Yazara Gore Listeleme

  • Yukio Mişima
    insan sesi mp3 - Türkçe
    43 Ayrım
    631,26 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: ibrahim uğurluoğlu
    Yukio Mişima'nın başyapıtı olan Bereket Denizi dörtlemesinin ikinci kitabıdır. Bu kitabında Mişima, 1930 lu yıllarda toplumsal değerlerin değişmesine tepki duyan birtakım bağnaz yurtsever gençlerin hazırladığı ayaklanmayı anlatıyor.
  • Yukio Mişima
    insan sesi mp3 - Türkçe
    15 Ayrım
    593,98 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: mehtap tolu
    Aslan, kafesinden çıktığı anda, eski, vahşi aslan olduğu zamandakinden daha geniş bir dünyaya sahip olur. Hapsedildiği sürede onun için iki dünyadan başka dünya yoktur. Diğer bir deyişle kafesin içindeki dünya ile kafesin dışındaki dünya. Artık özgür kalmıştır. Kükrer. İnsanlara saldırabilir. Onları yiyebilir. Yine de tatmin olamaz, çünkü ne kafesin içinde, ne de kafesin dışında bir üçüncü dünya yoktur. Etsuko dört duvar arasında bir hayat sürmektedir. Gözü hep dışarıda olmuş kocası tifodan öldüğünde genç yaşta dul kalan kadın kendini kayınpederinin evinde bulmuş, yaşlı adamın rahatsız edici ilgisine boyun eğmeye mecbur kalmıştır. Tek tesellisi, evin hizmetçisi Saburo’ya olan aşkıdır. Ancak bu genç adamın sevgisini kazanmak için yaptıkları felaketini hazırlayacaktır. Yukio Mişima’nın ilk romanı Bir Maskenin İtirafları’ndan sonra yayımladığı Aşka Susamış, yazarın hayatı boyunca kalemine rehberlik etmiş sapkın ve saplantılı arzuyu ve sarsıcı şiddeti sahneye koyan, okuru yakalayan ve bırakmayan bir eser. “Mişima’nın romanları çevresine korkunç ve iflah olmaz bir tuhaflık yayar; sanki sapkınlar için kurulmuş bir arafta geçiyor gibidirler.” Angela Carter
  • Yukio Mişima
    insan sesi mp3 - Türkçe
    20 Ayrım
    843,29 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: mehtap tolu
    Bu gizemli altın kuş ne gündoğumunda ötüyor ne kanat çırpıyordu, kendinin bir kuş olduğunu unuttuğuna kuşku yoktu. Ancak onun uçmuyor olduğunu düşünmek de yanlıştı aslında. Diğer kuşlar gökyüzünde uçarken bu kırmızı altından Anka kuşu parlayan kanatlarını açmış, sonsuza dek zamanın içinde uçmaktaydı. Zaman onun kanatlarına çarpıyordu. Kanatlarına çarpıp geri süzülüyordu. Kekeme olduğu için hayatı boyunca yalnızlık çeken Mizoguçi, babasının ölümünden sonra Altın Tapınak’ın başkeşişine emanet edilir. Tapınağın güzelliğini bir saplantı haline getiren Mizoguçi’nin bu güzelliğe sahip olma tutkusu onu yıkıcı bir yola sürükleyecektir. Ali Volkan Erdemir’in güzel çevirisiyle Türkçeye kazandırılan Altın Köşk Tapınağı, 1950’lerde yaşanan gerçek bir olayı konu alıyor. Şiirsel üslubu ve dramatik sahneleriyle dünya edebiyatına damgasını vuran Mişima’nın sık sık ele aldığı şiddet, tutku, din ve tarih gibi konular bu romanda kusursuzca harmanlanıyor.
  • Yukio Mişima
    insan sesi mp3 - Türkçe
    54 Ayrım
    1282,37 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: FİGEN KAHRAMAN
    Bahar Karları yazarın Bereket Denizi adlı dörtlemesinin ilk kitabı. Yapıtları Proust, Gide ve Sartreın yapıtlarıyla karşılaştırılan, cesaret ve erkeksi niteliklerle olan tutkusyla Hemingway'e benzetilen Yukio Mişima, bu kitabında 1912 yılında Tokyo'da İmparatorluk Sarayının köklü soylu sınıfının kapalı çevresinde, sırtlarında geleneğin ağır yükünü taşımayan zengin ailelerin, paraları sayesinde toplumsal ve siyasal güç aramalarını anlatır...
  • Yukio Mişima
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    285,95 KB
    Eser Türü: Kitap
    Bereket Denizi dörtlemesi, Bir Maskenin İtirafları, Yaz Ortasında Ölüm, Denizi Yitiren Denizci gibi eserlerinden tanıdığımız Yukio Mişima, Dalgaların Sesi'nde farklı bir yönüyle çıkıyor okurun karşısına. Romanlarında insan doğasının karanlık yönlerini deşen, onlarla cesurca hesaplaşan Mişima, bu kez kalemini ışığa çevirerek sevginin farklı veçheleri etrafında kuruyor öyküsünü. Dalgaların Sesi'nde, Şarkılar Adası olarak da bilinen Uta-Jima adasında genç balıkçı Şinji ile varlıklı Miyata ailesinin güzel kızları Hatsue arasındaki ilk aşk öykülenir; cesur, heyecanlı, duru iki gencin masalsı bir dille kaleme alınmış öyküsüdür bu. Aynı zamanda, zamanın ve mekânın ötesindeki bu korunaklı dünyada gelenekleriyle ve doğayla bağlarını koruyan dalgıç kadınların, balıkçı erkeklerin öyküsüdür Dalgaların Sesi. Ve elbette denizin, dalgaların ve fırtınanın da.
  • Yukio Mişima
    insan sesi mp3 - Türkçe
    21 Ayrım
    454,09 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Cansu Şengün
    Marguerite Yourcenar’ın “İnce, bıçak ağzı gibi dondurucu bir kusursuzlukta,” diye tanımladığı Denizi Yitiren Denizci, dehşeti şiirsel bir anlatımla bütünleştiren, benzersiz bir kitaptır. “Kusursuz arınma, ancak yaşamı kanla yazılmış bir şiir dizesine dönüştürerek mümkündür,” diyen Mişima bu kitapla görüşünü örneklemiş olur. Mişima’nın en etkileyici eserlerinden biri olan kitap soğukkanlı şiddeti ustalıkla anlatırken, hiç kuşkusuz yazarın çocukluğunda bilinçaltını etkilemiş baskıları da yansıtır. Roman, dul bir kadın, on üç yaşındaki oğlu Noboru ve kadının ikinci eşi olan denizcinin öyküsünü anlatır. Yaşıtlarıyla bir çete kuran Noboru, ilk tanıştığında denizler fatihi bir kahraman olarak gördüğü denizcinin annesiyle evlenerek sıradan birine dönüşmesinin şokunu atlatamaz. Rakuyo’nun varlığıyla bütünleşmiş olan bu adam, geminin ayrılmaz parçası olan bu adam, kendini o güzel bütünden koparmış, kendi isteğiyle düşlerinden gemileri ve denizi silip atmıştı. Noboru, tatil boyunca Ryuji’nin yanından ayrılmamış ve denizle ilgili hikâyeler dinleyerek, ötekilerin hiç bilemeyecekleri denizcilik bilgileri edinmişti. Ama onun istediği, bu bilgiler değil, günün birinde denizcinin hikâyeyi yarıda keserek, yeniden denize dönerken ardında bırakacağı mavi su damlalarıydı. Deniz, gemiler ve okyanus seferlerinin hayali ancak bu mavi damlalarda var oluyordu.
  • YUKİO MİŞİMA
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    823,45 KB
    Eser Türü: Kitap
    Yukio Mişima, XX. yüzyıl Japon edebiyatnın hırçın çocuğuydu. Nobel Ödülü adayları arasında sık sık adı geçtiği halde aşırı milliyetçi, narsist, anti-humanist nitelemeleriyle suçlandı. Ancak bu eleştirilerin temelinde, yazarın gereğince anlaşılamamış olması vardır. Mişima, İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’nın yaşadığı dramatik yıkım sırasında yitip giden bir kuşağın haykıran sesidir. Yazarın yaşamı, bu kayıp kuşağın kendini yeniden keşfetmesinin öyküsüdür. Mişima, Japon savaşçı sınıfının “hiçlik”e dayalı felsefesi ile yazarlığını ustalıkla birleştirir. 25 Kasım 1970 günü canlı yayın yapan kameralar önünde geleneksel Japon yöntemiyle karnını deşerek intihar etmesi de, aynı zamanda usta bir oyun yazarı olan Mişima’nın yaşamını canlı sahne performansı ile sonlandırdığı şeklinde değerlendirilebilir.