Yazara Gore Listeleme

  • Sibel Atasoy
    insan sesi mp3 - Türkçe
    20 Ayrım
    184,97 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mücella Tekeoğlu
    Bu kitap; insanın bilinmeyen katmanları arasına sıkışmış duygularının aniden dışarı püskürmesiyle, güvenle ayağını bastığı "gerçek" kavramının bin bir başka yüzü ile yüzleşmesinin son derece akıcı bir dille resmedilişidir. Kuantum felsefesinin, günlük sade hayatımızdaki yerini merak ediyorsanız eğer; kelebek etkisini, bilinçli gözlemcinin, gerçekliğin mükemmel doğasına katılımını Sezen'in bu öyküsünde bulacak ve belki ağlayarak kendi hayatınızla özleştireceksiniz. Sibel Atasoy, bu kez bir çırpıda okuyuvereceğiniz ancak etkisinden uzun süre kurtulamayacağınız, şaşırtıcı bir kurgu ile okuyucuyu kendine hiç sormamış olabileceği sorularla karşılaştırmayı başarıyor. Tam içeri girecekken aniden çok şiddetli bir rüzgâr sırtımdan yetişip beni öne doğru savuruyor. Dengemi yitirip dizüstü düşüyorum. Başım balkon demirine hafifçe çarpıyor. Aynı anda balkondaki masa ve sandalyeler havalarda uçuşarak büyük bir gürültü ile bahçeye savruluyorlar. Ne olduğunu anlayamıyorum. Bileğim de burkulmuş biraz. Ovuşturarak ayağa kalkmaya yelteniyorum. Ve hepsi o kadar... Havada ikinci bir kıpırtı yok. Her şey sessiz. Sonsuz bir huzur. Ayağa kalkarken, "Rüya mı gördüm acaba?" diyorum. ... İçeridekiler hiçbir şeyin farkında değiller. Gürültüyü bile duymamışlar. Saat gece yarısını çeyrek geçiyor. "Balıklar senin başına fena vurdu," diye benimle dalga geçiyorlar. "Öyledir herhalde," diyorum. Yalnızca Meral kendi kendine mırıldanıyor. "Deja vu!"
  • Sibel Atasoy
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    793,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Bu kitap; insanın bilinmeyen katmanları arasına sıkışmış duygularının aniden dışarı püskürmesiyle, güvenle ayağını bastığı "gerçek" kavramının bin bir başka yüzü ile yüzleşmesinin son derece akıcı bir dille resmedilişidir. Kuantum felsefesinin, günlük sade hayatımızdaki yerini merak ediyorsanız eğer; kelebek etkisini, bilinçli gözlemcinin, gerçekliğin mükemmel doğasına katılımını Sezen'in bu öyküsünde bulacak ve belki ağlayarak kendi hayatınızla özleştireceksiniz. Sibel Atasoy, bu kez bir çırpıda okuyuvereceğiniz ancak etkisinden uzun süre kurtulamayacağınız, şaşırtıcı bir kurgu ile okuyucuyu kendine hiç sormamış olabileceği sorularla karşılaştırmayı başarıyor. Tam içeri girecekken aniden çok şiddetli bir rüzgâr sırtımdan yetişip beni öne doğru savuruyor. Dengemi yitirip dizüstü düşüyorum. Başım balkon demirine hafifçe çarpıyor. Aynı anda balkondaki masa ve sandalyeler havalarda uçuşarak büyük bir gürültü ile bahçeye savruluyorlar. Ne olduğunu anlayamıyorum. Bileğim de burkulmuş biraz. Ovuşturarak ayağa kalkmaya yelteniyorum. Ve hepsi o kadar... Havada ikinci bir kıpırtı yok. Her şey sessiz. Sonsuz bir huzur. Ayağa kalkarken, "Rüya mı gördüm acaba?" diyorum. ... İçeridekiler hiçbir şeyin farkında değiller. Gürültüyü bile duymamışlar. Saat gece yarısını çeyrek geçiyor. "Balıklar senin başına fena vurdu," diye benimle dalga geçiyorlar. "Öyledir herhalde," diyorum. Yalnızca Meral kendi kendine mırıldanıyor. "Deja vu!"
  • Sibel Atasoy
    insan sesi mp3 - Türkçe
    21 Ayrım
    548,11 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yasemin Öztürk
    Neden Bir Kadını Öldürmek istedim? Sibel Atasoy’un Bir Kadını Öldürmek adlı son ‘roman’ında, alışılmadık biçimde çok-fonksiyonlu / çok-boyutlu anlatımlar kullanıyor. Totalde ilginç bir aşk-ölüm öyküsünün anlatıldığı romanda, Sibel Atasoy, ‘Neden bir kadını öldürmek istedim?’ sorusuna şöyle cevap veriyor: "Sanırım bu metaforik bir yaklaşım" Teolojik ve felsefi düzeyde kadının yüz yıllardır yerden yere vurulmasının gerçek sebebini araştırmaya cesaret ediyorum. Dinlerin ve bir çok öğretinin görünen yüzünde "kadın" deyince etiyle buduyla fiziki kadını anlamıştık. Acaba gerçekten kastedilen bu muydu? Kadın "yasaklı" olunca cinsellik de geri plana itildi, yön değiştirdi; zevk lanetlendi. Basitçe bir cümlede ifade ettiğim bu sosyopsikolojik gerçeklik, bin yıllardır öyle altından kalkılmaz sapmalara sebep oldu ki, sonuçlarını değil düzeltmeye, tam anlamıyla görmeye bile bir ömür yetmez. İki cinsi, pozitif ve negatif kutbu, dengelemeyi amaçlayan dünya oyunu endazesinden fırladı gitti. Şimdi iki ucunu bulabilirsen bul artık! Ben bu kitapta fiziki beden kimliklerinden biraz aşağı doğru iniyorum ve gördüklerimi okuyucularımla paylaşmayı ümit ediyorum. Bu durumda sorunuzun ikinci kısmına geçersek; sanırım ben, binlerce yıldır ‘kadın’ kelimesine yüklenilmiş giysileri yakıyorum. Gölgeye bakmaktan vaz geçiyorum.
  • Sibel Atasoy
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    2,33 MB
    Eser Türü: Kitap
    Yaşamda, bir neden aramadığımız, rastlantı deyip geçtiğimiz temel kırılma noktaları vardır. Oysa her şey birbirine bağıntılı olarak ilerlemektedir; hayatlarımızı evrende akıp giden ortak yaşam içinde esrarlı bir biçimde yaşıyoruz. Venüs Bağlantısı, böylesi tuhaf rastlantıların, hemen yanı başımızda, sıradan hayatlar içindeki kavuşumlarını anlatan, fantastik, şaşırtıcı bir polisiye gerilim romanı. Yazar sibel Atasoy, tıpkı önceki romanı Sırıtkan Kırmızı Ay'da olduğu gibi; okuyucuyu hayatın içinden bir sunumla hayatın dışına sürüklüyor. "Kararsızlıkla yavaşlamış olan vücudu tekrar hareketlendi, dikkatlice bir kat daha indi. Son derece basit ve çirkin görünümlü kapı hafifçe aralık gibiydi. Gerçekten burada, bodrumda Rıfat'ın olduğuna inanıyor muydu, yoksa kendisini buralara kadar sürükleyen şey kendi bilinçaltının rahatsız edici anıları mıydı? Bir polis olmadığına ya da en azından bir silahı olmadığına esef etti. Kapıyı ittiğinde hafif bir gıcırtı sesi ve sanki bir yerlerde pencere açılmış gibi yanağına hafif bir esinti çarptı."
  • Sibel Atasoy
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    176,99 KB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan: Kitap Sevenler
    Kenan Akademi’yi başarıyla bitirmiş genç bir polistir. Arkadaşı Volkan’la birlikte atıldıkları meslek hayatlarında pek çok suç ve suçluyla mücadele etmişlerdir. Bir gün, giriştikleri bir çatışmada arkadaşını kurtarmak isterken ağır şekilde yaralanan Kenan meslek hayatına genç yaşta veda eder. Artık kendinden ve yaşamdan hiçbir beklentisi kalmamıştır. Volkan ise arkadaşını yeniden yaşama bağlayabilmek için onun adına bir dedektiflik bürosu kurar. Bu arada, ülkenin ünlü işadamlarından biri olan Erdoğan Durmaz’ın villasına izinsiz giren bir koruma tarafından öldürülür. Ünlü işadamı ailesini ve özellikle de Mısır’a seyahat etmek isteyen kızını izlemesi için aslında bakıcılık yapacak bir dedektif tutmak ister. Bunun için tavsiye edilen tek isim Kenan’dır. İstemeden de olsa içine girdiği bu durum, Kenan için adrenalin dolu günlerin başlangıcı olur. Mısır turuna katılan ekipte her biri farklı çevrelerden gelen pek çok karakter vardır. Ve gruptaki herkesin beraberinde taşıdığı sırlar, bilinmezler, aşk ilişkileri ve bir seri katilin ortaya bıraktığı organ parçaları, geziyi adeta bir korku tüneline çevirir. Kenan, Türkiye’den Mısır’a taşan aile sırları, cinayetler ve kaderin dörtbir yandan getirdiği yabancı insanların içine düştüğü bilinmezler sarmalında ortaya çıkan bu giz yumağını çözüp kendi küllerinden yeniden doğabilecek midir?