Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2370 sonuçtan 2051 - 2060 arası görüntüleniyor.
  • Selda İçin Akçalı
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    185,09 KB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan: Cem Kandemir
    "Felsefecilerin bir zamanlar yaşam olarak bildikleri şey önce özel yaşamın, sonra da sadece tüketimin alanı haline gelmiştir: Maddi üretim sürecinin bir eklentisi olarak onun peşinden sürüklenip giden, özerklikten veya kendine ait bir tözden yoksun bir eklenti. Yaşamın en dolaysız hakikatını anlamak isterken kişi, onun yabancılaşmış biçimini incelemek, bireysel nesnel güçleri araştırmak zorundadır...Yaşama bakışımız, artık yaşam olmadığı gerçeğini gizleyen bir ideolojiye dönüşmüştür"(Adorno, 2000; 13) (Önsöz'den) Kendimizi ve yaşamı anlamlandırma ve kavramlaştırma biçimimizin tüketim kültürüyle şekillendirildiği günümüz kapitalist sisteminde,gündelik hayatın bireysel ve toplumsal pratiklerini yeniden düşünmek, özne olma durumuna ilişkin bir kapı aralamaktadır bize. Gündelik hayat,bireye özgü ama aynı zamanda başkalarınınkinden farksız bir değerler dizgesi içerir.Kitapta yer alan çalışmaların tamamı,tüketim kültürüyle kuşatılmış bireyin direniş noktaları oluşturma ihtimaline dair ortak bir umudu paylaşmaktadır. Tahakküm altına alınmış toplumsal hayatla,bireysel direniş pratiklerinin karşı karşıya geldiği gündelik hayat, bir mücadele alanı olarak çalışmanın merkezinde yer almaktadır. Toplumsal hayat,gündelik hayatın ekonomik, politik, kültürel ve ideolojik örgütlenmesinden ayrı bir yerde değildir, topyekün gündelik hayatın bir parçasıdır.Gündelik hayatın kavranabilmesi,seçimler / dayatılanlar,özgürlükler / esaretler, arzular / doyumsuzluklar vb. gibi karşıtlıkların sorgulanmasını gerektirir. Bu çalışma yukarıda çizilen perspektiften hareketle, gündelik hayatın farklı alanlarını sorgulayan, değerlendiren birbirinden bağımsız yazılardan oluşmaktadır. (Tanıtım Yazısından) .
  • Süreyya Karacabey
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    637,98 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Bahar Sarımehmetoğlu
    Süreyya Karacabey’in altmış sekiz yazısını bir araya getiren bu kitap, gündelik hayata direnişi temsil eden bir kurgu şaheseridir. Yazarın düşünsel izleğindeki tutarlılık hem Türkiye’de esaslı bir geleneği içeren o kadim hegemonik entelijensiya ile uzlaşmayı reddetmesi hem de dolaysız pratik siyasal tutumun daimi püritenliğinden azade kalmayı tercih etmesi nedeniyle bir kültür sosyolojisi ve tarih eleştirisi sunuyor. Altmış sekiz “küçük” somut olayı değerlendiren birbirinden bağımsız altmış sekiz yazının kurduğu bütünlük, yaşadığımız dünyanın gerçeğine ilişkin daha yüksek bir somutluğu gösteriyor. “Gündelik Hayata Direnmek” büyük anlatıların o teorik diliyle, gündelik hayatın vahametini dışa vuran o sıradan insanın acısının-saf acı dili arasındaki kalın duvarları yıkma işini de üstleniyor. Gündelik hayattaki sıradan acının sıradanlaştırılma, perdelenme süreçlerine itirazı dile getiriyor. « Zamanı, kim ve nasıl ölçüyorsa öyle ölçmesin. Tarihi kim, nasıl yazıyorsa artık yazmasın. Her şey bir süre birbirine karışsın, çok zeki soyutlamalarla iyice sefilleşen düşünce, her çeşit sonucu bir nedene bağlayan pespayeliğinden kurtulsun. Bu çeşit bilmelerin bir eziyet biçiminden, iktidarla bütünleşmekten başka hiçbir şey olmadığı dağlara yazılsın. Kendini, başkalarının acılarına kayıtsız bir yerde var edebilmek için her türlü kötülüğü yapabilen akıllı insanın kıçına akıl dışı bir tekme atılsın ve ona sorulsun: ruhunu satmayı nerede öğrendin? » « Evlerinizi kaleleriniz olarak kutsar ve size öğretilmiş akıllarla içine girer, nesnelerden medet umar ve infilak etmiş kalbinizi görmezsiniz. Rahatı sevmenin, küçük düzenleriniz bozulmasın diye verdiğiniz ödünlerin aslında sistemle ittifakın en karanlık bölgeleri olduğunu düşünmezsiniz. » (Tanıtım Bülteninden)
  • Kudret Emiroğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    56 Ayrım
    1.33 GB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: canan alioğlu
    Bir tabak meyve veya bisküvi alıp bu kitabı karıştırmaya başladığınızda, tabağınızın, Çin'den Amerika'ya uzanan bir coğrafyayla, Eski Mısır'dan '24 Nisan Ekonomik Kararları'na uzanan bir tarihi serüvenin sonucunda dolmuş olduğunu göreceksiniz. Yanında tercih ettiğiniz içeceğin hangi yüzyılda hangi toplumsal statüyü yansıttığını, Türkiye'ye ne zaman girdiğini, ne zaman aristokrat, burjuva, liberal, sosyalist alışkanlığı olarak görüldüğünü, ne zaman kadın, erkek, yuppi, snoplara özgü bulunduğunu zevkle okuyacaksınız. Günlük yaşantımızı dolduran birçok maddi manevi kültür öğesinin tarihi, ya çok bildik görülmeleri veya çok yeni oluşları nedeniyle tarih kitapları, ansiklopedi ve sözlüklerde pek az ya da hiç yer almamaktadır. Bu öğeleri bu kitapta, tarihsel kökenleri ve anlam alanları, karşılaştırmalı etimolojileriyle birlikte şu başlıklar altında bulacaksınız. İnançlar, Büyüler - Gelenekler - Takvim - Görgü Kuralları - Mutfakta - Ev ve Çevresi - Banyoda - Giyim Kuşam - Süslenme - Sağlık - Yeme İçme - Çocukluk - Cinsellik - Mahallede - İşyerinde - Devlet ve Millet - Oyun, Eğlence ve Spor - Keyiften Hobiye.
  • Henri Lefebvre
    insan sesi mp3 - Türkçe
    46 Ayrım
    682,12 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Dilara Oruç
    “Aşina olunan bilinmez,” diyor Hegel. 20. yüzyılın önemli düşünürlerinden Henri Lefebvre, ‘politik dramın’ gündelik temelinin unutulduğu, felsefecilerin hakikati başka yerde aradığı, edebiyatçıların mucize ve macera peşinde koştuğu bir dönemde aşina olunana bakıyor: “Asıl değişim nerede olup biter? Gündelik hayatın esrarsız derinliklerinde!” İktidar ilişkilerinin, meta fetişizminin ve yabancılaşmanın her gün yeniden üretildiği, buna rağmen değişimin ve devrimlerin gerçek temeli olmaya devam eden gündelik hayatın eleştirisine odaklanıyor. Marksist eleştirinin temelinde yer alan yabancılaşma teorisinden yola çıkan ve onu modern hayattaki tüm yönleriyle ortaya koyan Lefebvre: Beşeri bilimler, felsefe, politika ve ideoloji; bireysel ile toplumsal; bilinç ile eylem arasındaki bütünlüğü gündelik yaşamın yalınlığı içinde yeniden kuruyor. Düş, sanat, oyun, ahlak, hayal gücü, politika, bilim… Bunları çıkardığınızda geriye kalan gündelik hayatın ‘cılız tortusu’dur ama bu ‘yüksek’ faaliyetlerin yeşerdiği toprak da odur: “Tek yapmamız gereken şey, gözlerimizi açmak, gündelik hayatın en mütevazı olgularının engin insani içeriğini basitçe keşfetmektir.”
  • Henri Lefebvre
    insan sesi mp3 - Türkçe
    57 Ayrım
    582,90 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Merve Gülnaz Erdem
    Henri Lefebvre iktidar ilişkilerinin, meta fetişizminin ve yabancılaşmanın her gün yeniden üretildiği, buna rağmen değişimin ve devrimlerin gerçek temeli olmaya devam eden gündelik hayatın eleştirisine odaklandığı üç ciltlik çalışmasının Giriş niteliğindeki ilk cildinin ardından, Gündelik Hayat Sosyolojisinin Temelleri isimli bu ikinci ciltte, konuyu incelemek için gereken yöntem ve teorik kategorileri ele alıyor. İhtiyaçlar ve arzu, düş ve gerçeklik gibi kavramları tartışan Lefebvre, insanların gündelik hayatın sınırlarını ancak devrim anlarında parçalayarak yaşantılarını tarih sahnesine çıkardıklarını, fakat tarihin ve yaşantının denk düştüğü bu momentler dışında gündelik yaşamın kendi içine kapandığını söylüyor. “Dolayısıyla, gündelik hayatı yaşamın kısa kenarı, mütevazı ve iğrenç öğesi olarak mı tarif edeceğiz?” diye soran düşünür, daha bütünlüklü bir bakış açısının peşinde, “parçalı bilimler”, felsefeciler, tarihçiler, döneminin yapısalcıları, kültürcüleri ve siyaset bilimcileri ile de tartışıyor. Yabancılaşma, fetişizm gibi meselelere canlılık kazandırdığı bu çalışmasıyla Lefebvre, yalnızca teorinin merkezine gündelik hayatı koymakla kalmıyor, onun aracılığıyla bu disiplinlerin parçalı kavrayışlarını da eleştiriyor. Radikal politika ve sosyal bilimlerin merkezine mekan ve kent sorununu yerleştirdiği için günümüzde daha fazla dikkat çeken Lefebvre’in kuramı kadar, ’68 Hareketinde etkin olan düşünce ve eleştirilerin de izi sürülebiliyor.
  • M. De Certau, L. Giard, P. Mayol
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    338,33 KB
    Eser Türü: Kitap
    Rönesas'tan bu yana,Tanrı dünyadan elini eteğini çekti ve yazı onun özünün gizli anlamını yorumlayan mütercimlik rolünden sıyrıldı. Böylece, yazı her tür erkin kaynağı, büyük üretici durumuna geldi. Michel de Certeau tarihin tarihin bu yeni betisini ifade etmek için sürekli ve yeniden okumaktan ve yorulmaktan hiç vazgeçmediği eserlerden biri olan Robinson Crusoe'daki mitlere özgü bir deyişi kullanmayı düşündü: Bundan böyle 'yazının öznesi efendidir ve dilden başka bir araca sahip olmayan işçi de Cuma'dır.'
  • Michel De Certeau
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,47 MB
    Eser Türü: Kitap
    Rönesas'tan bu yana,Tanrı dünyadan elini eteğini çekti ve yazı onun özünün gizli anlamını yorumlayan mütercimlik rolünden sıyrıldı. Böylece, yazı her tür erkin kaynağı, büyük üretici durumuna geldi. Michel de Certeau tarihin tarihin bu yeni betisini ifade etmek için sürekli ve yeniden okumaktan ve yorulmaktan hiç vazgeçmediği eserlerden biri olan Robinson Crusoe'daki mitlere özgü bir deyişi kullanmayı düşündü: Bundan böyle 'yazının öznesi efendidir ve dilden başka bir araca sahip olmayan işçi de Cuma'dır.
  • Michel De Certeau, Luce Giard, Pierre Mayol
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,36 MB
    Eser Türü: Kitap
    Gündelik Hayatın Keşfi'nin bu ikinci cildinde Luce Giard ve Pierre Mayol iki alanda gündelik hayatın içerdiği sıradan görünümlü bilgilerin kültür tarihini konu edinen sosyal bilimlerde kullanılışını örneklendiriyor. Özel alana ait konut ile mutfak, bu mekânlarda gerçekleşen "yerleşme" ile "yemek yapma" pratikleri yoluyla kamusal alanla bağ kurar; bu sırada tekil bireyin harekete geçirdiği sayısız bilgi düzeneği kendi başına bir bilim alanını kurmaya yetecek kadar göz kamaştırıcıdır. İki cilt bilimin gündelik hayatı keşfedişini gözler önüne sererken aynı zamanda "tekil özneyi konu alacak uygulamalı bir bilim" de öngörüyor. Bu kitap, edebiyatta Musil, Gombrowicz ve Beckett'in, felsefede Wittgenstein'ın işlediği "sıradan olguları" kültür tarihinin temeli sayarak toplumsal tarihin konusu haline getiriyor, bu yolla da sosyal bilimlerin poetikasına katkıda bulunuyor.
  • Anja Meulenbelt
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    366,72 KB
    Eser Türü: Kitap
    " Utanç Bitti’de “Bütün kadınlar lezbiyendir, bazılarının bundan haberi yoktur yalnızca” diyen Anja Meulenbelt’in bir başka kitabını sunuyoruz bu kez. Utanç Bitti’nin devamı olarak da okunabilecek bu kitapta bir kadınla birlikteyken bir erkeğe aşık olan bir kadın anlatılıyor. Daha önce bir eşcinsel deneyimi olan, şimdi ise bir kadınla yaşayan çok çocuklu, sakin, evcimen bir erkektir bu... “Cinsel devrim” dalgasının dinamizmini yitirdiği yıllarda geçen roman, yayımlandığında feminist çevrelerde tepkiyle karşılanır. Kitaplarında lezbiyenliği savunan yazarın bir erkekle beraberliğini anlatması “harekete ihanet” olarak adlandırılır. Meulenbelt eleştirilere “kitaplarından daha hızlı ve derin yaşadığını, hareketin malı olmadığını” söyleyerek karşı çıkar. “Kadın hareketi sıcak bir yataktır. Ama aynı zamanda biri kaçmak istediğinde hepsi birbirini aşağı çeken yengeçlerle dolu bir kovadır” diyerek kendini savunur. Bu kitapta feminizm ya da aşk hakkında büyük fikirler, iddialı çözümlemeler yok. Birbirlerini seven bir kadın ve erkeğin sokak kahvelerinde içtikleri şarapların tadı, sakin sevişmeleri, hafta sonu miskinlikleri, kıskançlıkları, birbirlerini kaybetme korkuları, uyurken birbirlerini seyretmeleri, el ele tutuşmaları, “günaydın, iyi uyudun mu?” türü iddiasız konuşmaları var. Hayatının gündelik ayrıntılarını “sloganlarla” düzenlemek istemeyenler için... "
  • Judith Bossert, Adelheid Meutes
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    126,36 KB
    Eser Türü: Kitap
    Günün birinde bir keşiş Zen Ustası Joshu'ya sormuş "Zen Nedir? Lütfen öğret bana". "Kahvaltı ettin mi?" diye sormuş? Joshu "Evet, Usta" demiş keşiş. "Öyleyse" demiş Joshu "git çanağını yıka". Zen özel bir şey değildir. Zen sizin dininizdir, benim dinimdir. Japonların dinidir. Zen kızılderililerin, İslam'ın dinidir. Bir felsefedir. Bedenimizdir Zen. Bedenimizin duruşu, bedenimizin çalışmasıdır. Bilgisayarın tuşlarında gezinen parmaklarımızdır Zen. Bisiklete binerkenki ben'dir. Gülüşümüzdür Zen, ağlayışımız, nefretimiz, sevgimiz, yasımızdır. Zen davranışımız ve davranışımızın gözlemidir.Aydır Zen, ağaçtır, güneşin batışıdır. İlkbahar, yaz, güz ve kıştır. Zen, çiçekleri vazoya yerleştiren kadındır. Ustanın çay içişidir.Zen'i öğrenmek istiyorsanız Asya'da uygulanan geleneksel yolları izlemek zorunda değilsiniz. Yürürken, yemek pişirirken, araba ve bilgisayar kullanırken, koşarken, dansederken, tenis ya da futbol oynarken de Zen'i uygulayabilirsiniz.İşte bu kitap da bunun için yazıldı.

Sayfalar