Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2091 sonuçtan 1541 - 1550 arası görüntüleniyor.
  • Cem Sökmen
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    13,34 MB
    Eser Türü: Kitap
    "Gerçekten o devirde kahve akademinin, meslek cemiyetinin, kulübün, salonun, fikir ve sanat meclisinin bütün vazifelerini küçük tahta masalarının etrafında elinden geldiği kadar yapıyordu. O zaman anladım ki, biz bir kahve milletiyiz. Köyde kahve, mahallede kahve, mektebin önünde, cezvesinde bütün milli ve dini şuuru pişiren, ibriğinde kolektif vicdanı demlendiren, tezgahın dibinde halkı ve münevveri birbirine kenetleyen, iptidai olduğu için basit, fakat ananesi olduğu için derin ve canlı, tek ve tam bir cemiyet mihrakıdır." PEYAMİ SAFA "Kıraathaneye gitmemiş bir üniversitelinin tahsilini yarım sayarım. Bu dekansız, doçentsiz, bütçesiz, fakültesiz tamamen muhtar üniversitelerin tavla şakırtıları arasında; gören bir göz, işiten bir kulak bir memleketin insanlarının nabzını tutabilir; o nabız hızlı mı atıyor, yavaş mı atıyor, yoksa ‘in­ter­mittance' mı var, doktor olmaya pek hacet kalmadan müşahadelerini yapar.” SAİT FAİK “İnsanlar bugün toplu halde yaşamaktan ve birbirleriyle ilişki kurmaktan eskiden olduğu kadar zevk almıyor. Yaşamlarını daha çok ‘özel' olarak sürdürmek istiyorlar. Her şeyi özel bir etkinlik olarak görmekten yanalar. Dostlarıyla görüşmek için partiler veriyorlar. İlişkilerini kahvelerin normalliği içinde yaşamaktan kaçınıyorlar. Böyle olunca da politize olmaları, ekonomiyle, toplumsallıkla iç içe geçmeleri güçleşiyor. Buna karşılık da çok hızlı bir şekilde yaşanıyor ve tükeniyor ilişkiler…” GERARD GEORGE LEMAİRE
  • Cem Sökmen
    insan sesi mp3 - Türkçe
    34 Ayrım
    420,12 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serap Türksoy
    "Gerçekten o devirde kahve akademinin, meslek cemiyetinin, kulübün, salonun, fikir ve sanat meclisinin bütün vazifelerini küçük tahta masalarının etrafında elinden geldiği kadar yapıyordu. O zaman anladım ki, biz bir kahve milletiyiz. Köyde kahve, mahallede kahve, mektebin önünde, cezvesinde bütün milli ve dini şuuru pişiren, ibriğinde kolektif vicdanı demlendiren, tezgahın dibinde halkı ve münevveri birbirine kenetleyen, iptidai olduğu için basit, fakat ananesi olduğu için derin ve canlı, tek ve tam bir cemiyet mihrakıdır." PEYAMİ SAFA "Kıraathaneye gitmemiş bir üniversitelinin tahsilini yarım sayarım. Bu dekansız, doçentsiz, bütçesiz, fakültesiz tamamen muhtar üniversitelerin tavla şakırtıları arasında; gören bir göz, işiten bir kulak bir memleketin insanlarının nabzını tutabilir; o nabız hızlı mı atıyor, yavaş mı atıyor, yoksa ‘in­ter­mittance’ mı var, doktor olmaya pek hacet kalmadan müşahadelerini yapar.” SAİT FAİK “İnsanlar bugün toplu halde yaşamaktan ve birbirleriyle ilişki kurmaktan eskiden olduğu kadar zevk almıyor. Yaşamlarını daha çok ‘özel’ olarak sürdürmek istiyorlar. Her şeyi özel bir etkinlik olarak görmekten yanalar. Dostlarıyla görüşmek için partiler veriyorlar. İlişkilerini kahvelerin normalliği içinde yaşamaktan kaçınıyorlar. Böyle olunca da politize olmaları, ekonomiyle, toplumsallıkla iç içe geçmeleri güçleşiyor. Buna karşılık da çok hızlı bir şekilde yaşanıyor ve tükeniyor ilişkiler…” GERARD GEORGE LEMAİRE
  • Ahmet Semih Mümtaz
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    199,38 KB
    Eser Türü: Kitap
    Semih Mümtaz'ın çeşitli gazete ve dergilerde kaleme aldığı yazıları genelde, yakın tarihi aydınlatıcı birçok bilgi ve hatırayı içermektedir. Söz konusu bu yazılar; Sultan II. Abdülhamid dönemi sosyal ve siyasi olaylarını; devlet adamlarını; döneminin İstanbul ve taşra yaşantısını; eski İstanbul'un ve Boğaziçi'nin unutulan taraflarını, mekânlarını; Paris ve Nice'de yaşadığı yılları; Cenevre'deki talebelik hatıralarını, oradaki Türk öğrencileri ve kurdukları cemiyetleri; Cumhuriyet sonrası İstanbul'un dertlerini dile getirir. Bir kısım yazıları ise musiki ve tiyatro eleştirisi niteliğindedir. Bu kitap ise Ahmet Semih Mümtaz'ın eski İstanbul'un konak yaşantısına ait hatıra ve izlenimlerine ait yazılarının derlenmesinden oluşmuştur. Bugün artık tarihe karışıp hayal olmuş eski konaklardaki üç kuşağı bir arada tutan gelenekler, harem ve selamlık anlayışı; kadın ve çocukların dünyası; eski İstanbul'daki ünlü paşa konakları; buralarda yaşayan rical-i devletin şakaları, değişik alışkanlıkları gibi hususi hayatlarıyla ilgili bilinmeyen tarafları; eski Boğaziçi'ni süsleyen şimdi bir kısmı yıkılıp gitmiş yalılar; Çamlıca ve Kadıköy taraflarındaki köşkler, akıcı ve hoş bir anlatımla okuyucuya sunulur.
  • Reşad Ekrem Koçu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    229 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Güzin Yenilmez
    "Yakın geçmişe kadar meyhanelerinin şöhreti bütün Akdeniz memleketlerine yayılmış koca İstanbul'da meyhane kalmadı. İçkili lokantalar var ve içkili aşçı dükkanları var. Meyhaneye rakı ve şarap içmeye gidilir ve meze yenilir, yemek değil. Meze doyumluluk değil, tadımlık olur ve çeşitli olur.." Bir zamanların İstanbulu. Ve bu İstanbul'un meyhaneleri. Gedikliler, koltuklar, ayaklı meyhaneler. Çemberlitaş'taki Vezir Hanı Meyhanesi'nden Beyazıt'taki Karakulak Hanı Meyhanesi'ne, Tavukpazarı'ndaki Saraç Hanı Meyhanesi'nden Galata'da Topçular Caddesi'ndeki (bugünkü Necatibey Caddesi) Eftalipos'a meşhur meyhaneler. Gambrinos ve Kafkas birahaneleri... Gedikli meyhanelerde oynatılan İstanbul'un en namlı köçekleri. İbo, Loncalı Köçek İsmail ve diğerleri. Reşad Ekrem Koçu'nun usta anlatımıyla...
  • Reşad Ekrem Koçu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    266 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sebahat Varol İnsel
    Yakın geçmişe kadar meyhanelerinin şöhreti bütün Akdeniz memleketlerine yayılmış koca İstanbul'da meyhane kalmadı. İçkili lokantalar var ve içkili aşçı dükkanları var. Meyhaneye rakı ve şarap içmeye gidilir ve meze yenilir, yemek değil. Meze doyumluluk değil, tadımlık olur ve çeşitli olur.." Bir zamanların İstanbulu. Ve bu İstanbul'un meyhaneleri. Gedikliler, koltuklar, ayaklı meyhaneler. Çemberlitaş'taki Vezir Hanı Meyhanesi'nden Beyazıt'taki Karakulak Hanı Meyhanesi'ne, Tavukpazarı'ndaki Saraç Hanı Meyhanesi'nden Galata'da Topçular Caddesi'ndeki (bugünkü Necatibey Caddesi) Eftalipos'a meşhur meyhaneler. Gambrinos ve Kafkas birahaneleri... Gedikli meyhanelerde oynatılan İstanbul'un en namlı köçekleri. İbo, Loncalı Köçek İsmail ve diğerleri. Reşad Ekrem Koçu'nun usta anlatımıyla...
  • Reşad Ekrem Koçu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    468,19 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Zafer Ulusan
    16. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar İstanbul meyhaneleri ve meyhane köçekleri Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü… Reşad Ekrem Koçu, ilk kez 1947’de yayımlanan bu kitabında, 16. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar İstanbul meyhanelerini ve meyhane köçeklerini –kendi deyişiyle– “kalem diline veriyor.” Vezir Hanı’ndan Saraç Hanı’na gedikli meyhaneler, fesli Türklerin giremediği Eftalipos, koltuk meyhaneleri, ayaklı meyhaneler ve ilk birahaneler... Ahmed Rasim, Çaylak Tevfik ve Ahmed Midhat Efendi’den meyhane tasvirleri... Gedikli meyhanelerde oynatılan, uğurlarına kavgalar edilen, kan dökülen köçekler. Renkli ve canlı bir gündelik yaşam tarihi… “Uzun yıllar öncesine dönüyorum ve Murat Reis’in Oğlu’nu okumaya başlıyorum. Büyük bir hayranlıkla okuduğum bu roman uçsuz bucaksız denizlerden geçip giderek bana Osmanlı tarihini sevdiriyor. Yazarı Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı tarihini ‘bugünde yaşatan’ mucizevi, görkemli bir yazar! Reşad Ekrem’in eşsiz eseriyle dostluğum artık hep sürecek, herhalde ölünceye kadar…” Selim İleri
  • Ahmet Cemaleddin Saraçoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    162 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: SABAHAT VAROL İNSEL
    Bu kitap Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin önemli olmakla birlikte unutulmuş gazetecilerinden Ahmet Cemaleddin Saraçoğlu (1893- 1972) nun Tarih Konuşuyor ve Yirminci Asır dergilerinde yayınladığı eski İstanbul hayatıyla ilgili gözlem ve hatıralarını anlattığı yazılardan oluşmaktadır.
  • Jak Deleon
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    186 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sebahat Varol İnsel
    ''Niçin geçmiş zaman bizi kuyu gibi çekiyor? İyi biliyorum ki aradığım şey bu insanların kendileri değildir; ne de yaşadıkları devre hasret çekiyorum. Hayır, muhakkak ki bu eski şeyleri kendileri için sevmiyoruz. Bizi onlara doğru çeken bıraktıkları boşluğun kendisidir. Ortada izi bulsun veya bulmasın, içimizdeki didişmede kayıp olduğunu sandığımız bir tarafımızı onlarda arıyoruz. Çünkü bu daüssıla'nın kendisi başlıbaşına bir alemdir. Onunla geçmiş hayatın en iyi izahını yapabiliriz.'' Ahmet Hamdi Tanpınar --------------------------------------------------------------------------------
  • Reşat Ekrem Koçu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    215,45 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ömer Yılmaz
    16. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar İstanbul meyhaneleri ve meyhane köçekleri, Reşad Ekrem'in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü… Reşad Ekrem Koçu, ilk kez 1947'de yayımlanan bu kitabında, 16. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar İstanbul meyhanelerini ve meyhane köçeklerini -kendi deyişiyle- "kalem diline veriyor." Vezir Hanı'ndan Saraç Hanı'na gedikli meyhaneler, fesli Türklerin giremediği Eftalipos, koltuk meyhaneleri, ayaklı meyhaneler ve ilk birahaneler... Ahmed Rasim, Çaylak Tevfik ve Ahmed Midhat Efendi'den meyhane tasvirleri... Gedikli meyhanelerde oynatılan, uğurlarına kavgalar edilen, kan dökülen köçekler. Renkli ve canlı bir gündelik yaşam tarihi… "Uzun yıllar öncesine dönüyorum ve Murat Reis'in Oğlu'nu okumaya başlıyorum. Büyük bir hayranlıkla okuduğum bu roman uçsuz bucaksız denizlerden geçip giderek bana Osmanlı tarihini sevdiriyor. Yazarı Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı tarihini 'bugünde yaşatan' mucizevi, görkemli bir yazar! Reşad Ekrem'in eşsiz eseriyle dostluğum artık hep sürecek, herhalde ölünceye kadar…" -Selim İleri-
  • Erhan Bener
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    10 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Kaya Akarsu
    Mantık ve sevgi... ya da akıl ve aşk... Ne zıt bir ikili. Yaralı aşklar da zaten bu uyumsuz çiftin çatışmalarının ürünü değil midir? Daha çok romanlarıyla tanıdığımız Erhan Bener'in bu beşinci öykü kitabı, yaralı aşkların umutsuz, yer yer hüzünlü, yer yer gülünç, traji-komik öykülerinin derlemesidir. Bener'in ''Yaralı Aşkları'', bazen yaşlı bir ressamın dağ başındaki atölyesine gelen bir gençlik aşısıyla 'sabırlık' gibi filiz verir, bazen bir 'pavyonun' dumanlı sarhoşluğunun yarattığı yanılsamanın ürünüdür, bazen de ilk gençlik yıllarının toyluğunda, 'komşu kızlarının' evlerindeki kaçamak oyunlarla biçimlenir. 'Eski kareleri' unutulmaya yüz tutmuş yaşlı bir aktör onu sıkışık bir otobüsün yolcuları arasında bulduğunu sanabilir, ya da başarılı bir cerrah 'eski defterlerini' karıştırırken rastlayabilir ona. Kimi zaman, kan ve gözyaşlarının egemen olduğu Doğu'daki köyünden 'kaçan' genç kızın dürtüsüdür Yaralı Aşklar, kimi zaman da trenle Ankara'dan İstanbul'a seyahat eden iş kadınlarının eğlence konusudur. Bir 'kahve molasında' da yanıp tutuşabilirler, öğretmenine aşık romantik ve acemi lisenin yüreğinde de. Ama ihaneti hep dağlar yüreklerini, erkeklere güvenmemeleri gerektiğini öğrenemeyen kadınların... ya bir 'yataklı vagondaki' terk edilişte, ya da ilişkiyi kurtarmak için girişilen 'sonuncu' denemede.

Sayfalar