Yazara Gore Listeleme

  • Semin Sayıt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    30 Ayrım
    54,67 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: melek doğa harmancı
    "Otur yanıma hanım kızım, sana güzel bir masal anlatayım." Kendi halinde, sakin ve her zaman gülümseyen mavi gözlü babaannem bütün masallarına böyle başlardı ...Güldüğü zaman kahkahalarıyla hepimizi güldüren, canlı ve yerinde duramayan bir kadın olan anneannem de bize masallar anlatırdı. Büyükannelerimin anlattıkları, zengin ve farklı Türk geleneklerinden doğan masallar olup, onların uydurdukları şeyler değillerdi. Ama ayrıntılar, ses tonları ve yarattıkları atmosfer hep kendi iç dünyalarını yansıtırdı. Her yerde, her yaşta çocukların bu masalları bir zamanlar benim sevdiğim kadar seveceklerini umarım. Semin Sayıt İtalyanca ve İngilizce’den çevirdiği kitaplardan tanıdığımız çevirmen Semin Sayıt’ın anneannesi ve babaannesinden 1940’li ve 1950’li yıllarda dinlediği masallardan oluşan "İki Büyükannenin Masalları" kitabında 14 masal bulunuyor. Bu masallar Eczameleyim Paşa, Kargacık, Acı Baklam Çık, Vurulun Kapılar Pencereler, Fino, Fakir Elmas, Telli Entari, Yumak, Falcı, Tümbecik, Keloğlan, İki Kedi, Maymun, Kuşcağızım.
  • G. Riddle
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    14,96 MB
    Eser Türü: Kitap
    Antarktika açıklarında bir araştırma gemisi buzula gömülü esrarengiz bir yapı keşfeder. Varlığını hayal dahi edemeyecekleri bu gizemli gömü onları insanlık tarihinden de eski, büyük bir labirente sürükleyecektir. Binlerce yıl saklı kalmış bu yerin insan yapımı olması mümkün değildir ve bu keşifle insan evriminin bir sonraki adımına geri sayım başlamıştır; insanlık ya evrimleşecek ya da yok olacaktır. Dr. Kate Warner Endonezya’daki bir laboratuvarda hayatının en büyük keşfini yapmış, otizmin tedavisini bulmuştur. En azından bulduğunu sanmaktadır. Ama buluşu hem kendisi hem de insan türü için göründüğünden çok daha tehlikelidir; insan evriminin sonraki aşamasını başlatıp dünya nüfusunun %99,9’unu yok etme riski taşımaktadır. Zamana karşı yarışan Kate, Atlantis Geni’yle ilgili gerçeğin peşine düşer. Genç kadın attığı her adımda binlerce yıllık bir komplo teorisinin ve kendi geçmişinde saklı gizemlerin derinlerine inecektir. İnsanın kökeni hiç de göründüğü gibi değildir ve gelecek, Kate’in vermesi gereken tek bir karara bağlıdır…
  • Dr. Rukiye Dilli
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    255,81 KB
    Eser Türü: Dergi
    Bilim ve Teknik
  • Friedrich Christian Delius
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    2,62 MB
    Eser Türü: Kitap
    Henüz doğmamış bir çocuğun düşleri annesinin zihninde dile geliyor, savaşsız bir dünya! Ne dinler ne gelenekler ne de uluslar savaştan yana. Ama dünyanın dört yanı hiç durmaksızın bombalanıyor ve sivil ya da asker genç ya da yaşlı kadın ya da erkek insanlar ve çocuklar ölüp duruyor binyıllardır, niçin? Annenin Genç Kadın Olarak Portresi'nde, Friedrcih Christian Delius, İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında, kendisine gebe annesinin gözünden savaş denen vahşeti son derece sanatlı bir biçimde gözler önüne seriyor. Sıradan insanların savaş karşısındaki arzu, istek ve korkularını tek bir cümlede ama sarsıcı bir içtenlikle anlatıyor... Günümüz Alman edebiyatının güçlü sesi Friedrich Christian Delius, Annenin Genç Kadın Olarak Portresi'nde, insanlığın ezeli ve ebedi baş belası savaşı çok zor biçimde tek bir cümleden oluşan bir romanla betimleyerek yadsıyor. Savaşsız bir dünya için...
  • İmge BALIK İNCESOY
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    60,01 KB
    Eser Türü: Dergi
    Bir Kahve Bir Keyif Dergisi
  • metin - Türkçe
    2 Ayrım
    143,39 KB
    Eser Türü: Dergi
    Ayrılık Acısı Hem Kalbe Hem De Akla Zarar... Günlerdir yazmakla yazmamak arasında gittim geldim. Ancak yazmasam olmaz, yazsam “bak bak beni çekemiyorlar” diyen birinin sesi kulaklarıma kadar geliyor. Burada başka bir şey söylüyorum, umarım meramım anlaşılır. Sevdiği birini kaybeden insanların, kalbinde kalıcı hasar oluştuğunu ortaya koyan çalışmalar var. Bu duruma, kırık kalp sendromu deniyor. Yapılan bir araştırmada bir yıl boyunca izlenen hastaların, ayrıldıktan sonra kalp kaslarında hasar oluştuğu ve kalbin kanı pompalama işlevini tam olarak yerine getiremediği saptanmış. Ortada bilimsel bir araştırma var, kırık kalp sendromu-nun yanıltıcı bazı belirtileri de görülmüş. Kırık kalp sendromu yaşayan insanların nefes alamama, göğüs ağrısı ve bayılma gibi şikayetlerle panik içinde doktora başvurdukları saptanmış. Üstelik öyle topluma dayatıldığı gibi bu sadece kadınlara özgü bir durum da değil. “Kadın kadının başarısını çekemiyo” di-yerek, yaşadıklarını kadın olmakla sinsice, alttan alttan bağdaştırarak bir de bunu pazarlamaya kalkanların artan görünürlüğü kırık kalp sendromunun doğru bir zeminde konuşulmasını engelliyor yazık ki.
  • Mustafa Türker Erşen
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    285,26 KB
    Eser Türü: Dergi
    Atlas Tarih dergisinin Ekim-Kasım 2018 sayısında iki önemli söyleşi yer alıyor. İlki, yeni sayının kapak konusu olan Osmanlı vampirleri üzerine. Budapeşte Orta Avrupa Üniversitesi’nin Karşılaştırmalı Tarih Bölü-mü’nde Osmanlı toplumunda vampir inanışları üzerine hazırladığı yüksek lisans tezi geçen ay kitaplaştırılan Salim Fikret Kırgi, söylenceler ve vampir algısı üzerine Özlem Numanoğlu’nun sorularını yanıtladı. Diğer bir önemli söyleşinin konusu ise Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndan çekildiği mütarekenin imzalandığı Mondros Limanı. Limanda bulunan İngiliz zırhlısı HMS Agamemnon’da imzalanan ateşkes antlaşması savaşı bitirmiş, ama Osmanlı başkenti dahil pek çok kritik noktanın işgali bu antlaşmanın maddeleri dayanak gösterilerek yapılmıştı. Antlaşmanın yapıldığı Mondros Limanı ise Balkan Savaşları’nda Yunan donanmasının, Büyük Harp’in Çanakkale Cephesinde de İtilaf güçlerinin üs olarak kullandığı Limni Adası’ndaydı. Birinci Dünya Savaşı Araştırmacısı Tuncay Yılmazer, adanın Çanakkale Savaşları’ndaki önemini ve Mondros Limanı’nda imzalanan ateşkesin sonuçlarını anlattı. Bu sayıda ayrıca, Olgay Söyler, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Anadolu’da başlayan Şah Kalender Çelebi isyanını; Haşim Şahin, Fatih Sultan Mehmet, II. Bayezid ve Yavuz Sultan Selim döneminde hekimbaşılık yapan Ahi Çelebi’nin yaşam öyküsünü kaleme aldı. Saro Dadyan, mimar Balyan Ailesi ve saray mimarı Sarkis Balyan’ın eserlerini; Tolga Gerger, Falih Rıfkı Atay’ın gazetecilik yaşamını yazdı. Gazanfer İbar, Mühendisyan Matbaası’nı; Cengiz Kahraman, Kavuklu Ali’yi; Önder Kaya, Sülün Osman’ın maceralarını; Zehra Kafkaslı, ilk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu’nu; Feza Kürkçüoğlu, dolmakalemin öyküsünü; Mehmet Sindel, Peter Sellers’ı anlattı. Türkiye’nin ilk kadın polisiye roman kahramanları Çekirge Zehra, Tilki Leman ve Şeytan Hadiye, Erol Üye pazarcı’nın; 1930’larda Türkiye’deki ilk pop müzik örnekleri ise Gökhan Akçura’nın anlatımıyla Atlas Tarih’in sayfalarında yer alıyor.
  • Fernando Pessoa
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,63 MB
    Eser Türü: Kitap
    Fernando Pessoa değişik türlerde yazdığı metinlerle perdelere bölünmüş bir oyun ya da oyunlar değil, çok sayıda oyun kişisinin canlandırıldığı bir oyunlar toplamı yaratmıştır. Denebilir ki, birçok bakımdan yalnız bir insan olarak yaşamış olan bu ilginç yaratıcı, her biri özgün bir şair ya da yazar olarak yarattığı kişilerle bu yalnızlıktan bir ölçüde kurtulmayı başarmış, hatta onların birbilerinin yapıtlarını değerlendirerek çok kişili bir dünya kurmalarını da sağlamıştır. Bu kitapta onun kendi adı dışında Alberto Caeiro, Alvaro de Campos ve Ricardo Reis takma adlarıyla yazdığı şiirlerin ancak sınırlı bir bölümünü sunuyoruz. Pessoa'nın 1935'te öldüğünde geride bıraktığı 25 000'i bulan belge bugün hâlâ tam olarak elden geçirilmiş ve yayımlanmış değil. Ne var ki, toplu yapıtlarının yayımlanmış olan bölümü bile onun çok önemli bir dünya şairi olduğunu kanıtlamaya
  • Burçin S. Yalçın
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    417,93 KB
    Eser Türü: Dergi
    Arka Pencere Dergisi
  • Federico Garcia Lorca
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    2,63 MB
    Eser Türü: Kitap
    Bir çocuk sahibi olmak, bir demet güle sahip olmak gibi bir şey değildir. Onların büyüdüğünü görebilmek için acı çekmek durumundayız. Çocukların damarlarımızdaki kanın yarısını alıp götürdüğü düşüncesindeyim. Fakat bu iyi, sağlıklı ve çok güzel bir şey. Her kadın, dört beş çocuğa yetecek kadar kana sahiptir ve o çocuklara sahip olmadıkça, bu kan zehre dönüşür. Bana olacak olan da bu. Lorca farklı kültürel kaynakları birbiri içinde ustaca eriten bir yazardır. Yerel ile evrenseli, soyutla somutu bağdaştırır. Sahici bir estetik yaratmayı, bireysel ve toplumsal acı üzerine eşzamanlı eğilmeyi, gerçeklere ulaşabilmek için araçsal akıldan ve bilgiççe zekâ oyunlarından uzak durmayı, derunî olana, yani bilinçdışına da odaklanmayı, sanatçı olarak özellikle şu üç sesi (doğa-ölüm, aşk, sanat) sürekli duyabilmeyi, insani varoluşun “kökenindeki acı”yı araştırmayı ve “imkânsızın” peşinde olmayı kendine temel alan bir eser sahibidir Lorca. Bu eser duyarlı, hassas, heyecan verici, zaman zaman büyüleyici ve gizemli, lirik, kimi zamansa ağıtsal ve hüzünlü, müzikal, sezgisel ve esrarlı bir parlaklığı bulunan ve insan hayatının en derin ve en yüksek anlarının tümünü birkaç satır içinde özetleyebilen niteliklerle donatılmıştır... Lorca’nın Yerma adlı oyunu bu niteliklerin bir arada sunulduğu eşsiz bir metin...

Sayfalar