En Çok Görüntülenen Kitaplar

Tanıtım yazısı: Kendini bulmak bir insanın kendi için yapabileceği en faydalı şeydir. Ancak bunu yapmak öyle sandığımız gibi kolay değildir. Eğer kendinizi sadece sahip olduğunuz isim, beden, yaşadığınız çevre ve mesleğiniz ile tanımlıyorsanız kendinizi tanımıyorsunuz demektir. Imam Gazali tam sayısı bilinmemekle birlikte bine yakın kitap yazdığı fakat orjinal baskıları ve kopyaları bile bulunamayan yüzlerce eseri olan büyük bir alimdir. Eserleri birçok yabancı dile çevrilmiş, dünyada felsefe ve teoloji alanında çalışma yapan bir çok kişiye eserleri ile ilham kaynağı olmuştur. Bu yazımızda size Imam Gazali’nin Farsça’dan Osmanlıca’ya Vanlı Mustafa Efendi tarafından yapılmış, sonrasında ise Osmanlıca’dan günümüz Türkçe’sine Osman Yolcuoğlu tarafından çevirisi yapılmış ”Kendini Bulmak” adlı eserinden kısaca bahsedeceğiz. Kitap çok akıcı bir şekilde kısa bölümler halinde ilerliyor. Toplamda 159 sayfa olan kitabın yazım dili oldukça kolay anlaşılır, özenle seçilmiş kelimler sanki filtrelenerek gereksiz cümleler çıkarılmış. Böylelikle kitabın her kelimesi çok değerli bilgiler içeriyor, özellikle de günümüz yazarlarının kitaplarını okurken aynı anlamdaki kelimelerin dönüp dolaştırılıp tekrar tekrar anlatılması kitapları okunması zor ve sıkıcı bir hale getirirken Gazali’nin eserinde ise tüm kelimeler özenle seçilmiş.

20. Yüzyıl Amerikan edebiyatının en önemli eserlerinden Soğukkanlılıkla'da Truman Capote, Kansas'ta cezaevinden yeni çıkan iki kişinin orta sınıf bir Amerikan ailesinin tüm fertlerini öldürmesiyle başlayan sürecin izini sürer. O gün için yalnızca küçük bir gazete haberi olan ancak sonrasında tarihe "nedensiz" işlenmiş en vahşi cinayetlerden biri olarak geçen Clutter davasının ayrıntılarını öğrenmek üzere, Bülbülü Öldürmek'in ünlü yazarı Harper Lee ile birlikte gittikleri Kansas'ta, faillerin idamına kadar devam eden bir araştırmanın içinde bulur kendini. Ailenin yakınlarıyla, soruşturmayı yürüten dedektiflerle, cezaevindeki mahkûmlarla yıllarca süren görüşmelerin sonucunda ortaya çıkan bu roman, gerçek bir olaydan esinlenerek kaleme alınmış ilk edebi eser olarak da literatüre geçer. Suç ve suçlu psikolojisinin ustalıkla işlendiği satırlarda kendini olayın bir parçası olarak gören okur, sonunu bildiği halde kitabı bitirdiğinde cinayetlerin asıl sorumlusunun kim olduğuna karar vermekte zorlanır. İki kez filme uyarlanan, kitabın yazılış sürecinin ele alındığı Capote filmiyle de Philip Seymour Hoffman'a en iyi erkek oyuncu Oscar'ını kazandıran Soğukkanlılıkla gerçeğin edebiyat ile buluştuğu bir kült roman...

Kendini bir rehine krizinin yanlış tarafında bulunca, hamile olan cinayet masası detektifi Jane Rizzoli, hayatının en mutlu saatleri olabilecek süreçte kendini tam bir kâbusun ortasında bulur. İsimsiz, güzel bir kadın, morga ceset olarak getirilir. Fakat Boston'lu tıp uzmanı Maura Isles ceset torbasını açıp baktığında, unutamayacağı bir korku yaşar: Ceset gözlerini açar! Hâlâ hayatta olan kadın hastaneye yetiştirilir, ama tuhaflıklar çok geçmeden ölümcüllüğe dönüşür. Kadın, son derece soğukkanlı bir şekilde güvenlik görevlisini öldürerek hastaları rehin alır… Aralarından biri hamile cinayet detektifi Jane Rizzoli'dir. Bu şiddet eğilimli, çaresiz ruh kimdir ve istediği nedir? Gergin saatler ilerlerken Maura, Jane'in kocası FBI ajanı Gabriel Dean'le işbirliği yaparak gizemli katilin kimliğini araştırmaya başlar. Federal ajanlar aniden ortaya çıkınca, Maura ve Gabriel sıradan bir rehine krizinden çok daha derinlere uzanan bir olayla karşı karşıya olduklarını anlarlar. Bu gizemin anahtarını sadece silahlı çılgın kadınla kapana kısılmış olan Rizzoli elinde tutmaktadır... Tabii eğer hayatta kalırsa. (Tanıtım Bülteninden) İnce Kapak: Sayf

"Tam o sırada Simon tetiği çekti. İhyan koruma kurşunu tam kalbine yemişti. Önce bütün bedeni sarsıldı, Simon'u kavrayan güçlü kolları gevşedi ve yavaş yavaş dizleri üzerine çökmeye başladı. Tek düşündüğü, görevini yapamamış olmasıydı." "Vur" emri verilmişti... Peki ama Genç MOSSAD ajanı Simon kendisine verilen bu son derece tehlikeli görevi yerine getirebilecek miydi? Yakışıklı MİT ajanı Faruk peşine düştüğü bu adamı yakalayabilmek için her şeyi yapacaktı. Güzel haber muhabiri Pelin tehlikelerle dolu bu kovalamaca da Faruk'un peşinde sürüklenirken "aşk"ı bulacaktı. Ester ise sevgilisi Simon'u koruyabilmek için her şeyi göze alacaktı! Polisiyenin usta kalemi Osman Aysu'dan gerilim dolu bir macera daha.