Toplumumuzun Avrupa Birliği sürecinde bulunması, her konuda olduğu gibi dinler arasında da bilgi sahibi olmamızın önemini arttırmıştır. Acaba vahiyle gelen dinlerde ne gibi benzerlikler ve uyumsuzluklar vardır? Bunların bilinmesi toplumlar arası dostluklarda yeni ufukların açılma nedeni olabilir.
İlâhî Kitaplar incelendiğinde, yol ve yöntemdeki küçük değişiklikler dışında esasta hiçbir fark olmadığı görülmektedir. Peygamberlere indirilen kitaplar ve sahifeler birleştirildiğinde, tek ve kalın bir kitap haline de gelebilirdi. Ancak Yaratıcı Kudret isteseydi, insanlara tek bir kitap da yasalarını açıklardı, fakat böyle yapmadı. Her kitap sahibi için ayrı bir yol ve yöntem belirleyerek, toplumuna nasıl faydalı olabileceğini, her birinin insanlığın hayrı ve mutluluğu için ne gibi işler yapacağını sınamak istedi. Güzelliğin ve sevginin kaynağı Yüce Allah’ın sevgi ile yüklediği insanlar birbirini sevmeli, barışsever bir dünya kurmak için birleşmeli ve bütünleşmeliydi.
Kitabın yazılmasında her konu, İlâhî Kitaplar’daki bilgilerin ışığında ayrı ayrı yazılmış ve özet bölümü ile de sonlandınlmıştır. Bazı konuların ayrıntılı veya dar kapsamlı olarak yazılma nedeni, o kitaptaki verilerin çok ya da az oluşundan kaynaklanmaktadır. Bunları yansıtırken tarafsız ve tamamiyle objektif olmaya büyük özen gösterilmiştir.
Yüce Rab’bim! İznin ve lütfunla kitabımızın toplumumuza ve bütün insanlara faydalı olmasını içtenlikle dua ediyorum.
Teyze ile Prenses okunduğunda Osmanlı-Cumhuriyet,
Vahdettin-Atatürk, dindarlık laiklik ve benzeri
ayrımların yapay ayrımlar olduğunu görülecektir.
Teyze ile Prenses hoşça vakit geçirmek için iyi bir
fırsattır.
Renk, Bedri Rahmi'nin kendisidir. Fırçasıyla, kelemle, oluşturdukları, bu nedenle renk renktir. "Merhaba Yeşil" derken de "Anadolu'dan geliyorum. Size peri padişahları diyarı Ürgüp'ten selamlar, Aşık Veysel köyü Sivrialan'dan merhabalar getiriyorum. Omzumda allı pullu bir heybe var. Üstünde dünyanın en güzel nakışları. Bir gözünde güzel havadisler var heybemin, müjdeler. Ötekinde yüzünüze güller dumanı üstünde bir hediye:" Tezek"derken de Anadolu gerçeğini bir ressam, bir ozan, bir yazar gözüyle şiir, renk katarak vurgular.
TEZEK'te yurt gezileriyle ilgili yazılarını okurken, çok yönlü bir sanatçı olan Bedri Rahmi'nin ustalığına binerce kez hayranlık duyuyor insan.
Duyguların, doyumların, düşüncelerin dolaysız, sade, birebir aktarımıdır mektuplar. Hele de "en yakın" arkadaşa, bir "can dostu"na yazılmışsa, yazılan Leylâ Erbil, yazan da Tezer Özlü'yse...Yazarının coşku dolu, yoğun bir sevgiyle, sevecenlikle yüklü, zaman zaman da "taşkın" duyarlılığını yansıtan bu mektuplar, okuru bir başka boyuta taşıyacak, Tezer Özlü'nün Bütün Eserleri'nin ufkunu genişletecek...
Tezer Özlü yaşamın ucuna vardığında geride sadece üç kitap bıraktı: Eski Bahçe, Çocukluğun Soğuk Geceleri, Yaşamın Ucuna Yolculuk. Yaşamı yazdıkları, yazdıkları yaşamıydı. Her gidenle gitmek, her yolculuğa çıkmak istedi ama "güzel yaşamı" hiç ilerilerde aramadı. 11 yıldır, inandığına sonsuza dek bağlı:"Yaşanılacak bir yaşam vardır. Üzerine binilip dolaşılacak bisikletler vardır. Yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak gün batımları vardır."Hep "genç kalacak" bir yazar üzerine, yaşarken ve ölümünden sonra yazılanlar ve onun fotoğrafları. Bu kitap Tezer Özlü'nün anısına bir armağan...
"1986'da yitirdiğimiz yazar Tezer Özlü ve eserleri hakkında yayınlamış çeşitli inceleme yazılarından oluşan bir derleme. 1978-1997 yılları arasında yazılmış bu yazılar, aynı zamanda o dönem Türkiye'sinin entellektüel yaşamının da geniş bir panoramasını sunuyor. Kitapta, Özlü'nün kendi kitapları ve Almanya'da aldığı ödül hakkında kendisinin kaleme aldığı iki yazı da bulunmakta. Tezer Özlü bibliyografyası ve kapsamlı bir fotoğraf albümü kitabı bütünlüyor."