Yazara Gore Listeleme

  • Thomas Bauer
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    146,38 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Bircan Gündoğdu
    Nereye bakarsak bakalım, ister doğaya ister insanlara ve onların kültürlerine, daha az çeşitliliğe doğru bir eğilim olduğu gözlemlenebilir. Bunların sebepleri arasında kentleşme, daha fazla hareketlilik, küreselleşme, sanayileşmiş tarım, iklim değişikliği, büyük gıda şirketlerinin tekelleri ve genel olarak kapitalist ekonomi gibi bir dizi neden sayılabilir. Bununla birlikte Thomas Bauer’in elinizdeki kitabı etrafımızdaki çeşitliliğin varlığını göstermekle ilgili değildir, kitap daha ziyade, çeşitliliğin tüm tezahürlerine katlanma konusundaki arzumuz veya çekincemiz hakkındadır. Kitapta bir yanda etnik çeşitlilik veya farklı yaşam tarzları gibi, dış çeşitlilikle olan ilişkilerimiz, diğer yanda muğlak bir dünyanın çeşitli hakikatleriyle olan ilişkilerimiz tartışılmaktadır. Yazara göre insanlar sürekli olarak farklı yorumlara izin veren, belirsiz görünen, net bir anlam ifade etmeyen, birbiriyle çelişen, zıt duyguları tetikleyen vs. izlenimlere maruz kalırlar. Kısacası dünya müphemliklerle doludur ve çağımızın hâkim kültürünü bu müphemliklere karşı alacağımız tavır belirleyecektir.
  • Thomas Bauer
    insan sesi mp3 - Türkçe
    28 Ayrım
    304,48 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Taner Gürkan
    Orta Çağ kavramı, kullananların düşündüğünden daha fazla hasara neden oluyor. “İslam’ın Orta Çağı” kavramı ise büyük ölçüde tartışılmamıştır. Peki, “İslam'ın Orta Çağı" ifadesi aslında neyi tanımlıyor? Modern Çağ öncesi İslam kültürlerini ele almamızda bu ifadenin ne gibi etkileri var? Kültürlerarası karşılaştırmalarda bu kullanımın sonuçları nelerdir? İslam çoğu zaman Orta Çağ’da takılıp kalmakla suçlanıyor. Peki, ya İslam’ın Orta Çağı yoksa? Thomas Bauer, Neden İslam’ın Orta Çağı Yoktu? -Antik Çağ’ın Mirası ve Doğu- kitabında, “Orta Çağ” olarak adlandırılan dönemde Avrupa’da kayıp kültürlerin yalnızca harabelerine rastlanırken, İslam dünyasında bayındır şehirlerin bulunduğunu ve bilimlerin bütün canlılığıyla gelişmeye devam ettiğini gösteriyor. Almanya’nın en çok satan kurgu dışı kitaplarından biri olan bu kısa başyapıt, reforma ihtiyaç duyan “İslami Orta Çağ” görüşümüzü yerle bir ediyor. Doğu’nun antik kentlerinde hamamlar, camiler, kiliseler ve diğer büyük taş yapıtlar ayakta kalırken, o dönemin Avrupa’sında bunlar birer harabe haline gelmişti. Oysa Doğu’da hekimler Galen’in tıbbını devam ettirmişler; doğa bilimleri ve edebiyatta birbirinden eşsiz eserler kaleme alınmıştır. Doğu’nun günlük hayatında bakır sikke, kiremit, cam gibi gündelik hayatın önemli unsurları yaygın bir şekilde kullanılırken, Avrupalılar bunları ancak Yeni Çağ’ın başında (tekrar) keşfetmişlerdir. Bauer, antik kültürün Endülüs’ten Kuzey Afrika ve Suriye üzerinden İran’a kadar yaşamaya nasıl devam ettiğini, neden 11. yüzyılın Hindukuş’tan Batı Avrupa’ya kadar bütün Avrasya’da, daha sonra Yeni Çağ’da da takip edilecek bir dönüm noktası olduğunu somut bir şekilde anlatıyor. Thomas Bauer bu kitabıyla, alışagelmiş çağ sınırlarını ikna edici bir şekilde yerinden ediyor ve Doğu ile Batı’ya dair klişeleşmiş görüşleri bir bir çürütüyor. Çalışmalarıyla 2013 yılında Gottfried-Wilhelm-Leibniz-Ödülü’ne ve 2018 yılında Tractatus Ödülü’ne layık görülen Thomas Bauer’in Neden İslam’ın Orta Çağı Yoktu? -Antik Çağ’ın Mirası ve Doğu- kitabı da 2019 yılında WBG (Bilimsel Kitap Topluluğu) Beşeri Bilimler En İyi Kitap Ödülü’nü kazandı.