i görmeğe gelmiştim. Kendisi çifte bahisçiydi. Daha doğrusu öyle olduğunu duymuştum. Bir sene, bir. ay hattâ bir hafta evvel olsa karşılaşınca bir bara gidip bir kaç kadeh içerdik. Birlikte sarhoş olup çıkardığımız rezaletlerden bahsederdik. Ama bu sefer durum., öyle değildi. Bu sefer sadece iş konuşacaktık. Barney de söyliyeceklerimden hoş-lanmıyacaktı her halde. Bir hırsızlık hakkında malûmat edinmem lâzımdı. İstediğimi de ancak ondan öğrenebilirdim. Belki de Barney benimle dövüşmeğe kalkacaktı. Fakat ne yaparsa yapsın onunla konuşmak zorundaydım: Zira o sabah beni çağırtıp iş veren Bender Sigorta Şirketi meseleyi hallettiğim takdirde tam on bin dolar kazanacağımı söylemişti...
