Eserlere Göre Listeleme

Halas Mehmet Rauf’un kaleme aldığı son romandır. Konusunu İstiklal Savaşı’ndan alan eser özellikle İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinin anlatıldığı ve şehrin bu yıllardaki sosyal yaşamından kesitler aktaran bölümleriyle ilgi çekicidir. Hayatının son döneminde vücudunun sağ tarafına inen felç nedeniyle kitabını zaman zaman eşine dikte ettirerek tamamlayabilen yazar duygusal, heyecanlı ve bazen öfkeli bir üslup kullanmıştır.

Bu kitapta, Onikiye Bir Var, Sancho'nun Sabah Yürüyüşü kitaplarındaki hikâyeler ve Gülerek Ölmek adlı tek hikâye birarada sunulmaktadır.

Haldun Taner’in 1960’lı yılların başında radyoda yayımlanan oyunu “Timsah” ilk kez 2008 yılında ortaya çıkmış, Selçuk Erez ve Demet Taner’in inceleme yazılarıyla birlikte okura sunulmuştu. 1960 sonbaharında 147 öğretim üyesi Milli Birlik Komitesi kararıyla üniversiteden uzaklaştırıldı. Haldun Taner, siyasi tarihimize “147’ler” olarak geçen bu olaya yakından tanık oldu ve Dostoyevski’nin “Timsah” adlı öyküsünden hareketle yazdığı bir radyo oyunuyla yapılan hukuksuzluğa dikkat çekti. Haldun Taner’in Timsahı, “Mizah haksızlığa karşı en etkili silahlardan biridir” diyen Haldun Taner’in “Timsah” oyununu içeren ve bugün de güncelliğini koruyan önemli bir kitap.

Savaşın ortasında aşkı, karanlığın ortasında cesareti, acının ortasında umudu arayan bir adam... Arıcılıkla uğraşan Nuri ve ressam karısı Afra, Suriye'nin güzel Halep şehrinde mutlu bir yaşam sürmektedir. Akıllarından bile geçirmeye korktukları savaş onlara acıların en büyüğünü yaşatınca memleketlerinden kaçmak zorunda kalırlar ve önce Türkiye, sonra Yunanistan üzerinden İngiltere'deki belirsiz geleceklerine doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar. Fakat doğdukları topraklardan kaçmadan önce öylesine büyük acılar yaşamışlardır ki gerçek ve hayal, ışık ve karanlık, yaşam ve ölüm arasındaki çizgiler kaybolmuştur. Bir zamanlar resimleriyle herkesi büyüleyen Afra, gördükleri yüzünden kör olmuştur. Nuri ile Afra paramparça bir dünyada yol alırken, hem kayıplarının acısıyla yüzleşmek hem de kendilerini cesur zannedenlerin bile yüreğini korkuyla dolduracak tehlikelere göğüs germek zorundadırlar. Bunun da ötesinde, birbirlerini yeniden bulmak istiyorlarsa çıkmaları gereken bir yolculuk daha vardır. Ve belki de en zoru, ruhlarını birbirine kavuşturacak olan bu asıl yolculuğun üstesinden gelmektir. Halep Arıcısı, hayatta en büyük tutkusu arılar olan Nuri ve acının kör ettiği ressam karısı Afra aracılığıyla Suriye İç Savaşı'na insanların yüzlerini yerleştiriyor ve ruhumuzun dünya tanınmaz hale geldiğinde bile ne kadar güçlü olabileceğini unutulmaz bir dille anlatıyor. "Uluslararası çapta büyük önem taşıyan bir roman. Halep Arıcısı cesur, kışkırtıcı ve unutulmaz bir hikâye." -Heather Morris "İnsanın kanını donduran bir mücadelenin tam ortasında geçen bir umut ve kurtuluş hikâyesi." -Irish Independent "Karanlığı ve ışığı, dehşeti ve umudu, insan ruhunun gerçek gücünü anlatan bir roman." -Culturefly "Korkuyu, kayıpları ve hayatta kalma mücadelesini anlatan Halep Arıcısı, yırtıcıların acımasızlığıyla karşı karşıyayken yabancıların merhametine sığınan mülteciler için hayatın nasıl olduğuna dair duygu yüklü, yer yer yüreğinizi paramparça edecek bir roman." -Candis Magazine "Christy Lefteri, insanın hayatta kalma arzusuna ve sevginin tüm zorluklara göğüs gerebilme gücüne dair çok gerçekçi, yürek burkan bir roman ortaya koymuş." -Sunday Mirror "Bu dikkat çekici hikâye beni şefkatiyle, duygusallığıyla ve tutulan dileğe ulaşma yolundaki o hiç eksilmeyen, hayat dolu çırpınışlarıyla ele geçirdi." -Daljit Nagra "Uçurtma Avcısı'ndan bu yana bu kadar çarpıcı ve dokunaklı bir kitap okumamıştım. Halep Arıcısı uzun süre aklımdan çıkmayacak." -Brown Flopsy Blogspot