Eserlere Göre Listeleme

Toplam 3297 sonuçtan 1101 - 1110 arası görüntüleniyor.
  • insan sesi mp3 - Türkçe
    Eser Türü: İlaç Prospektüsleri
    Seslendiren: ECZ. HANDE KILDIOĞLU

    İlaç prospektüsü

  • Yönetmen: Steven Spielberg
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    147 MB
    Eser Türü: Sesli Betimleme
    Seslendiren: Emine Kolivar
    Sesli Betimleme Metin Yazarı: Reyhan Üzülmez Tenten Bit pazarında Tekboynuz adında harika bir gemi görür. Onu Kaptan Haddock'a hediye olarak alır. O sırada iki koleksiyoncu gemiyi Tenten'den almak için pazarlık etmeye başlarlar. Koleksiyonculardan İvan İvanoviç Sakharin Tenten'e adresini verir ve ona gemiyi satmaya karar verirse evine gelmesi gerektiğini söyler. Milu kazara gemiyi düşürüp, kırar. Geminin orta direği kırılır. Tenten direği yapabildiği derecede onarır. Tenten gemiyi Kaptan'a gösterir. Kaptan gemiyi görünce şaşırır ve Tenten'e evindeki tablosunu gösterir. Tabloda 14. Louis'nin hükümdarlık döneminde yaşamış kaptanın atalarından biri olan, Haddock şövalyesi ve arkasında Tekboynuz gemisi vardır. Tenten Tekboynuz gemisini evinde bulamaz. Gemisinin çalınmış olabileceğinden şüphelenip, İvan İvanoviç'in evine gider. Koleksiyoncu aynı gemiye onda on yıldır sahip olduğunu söyler ve gemiyi gösterir. Orta direği sağlamdır. Tenten durumu anlatmak için kaptanın evine gider. Kaptan kapıyı açmaz. Kaptan bağırınca kapıyı kırmak zorunda kalırlar. Kaptan, elindeki kılıçla, kapıyı kıranları kovalar. Kaptan, önceki akşam Haddock şövalyesinden miras kalan bir sandık bulduğunu ve içinden kılıç, şapka ve anı defteri çıktığını söyler. Kaptan, Tenten'e Haddock şövalyesinin başına gelenleri anlatır. Korsan Lideri Kızıl Rackham Tekboynuz mürettebatını katledip Şövalye'yi yakalar. Gemileri, topçu ateşleri yüzünden batmakta olduğu için, korsanlar tüm ganimetleri Tekboynuz'a taşırlar. Şövalye, korsanların sarhoş olduğu gece kaçıp Kızıl Rackham'ı öldürür. Sonra gemiyi havaya uçurur. Oğullarına miras olarak kendi yaptığı üç tane Tekboynuz'un maketlerini bırakır. Vasiyetnamesinde oğullarına gemilerin orta direklerini hafifçe oynatmaları yazılıdır. İçlerinde Kızıl Rackham'ın Hazinesinin yerini gösteren Parşömenler vardır. Parşömenlerden biri Tenten'de, biri İvan İvanoviç Sakharin'de ve sonuncusu diğer koleksiyoncudadır.
  • Teo
    Nermin Bezmen
    insan sesi mp3 - Türkçe
    38 Ayrım
    702,70 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Şebnem Ulusan
    Aşkla doğar Teo, mavinin yeşille buluştuğu, güneşin dalgalarla öpüştüğü bir sahil şehrinde. O dört yaşındayken amansız hastalığa tutulduğunda, anne babası ve kız kardeşleri korkuya değil, eşi az bulunur sevgi ve fedakârlığa sarılırlar. Hepsinin gözbebeği olan Teo ise bir ömür sürecek acılarını, ıstırabını; içinde taşıdığı olgun ruh aracılığıyla bambaşka bir boyuta, yaşam aşkına ve sanata dönüştürür. Bedenen, ruhen yaşadığı her duyguyu çizgilerde ve renklerde anlatır. Kimsenin bilmediği diğer hayatının esintilerini nakşeder resimlerinde. Umudu henüz küçücükken çalınmış bir çocuk nasıl olur da böylesine umutla yaşayabilir? Bir aile “son”a karşı nasıl bu kadar büyük bir sevgiyle kavga verebilir? Bu dünya yaşamı, tek yaşamımız mıdır? Bunları anlatıyor Teo... Ve bizlerin, ruhu olan insanlar değil, insan bedeninde tecrübe kazanan ruhani yaratıklar olduğumuzu… Ölüm değil, hep yeniden kavuşma, yeniden bir keşfediş var yaşamın ucunda. “Ama biliyor musun, sana en yakın meleğin kimdi? Seni en çok kucaklayan, kollarına alıp uyutan, sen ağrılarından sıyrılıp derin uykuya gidene kadar yanında uzanıp bekleyen, sen daldığında da nefesini dinleyerek gecelerini uykusuz geçiren... Annen...”
  • Stefan Boonen
    insan sesi mp3 - Türkçe
    6 Ayrım
    15,24 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Neslihan Kayıkçı
    Gözlük üzerine bir hikâye… "Top oynayalım mı?" diye sordu Lea. "Hayır, olmaz!" diye yanıtladı Teo. "Başka bir şey oynayalım." Teo top oynamayı sevmiyordu. Topu ya çok uzağa atıyor ya da bir türlü yakalayamıyordu. Top oynarken bazı arkadaşları ona çok kızıyordu. Teo'nun görme sorunu var. Yakını iyi göremiyor, kitap okurken ya da televizyon seyrederken başı ağrıyor. Cisimleri bulanık gördüğü için top oynarken çok zorlanıyor. Bir göz doktoruna muayene olan Teo gözlük takması gerektiğini öğreniyor. Artık diğer çocuklar gibi iyi görebilecek ve oyunları daha iyi oynayabilecek! Yetişkinler için bile yeni bir başlangıç tedirgin edici olabilirken, çocuklar için neden olmasın? Yeni bir kardeş, yeni bir okul, beklenmedik bir gelişme ya da baş etmek zorunda kaldığımız heyecanlar, korkular, takıntılar, duygular... "Gerçek hayattan hikâyeler" dizisi, farklı duygu ve durumlara odaklanıyor. Çocuklara, yaşadıkları sorunlar karşısında yeni pencereler açabilecek resimli hikâyelere yer verilmesinin yanı sıra ebeveynlere ve eğitimcilere yönelik bilgilendirici bir bölüm de bulunuyor.
  • Van gogh
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    204,78 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Elif Durmuş
    Vicent Van Gogh, Paris’te bir galeri yöneticisi olan kardeşi Theo’yla dertleştiği mektuplarında, renk tutkusuyla dolu bir ressamın yaşam savaşına ve yaratıcılık uğruna gösterdiği özverilere tanık oluruz. Van Gogh’un, başta Gauguin olmak üzere, çağdaşı ressamlarla yakın ilişkilerine de ışık tutan Theo’ya Mektuplar, hayatı boyunca şiddetli ruhsal sarsıntılarla boğuşmuş sanatçının daha yumuşak ve coşkulu yönünü ortaya çıkarıyor.Bu ünlü yapıtın, Azra Erhat derlemesi ve çevirisini yeniden yayınlamaktan kıvanç duyuyoruz.
  • Evin İlyasoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    21 Ayrım
    435 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Zerrin Canan
    İstanbul'un kalabalık ve karanlık bir konağında yaşar Teodora. Konağın üst katında orta halli memur ailesi, en alt katında sefil hizmetliler, orta katında zengin beyzadeler ve ithal madamlar... Konağın dışı ise nice insanın daracık dünyasından oluşan yoğun bir bulutla sarılıdır. Kunduracı Platon, sütçü Hayriyanım, kasap İrakli, Saliha öğretmen, berber Niko, ekmekçi Garabet, sobacı David, doktor Halil, ütücü Foti ve daha niceleri... Aşuresi, ştrudeli, mevliti, kabul günü, danslı daveti ve bezik partileriyle, gelenekle yenilik arasında bocalayan bir ortam.
  • Niyazi Berkes
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    28 Ayrım
    452,90 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Gvz Gül
    Değer ölçüleri olmayan hiçbir toplum yoktur; ancak bazı değerler zamanın gereklerine göre değişeceğine, zamanla katılaşma, kireçleşme eğilimi gösterirler. Bu, bize üç şeyi anlatır; toplumun insanları arasında birbirine çok yapışık bir birlik vardır; kişiler değişmez kurallara uyarak yaşamayı çok rahat ve kolay bulurlar; toplumları, yaşlanan kişilerin damarlarının sertleşmesi gibi katılaşmıştır. Kişiler böyle bir durumu çok beğenirler. Ancak değişme zorunluklarının sillesini yemeyen toplum da yoktur. Zamanın yumrukları altında bazı kişiler, alışık oldukları ölçüleri bırakmaya, bazılarını gizli ya da açıkça çiğnemeye; bazıları da ya dışardan yeni kurallar almaya, ya da kendileri yeni kurallar geliştirmeye başlarlar. Bunu yapanların iç hayatındaysa çatışmalar başlar, bunun da sayısız görüntüleri vardır. Bir toplumda en yüksek sayılan değerler, özellikle böyle zamanlarda, dinsel değerler kılığına girmeye de eğilimlidirler. Din, geleneğin en son sığınağı, en son savunma kalesidir. Aslında toplumun eski yaşayışının kökeninden gelen birçok alışkanlıklar, kolaylıkla din gereğiymiş gibi bir nitelik kazanırlar. İşte bunun içindir ki, çağdaşlaşma sözcüğünün özü, “laikleşme” sözcüğünün söylemek istediği gibi toplumu, bu dinselleşme hummasının yakasından kurtarma işiymiş gibi gözüküyor ve burada “laïcisme” ile “secularism” terimlerinin anlamları, ayrı sözcük kökenlerinden geldiği halde, birbirlerine uyuyor.
  • Niyazi Berkes
    insan sesi mp3 - Türkçe
    34 Ayrım
    1188,57 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Feryal Çabuk
    Değer ölçüleri olmayan hiçbir toplum yoktur; ancak bazı değerler zamanın gerekleri­ne göre değişeceğine, zamanla katılaşma, kireçleşme eğilimi gösterirler. Bu, bize üç şeyi anlatır; toplumun insanları arasında birbirine çok yapışık bir birlik vardır; kişiler değişmez kurallara uyarak yaşamayı çok rahat ve kolay bulurlar; toplumları, yaşla­nan kişilerin damarlarının sertleşmesi gibi katılaşmıştır. Kişiler böyle bir durumu çok beğenirler. Ancak değişme zorunluklarının sillesini yemeyen toplum da yoktur. Zamanın yumrukları altında bazı kişiler, alışık oldukları ölçüleri bırakmaya, bazıla­rını gizli ya da açıkça çiğnemeye; bazıları da ya dışardan yeni kurallar almaya, ya da kendileri yeni kurallar geliştirmeye başlarlar. Bunu yapanların iç hayatındaysa çatış­malar başlar, bunun da sayısız görüntüleri vardır. Bir toplumda en yüksek sayılan değerler, özellikle böyle zamanlarda, dinsel değerler kılığına girmeye de eğilimlidirler. Din, geleneğin en son sığınağı, en son savunma kalesidir. Aslında toplumun eski yaşayışının kökeninden gelen birçok alışkanlıklar, kolaylıkla din gereğiymiş gibi bir nitelik kazanırlar. İşte bunun içindir ki, çağdaşlaş­ma sözcüğünün özü, “laikleşme” sözcüğünün söylemek istediği gibi toplumu, bu dinselleşme hummasının yakasından kurtarma işiymiş gibi gözüküyor ve burada “laïcisme” ile “secularism” terimlerinin anlamları, ayrı sözcük kökenlerinden geldiği halde, birbirlerine uyuyor.
  • Abdurrahman Dilipak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    33 Ayrım
    569,10 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hüseyin Esad KILIÇ
    Laiklik bize hep “Din ve devletin ayrılığı” olarak anlatıldı. Oysa Laiklik Kilise ile devlet arasındaki ilişkiyi düzenleyen bir paylaşım, mütareke, iş bölümünü ifade eden, meşruiyetini İncil’deki “Tanrının hakkını Tanrıya, Sezar’ın hakkını Sezar’a verin” diyen hükmünden alan bir kurumdu. Batıda “Kilise”den kasıt “Vatikan devleti” idi. Ve Vatikan dünyadaki tüm Katolik mirasının tek temsilcisi olan egemen bir devletti. Bu egemenlik çatışmasını sona erdirmek için ruhbanlı, Tanrı adına egemen kiliselerin siyasal egemenlerle ilişkisini düzenleyecekti.
  • Werner G. Jeanrond
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,11 MB
    Eser Türü: Kitap
    ll Teolojik hermenötik, Tanrı kelamının tarihle olan ilişkisi, Tanrı kelamının bize ulaşmasında vahyin ya da tarihsel hadiselerin aracılık yapıp yapamayacağı meselesi gibi konularla ilgili olan bir disiplindir. Yahudi-Hıristiyan geleneğinin oluşumunda büyük bir rol oynayan hermenötik tartışmaların kökeni, Yunan mitolojileri hakkındaki felsefi ve teolojik yorumlara dayanır. Bununla birlikte, Hıristiyanlığın başlangıcından itibaren teolojinin felsefeyi kendi bünyesine dahil etmesinden dolayı, teolojik tartışmalardan bağımsız olarak felsefi hermenötik gelişememiştir. Diğer taraftan Aydınlanma felsefesiyle birlikte ortaya çıkan tarihsel eleştiri yöntemleri, modern Hermenötiğin ilk adımları olarak görünürken, artık felsefi hermenötikten bağımsız bir teolojik hermenötiğin varlığının söz konusu olamayacağı anlayışı kabul görmektedir. Bununla birlikte acaba antik hermenötik ve modern hermenötik arasında bir süreklilikten mi yoksa kopuştan mı söz edilmelidir? Werner Jeanrond bize bu konuda son derece aydınlatıcı bir argüman sunar. Jeanrond, adına eleştirel hermenötik dediği yöntemin, hermenötiğin bütün tarihi boyunca tutarlı bir yol izlediğini iddia eder. Bu bakımdan elinizdeki eser, klasik hermenötiğin eleştiri öncesi bir çağa ait olduğu iddiasını çökertmekte ve eleştiri öncesi-eleştiri sonrası gibi kategorilerin hatalı olduğunu savunmaktadır. Diğer taraftan Jeanrond, hermenötiğin teolojik anlayışın bütünü üzerinde egemenlik kurabilecek kadar abartılmaması gerektiğini düşünür. Ona göre, hermenötik, sadece Tanrı ve beşeri gelenek arasındaki ilişkiyi anlayabilmemiz konusunda bize yardımcı olabilir. Bir başka deyişle elinizdeki eserin gayesi, hermenötiğin, özellikle ilahiyatçıların ufkunu genişletmeye yarayan bir disiplin olarak anlaşılması gerektiğini göstermektir.

Sayfalar