Yazara Gore Listeleme

  • Senem Gezeroğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    16 Ayrım
    237,28 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Göksun Günal
    Senem Gezeroğlu tuhaf ama sahici karakterlerin tuhaf ama sahici hayatlarını öyküleştiriyor . Yazarın kurmaca ile hayat arasındaki gelgitlerinin temel noktası zaman. Öykülere konu olaylar ve karakterler kadar, zamanın da kırılmalara uğradığı kitapta, yazar okurlarına yeni bir zaman taahhüt ediyor. Okura kalansa bu zamanın neresinde olduğuna karar vermek. Zaman Dursun İstedim, zamanı durdurmak kastıyla yazılmış öykülerin toplamı bir kitap.
  • Osman Cihangir
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    380,70 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Bilgehan Tuğrul
    Hiçbir Zaman Yeterince Deliremeyeceğiz, dergilerde yayınlandığı öykülerle dikkati bir anda üzerine çeken genç yazar Osman Cihangir’in ilk öykü kitabı. İnsan halleri, insan hallerini açıklıkla yansıtan tuhaf karakterleri, haller ve karakterleri yorumlamaya imkân tanıyan olayları ile dikkatle kurulmuş güçlü öykülerden oluşan nitelikli bir ilk kitap.
  • Osman Cihangir
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    216,48 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Zeynep Gündoğdu
    Birden fazla evren var. Misal bu evrenlerden bir tanesi, Osman Cihangir’in öykülerinin geçtiği evren. Bu evrende sahici biçimde anılan her şey, bizim sıradan evrenimiz açısından değerlendirilirse birer metafor. Bu anlamda, epeyce felsefi. Yok, felsefe beni ilgilendirmiyor diyenler için çok eğlenceli. Eğlence beni ilgilendirmiyor diyenler için sancı verici. Yeni bir gerçeklik inşası diyelim, bu öykülerin yaslandığı anlamı amaç edinen yazarın yapmak istediği şeye. Öte yandan ekleyelim, öyküler ise yeni bir biçim teklifi. Galiba hem bugün hem de ileride adı hep anılacak bu genç yazarın.
  • Fatma Barbarosoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    434,43 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Leman İşcen
    Çelebi kim bilir hangi duygularla, "Gün akşamlıdır devletlüm; dün doğduk, yarın öleceğiz," der. Günün akşamlı olduğunu bilmek, sükût ve sükûn içindeki bir akışın temposunu ayarlar. Gün akşamlıdır ve her gecenin bir sabahı vardır. Günün ayarı, güneşin elinden alınıp mesai saatlerinin hizmetine verildiğindendir belki, şimdi bütün günler akşamsızdır. Fatma Barbarosoğlu bu kitabında, bitimsiz bir biçimde şimdiki zamanı yaşayanların serüvenlerini anlatıyor.
  • Mukadder Gemici
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    99,49 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aslıhan Benlioğlu
    “Belirsizliğin kasveti, gecenin yorgunluğu, yıllar öncesinin coşkulu duygularının ağırlığı, Mesude’nin dokunuşu... Doluyor içi Fazıl Bey’in, imsak geçti, dakika dakika saydı geceyi, ezan okunacak birazdan. Derin nefes alıyor, atmak istiyor içinden, küçük bir çocuk gibi dudağı kıvrılıyor, dişlerini sıkıyor karanlıkta kendine hâkim olmaya çalışırken. Kararı defalarca değiştiği gibi yine değişiyor, birine anlatacak, anlatmak zorunda, kim olursa, söyleyecek: ‘Benim bir oğlum var... Varmış... Yani galiba...’ ”
  • Ayşe Kara
    insan sesi mp3 - Türkçe
    64 Ayrım
    2141,51 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Emine Yasemin Aktaş
    Ben Konstantinapol... Dünyanın göz bebeği… Ay ışığı sularıma vuruyor... Beni cennete benzetiyor elçiler. “Altından nehirler geçen cennet. Selam sana Konstantiniyye, ey Peygamber müjdesi. Geleceğiz, bekle bizi.” Ve yürüyor bir hükümdar… Tuğlar, davullar, kösler, nakkarelerle... Tuğların rüzgârına tutulmuş kızıl, kara, doru, beyaz donlu atlarla... Kanatlı bir kısrak öncülüğünde aşılıyor surlarım...Gece kadar siyah. Topuklarına kadar uzanan yelesi, gök rengi gözleri… Ve ben düşümde bu düşü anlatıyorum. Sultan Mehmed’in rüyası. İmparator Konstantin’in ve Bizans’ın son sığınağı. Peygamber sözüyle müjdelenen, İsa’nın ve Meryem’in himayesinde olduğuna inanılan, uğruna candan geçilen şehir. Erguvan renkli tüllerle bezenmiş davetkâr güzel. İstanbul. Bir önceki romanı Lâ’l ile TYB’den “Yılın Romanı Ödülü”nü alan Ayşe Kara, İstanbul’un Çağrısı’nda yine çok katmanlı bir kurguyla çıkıyor okurların karşısına. Ve ilk defa denenen bir şeyi yaparak tüm zamanların rüya şehrine bu şehir uğruna olanı biteni kendi ağzından anlattırıyor. Sultan Mehmed’in, XI. Konstantin’in, Elif’in, Anna’nın, Babanakkaş’ın, Ak Şeyh’in, Celep Munzur’un, Longo’nun, Burunsuz Gregoryus’un, Nalbantoğlu İhsan’ın, Talihi Yaver Turan’ın ve Çakır’ın İstanbul’unu… Bir yanda bin yıllık başkentlerini kaybetme ihtimalini ilk kez bu kadar derinden hisseden Bizanslılar, bir yanda Peygamber müjdesine erişebilmek için her şeyi göze almış Türkler... Ve Osmanlı ordugâhında peş peşe işlenen cinayetler, yürek söken esrarengiz bir katil… Bir Bizans oyunu mu bu? Yoksa Sultan Mehmed’in hiç beklemediği yerden gelecek bir hesaplaşma mı? Çağlar açıp çağlar kapatan topların yıkamadığı, aşılamayan surların bir sırrı mı var? Sır nedir? Kutsal Sandık, Rum ateşi, karadan yürüyen gemiler, suda seken toplar, şehrin altını avuçlarının içi gibi bilen lağımcılar… Bir şehri korumak ya da fethetmek için ne gerekir? “Ah! Tarihteki muhasaraların en ihtişamlısı.” Ayşe Kara’dan karakterleri, kurgusu, tarihi atmosferi, incelikle işlenmiş detayları ve kuşatıcı bakışıyla İstanbul’a, Bizans’a ve Osmanlı’ya dair unutulmayacak bir roman; İstanbul’un Çağrısı…
  • Fırat Sunel
    insan sesi mp3
    41 Ayrım
    1253,45 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tülay Çetin
    İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde Gürcistan’da Ermeni, Yahudi, Gürcü ve Türk, farklı etnik aidiyeti olan insanların yaşadığı Ahıska’da, küçük Ömer ve Nika’nın dostlukları merkezinde yepyeni olaylar gelişir. Bu dostluklar yüz binden fazla insanın bir gecede silahlı askerler tarafından köylerinden alınıp yük vagonlarıyla Orta Asya’ya sürgün edilmeleriyle trajik bir şekilde kesintiye uğrar. 40 gün süren ölüm yolculuğu sırasında otuz bin kadar insan açlık, soğuk ve hastalıktan hayatını kaybetmiştir. Salkım Söğütlerin Gölgesinde yalnızca dostluk, savaş ve sürgünü değil insanların ömürlerini verdikleri idealleriyle hesaplaşmalarını bir serencamını gün yüzüne çıkarıyor. Bu romanda Fırat Sunel’in ince üslubuyla Kafdağı’ndan Bolşevik İhtilali’nin ateşlendiği Petrograd’a, Rus İç Savaşından Svanetya’ya kadar Kafkasya’nın ve bölge coğrafyasının renkli ve çelişkilerle dolu kendine özgü masalsı yaşamını ve yarım kalan aşklarını bulacaksınız.
  • Leo Lionni
    insan sesi mp3 - Türkçe
    2 Ayrım
    3,09 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Özlem Yıldız
    “Biz”ken bir başkayız! Yüzyüz, derin suların, küçük kırmızı balıkların siyah kardeşidir. Kardeşleri büyük bir ton balığı tarafından yutulunca bu güzel sularda tek başına kalır. Ta ki bir kenarda büyük balıktan saklanan yeni dostlarına rastlayana dek. Artık Yüzyüz yalnız değildir, üstelik biraz cesaret ve çabayla neler yapılabileceği konusunda bazı ilginç fikirleri vardır. Yüzyüz: Bir deha, liderlik ve dayanışma methiyesi Yayımlanışının 50. yılını kutlayan Yüzyüz (Swimmy), birbirimize dayanarak biz olmanın, yaratıcılık ve sıkı çalışmanın beraberinde getirdiklerini şiirsel anlatımıyla gözler önüne seren ödüllü bir klasik.
  • Sara Şahinkanat
    insan sesi mp3 - Türkçe
    2 Ayrım
    4,74 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Özlem Yıldız
    Bu Kitabı Okuduktan Sonra Bir Kediniz Olsun İsteyeceksiniz... Beyoğlu Macerası - Bilgi Avcıları Gizli Görevde kitabıyla çocukların sevgilisi olan Sara Şahinkanat ve Ayşe İnan Alican'dan çok güzel bir kitap daha: Üç Kedi, Bir Dilek. Damda üç kedi: Piti, Pati ve Pus, sırtüstü uzanmış gökyüzünü seyrediyorlar… Peki ne bekliyorlar? Belki de bir dilekleri var yıldızlardan… Sara Şahinkanat'ın yazdığı Üç Kedi Bir Dilek'e hayranlık uyandıran resimleriyle varlık kazandıran Ayşe İnan Alican eşlik ediyor.
  • Dücane Cündioğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    8 Ayrım
    109,98 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: semra elmadağ
    Hakikat ve Hurafe herkese hitab etmiyor; bilakis, herkesin dışında kalabilmeyi başarmış küçük ve seçkin bir azınlığı; yani hakikat ile hurafe arasındaki ‘ve’ bağlacını kaldırabilme gözüpekliğini gösterebilenleri kendisine muhatab alıyor; zira ancak ehl-i kıllet, esas itibariyle her hakikat'in bir hurafe, her hurafe'nin bir hakikat olabileceğini lâyıkı vechile takdir edebilir ve sadece onlar hurafelerinin zerresini dahi feda etmemek hakşinaslığını gösterebilir. Hakikat ve Hurafe’nin ateşi; söz'ün hurafesine, yazı'nın hakikatine olan güvenlerini kaybetmemek amacıyla yola revân olup sırf kıyılardan çakıltaşı topladıkları için evlerine dönmekte geciken/geç kalan haşarı çocukların dikkatini çekmek için yakıldı. Sahillerin bu haşarı çocukları, biraz ötelerinde yanmakta olan ateşi görebilirlerse şayet, o ateşin yanı başında tıpkı kendileri gibi gecikmiş/geç kalmış bir arkadaşlarının daha olduğunu ve eve dönebilmek için (evet sadece eve dönebilmek için) elindeki çakıl taşlarıyla denizi doldurmaya çalıştığını fark edeceklerdir.

Sayfalar