Eserlere Göre Listeleme

Toplam 233 sonuçtan 211 - 220 arası görüntüleniyor.
  • Prof. Dr. Korkut Boratav
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,57 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Lucia Şanko
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    454,10 KB
    Eser Türü: Kitap
    Sanat sponsorluğu, 1980 yılı sonrası Türkiye’de uygulanan neoliberal politikalar çerçevesinde kültür ve sanat alanında köklü bir dönüşüm yaratmıştır. Serbest girişimciliği arttırmayı amaçlayan politik yaklaşım sanat alanında özelleştirilmelerin artmasına neden olmuştur. Özel sektör sponsorlarının artan etkisi, sanatın finansal sürdürülebilirliği açısından önemli olmakla birlikte, sanatsal üretimin bağımsızlığını ve özgünlüğünü tehdit eden unsurlar da barındırmaktadır. Bu çalışmada, sanat sponsorluğunun temel dinamikleri incelenerek, özel sektör destekli sanat projelerinin yönetim süreçleri, ekonomik ve politik güç ilişkileri ile sponsor ve sanat aktörleri arasındaki sanatsal vizyon farklılıkları analiz edilmiştir. Bulgular, sanat sponsorluğunun sadece kültürel değerleri destekleyen bir mekanizma olmaktan çıkıp, ekonomik ve stratejik hedeflere hizmet eden bir araç haline geldiğini göstermektedir. Sponsorluğun yönetim süreçleri incelendiğinde, sanat projelerinin çoğunlukla pazarlama, halkla ilişkiler ve kurumsal iletişim bölümleri tarafından yönlendirildiği görülmektedir. Bu durum, sanatın özgün yapısını ve sanatsal değerlerini korumada eksiklikler yaratmaktadır. Sanat sponsorluğunun, sanatsal içeriğin ticari kaygılar doğrultusunda şekillendirilmesine yol açtığı tespit edilmiştir. Sanat sponsorluğunun güç dengeleriyle olan ilişkisi de önemli bir bulgu olarak öne çıkmaktadır. Sponsorların sanatsal projelere doğrudan veya dolaylı müdahaleleri, sanatçıların özgür üretim süreçlerini kısıtlamakta ve bazı durumlarda sansüre yol açmaktadır. Özellikle büyük şirketlerin sponsor oldukları sanat etkinliklerinde içerik kontrolü sağladıkları ve sanatsal eleştirileri sınırladıkları gözlemlenmiştir. Görüşmeler, sanat ortamındaki ekonomik bağımlılığın, sanatçılar ve sanat kurumları için yaratıcı özgürlüğü kısıtlayan bir unsur olarak öne çıktığını doğrulamaktadır. Sanata yaklaşım benzerliği konusu önemli bir değerlendirme alanı olmuştur. Araştırma, sponsorlar ile sanatçılar arasındaki sanatsal vizyon farklılıklarının göz ardı edildiğini, sponsorların sanatsal değerlerden çok marka imajına ve ticari kazanımlara odaklandığını göstermektedir. Bu durum, sanat sponsorluğunun temel amacının sanatı desteklemekten uzaklaşarak, şirketlerin marka değeri yaratma stratejilerinin bir parçası haline geldiğini ortaya koymaktadır. Sanat sponsorluğunun yalnızca hamilik ve destek sağlama mekanizması olmaktan çıkıp yatırım yaratma amacı taşıdığı tespit edilmiştir. Büyük şirketler, sanat etkinliklerine sponsor olarak hem sanatsal projelere katkı sağlamakta hem de kendi kurumsal prestijlerini artırarak ekonomik avantaj elde etmektedirler. Sanatın piyasalaşmasını hızlandıran bu durum, sanatın bağımsız bir üretim alanı olarak değil, ticari bir strateji unsuru olarak ele alınmasına yol açmaktadır. Araştırma, sanat sponsorluğunun etik, finansal ve yönetişimsel boyutlarında önemli sorunlar barındırdığını ortaya koymaktadır. Türkiye’de sanatın sürdürülebilirliği için sponsorluğun yalnızca pazarlama bölümleri tarafından yürütülmesi yerine, sanatsal projelere odaklanmış uzman ekipler tarafından yönetilmesi gerekmektedir. Sponsor desteklerinin sanatsal içeriklere müdahale etmeyecek şekilde düzenlenmesi, sanatçıların yaratıcı özgürlüğünü koruyacak etik kuralların oluşturulması ve sanat projelerinin ekonomik kaygılardan arındırılarak uzun vadeli bir vizyonla desteklenmesi, sanat sponsorluğu süreçlerinin sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayacaktır.
  • Bülent Tanör ve Necmi Yüzbaşıoğlu
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    2,75 MB
    Eser Türü: Kitap
    Birinci Bölüm: Anayasanın Oluşumu * Askeri Müdahale ve Rejim * Anaysa Yapımı * Anayasanın Uygulamaya Girişi * Anayasanın Evrimi İkinci Bölüm: Anakurukulun Temelleri * Anaysanın Bazı Özellikleri * Devletin Şekli (Cumhuriyet) * Cumhuriyetin Nitelikleri * Devletin Bütünlüğü * Eşitlik * Anayasanın Bağlayıcı ve Üstünlüğü Üçüncü Bölüm: Temel Haklar, Özgürlükler ve Ödevler * Genel Hükümler * Temel Hak ve Özgürlük Türleri Dördüncü Bölüm: Yasama * Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Kuruluşu * Milletvekillerinin Seçimi * Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Hukuki Statüsü * Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin İç Yapısı ve Çalışma Düzeni * Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Görev ve Yetkileri Beşinci Bölüm: Yürütme * Yürütmenin Yapısı * Yürütmenin Düzenleme Fonksiyonu ve Düzenleyici İşlemleri * Olağanüstü Yönetim * Hükümet Sisteminin Niteliği Altıncı Bölüm: Yargı * Yargı Fonksiyonunun Niteliği ve Yargının Kuruluşu * Yargının Temel İlkeleri * Anayasa Yargısı
  • George Orwell
    insan sesi mp3 - İngilizce
    14 Ayrım
    229 MB
    Eser Türü: Kitap
    "Çok genç yaşındayken bile gözüpek ve yürekli biri olan George Orwell, önce döneminin ve ülkesinin toplumsal düzenine karşı çıktı. Büyük Rus Devrimine inandı. Trokçi'ye hayrandı. Ancak, İspanya içsavaşı sırasında Stalinistler Troçkistlere karşı tutumu, umutlarını yıktı. Bu durum ve yakalandığı hastalık, George Orwell'i Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ün mutlak umutsuzluğuna sürüklendi. Orwell, yapısal olarak karamsar ya da siyaset tutkunu biri değildi. İlgi alanları çok genişti. Daha az acılı bir dönemde yaşasaydı, yaşamaktan mutluluk duyardı. Ama çağımıza siyaset egemendir. Orwell, yaşadığı sürece gerçeklere bağlı kalmış, en acı dersleri bile öğrenmekten vazgeçmiştir. Ama umudunu yitirmiştir. Orwell'in çağımızın peygamberi olmasını engelleyen şey de bu olmuştur. Dünyanın bugünkü durumunda umut ile gerçeği birleştirmek belki de olanaksızdır. Durum buysa, bütün peygamberler yalancı peygamberlerdir. Orwell gibi kişiler, bence günümüz dünyasında gerekli olanın yarısını, ama ancak yarısını ortaya koymuşlardır. Öteki yarısını hala aramaktayız." BERTRAND RUSSELL
  • George Orwell
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    489,10 KB
    Eser Türü: Kitap
    "Çok genç yaşındayken bile gözüpek ve yürekli biri olan George Orwell, önce döneminin ve ülkesinin toplumsal düzenine karşı çıktı. Büyük Rus Devrimine inandı. Trokçi'ye hayrandı. Ancak, İspanya içsavaşı sırasında Stalinistler Troçkistlere karşı tutumu, umutlarını yıktı. Bu durum ve yakalandığı hastalık, George Orwell'i Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ün mutlak umutsuzluğuna sürüklendi. Orwell, yapısal olarak karamsar ya da siyaset tutkunu biri değildi. İlgi alanları çok genişti. Daha az acılı bir dönemde yaşasaydı, yaşamaktan mutluluk duyardı. Ama çağımıza siyaset egemendir. Orwell, yaşadığı sürece gerçeklere bağlı kalmış, en acı dersleri bile öğrenmekten vazgeçmiştir. Ama umudunu yitirmiştir. Orwell'in çağımızın peygamberi olmasını engelleyen şey de bu olmuştur. Dünyanın bugünkü durumunda umut ile gerçeği birleştirmek belki de olanaksızdır. Durum buysa, bütün peygamberler yalancı peygamberlerdir. Orwell gibi kişiler, bence günümüz dünyasında gerekli olanın yarısını, ama ancak yarısını ortaya koymuşlardır. Öteki yarısını hala aramaktayız." BERTRAND RUSSELL
  • George Orwell
    insan sesi mp3 - Türkçe
    23 Ayrım
    244,07 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sema Taşpınar
    Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. (...) Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu. George Orwell'in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığıdır.
  • Gülbahar Kurtuluş
    insan sesi mp3 - Türkçe
    23 Ayrım
    422,27 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nilüfer Ağaç
    “Ben göç esnasında oradaydım 6 yaşındaydım. Bir kaçışma ve uzun bir bekleyiş hatırlıyorum sınırda çok bekledik sanırım. (7 güne yakın bekledik) Sınırdayken yiyecek sıkıntısı çektik, rahmetli dedem Raim Kurtuluş’un bir yerlerden gidip ekmek bulup getirmesini unutamam. Türkiye’ye gelmek, yerleşmek zordu bizim için. İlk geldiğimizde ‘Ses yapmayın, gürültü yapmayın! Sizi geri gönderirler’ diye korkutuyorlardı bizi. İlk geldiğimde çok yadırgadım. Mahalledeki arkadaşlarımdan ayrılmak çok zor geldi. Çok da olayların farkında değildim. Tabi ki özlediğimiz şeyler vardı. En çok orada bıraktığım biz giderken gözünden yaşlar akan köpeğim Şarik’i unutamam. Orada yaşanan olayları ben çok hatırlamıyorum. Dedem ve amcam isim değişikliklerini anlattıklarında üzülüyorduk. Büyüklerimizin yaşadığı o büyük haksızlığı, hakareti, hapis yatanları ve ölenleri duyduğumuzda üzülüyorduk. Ben de az buçuk hatırlıyorum mahallede gece sokağa çıkma yasakları vardı, polisleri, asker tanklarını, baskılar hafızamdan silinmeyen şeyler.”
  • Nigar Pösteki
    metin - Türkçe
    25 Ayrım
    662,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Nigra Pösteki, 1990 sonrası Türk Sineması adlı bu yapıtında, sinemamızın çok yakın diyebileceğimiz bir dönemini mercek altına almış. 1980'lerle birlikte toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda büyük bir değişim yaşayan ülkemizin, kısa bir biçimde, değişen toplumsal yapısı ve bunun aynı tarihlerde yapılmış filmlere yansımasıyla başlayan çalışma, 1990'lar Türkiye'si toplumsal, siyasal ve ekonomik durumu ile bağlantı kurarak 1990'lı yılların Türk Sinemasını ayrıntılı bir biçimde anlatmayı amaçlıyor. Pösteki, 1990 yılı ile başlayıp 2003 Mayısına dek getirdiği incelemsinde, 13 yıllık süreci dekiz ana başlık altında ele alırken; bu dönemde yapılmış filmlerin karşılaştığı finansal ve yapısal sorunları da belirleyerek bu süreçte gösterime çıkmış tüm filmlerin hangi kurumlar tarafından desteklendiğini tek tek belirtiyor. Ayrıca her yıl hangi filmler gözterime girmiş, hangileri uyarlama ya da özgün gibi tasnifleri yaptıktan sonra gözterime girmiş tüm filmlerin temalarını veriyor. Bir sinema meraklısının 1990 sonrası Türk Sineması hakkında aradığı herşeyi bulabileceği titiz bir çalışma Nigar Pösteki'nin 1990 Sonrası Türk Sineması adlı yapıtı.
  • Ayça Okay
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    118,87 KB
    Eser Türü: Kitap
    Bu araştırmanın amacı 1990 sonrası Türkiye’de feminist hareketin sanatçı kadınlar üzerindeki etkilerini incelemektir. 1990 sonrası Türkiye’de sanat alanında, küresel ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşümlere paralel önemli değişimler yaşanmıştır. 1989’daki Berlin Duvarı’nın yıkılması, ülkemizde de demokratikleşme arzusunu körüklemiş; Soğuk Savaş sonrasında özgürlük, serbest ticaret ve sosyal haklar daha görünür hale gelmiştir. 1980’lerdeki askeri darbe, siyasi iklimde derin yaralar açmış, ancak 1983’teki sivil yönetimle bu etki zamanla azalmaya başlamıştır. Bu dönemde özellikle kadın sanatçılar, ifade özgürlüğü konusunda daha fazla fırsat elde etmişlerdir. Yeni medya ve kavramsal sanat yaklaşımları, kadın sanatçıların eserlerinde toplumsal cinsiyet rolleri ve kadınların toplumdaki yerinin sorgulanmasına olanak tanımıştır. Feminizmin sanat alanındaki çalışmaları artmıştır. Feminist sanatın temelinde kadına dair sorunlar ve bu sorunların sanatla ifade edilmesi yer almaktadır. Bu durum, feminist teori ve toplumsal cinsiyet çalışmaları açısından önemli bir boyut kazanmıştır. Bu çalışma, 1990 sonrası Türkiye’deki toplumsal ve kültürel değişimlerin feminist hareketin tarihsel arka planı, sanatçı kadınların üretimlerindeki medya ve malzeme çeşitliliğine etkisi, sivil toplum kuruluşlarıyla etkileşimi, küreselleşme ile birlikte global sanat sahnesine entegrasyonu ve evrensel temalara eğilimleri gibi çoklu mecralar üzerinden etkilerini değerlendirmiştir. 90’lı yıllarda post modernizmin getirmiş olduğu tekillik, özgünlük ve çoğulluk feminist sanatta kendisini çoklu mecralar çerçevesinde göstermiştir. Sonuç olarak bu dönemle birlikte malzeme kullanımı açısından çeşitli nesnelerin ve sanatsal ifade biçimlerinin sanata eklemlendiği belirlenmiştir. Performans sanatı, mekân kullanımı, fotoğraf ve video kullanımı bu nesnelerin başında gelmektedir.
  • metin - Türkçe
    1 Ayrım
    579,00 KB
    Eser Türü: Dersler

Sayfalar