Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2330 sonuçtan 1011 - 1020 arası görüntüleniyor.
  • Nigar Binti Osman
    insan sesi mp3 - Türkçe
    8 Ayrım
    137,24 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sema Özer
    “Bugün gene şâirliğim, o hâlim var. Saat ondan üçe kadar şiir yazdım. ‘Hanımeli’, gönülden sevdiğim bu çiçeği ikinci def’adır ki inşad ediyorum kabrime dikilmesi temennisini tekrarladım. Acaba kimsenin hatırına gelecek mi?..” Şair Nigâr, Osmanlı’nın son yıllarında yaşamış, döneminin yarattığı en verimli, en özgün şairlerden biri. Fakat ne yazık ki çoğu eseri günümüz Türkçesine, hatta Latin alfabesine dahi çevrilmedi. Bu yazı, hakkında yazılan diğer parçalar gibi; değerinin anlaşılması, hatta gözden göze yayılarak “eserlerinin basılmasının sağlanması” amacıyla kaleme alındı. Nigâr Hanım’ın küçük oğlu Salih Keramet Nigâr, şaire ait belgeleri, defterleri ve müsveddeleri çeşitli kurumlara bağışlamış (Aşiyan Müzesi, Darüşşafaka, Milli Kütüphane, Topkapı Sarayı Müzesi vs) 1959 tarihli bu kitap, Şair Nigâr’ın ölümünün 40. yılında, defterlerinden ve günlüklerinden seçilmiş bir kısım parçalar içeriyor. Aslında Nigâr Hanım’ın vasiyeti; defterlerin ölümünden 50 yıl sonra açılmasıymış. Ancak varislerin izniyle, bir kısım genel parçalar ve hayatının önemli noktalarına ışık tutan kimi kısımlar derlenerek basılabilmiş. İyi de olmuş çünkü ölümünün 100. yılına gireceğimiz şu günlerde, 1998 yılında İletişim Yayınları tarafından basılmış, Nazan Bekiroğlu’nun Şair Nigâr Hanım kitabı dışında elle tutulur bir çalışma yok. Yirmi senelik bu çalışmanın baskısına ulaşmak da hayli zor. Hâlbuki kapanan bir devrin, büsbütün değişen bir coğrafyanın kadınıdır Şair Nigâr, devrimin getireceği yeniliklerin tüm sancısını yaşamış batılılaşma sürecinin anlatımında mükemmel bir özet olmuştur hayatı. Hali vakti yerinde bir ailenin 'Osmanlı Kadını' olarak yetiştirilmiş, içinde girdiği, hatta yarattığı sanat camiasıyla Batı’nın fikirlerini benimsemiş, Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde saltanat hayatının içine girmiştir. Uçurumun, sanatın, savaşın, aşkın, dostluğun ve daha birçok konunun ikiyüzlülüğüne şahitlik etmiştir yaşamı. Altmış iki yaşında Tifüs’ten yaşamını yitirdiğinde, ünü Avrupa’ya yayılmış, adı, Osmanlı’nın en önemli şairleri arasında anılmaya başlanmıştır. Bu yazı, 1959 tarihli Hayatım’ın Hikâyesi kitabını kaynak alıyor. Tabii, o yıllarda, yayınlanmasında “sakınca görülen” birçok önemli ayrıntı atlanmış. Mesela, Nigâr Hanım’ın meşhur Salı Toplantılarına ait hiçbir şey yok. Hâlbuki Nişantaşı’nda gerçekleşen bu toplantılara Süleyman Nazif, Ahmet Mithat Efendi, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit, Cenap Şahabettin, Bestekar Leyla Hanım ve Pierre Loti gibi isimler katılırdı. Tanzimat Ferman’ından da önceye dayanan bu toplantılar, haremlik-selamlık Osmanlı için, sanatın özgürce gerçekleştiği, konuşulduğu en önemli yerlerden biridir. İşte bunun gibi eksiklikleri var bu yazının. Özellikle konu günlük olunca; tamamını okumakla, seçilmiş-kesilmiş birkaç parçayı okumanın arasındaki farkı, Nilgün Marmara ile alakadar olmuş kimseler bilirler. Olayların geçtiği tarihler ile günlüğe düşüldüğü tarihler arasında zaman zaman ciddi farklar olduğundan, tarihleri de yazıya karıştırmamaya çalıştım. Şimdi kronolojik sırayla ve pek çok alıntıyla; -Alınlarının kara yazısı benimkini andıran bahtsızlarımıza- ithafıyla başlayan Şair Nigâr: Hayatımın Hikâyesi kitabını, tüm eserleri pek yakında yayınlanır temennisiyle, anlatmaya başlıyorum:
  • Loui Vernie
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    67,3 MB
    Eser Türü: Tiyatro
    Radyo Tiyatrosu
  • Nazlı Eray
    insan sesi mp3 - Türkçe
    25 Ayrım
    252,40 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aytun Sezer
    Fantastik edebiyatın kraliçesi Nazlı Eray’dan sarsıcı bir metafor-roman! Geride bırakılmış uzun, renkli bir hayatın acı-tatlı hatıraları, bu romanda adeta büyülü bir mercekten süzülerek bir müsveddeye giriyor. Hayatımın Müsveddesi ’nde, geceleri yazılıp sabahları okunamayan tomarlara karalanmış anılar, düşler, hayaller, buruk ama cümbüşlü bir geçit yapıyor. Nar tanesindeki şehirler, kahkahalarla dolu bir cenaze, güvercine dönüşüp uçan apartman kapıcısı Mösyö Hristo, öldükten sonra ruh çağırma seanslarında işe başlayan Ali; hatta Pirandello, Paganini ve Cahide Sonku, kahramanımızın müsveddelerinde buluşuyor. Mösyö Hristo satırları kitabın içine attı. Elime alıp iyice salladım kitabı. İçinden gülüşmeler, acı bir hıçkırık, fısır fısır konuşmalar, isyan çığlıkları, yaşlı birinin gençliğini hatırladıkça aklından geçen gürültülü düşünceler, kalpteki duygular, eski ve yeni günler, kuş sesleri geliyordu. “Bu burada dursun,” dedim Mösyö Hristo’ya. “Mayalansın. Her şey yerine otursun. Yarına kadar açmayalım.” Kitabı rafa kaldırdım.
  • Cihat Şener
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    125,09 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Didem Yılmaz
  • İbrahim Akyürek
    - Türkçe
    5 Ayrım
    68,85 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Müberra Ellialtıoğlu
    Ölen, yaralanan insan sayısına; çekilen acıya oranladığınız zaman trafik kazaları konusunda eleştiri içeren belgesel, sanatsal ya da bilimsel yapıtların neden hiç derecesinde olduğunun en önemli nedeni ulaşım politikasını kafada politikasızlaştırmak, öteki nedeni bir yanıyla psikolojik, yani "suçlu, hatalı" olduğumuzu en baştan kabullenmek. Bu kabulleniş, geçmişi internet dünyamızdan daha eski sanal bir suç ikonunu bile yarattı: "Trafik Canavarı". "Trafik Mağdurlarını Anma Günü", 1993'den bu yana Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu (FEVR) tarafından düzenleniyor. Federasyonun geçen Mart ayında yaptığı açıklamada; Avrupa'da her yıl 15 yaş altında bulunan 1100 çocuğun trafik kazalarında hayatını kaybettiği, 100 bin çocuğun ise ciddi bir şekilde yaralandığı belirtildi. Yine bu açıklamaya göre Dünyada trafik kazalarında ölen 1 milyon 300 bin insanın beşte biri yaşı 15'in altında çocuklar. Federasyon bu açıklamayı 14 Mart 2012'de İsviçre'de meydana gelen ve 22'si çocuk 28 kişinin ölümüne yol açan trafik kazasından sonra yaptı. (Tanıtım Bülteninden)
  • Yaşar Kandemir
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    308,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Peygamberimizi örnek alabilmek için onu iyi tanımak gerekiyor O nasıl yaşardı? Ailesinin içinde, dostlarının arasında neler yapar, nasıl konuşurdu? Bir çocukla veya bir yaşlıyla karşılaştığında yahut bir yoksul gördüğünde nasıl davranırdı? Neye üzülür, neye sevinirdi? Onunla hayatlarını paylaşmış insanların bunlar gibi yüzlerce soruyu cevap teşkil edecek anılarından oluşan bu kitapla Peygamberimizi daha yakından tanıyacaksınız. (Tanıtım Bülteninden)
  • Ümit Özdemir
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    173,98 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tuğba Doğan
    İslam’da kurşun dökme, ağaçlara ve türbelere bez bağlama, tütsü yakma, tahtaya üç kere vurmanın yeri var mıdır? Takke ve sarık Yahudilikten mi gelmiştir? Yahudilerin "kaka" oyunu nedir? Fatıma ananın elini nazarlık olarak kullanmak İslam’la ne kadar bağdaşır? Reiki, yoga, meditasyon ve reenkarnasyona İslam’ın bakışı nedir? İslam, uğur ya da uğursuzluk diye bir kavramı kabul eder mi? İslam, kadınların ve bekâr kızların rızası dışında istemediği birisiyle evlendirilmesini men eder. Muta nikâhı cahiliye devri âdetidir. Peygamberimiz (s.a.v.) eşlerine ayaklarını yıkatmamıştır. Zaruret halinde İslam kadının boşanmasını kabul eder. İslam’da Noel, yılbaşı kutlaması yoktur. İslam nazarı kabul eder ama nazarlıkları etmez. Peygamberimiz (s.a.v.), “İslam'da taşeüm (uğursuz sayma) yoktur, tefeül (iyiye yorma) vardır.” der. Ama... Yahudi, Hıristiyan ve Mecusilerden gelen cahiliye âdetleri, İslamî kurallar doğru bir şekilde bilinmediği için hayatımızın içindedir. Bu kitapta, benimsediğimiz örf, âdet ve birçok geleneğin aslında nereye ait olduğu, bu konuda İslam'ın neler söylediği kaynakları ile Kur’an ve hadisler üzerinden aktarılmaktadır.
  • Arthur Schopenhauer
    insan sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    142,81 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nurdan Sonemel
    "... Hayatınız öncelikle bakır bozukluklarla yapılmış bir ödemeye benzer; bizim bu ödemeye karşı bir alındı makbuzu vermemiz gerekir; bakır bozukluklar günler, alındı makbuzu ölümdür. (...) Zamanın bizi telaş içerisinde biteviye koşturup durması, bize asla nefes alma imkânı sunmaması, elinde kamçıyla buyurgan bir işveren gibi hepimizin tepesinde beklemesi ile hayatımızın bir azap ve işkenceye dönmesi arasında en küçük bir bağ kurma imkânı yoktur. Zaman ancak can sıkıntısının cenderesi içinde kıvrananların başına bela kesilmez ve onları sık boğaz etmez. (...) Varsayalım insan soyu kaldırılıp her şeyin kendiliğinden gelişip olgunlaştığı, sütlerin balların yerden kaynadığı, yiyeceklerin dallarından koparılmayı beklediği; herkesin gönlünden geçirdiğini hiç vakit kaybetmeksizin önünde bulduğu ve elde etmekte hiç güçlükle karşılaşmadığı Utopia ülkesine götürüldü; o zaman ne yapardı bu insanlar? Ya can sıkıntısından ölürlerdi, ya kendilerini asarlardı ya da olmadı birbirlerine düşerler, kavga dövüş birbirlerini boğup öldürürlerdi."
  • Lev Nikolayeviç Tolstoy
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    318 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehveş Evin Sepici
    Bir gün çok zengin bir adam oğlunu yanına alarak, insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek için onu bir köye götürdü. Çok fakir bir ailenin evinde bir gün-bir gece geçirdiler. Şehre dönerken baba oğluna sordu: "Yolculuğumuzu nasıl buldun?" "Çok güzeldi babacığım" diye cevap verdi oğlu. "İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün değil mi?" "Evet." "Peki ne öğrendin?" "Şunu gördüm" dedi oğlu: "Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına gelen bir havuzumuz var, onlann kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız, onlann yıldızlan var. Bizim taraçamız ön bahçeye kadar, onlarınki ise ufka kadar uzanıyor." Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi: "Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için, teşekkür ederim babacığım!"
  • Terry Eagleton
    insan sesi mp3 - Türkçe
    5 Ayrım
    82,48 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ipek Sahinler
    Hayatın anlamı nedir? Daha fazla güç, servet, seks, aşk, çikolata, futbol, entelektüel tefekkür ya da günü yaşamak mı? Hayatın bir anlamı var mıdır; yoksa o da tüm anlamlar gibi sadece postmodern bir kurgudan mı ibarettir? Anlamın hızla buharlaştığı günümüz kapitalizminin kentli, pragmatik politik ve kültürel dünyasında her şeye rağmen ortak ya da hayatlarımıza gömülü anlamlardan bahsedebilir miyiz? Terry Eagleton bu kısa "giriş" kitabında, insan bilimlerinin terk ettiği ve popüler kültürle anlam endüstrisinin istila ettiği bir alanda hayatın anlamını sorguluyor. Hayatın anlamını, anlamın hayatını oluşturan dilbilimsel, etik, kültürel ve politik göstergelerle tartışan Eagleton'ın anlatısına Shakespeare'in tiyatral karakterleri, Wittgenstein'ın "dil oyunları", Schopenhauer'un "istenç"i Heidegger'in "hiç"i, Sartre'daki endişe, Samuel Beckett'in "belki"si ve Freud'un "bilinçdışı" da parçalar halinde katılıyor. Aristo'dan Marx'a uzanan bir ahlaki soykütük dahilinde insanın kendini gerçekleştirmesi, kişisel tatmin, toplumsal birer pratik olarak mutluluk, sevgi ve erdem gibi kavram ve değerleri yorumlayan Eagleton'ın bu kitabı, hayatı hâlâ hayati göstergeleriyle dert edenler için bir düşünme çağrısı. Hayatı ya da dendiği gibi, "Ey Hayat!"ı.

Sayfalar