Yazara Gore Listeleme

  • Gülseren Budayıcıoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    43 Ayrım
    569,35 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Elif Arga
    “Küçükken çekilen acıların ateşi kolay sönmüyor, kolay unutulmuyor ve izlerini hayatımız boyunca üstümüzde taşıyoruz.” Aşk yakıyor Ayrılık kavuruyor Aldatılmaksa hep çok acıtıyor… Bize çocukluk acılarını tekrar yaşatacak kişileri gözünden tanır, başkasına değil, ona âşık oluruz. Hayat onu kendi ellerimizle buldurur bize. Kaderimiz aslında doğduğumuz evlerde yazılır. Yine o evlerde yaralanır, o yaralarla büyür, sonunda o yaraların bizi götürdüğü yere gideriz. Ancak mutluluk her zaman o yolda değildir…
  • Gülten Dayıoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    32 Ayrım
    290,45 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Elif Sude Yılmaz
    Bu kitaptaki serüvenler, günümüzde başlayıp, yirmibirinci yüzyılın ilkyarısına kadar sürmektedir. Bu nedenle Gökyüzündeki Mor Bulutlar'a 21. yüzyılın romanı diyorum. Romanın konusu, kıtalararası uçuşlar yapan bir Türk pilotunun Hindistan yolculuğuyla başlar. Binlerce yıl önce Hindistan'da yaşamış olan, Bilge Jambuna Ana'nın cesedi, Himalayalar'da bulunan bir buzul yöresine gömülmüştür. Jambuna Ana, geçmişte ilkel insanlara, insanlık ilkelerini öğreten kutsal bir kişidir. Gün gelip de eğer insanlık, eski çağlarda olduğu gibi ilkelleşip yozlaşarak, sevgisizlik ve duyarsızlık hastalığına tutulursa, Jambuna Ruhu, yeniden Dünya'ya gelecektir. Buz gömütteki ceset, her yıl, gece ile gündüzün eşitlendiği gün, şafak sırasında, birkaç dakikalığına apaçık görülmektedir. Jambuna efsanesine göre, buzuldaki ceset, bu özel günde görülmez olduğunda, Jambuna Ana Ruhunun, Dünya'ya geldiği anlaşılacaktır. Bir gün, ceset görülmez olur. Çünkü insanlar öylesine ilkelleşip yozlaşmışlardır ki!...
  • Mehmet Yaşar Kandemir
    insan sesi mp3
    9 Ayrım
    124,61 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yasemin Ekinci
    Çocukların dilini iyi bilen ve onlara hikayelerle güzeli ve doğruyu anlatan Mehmet Yaşar Kandemir,6 kitaplık bu seride uzak diyarlara ve bazen de gizemli olaylara götürüyor minik okurlarını. Keyif almak kadar hikmetleri görmenin de önemsendiği bir bakış açısıyla yazılan bu hikayeler, sevdirirken öğretmeyi de ihmal etmiyor. Sade dili, şefkatli üslubu ve neşeli şiirleriyle çocuklarımızı merak dolu bir dünyaya götürüyor bu eserler. Yeniden resimlendirilen ve gözden geçirilen seriyi minik okurlarımızı sunmaktan gurur duyuyoruz
  • Feridüddin Attar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    126,73 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Fatih Özülker
    Pendnâme, Hz. Mevlana Celâleddin Rûmî’nin (k.s) feyiz aldıgı büyük mutasavvıf sair Seyh Ferîdüddin Attâr (k.s)’ın kaleme aldıgı bir ahlâk kitabıdır. Din, tasavvuf ve ahlâk konularının ele alındıgı bu eserde, Attâr ,bizlere çesitli nasihatler vermektedir. Herkesçe anlasılabilir bir üslûpla yazıldıgından, kendisini defalarca okutan bu kıymetli kitap sark klasikleri arasına girmis ve bu üslûpla yazılan diger yapıtlara ısık tutmustur. Mehmet Ali Özkan’ın çevirisiyle bizlerle bulusan bu degerli eser, unutulan degerlerimiz içinden yolumuza bir ısık tutacaktır.
  • Bhagavan Sri Ramana Maharshi
    insan sesi mp3
    2 Ayrım
    25,82 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Fatih Özülker
  • A.M.Celal Şengör
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    376,60 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Zafer Ulusan
    Şu anda Türkiye'ye egemen olan cehâlet yönetimi, toplum olma bilincimizde büyük yaralar açmıştır ve açmaya da devam etmektedir. Öncelikle, toplumun bir grup olarak rasyonal düşünme yeteneğini silip süpüren yobazlık ve düşünceye değil korkuya dayanan cemaat yaşamının hortlatılması, toplumsal dokumuzu derinden yaralamıştır. Buna ilâveten eğitimimizde yaratılan kargaşa ve kalitesizlik, bir toplum olarak bilgi edinme ve değerlendirme yetimizi ortadan kaldırmak üzeredir. Tüm bunları yapanların eleştirilmesine, toplumda gerçeği aramak için oluşturulabilecek bir serbest düşünce ve tartışma ortamının oluşturulmasına imkân verecek basın özgürlüğünün alenen, fütursuzca tehdit edilmesi ve buna toplumdan en ufak bir reaksiyon gelmemesi ortaya konan yıkım projesinin toplumca algılanamamasına ve dolayısıyla bertaraf edilememesine neden olmaktadır. Bahsettiğim yıkım projesi, bir grup kötü niyetli insanın Türkiye'yi ortadan kaldırma projesi olarak algılanmamalıdır. Kuşkusuz, içimizde bu yıkım projesini yönetenleri dışarıdan destekleyenlerin böyle bir amaçları olabilir ve muhtemelen vardır da. Ancak bu projeyi içimizde (ve başımızda) bulunarak yürüten ve destekleyenlerin yaptıklarının tamamen farkında olduklarını sanmıyorum. Ortaya çıkan ve benim kısaca "proje" diye betimlediğim olgu aslında yalnızca cehalet ve aptallığın ortaya çıkardığı bir süreçtir. Tarih boyunca cehaletin ve aptallığın eline geçen toplumların kaderleri hep bizimki gibi olmuştur. Zira cahil, çevresiyle temasa geçemediği gibi bizzat kendisi hakkındaki bilgileri de değerlendiremez. Aptal ise bu veriler kendisine sunulsa bile bunlarla ne yapacağını düşünemez. Cahil ve aptal her türlü eleştiriden korkar, zira bellediği yolun dışında bir yolun varlığını bilmez, olabileceğini düşünemez ve kendisine gösterilse bile değerlendiremez. Bu durumda yapabileceği tek şey, bugün Türkiye'de olduğu gibi, toplumsal terör, yani korku yaratmaktan ibaret olur.
  • A.M.Celal Şengör
    insan sesi mp3 - Türkçe
    8 Ayrım
    265,21 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Zafer Ulusan
    Bilim dışında bilgi kaynağı olduğunu iddia edenler yanılmaktadır, ki bunun tarihte sayısız örneği mevcuttur. Ne mitolojiler ve dinler ne büyü ne de falcılık bilgi kaynağıdır. Tarih boyunca bilim adı altında “yalancı bilimler” (psödobilim) diyebileceğimiz; kehanet, astroloji, sihirbazlık, “gizli” (okült) bilimler gibi konular insanlara bilim diye sunulmuştur. Ama bunların hiçbiri bilim değildir; arkalarında ya safdil inanış ya da düpedüz sahtekârlık vardır.   İnsan, düşünmeye başladığı andan itibaren merak ederek öğrenmek, çevresinde olan biteni anlamak istemiştir. Bu biyolojik evrimin insana verdiği bir dürtüdür. İnsan, fiziksel olarak zayıf bir varlıktır. Ne kendini koruyabilecek doğal silahları (boynuz, tırnak, zehir vb.) ne de hız, uçmak gibi düşmanlarından kaçışını kolaylaştıracak becerileri vardır. Tek silahı aklıdır.   “Sorgulamanın cezalandırıldığı bir toplumda gelişme nasıl oldu?” diye düşünebilirsiniz. Bunun cevabı basittir: Her toplumda asi kafalar, her türlü ceza ve zorlamaya karşı duyduğunu, gördüğünü sorgulayan zeki bireyler türer. İşte yenilik ve gelişme bu nadir kişilerin sorgulamaları ve yeni düşünceler üretmeleri sayesinde olmuştur.
  • A.M.Celal Şengör
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    344,33 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Zafer Ulusan
    Türkiye bir bilim ülkesi değildir. Ürettiği bilim de birkaç kişisel istisna dışında dünya ölçeğinde tamamen ihmal edilebilir düzeydedir. Türkiye’nin bu bilim fakirliği, sanayisine ve ticaretine de yansımıştır. Özgün hemen hiçbir sanayi ürünü olmayan Türkiye, ticarette de, tarımda da gariban olup, örneğin yazılım oluşturmak gibi akıl ve bilgiden başka hiçbir sermaye istemeyen son derece kolay ve getirisi büyük bir işi dahi yapamamaktadır. Türkiye’de (askerlik hariç) hemen hiçbir konuda bir ehil insanlar sınıfı yoktur. Türkiye bu zavallı duruma 1946’dan sonra düşmüştür. Çünkü 1946’dan sonra ülke idaresi tam cahillerin eline geçmiştir. 1920’lerden beri gelen Atatürk’ün elit idaresinden intikam almaya azmetmiş bu kırsal güruh, Türkiye’yi gerçek bir felâkete sürüklemiştir. Ülkedeki tüm sözümona “gelişme” dünya gelişme hızının çok gerisinde kalmış, ancak zır cahil üçüncü dünya ile kıyaslandığında “göğsümüzü kabartan” otoban gibi, gökdelenler gibi, telekomünikasyon gibi kopya ürünleriyle yaşam seviyesi yukarı doğru kımıldamıştır. Eğitim, 1946 sonrası dönemde en büyük yarayı alan kesim olmuştur. Öğretmenlik mesleği ayağa düşürülmüş, üniversiteler, bu adı taşıyan bina sayısı arttığı halde tamamen ortadan kalkmış, eğitim ehil insan yaratmak yerine diplomalı cahil üreten bir fabrika haline getirilmiştir. Bunda da temel amaç, cahil kırsal kesimin hak etmeden ve emek harcamadan her şeye, başkalarını ve kendisini kandırarak ulaşma hırsını tatmin olmuştur. Türkiye sonu pek fecî bitebilecek olan bu cehalet temelli politikalarından derhal vazgeçerek aklını başına almalıdır.
  • Feridun Mustafa Emecen
    insan sesi mp3
    48 Ayrım
    1016,88 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Menderes Keskin
    Kimdir Yavuz Sultan Selim? Kimine göre atının üzerinde peygamberin izini süren bir veli, kimine göre hasımlarını savaş meydanında perişan eden askerî bir deha, kimine göreyse zalim bir sultan... Tarih sahnesinden pek çok hükümdar geçmiştir, fakat çok azı Yavuz Sultan Selim kadar tartışılmıştır. İlginç kişiliği ve kısa vadede kazandığı olağanüstü başarılarıyla I. Selim'in Osmanlı tarihinin en sıra dışı karakterlerinden biri olduğu kesindir. Hakkında hem popüler tarihçilik alanında hem de akademik sahada hatırı sayılır bir yazınsal birikim oluşmuş, hatta dönemindeki kimi olaylara odaklanan özel çalışmalar yapılmıştır. Ancak bu birikim Yavuz Sultan Selim hakkındaki sis perdesini kaldırmak şöyle dursun, onu daha da gizemli kılmıştır. Hakkında anlatılan hikâyelerle gerçekler iç içe geçmiş, hangisinin gerçek Yavuz Sultan Selim olduğu ayırt edilemez hâle gelmiştir. Bunca bilgi kirliliği içinde, Yavuz Sultan Selim'i tanımaya nereden başlamalıyız? Feridun M. Emecen'in özenli çalışması, tam olarak bu sorunun cevabını veriyor. Doğrudan arşiv belgelerine ve çağdaş kaynaklara yaslanan Yavuz Sultan Selim, ilk Osmanlı halifesinin siyasi hayatını biyografik bir bağlamda titizlikle inceliyor. Emecen, bu incelemeyi yaparken saf bir nakilcilikten uzak duruyor. Olayları "kişi, muhit, çevre" üçgeninde inceliyor, hayranlık yerine ampirik verileri esas alıyor ve analitik çözümlemelere başvuruyor. Bilimsellikten taviz vermezken, aynı zamanda Yavuz Sultan Selim'in hayat hikâyesini edebî bir üslupla aktarmayı başarıyor.
  • Halil inalcık
    insan sesi mp3
    24 Ayrım
    815,78 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Diler Esen
    “Atatürkçülüğü yorumlarken, günlük siyasi ve sosyal akımların etkisiyle onaylama veya bağnaz tepkilerle karşılaşmak olanaklıdır. Toplumumuzu, uzlaşmaz iki kitle halinde karşı karşıya getiren derin anlaşmazlığın, felaketli sonuçlar getireceğini daima hatırda tutarak karşıtlığı çözmek, uzalşma yollarını bulmak zorundayız. Yurdun geleceği için iki taraf da bağnaz, uzlaşmaz tavrından kurtulmak zorundadır. Demokrasi, toplumda barışı güvence altına almak için uzlaşma ve denge zeminidir.” -Halil İnalcık- Atatürk, Anadolu coğrafyasında kültürel ve tarihsel değerler üzerinden Türkiye toplumunu bir değişim, yenileşme, gelişim sürecine taşıyan büyük bir düşünür ve eşsiz bir yeniden yapılanmanın mimarıdır. Çöken Osmanlı Devleti’nin yerine, Türkiye insanının katılımını ve bireysel insiyatifini harekete geçirecek, yepyeni bir siyasal ve sosyal yapılanmayı, yeni bir yaşam biçimini hayata geçirmeyi amaçlamıştır. Bu açıdan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleri, yeniden yapılanma ve değişim atılımlarına bakılınca Atatürk’ün dehası çarpıcı bir hal almaktadır. Cumhuriyet Türkiyesinin hangi evrelerden geçerek, ne tür bir düşünsel birikimin üzerine kurgulandığı sorunu, bu kitabın ana eksenini oluşturuyor.

Sayfalar