Sıra dışı zihinsel rahatsızlığı nedeniyle farklı farklı kişilikler geliştirebilen bir adam: Stephen Leeds ya da herkesin onu tanıdığı ismiyle Lejyon. Ortaya
çıkardığı kişilikler, daha doğrusu halüsinasyonları pek çok alanda dudak uçuklatan yeteneklere ve bilgiye sahip olmakla kalmıyor, karşı karşıya kaldığı
farklı gizemleri gün yüzüne çıkarması için Lejyon’a yardım ediyorlar. Üstelik birbirlerinden haberdarlar ve bazıları da kendisinin bir halüsinasyon olduğunu
biliyor.
Stephen Leeds ve halüsinasyonları, bu sefer çalınmış bir cesedin peşinde. Önemli olan ceset değil cesedin bildikleri; çünkü bir zamanlar görev yaptığı
biyoteknoloji firmasının yetkilileri, ölmeden önce bazı çok gizli bilgileri DNA’sına kodlamış olduğu görüşünde. Bu çok gizli bilgiler yanlış ellere geçecek
olursa, olaylar hiç beklenmedik şekilde gelişebilir.
Bu arada, Stephen’in halüsinasyonlarıyla kurduğu ve hassas dengelere oturan ilişki de her geçen an dengesini biraz daha kaybeder gibi görünüyor. Lejyon,
bir önceki vakada nasıl olup da halüsinasyonlarından birinin elindeki silahı ateşlediğini hâlâ tam anlamıyla çözebilmiş değil ve halüsinasyonlarından bazıları,
Stephen’in kafasında kaç kişiliğe uygun yer olduğu konusunda epey kesin fikirlere sahipler.
Acaba Stephen kendini bir arada tutmayı daha ne kadar sürdürebilecek?