Basit Katalog

Kitap türüne ait alt türler
Toplam 53987 sonuçtan 21101 - 21200 arası görüntüleniyor.
Sibel K. Türker
Bitirildi
insan sesi mp3 - Türkçe
12 Ayrım
522,73 MB
Eser Türü: Kitap
Seslendiren: Okşan Aybaş

Bu hikâyeleri bana yazdıran sadece efsunlu bahar havası değildir sanırım. Kime sorsanız aşk hakkında söyleyecek az çok bir şeyi vardır. Kış ya da yaz, bahar ya da sonbahar, fark etmez. Kimi karşıdır ona kimi de tarafında yer alır. Genelde tarifler, aşkın kalbimize doğru bildik bir yolculuk yaptığı ve bir süre sonra da bu yolculuğunu noktaladığı üzerine. Ben de bu konuda ne düşüneceğimi bilemiyorum pek. Bu hikâyeleri yazma fikri başta kolay gözükmüştü ama nasıl da zor olduğu sonradan anlaşıldı. Sibel K. Türker güçlü kalemiyle bu kez Aşk'ın Kalplerimizdeki Mutat Yolculuğu'nun haritasını çiziyor. Hepsi birbirinden vurucu on dört öykülük bu büyülü coğrafyada, okuyucunun yolu kimi zaman bozkır ortasında unutulmuş iç denizlere düşerken kimi zaman boş evlerin hayaletleriyle, rüya kaçakçılarıyla kesişiyor. Aşk'ın Kalplerimizdeki Mutat Yolculuğu, Sibel K. Türker'in gerçek ile gerçeküstü arasında iz sürdüğü, es geçilmemesi gereken bir kitap. (Tanıtım Bülteninden)
Samantha Hunt
Cihat Taşçıoğlu
Bitirildi
insan sesi mp3 - Türkçe
29 Ayrım
1124,99 MB
Eser Türü: Kitap
Seslendiren: mehtap tolu

Samantha Hunt'un romanı Tesla'nın Kutusu, tüm çabalara rağmen unutturulamayan bir dâhiyi anlatıyor. Ölümüne yakın Tesla şöyle diyor: "Bırakın gelecek gerçeği ortaya çıkarsın ve herkesin değerini göstersin. Şimdiki zaman onlara ait; üzerinde çalıştığım gelecek ise, tamamen benim." Gelecek geldi, şimdi Tesla'yı en baştan tanımanın zamanı. Samantha Hunt bir yandan olasılıkla insanlık tarihinin en büyük dehasının akıl almaz hayatını aktarırken bir yandan da yarattığı edebiyat festivaliyle geleceğin en önemli yazarlarından biri olacağının müjdesini veriyor.
Bitirildi
bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
12 Ayrım
483,82 MB
Eser Türü: Dersler
Seslendiren: Yelda

AÖF Maliye Politikası 2 Haftalık Canlı Dersler.
Karin Tidbeck
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
346,61 KB
Eser Türü: Kitap

İsveçli yazar Karen Tidbeck’in tekinsiz, ama tekinsiz olduğu kadar da olağanüstü dünyasına hoş geldiniz. İskandinav kültürünün alacakaranlığından ve melankolisinden doğan bu öyküler, güneşin dönmeyi bıraktığı bir dünyanın büyülü atmosferine sahip: Fantazyadan, büyülü gerçekliğe, bilimkurguya ve hayalî bir yaratığın Borgesvari taksonomisine kadar uzanıyor. Bu öyküler rahatsız edici; bir o kadar da kara mizahın engin zekâsını içeriyor. Tidbeck, bildiğimizi sandığımız dünyadan güçlü bir kopuş duygusu yaratarak, akla hayale sığmaz çok sayıda şeyin ortaya çıkabildiği bir yarığa yönlendiriyor bizi.
Kemal Arkun
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
103,26 KB
Eser Türü: Kitap

Edirne'nin Osmanlı güçleri tarafından fethedilerek Sultan Muray tarafından payitahtın oraya taşınmasından sonra, Avrupa iyice telaşlandı. Tek düşündükleri şey Bizans'tı. Şayet orası da fetih olursa doğuyla irtibatları tamamen kesilecekti. İstanbul yolunu kesmek isteyen Bizans, Osmanlı padişahını geriye döndürecek gayret ve manevralar peşine düşmüştü. Bizans kayserinin dayısı Davua Kontu Ameda, kalabalık bir donanmayla Gelibolu'yu kuşatarak Sultan Murat'ı meşgul etmek istedi. Ameadea'nın donanmasında yer alan deniz korsanları, karadan şehri korumaya çalışan Osmanlı muhafızlarını diskalifiye etmek için Grejuva Rum Ateşi'yle tüm Gelibolu sahillerini ateşe verdiler. Günlerce yanan ateş sebebiyle düşman askerine yaklaşamayan Osmanlı muhafızları, Amedea'nın eğitimli korsanlarının tuzağına düşerek şehit olmuş, kaleyi muhafaza edecek bir güç kalmayınca da, Gelibolu Bizans'ın işgali atına girmişti.
Kemal Beydilli
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Yeniçeri Ocağı hakkında şimdiye kadar yazılan en kapsamlı bilgileri aktaran yazar, belgelerin desteğiyle ocak hakkında bilinmeyen taraflara ışık tutuyor. Eserin ikinci kısmında bir yeniçeriye ait olan hatırata yer verilerek dönemin Osmanlı hayatı hakkında ilginç bilgiler sunuluyor.
Richard A. Knaak
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
958,07 KB
Eser Türü: Kitap

Dalaran büyücülerinin dışladığı genç büyücü Rhonin eski mevkiine dönme fırsatını arıyordu. Kendisini destekleyen gizemli bir büyücü sayesinde bu fırsatı buldu. Bunun için, orkların elindeki, tehlikeli Khaz Modan diyarına bir yolculuk yapması gerekmekteydi. Rhonin ve yol arkadaşı, korucu Vereesa asla tahmin edemeyecekleri müthiş bir maceranın içine sürükleniyorlardı. Azeroth dünyasının kadim güçleri son bir savaş için karşı karşıya gelirken genç büyücü Rhonin bu savaşın kilit noktası olacaktı... Ejderhanın Günü başlayacaktı... Kılıçlar, büyü ve ejderhalarla ilgili bu hikaye Blizzard Entertainment’ın en çok satan, ödüllü bilgisayar oyunu WARCRAFT’dan ilham alınarak yaratılmıştır.
Y. Hakan Erdem
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
689,53 KB
Eser Türü: Kitap

“Aynı zamanda, Hakan Erdem’in tarihsel üstkurmacalarında popüler kültür, entelektüel modalar (yeni Osmanlıcılık, Türkçülük gibi), çoksatan edebiyat, hiç sona ermeyecek gibi görünen Batı hayranlığı, soy sop şovinizmi, ticari girişimcilik, televizyon, reklam ve yayımcılığın da önemli bir yer tuttuğu düşünülürse, eserlerinin bugünden başlayıp bugünde bittiğini söylemek gerekir. Örneğin Unomastica alla Turca’nın kahramanları Argun Afaki ile yeğeni Tankut Argun, Uno-mastik Holding’de sakız üretmektedirler.” Jale Parla, Virgül “Ancak bu yöntemin [Alegorik mizah] etkili olabilmesi için edebiyatın dinamiklerinin de gözetilmesi gerekir. Hakan Erdem’in Unomastica alla Turca’daki başarısı tam da bundan kaynaklanıyor; karmaşık olay örgüsünü incelikle dokurken nesnelerden, kişilerden, zamandan ve mekândan oluşan roman parçacıklarını hiç aksamayan bir dil ve mükemmel tasvirlerle bir araya getirmiş.” A. Ömer Türkeş, Radikal Kitap “Unomastica alla Turca ne kadar eğlenceli bir kurmaca olursa olsun, günümüze yapılan göndermeleri okuyunca insan ‘Olabilirdi de tabii…’ deyip sonra da kendine gülüyor. Kâseli, kodlu, ‘tarihi’ gizemi ortaya çıkartan kitapların popüler olduğu bir dönemde Unomastica alla Turca, Türklerin onuncu yüzyılda, Asya bozkırlarındaki gizli tarihini sunuyor bize.” Emre Kuzuoğlu, Picus
Diogenes Laertios
Candan Şentuna
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
1,06 MB
Eser Türü: Kitap

Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri, III. yüzyılda yaşadığı tahmin edilen ve hakkında çok az şey bilinen Antik Yunan felsefe tarihçisi ve biyografi yazarı Diogenes Laertios'un en önemli yapıtıdır. Diogenes Laertios 10 kitaptan oluşan bu yapıtında Yedi Bilge'den Epikuros'a kadar 84 düşünürün yaşamı, yapıtları, doktrinleri ve felsefe okullarıyla ilgili engin bilgiler sunar; yapıtları günümüze ulaşamamış kimi filozofların düşüncelerinden, şiirlerinden, sözlerinden ve mektuplarından alıntılar yapar, birçok ilozofa duyduğu hayranlığı da dile getirir. Yapıtın son kitabı olan 10. kitabın tümüyle Epikuros'a ayrılmış olması, Diogenes Laertios'un Epikuros Okulu'ndan olduğu izlenimini uyandırmışsa da bu konuda kesin bir kanıt yoktur. Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri düşünce dünyasının "antik" tarihini güçlü bir biçimde aydınlatıyor
Komisyon
Rıza Dırık
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
3,50 MB
Eser Türü: Kitap

“Uluslararası İlişkiler Tarihi” kitabının bu 5. cildi Ali Rıza Dırık tarafından Rusça aslından çevrilerek hazırlanmış ve böylece ilk kez Türkçeye kazandırılmıştır. Daha önce yayınlanan ilk dört cilt ile insanlık tarihinin 3500 yıllık evresi uluslar arası ilişkiler etrafında anlatılarak 1939 yılına dek gelinmişti. 1939-1945 yıllarını kapsayan tarihsel süreç, uluslar arası sistemdeki güçler dengesi, sınıf mücadeleleri, devlet ve toplum düzeyindeki gelişmeler 5.ciltte birbirine bağlanarak anlatılıyor. Almanya’nın Polanya’yı işgal ettiği 1 Eylül 1939 ile Sovyet ordularının Berlin’i ele geçirmesi ve Almanya’nın koşulsuz teslimiyle savaşın sona erdiği 8 Mayıs 1945 tarihine kadar geçen sürece tanık olacak; bu dönemin kapsamlı bir analizini okuyacaksınız. Kapsamı bakımından bir kaynak kitap olma özelliği gösteren “Uluslararası İlişkiler Tarihi” yalnızca konuya özel olarak ilgi duyan okur için değil, tüm okurlar için önemli bir boşluğu dolduracaktır.
Komisyon
Atilla Tokatlı
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
2,13 MB
Eser Türü: Kitap

Bugüne kadar yazılan diplomasi tarihleri arasındaki en önemli çalışmalardan biri SSCB Bilimler Akademisi'nden yirmiyi aşkın profesörle, Paris Üniversitesi’ne bağlı Collège de France ve Institut du Droit International üyesi üç profesörün kolektif çalışmasıyla ortaya çıkan Uluslararası İlişkiler Tarihi'dir. Bu büyük çalışmanın en önemli özelliği, ilk çağlardan modern çağlara diplomasinin tarihsel gelişimini materyalist bir gözle analiz ederek, uluslararası sistemdeki güçler dengesini, sınıf mücadelelerini devlet ve toplum düzeyindeki gelişmelerle birbirine bağlayışıdır. 1977 yılında, Attila Tokatlı’nın çevirisiyle “MAY Yayınları” tarafından basılan Uluslararası İlişkiler Tarihi, hem araştırmacılar hem de okurlarca beklenenin üstünde bir ilgiyle karşılanmış ve kısa sürede tükenmişti. Elinizin altında mutlaka bulunması gerektiğine inandığımız bu kaynak eseri, üstlendiğimiz sorumluluk gereği 32 yıl aradan sonra yeniden düzenleyerek gün ışığına çıkarıyor ve ekonomik krize inat tekrar okurla buluşturuyoruz. İnsanlık tarihinin 3500 yıllık evresini anlatan 4 ciltlik bu önemli eserin, “piyasa”daki tarihi çarpıtan ve kendi çıkarları için uluslararası ilişkileri manipüle eden kaynaklara karşı, konuya ilgi duyan okur, araştırma yapmak isteyen bilim insanı ve genç akademisyen için baş yapıt ve bilimsel bir kaynak olacağına inanıyoruz.
Komisyon
Atilla Tokatlı
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
1,77 MB
Eser Türü: Kitap

Bugüne kadar yazılan diplomasi tarihleri arasındaki en önemli çalışmalardan biri SSCB Bilimler Akademisi'nden yirmiyi aşkın profesörle, Paris Üniversitesi’ne bağlı Collège de France ve Institut du Droit International üyesi üç profesörün kolektif çalışmasıyla ortaya çıkan Uluslararası İlişkiler Tarihi'dir. Bu büyük çalışmanın en önemli özelliği, ilk çağlardan modern çağlara diplomasinin tarihsel gelişimini materyalist bir gözle analiz ederek, uluslararası sistemdeki güçler dengesini, sınıf mücadelelerini devlet ve toplum düzeyindeki gelişmelerle birbirine bağlayışıdır. 1977 yılında, Attila Tokatlı’nın çevirisiyle “MAY Yayınları” tarafından basılan Uluslararası İlişkiler Tarihi, hem araştırmacılar hem de okurlarca beklenenin üstünde bir ilgiyle karşılanmış ve kısa sürede tükenmişti. Elinizin altında mutlaka bulunması gerektiğine inandığımız bu kaynak eseri, üstlendiğimiz sorumluluk gereği 32 yıl aradan sonra yeniden düzenleyerek gün ışığına çıkarıyor ve ekonomik krize inat tekrar okurla buluşturuyoruz. İnsanlık tarihinin 3500 yıllık evresini anlatan 4 ciltlik bu önemli eserin, “piyasa”daki tarihi çarpıtan ve kendi çıkarları için uluslararası ilişkileri manipüle eden kaynaklara karşı, konuya ilgi duyan okur, araştırma yapmak isteyen bilim insanı ve genç akademisyen için baş yapıt ve bilimsel bir kaynak olacağına inanıyoruz.
Komisyon
Bitirildi
bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
2 Ayrım
2,25 MB
Eser Türü: Kitap

Bugüne kadar yazılan diplomasi tarihleri arasındaki en önemli çalışmalardan biri SSCB Bilimler Akademisi'nden yirmiyi aşkın profesörle, Paris Üniversitesi’ne bağlı Collège de France ve Institut du Droit International üyesi üç profesörün kolektif çalışmasıyla ortaya çıkan Uluslararası İlişkiler Tarihi'dir. Bu büyük çalışmanın en önemli özelliği, ilk çağlardan modern çağlara diplomasinin tarihsel gelişimini materyalist bir gözle analiz ederek, uluslararası sistemdeki güçler dengesini, sınıf mücadelelerini devlet ve toplum düzeyindeki gelişmelerle birbirine bağlayışıdır. 1977 yılında, Attila Tokatlı’nın çevirisiyle “MAY Yayınları” tarafından basılan Uluslararası İlişkiler Tarihi, hem araştırmacılar hem de okurlarca beklenenin üstünde bir ilgiyle karşılanmış ve kısa sürede tükenmişti. Elinizin altında mutlaka bulunması gerektiğine inandığımız bu kaynak eseri, üstlendiğimiz sorumluluk gereği 32 yıl aradan sonra yeniden düzenleyerek gün ışığına çıkarıyor ve ekonomik krize inat tekrar okurla buluşturuyoruz. İnsanlık tarihinin 3500 yıllık evresini anlatan 4 ciltlik bu önemli eserin, “piyasa”daki tarihi çarpıtan ve kendi çıkarları için uluslararası ilişkileri manipüle eden kaynaklara karşı, konuya ilgi duyan okur, araştırma yapmak isteyen bilim insanı ve genç akademisyen için baş yapıt ve bilimsel bir kaynak olacağına inanıyoruz.
Reşad Ekrem Koçu
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
1,10 MB
Eser Türü: Kitap

Reşad Ekrem, Yeniçeri Ocağı’nı, kuruluşundan “şehir eşkıyası”na dönüp kaldırılışına kadar, bütün tarihi içinde ele alıyor Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…
Isaac Asimov
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
617,42 KB
Eser Türü: Kitap

Joseph Scwartz Arz'ın tanıdık yüzünden tamamiyle kaybolmadan iki dakika kadar önce Chicago'nun banliyölerinden birinde güzel bir sokakta ilerliyor ve kendi kendine şair Browning'in dizelerini tekrarlıyordu.
Ivo Andriç
Aydın Emeç
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
254,70 KB
Eser Türü: Kitap

Bosnalı Keşiş Pierre'in başından geçen olaylar anlatılıyor.
Robert Musil
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
269,16 KB
Eser Türü: Kitap

Seksenli yılların sonuydu; açlıkla ne bulursak okuyorduk. Ankara Fransız Kültür Merkezi’nin kütüphanesine dadanmıştım ve adını duyduğum, büyük yazar olduğu söylenenlerin kitaplarını hatmediyordum. Hatta, hoş bir duygu, kimi kitapların arkasında, o kitabı daha önce alıp okumuş olanların ismi olurdu. Birçok kitapta Bilge Karasu ismine rastlamak hoşuma giderdi, sonra da gider Bilge Bey’e, “bakın aynı kitabı ben de okudum,” derdim, aynı Üç Kadın’da olduğu gibi. Belirtmek elzem: Ben bu kitabı Philippe Jaccottet’nin mükemmel çevirisinden okudum. Tam da o yıllarda Ankara’da Gece Yayınları’nı kurmuştuk. Yayın listesi oluştururken, beni derinden çarpan iki kitabı mutlaka dahil etmem gerektiğini düşündüm. Biri Italo Calvino’nun Görünmez Kentler’iydi (ki onu basamadık) diğeri de elinizde tuttuğunuz Robert Musil’in Üç Kadın’ı. Ve kitabı sevgili dostumuz Zehra Yılmazer çevirdi, bastık ve yıllar içinde birkaç baskı daha yaptı bu kitap. Zehra her seferinde çevirisini daha da yetkinleştirdi. Büyük bir okuma keyfidir Üç Kadın. Musil’in şaheserlerindendir. İkinci öykü “Portekizli Kadın”ın başlangıç cümlesi ise, bence tarihe geçmelidir, eğer bir “muhteşem başlangıç cümleleri tarihi” yapılacaksa. Bakın, göreceksiniz.
Stefan Zweig
Nafer Ermiş
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
373,11 KB
Eser Türü: Kitap

1920 yılında yayımlanan bu eserde Stefan Zweig üç ayrı milletin her birinden dünyaca ünlü birer romancıyı, Fransız Edebiyatı'ndan Balzac'ı, İngiliz Edebiyatı'ndan Dickens'i, Rus Edebiyatı'ndan da Dostoyevski'yi incelemiştir. Her üç romancı da 19. Yüzyılda yaşamış olup çağdaştırlar. Zweig, ele aldığı yazarları, eserlerinden hareketle incelemiştir. İncelemeler ilmî makale niteliğinde olup, biyografik unsurlar ihtiva eder. Bu yazılar romancıların eserlerine giriş değil aksine yoğunlaştırılmış özet iddiasında olup, yazarların bütün eserlerini ve hayatını yoğunlaşmış hâlde bir arada vermektedir. Bu romancılardan her birinde kendi hayat sahaları vardır. Balzac'ta toplum, Dickens'de aile, Dostoyevski'de insan ve kâinat.
Tom Stoppard
Şükran Yücel
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
634,43 KB
Eser Türü: Kitap

"Sözcüklerin ve zeka oyunlarının balesini yapan", çağdaş tiyatronun en entelektüel yazarı Stoppard, yalnız tiyatronun değil, edebiyatın ve tüm sanat biçimlerinin mirasını yapıtlarında ustalıkla değerlendirmiştir. Onun oyunları sanata yapılan bir övgü ve kutsama gibidir. Bir 'parodi' ustası olan Stoppard'ın konularını Shakespeare, Joyce, Wilde gibi ünlü yazarlardan aldığını; Beckett, Osborne, Albee, Pirandello, Shaw, Shelley gibi birçok yazardan alıntılar yaptığını ve birçok esere göndermelerde bulunduğunu görürüz. Bu yönüyle Stoppard'ın oyunları çözülmesi çok eğlenceli üst düzey bir bulmaca gibidir. Eleştirmenler tarafından teknik virtüöz olarak değerlendirilen Stoppard'ı tanımanın, tiyatroyla uğraşan herkese olduğu kadar edebiyat-tiyatro, felsefe-tiyatro, fizik-tiyatro ilişkileri açısından oluşturduğu sentez itibarıyla tüm okurlara çok yararlı olacağını ve zevkli bir deneyim yaşatacağını düşünüyoruz.
Albert O. Hirschman
Barış Cezar
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
274,69 KB
Eser Türü: Kitap

Siyasal iktisadın tanınmış isimlerinden Albert O. Hirschman kapitalizmin şekillenmekte olduğu on yedinci ve on sekizinci yüzyıllardaki düşünsel havayı inceleyerek, çok uzun süre günah sayılan maddi çıkar peşinde koşmanın nasıl olup da hayatın merkezine oturduğu sorusuna cevap arıyor. Kapitalizmin yükselişine farklı bir yorum getiren yazar, Marksist ve Weberci düşüncenin ortak paydası olan kopuş fikrine değil, eski ile yeni arasındaki sürekliliğe vurgu yapıyor. Montesquieu, James Steuart, John Millar, Adam Smith gibi düşünürlerin görüşlerini inceleyen Hirschman, yaşanan uzun süreli ideolojik değişimi içsel bir süreç olarak tanımlıyor ve uzun bir tarihsel dönem boyunca birbirine karşıt tanımlanmış tutku ve çıkarların, Adam Smith tarafından bir tutulmasıyla birlikte koskoca bir düşünce zincirinin hafızalardan silindiğine işaret ediyor. Bir yandan, kapitalizmin "eksiksiz insan kişiliğinin" gelişmesine engel olduğu yolundaki eleştirileri ele alırken, on dokuzuncu yüzyıl öncesinde kapitalizmin zaten hükümdarların ve diğer soyluların tutkularını bastırma ve "daha az yönlü, öngörülemezliği azalmış, tek boyutlu bir insan kişiliği" yaratma amacıyla savunulduğuna dikkat çekiyor. Öte yandan, Keynes gibi "bırakınız yapsınlar" ideolojisi savunucularının savlarının da kapitalizmin gerici yüzünü göstermesinden önce hakim olan "herkesin kendi çıkarının peşinden koşması iyi bir düzen sağlayacaktır" fikrinin bir tekrarından ibaret olduğunun altını çiziyor. Düşünce tarihinin bu kitapta ele alınan bölümü hakkında bilgi edinmek, kapitalizm üzerine yapılacak çalışmalara ciddi ölçüde katkı sağlayacaktır.
Kemal H. Karpat
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
1,08 MB
Eser Türü: Kitap

“Türkiye’deki politik sistemin dengesizliğini, öncelikle anlaşmazlıkların giderilmesinde uygulanan geleneksel yöntemlerin bir kenara bırakılmasıyla ve sosyopolitik değişime uyum süreciyle açıklamak gerekir. Yine de Türkiye’deki politik sistemin yaşadığı kesintisiz bunalımı anlayabilmek için bu sistemin evrimini sosyal gruplar, yönetici seçkinler ve yapısal farklılaşma sürecinin parçası olmuş bazı uluslararası olaylar arasındaki etkileşimi göz önünde bulunduran geniş bir kavramsal çerçeve içinde çözümlemek zorundayız.” Prof. Dr. Kemal H. Karpat Prof. Dr. Kemal H. Karpat, Türkiye’de hâl-i hazırda var olan siyasal sistemi, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden başlayarak kendine has üslubuyla yaptığı dikkat çekici analizlerle anlatıyor. Türkiye’de modern siyasal sistemin başlangıcı olarak 1876 Tanzimat Fermanı’nı kabul eden Kemal H. Karpat, bu yeni anayasal süreçle beraber Osmanlı toplumunda nelerin değiştiğini, dönemin önde gelen edebiyatçıların ve düşünürlerinin eserlerinden, gazete yazılarından yola çıkarak yorumluyor, bu yorumlarını da belgelerle zenginleştiriyor. Daha sonrasında Meşrutiyet’in ilânı ve Jön Türk Devrimiyle Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasal rejimi olan “istibdat dönemi”nin bitişi ve akabinde Cumhuriyet’in ilânı, CHP’nin tek parti olarak devletin başına gelmesi, en nihayetinde çok partili sisteme geçiş, ordunun her dönemde nasıl siyasal rejimin en önemli unsuru haline geldiği ve aralarda yaşanan darbeler... Kemal H. Karpat, Türk Siyasi Tarihi kitabında her dönemi anlatan/açıklayan en önemli sâiklerin temellerinin, nasıl bir önceki dönemde atıldığını ve tarihin ancak edebiyat, sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi ilim dallarıyla kullanıldığında temel sorulara nasıl cevap verdiğini birbirinden farklı birçok örnekle sentezleyerek okuyucusuyla paylaşıyor.
Johannes Schiltberger
Turgut Akpınar
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
618,19 KB
Eser Türü: Kitap

Tarihi hem de 600 yıl öncesini bir esirin kaleminden okuyabilmek Niğbolu Savaşı'nda Türklerin, altı yıl sonra da Timur'un ordusunun eline esir düşen Schiltberger'in Bavyerada başlayıp Anadolu'ya Asya'nın ortalarına hatta Sibirya'ya kadar uzanan ve yine Bavyera'da biten macerası geniş bir coğrafyadan gündelik hayat gözlemleri. Kimilerince Türkolojinin başlangıcı.
Ebru KÜÇÜKŞAHİN (Ünite 1) Doç.Dr. N. Aysun AKINCI YÜKSEL (Ünite 2) Arş.Gör.Dr. Tezcan Özkan KUTLU (Ünite 3) Doç.Dr. Funda ERZURUM (Ünite 4) Yrd.Doç.Dr. Fatma Zeynep ÖZATA (Ünite 5, 6) Öğr.Gör. Erdem ÇETİNTAŞ (Ünite 7) Yrd.Doç.Dr. Erhan AKARÇAY (Ünite 8)
Bitirildi
bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
32 Ayrım
610,92 MB
Eser Türü: Dersler
Seslendiren: Yelda

Günümüzde yaşamımızın giderek daha önemli bir parçası haline gelen medyanın, toplumun her kesimi üzerinde farklı etkileri olmaktadır. Bu etkileri doğru bir şekilde yorumlayarak gelişmeleri ve eğilimleri takip edebilmek son derece önemlidir. Rekabet her alanda olduğu gibi gastronomi alanında da kendini göstermektedir. Yenilik arayışı gast-ronomi alanında da kendini gösteriyor. Yeni mutfak akımları, tüketicilerin farklı ve değişik lezzetleri tatma istekleri, yerel olanı yerinde görme ve deneme arzusu ve geleneksele yolculuk gastronomiyi şekillendirmeye devam etmekte. Medya bu noktada da devreye gidererek bahsi geçen gelişmeleri insanlarla paylaşmakta ve etkilemektedir. Bu yüzden sadece gastronomiyi iyi bilmenin ötesinde medyanın dinamiklerini de çok iyi bilmek gerekmektedir. Çok sayıda okuru olan bir köşe yazısında yer alan bir mutfak akımının ya da bir restoranın olumsuz bir şekilde ele alınması olumlu sonuçlar ortaya çıkarmayacaktır. Aksine bir filmde bir yörenin mutfağının etkileyici bir biçimde sunulması ise o yörenin mutfak kültürüne yönelik ilgiliyi arttıracaktır. Sosyal medya uygulamaları ise yeni kurallar ve aktörler ile deveye girmektedir. Kitap içerisinde medyanın çalışma alanı kapsamında yer alan neredeyse tüm konular, gastronomi eksenli olarak detaylı bir bakış açısı eşliğinde ve çeşitli örnekler açısından ele alınmıştır.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
219,84 KB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
6,57 MB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
6,63 MB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
6,48 MB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
6,04 MB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
6,77 MB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
6,62 MB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
6,39 MB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
7,13 MB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
6,78 MB
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Brandon Sanderson
Deniz Evliyagil
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
4,55 MB
Eser Türü: Kitap

Hallandren’in başkenti T’Telir... Güneşli sokaklarında dolanan ve rengârenk kıyafetler giymiş insanların, tanrı olarak yeniden doğan kahramanlara taptığı bir sahil şehri. Sessiz ve gizemli Tanrı Kral’ın liderliğindeki tapınak, yaşamaya devam etmeleri ve daima genç kalmaları İçin halk tarafından bağışlanan hayat gücü, yani Nefes sayesinde varlığını sürdürmeye devam ediyor. Idris'e sürülmüş olan eski kraliyet ailesi, gönülsüzce de olsa, prenseslerden birini Tanrı Kral ile evlendirmek zorunda. Ancak T’Telir’e gelen prenses ne şehri beklediği gibi bulacak ne de tahmin ettiği gibi bir evlilik yapacak. Prensesin tek dostu, Idris’le bir savaş çıkmasından endişe eden ve kendi kutsallığından şüphe duyan bir tanrı: Işıktım. Bütün bunlar olup biterken Gecekanı isminde bilinçli bir kılıç taşıyan ve renkleri kullanarak Nefesin gücünü odaklayan Hallandren, büyüsüyle gizli kapaklı işler çeviriyor ve gizli planları, belki de tüm dünyayı değiştirecek... * ★ ★ "Tekinsiz dostluklar, karanlık entrikalar ve tehlikeli büyüler üzerine çok güçlü bir hikâye anlatan, bağımsız bir roman. Karmaşık ve ikna edici karakterleri, muhteşem bir dünyayı ve incelikli bir mizahı aynı potada eriten Sanderson, ilgi çekici ve olağanüstü bir macera yaratmış." Publishers Weekly
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu-Prof. Dr. Halil İnalcık-Şevket Koçsoy-Prof. Dr. Baykan Sezer-Komisyon
Bitirildi
metin - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Büyük Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan, dişi Bozkurt tarafından beslenen ilk Türk'ün Tanrı dağlarının güneyinde dünyaya geldiğini söyler. Bu konuda Göktürklere ait olduğu düşünülen Ergenekon Destanı, aslında bütün Türklerin türeyişi ve yayılması ile ilgili kabul edilebilir. Türkler, dünyanın en eski kültür ve medeniyetlerinden birine sahiptir. Binlerce yıllık Türk tarihinin başlangıç noktasını tespit etmek kolay değildir. Arkeolojik ve antropolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılan, milattan önce 4000 yıllarına kadar inen ve Orta Asya'nın en eski kültürü olan Anav kültürünün Proto-Türklerle ilgili olması ihtimali yüksektir. Devirler yakınlaştıkça, Kelteminar ve Afenesevo (M.Ö. 3000), Andronova (M.Ö. 1700), Karasuk (M.Ö. 1200), Tagar ve Taştık (M.Ö. 700) kültürlerinin Proto-Türklerle ilgisi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Başta Pazırık ve Issık kurganlarındaki arkeolojik buluntular olmak üzere bu konuda çok çeşitli bilimsel deliller mevcuttur. Diğer taraftan, yapılan son araştırmalar neticesinde, M.Ö. VII. yüzyılda tarih sahnesine çıkan Sakalar/İskitler'in bir Türk İmparatorluğu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Ancak, M.Ö. 318-M.S. 216 tarihleri arasında beşyüz yıl hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu'nun ve Çin kaynaklarına göre kesinlik kazanan ondan önceki Proto-Hunların Türklüğü konusunda dünya bilim aleminde pek fazla bir tereddüt kalmamıştır. Büyük Hun İmparatorluğu, Batı Hun İmparatorluğu ve özellikle Avrupa Hunları batılı tarihçiler tarafından da geniş şekilde incelenmiştir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han (destanlara göre Oğuz Kağan) ve Avrupa'yı yıllarca titreten büyük Türk Hakanı Atilla'nın hikayesini herkes bilmektedir. Avrupa Hunları, sebep oldukları kavimler göçü neticesinde dünya tarihini değiştirmişlerdir.
Prof.Dr.Harun TUNÇEL (Ünite 1) Prof.Dr.Semra GÜNAY AKTAŞ (Ünite 2) Prof.Dr. Erdal KARAKAŞ (Ünite 3) Yrd.Doç.Dr. Taner KILIÇ (Ünite 4) Doç.Dr. Nazlı GÖKÇE (Ünite 5) Prof.Dr. Ali YILMAZ (Ünite 6) Doç.Dr. Erdoğan KAYA (Ünite 7) Yrd.Doç.Dr. Ali YİĞİT (Ünite8)
Bitirildi
bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
16 Ayrım
731,40 MB
Eser Türü: Dersler
Seslendiren: Yelda

Açık Öğretim Fakültesi Aşçılık Bölümü 1. Sınıf 3. Dönem Gıda Coğrafyası Dersidir.
Rick Riordan
Esen Gür
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
2,57 MB
Eser Türü: Kitap

Roma imparatorlarının en korkulanı... Bulmacalarla konuşan bir kâhin... Tüm zamanların en işe yaramaz ölümlü bedenine hapis bir tanrı... Zeus tarafından cezalandırılarak yeryüzüne gönderilen bir zamanların ihtişamlı tanrısı Apollon, artık Lester Papadopoulos adında ölümlü ve şaşkın bir yeniyetme. Olimpos Dağı’ndaki yerine geri dönebilmek ve görkemine yeniden kavuşabilmek için karanlığa teslim olmuş kâhinleri eski haline döndürmesi lazım. Üstelik tüm bunları tanrısal hiçbir gücü olmadan ve Demeter’in akıl almaz kızı Meg’in emrindeyken başarması gerekiyor. Sağ ol be baba. Lester arkadaşlarının yardımıyla Melez Kampı’ndaki ve Meg’in Karanlık Kehanet’i dillendirdiği Indianapolis’teki görevlerinden sağ çıkmayı başardı. Meg’in Indianapolis’te Hafıza Tahtı’nda otururken sarf ettiği sözcükler, Roma imparatorlarından oluşan kötücül bir triumvirate’nin Jüpiter Kampı’na saldıracağını haber veriyordu. Şimdi ise, Leo kampı uyarmak için Festus’la birlikte önden uçarken, Lester ve Meg’in Labirent e girerek üçüncü imparatoru ve bulmacalarla konuşan bir kâhini bulmaları gerekiyor. Felaket habercisi kehanetin umut veren tek bir dizesi var: Yolu yalnız toynaklı rehber bilir. Satir bir rehbere ihtiyaçları olacak ve Meg, kimi çağıracağını çok iyi biliyor...
Sibel Oral
Sibel Oral
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
415,83 KB
Eser Türü: Kitap

Bu ülkenin susturulmuş kahramanları onlar; bir çıkmaz sokakta, metruk binalar gibi birbirlerine yaslanmış, yalnızlıkları ve kederleriyle, kendi araflarında yaşıyorlar: insan oluşundan usanıp ağaç olmayı düşleyen Lerna Hanım, gölgesinden bile korkan Emine, Emine’nin kızı Çilem, eskiden meydanlarda taşıdığı pankartı salonunun duvarına çivileyen Rüstem, Kumru bakkalın sahibi deli-güzel Ayhan, kadın adam Sofie ve balıkçı eskisi Rızvan Efendi... Bir de o kadın var... başında uçuşan iki kuzgunla, bambaşka bir ölümden çıkıp kınında bir çığlıkla çıkmaz sokağa gelen kadın… Selvi. Susan, sustukça anlatan, anlattıran. Sibel Oral bu yeni romanı Zayi’de 70’lerden günümüze Türkiye siyasetinin yok ettiği, acılarla parçaladığı hayatları şiirle, edebiyatla, kâbuslarla ve rüyalarla yazıyor.
Arthur Schopenhauer
Veysel Atayman
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
246,09 KB
Eser Türü: Kitap

Schopenhauer’e göre dünya, bedenimizde yer almakla birlikte kökeni transzendental (aşkın) bir alanda yatan "iradenin" eseridir. Gerçeklik, bu iradenin fenomenlerinden biri olan beynimizin "tasarımlarından" ibarettir. Biricik amacı türü koruyup sürdürmek olan "irade", bireyi aldatarak onu kendi hedefinin hizmetine koşar. Öyleyse yapılması gereken, "iradeye" ‘hayır’ demek, hayatı "olumsuzlamaktır". Azizce, keşişçe, nihilist bir hayat sürmek, iradenin esaretinden kurtulmak olacaktır. Sadece "merhametin" içinde ortaya çıkan "yaşama iradesinin" reddi, bizi acıların, ıstırapların dünyasından çıkartıp "kurtuluşa" ulaştıracak biricik yoldur. Acı çekenler ile acı çektirenler aynıdır. A. Schopenhauer
Şeyh Bedreddin
Rıza Katı
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
93,17 KB
Eser Türü: Kitap

Bu kitapta, okuyucuya Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde yetişen, felsefe fıkıh ve tasavvuf bilgini Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin’in bilinen “Varidat” adlı Arapça eserinin tercümesi sunulmaktadır. Sadece “Varidat” adlı eserinin tercümesinin okuyucuya sunulması amaçlandığından, Şeyh Bedreddin’in hayatı ve diğer eserleri konusunda ayrıca bilgi verilmemiştir.
Isaac Asimov
SÖNMEZ gÜVEN
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
493,24 KB
Eser Türü: Kitap

1941 yılında genç bir bilim insanı ve yazar olarak Isaac Asimov, Edward Gibbon’ın yazdığı Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi’nden etkilenerek çağının çok ötesinde bir destan yazdı: Galaktik İmparatorluk’un çöküşü ve feodalizmin dönüşü, İkinci Galaktik İmparatorluk dönemindeki güvenli ortamdan geçmişe bakan bir bakış açısıyla anlatıldı. İşte bu süreç sonucunda “Tarih tahmin edilebilir mi?”, “Toplum nasıl yönetilmeli?” ya da “İmparatorluklar neden yükselir ve çöker?” gibi soruları sormaktan çekinmeyen destansı Vakıf Serisi ortaya çıktı. Vakıf, çökmekte olan İmparatorluk’a rakip olacak kadar gelişmişti. Üstün teknolojisi ve diğer gezegenlerin sahip olmadığı enerji kaynaklarına ulaşabilmesi sayesinde Galaksi’nin dört bir yanından destek görüyordu, kısacası her şey Seldon’ın Planı’na göre ilerliyordu. Ancak öngörüsünü geniş kitleler üzerinden yapan bu plan, giderek daha da güçlenen bir kişiyi hesaba katmamıştı: duyguları ve düşünceleri kontrol etme gücü olan Katır’ı. Katır’ın, Galaksi’yi ele geçirmesini engelleyen tek şey ise yeri gizli tutulan ve insanların bu sırrı korumak adına ölmeyi göze aldığı, gizemli İkinci Vakıf’tı. Yayımlanış tarihine göre: 2. Kitap / Kronolojiye göre: 4. Kitap
Isaac Asimov
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
765,36 KB
Eser Türü: Kitap

Psikotarih biliminin yaratıcısı Hari Seldon, devrimci kuramını geliştirip insanoğlu için yıldızların arasında bir yer sağlamaya çalışırken büyük galaksi imparatorluğu felaketin eşiğine gelmiştir. Seldon’ı kontrol eden, psikotarihi ve tüm galaksinin geleceğini de kontrol edebilecektir. Psikotarih bilimini insanoğlunun bildiği en tehlikeli silaha dönüştürmek isteyenlerin arasında kurnaz politikacı İmparator Cleon I ve acımasızlığıyla ünlü bir general de vardır. Hari Seldon bir yandan bütün yaşamını adadığı kuramını kötü niyetlilerin ellerinden kurtarmaya çalışırken bir yandan da yeni bir vakıf düşünü gerçekleştirmek için araştırmalara başlamıştır.
Isaac Asimov
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
612,05 KB
Eser Türü: Kitap

'Vakıf Kurulurken'in ilk sayfalarından itibaren, yerleşilmiş on milyonlarca gezegeni kapsayan Galaktik İmparatorluk'un tembellik ve boşvermişlik nedeniyle çökmekte olduğu muazzam bir çevrintinin içine atılırız. Aynı nedenlerden ötürü birden fazla imparatorluğu batırmış bir ırkın evlatları olarak konu bizi hemen cezbeder. Bir grup bilim adamı Vakıf adını verdikleri bir örgütle insanlığın bilgi birikimini korumaya ve böylece çökmekte olan karanlık çağların süresini anlamlı ölçüde kısaltmaya çalışmaktadırlar. Asimov bu basit temel üzerine dev bir bina inşa eder. Ama temelde üç-beş çürük tuğla da yok değildir...
Ruth A. Wallace & Alison Wolf
Leyla Elburuz
Bitirildi
metin - Türkçe
6 Ayrım
496,83 MB
Eser Türü: Kitap

İnsanlar genel olarak kuram okumaya pek hevesli değillerdir. Onu okullar, fabrikalar ve banliyöler ile seçimler, düğünler, grevler, oyunlar ve futbol maçlarından müteşekkil "gerçek dünya"nın üstünde serbestçe yüzen bir bilmeceler öbeği gibi, yalnız birbirleri ile ilişkili soyut anlatımlar gibi görürler. Bu bir yanılgıdır. Ünlü iktisatçı Keynes'in isabetle söylediği gibi; fikirler, doğru da olsa, yanlış da olsa, genel olarak zannedildiğinden daha kuvvetlidir. Hatta gerçekte, dünya daha ziyade bunlar tarafından idare edilmektedir. İnsanlar birçok eylemlerinin arkasında kuramların yattığını fark etmezler, ama böyledir. Neticede kimse entelektüel etkilerden muaf olamaz. Bu zaviyeden bakıldığında sosyoloji kuramları da çalışma ve aile, güç, özgürlük ve otorite dünyası ile ilgili olmayan biçimsel, boş kutular içeren hayali bir dünyadan oluşmaz. Aksine, bizim bu dünyayı nasıl gördüğümüz, nasıl anladığımız ve açıkladığımız, aynı zamanda içinde nasıl hareket ettiğimiz ve böylece onun ne şekil aldığı ile yakından ilgilidir. Sosyologlar "sosyoloji yaparken" konularına soğuk ve zihinleri boş olarak yaklaşmazlar. Konuları ister insanların ölümle ilgili davranışları, ister günümüz toplumunun bütün gelişimi ve muhtemel geleceği olsun, incelemekte oldukları olaylara nesnel bir açıdan bakarlar. Somut verilerle çalışır ve elde ettikleri sonuçları sistemli bir şekilde ortaya koyarlar. Bu kitap sosyoloji kuramını bugün uygulanmakta olduğu şekliyle tartışmakta ve çözümlemektedir: çalışmaları toplumsal kuramı en çok etkileyen yazar ve sosyologların halen geçerli olan yaklaşımları ve çözümlemeleri üzerine odaklanmaktadır. Metinde Marx, Parsons, Habermas, Giddens, Foucault, Goffman, Smith, Dahrendorf, Coleman gibi önemli isimler etrafındaki tartışmalardan hareketle modern sosyoloji kuramının en temel bakış açılarını bulabileceksiniz.
Sahreddin Konevi
Ekrem Demirli
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
142,28 KB
Eser Türü: Kitap

Vahdet-i vücud, İbnü’l-Arabî tarafından sistematik hale getirilen ve kendisinden sonra başta Fususu’l-Hikem şarihleri olmak üzere, pek çok sufi-müellifin tasavvufla ilgili görüşlerinin merkezini oluşturan bir “varlık” tasavvurudur. İbnü’l-Arabî ve Sadreddin Konevi’nin Tanrı-âlem irtibatını açıklamayı hedef alan, varlık, insan ve âlem görüşleri bu temel kavram ekseninde tahlil edilebilir. Büyük şair-sûfi Abdurrahman Câmi, Konevî’nin ifadeleri olmadan vahdet-i vücûdu anlamanın mümkün olmadığından söz eder. İşte Konevi bu küçük eserinde vahdet-i vücûd ve bununla ilgili en önemli meseleleri ele alıp, vahdet-i vücud’un dayandığı esasları veciz bir üslupla ortaya koymaktadır.
Bilge Karasu
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
265,46 KB
Eser Türü: Kitap

Bilge Karasu'nun yapıtı toplam 11 kitaplık bir külliyat oluşturuyor. 1991'de ilk olarak Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'nı yayımlamıştık Bilge Karasu'dan. Yazılış olarak yazarın ikinci kitabı olan Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Bilge Karasu'ya başlamak için ilk sıradaki önerimizdir. Kitabın 1971'de Sait Faik Hikaye Armğanı'nı aldığını da söylemeliyiz. "Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'nda baskı, bir dış etken, insan eliyle oluşturulduğunda ne denli bilinse de bir tür kıran gibi ortaya çıkar.. İnsan içerikleri, toplumdan topluma, dönemden döneme, çağdan çağa değişebiliyor. Bunların taşıdığı değerin saltık değil göreli olduğu, 'Ada' ve 'Tepe' öykülerinden oluşan Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı'nda sürekli olarak altı çizilen bir düşünce. 'Dutlar' ise Bizans'taki baskı ortamının çağdaş zaman dilimi içinde, iki ayrı zaman noktasında yeniden öykülenişi. 'Ada' ve 'Tepe'nin yazarı olarak Bilge Karasu'nun, dolaylı-dolaysız yoldan tanıklık ettiği bu yeni baskı dönemi sonunda, inanç konusunda bir karara varması, kendi öykülerini de karara bağlayışının öyküsü..."
Terry Pratchett-Stephen Baxter
Cihan Karamancı
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
993,25 KB
Eser Türü: Kitap

Goodreads okurlarına göre 2012’nin En İyi Bilimkurgu ROMANI! Bilimkurgunun iki ustası Terry Pratchett ve Stephen Baxter yeni bir roman için bir araya gelip bize şu soruyu sordu: Dünya’daki kaynaklar kısıtlı olmasaydı, insanlık nasıl gelişirdi? Paralel dünyalar arasında yolculuk yapılmasını sağlayan “adımlayıcı”nın icadıyla, asırlardır yalnız olduğu düşünülen Dünya ve insanlık için yeni bir dönem başlamıştır. Ne kadar çok kullanılırsa o kadar çok yeni dünyanın keşfedilmesini sağlayan bu aygıt, insanlığa sonsuz ihtimaller sunar. Doğuştan “Adımlayıcı” olanlarınsa buna ihtiyacı yoktur. Evrimin farklı bir yol izlemesi, dinozorların hayatta olması, homo sapienslerin var olmaması gibi “küçük” ayrıntılar göz ardı edildiğinde, yan yana sıralanan her Dünya birbiriyle aynıdır. New York Times çoksatarı Uzun Dünya, gerçek anlamıyla “başka dünyalar”ı mümkün kılıyor.Sizi bekleyen dünyalar var; yeter ki küçük bir adım atın..
Ronny Laws
Atilla Tokatlı
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
375,42 KB
Eser Türü: Kitap

İnsanların hücumu başladığı gibi birden sona ermişti. Son Koniler de kaçmış, çevberlerine dönmüşlerdi. Ardlarında bütün Vüm avcı gemileriyle, sonsuza daldıklarını gördü Maogan. Aradaki büyük mesafeye rağmen, uzaydaki sessiz savaşı izlemek mümkündü. Vüm karşı hücumuna göğüs germekten aciz olan Dünya gemiler kurtuluşu ani yön değiştirmelerde arıyor, ancak bu taktik daima başarılı olamıyordu.
Roland Barthes
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
223,25 KB
Eser Türü: Kitap

Fotoğraf edebiyatının iki başyapıtından biri sayılan Camera Lucida, aynı zamanda Roland Barthes'ın en bireysel ve kurgusal yapıtı. Camera Lucida'da fotoğrafın ne olduğu sorusuna yanıt ararken, fotoğraf ile ölüm -belki de yaklaşmakta olan kendi ölümü- arasındaki ilişkiyi de ortaya çıkarmıştır. Barthes kitap tamamlandıktan kısa bir süre sonra ölmüştür. "Fotoğraf üzerine yazma tutkumun açığa çıkardığı bu karmaşa ve ikilem, aslında sürekli olarak çektiğim bir sıkıntıyla ilgiliydi: biri anlatımcı, diğeri eleştirel iki dil arasında savrulan bir özne olmanın sıkıntısı."
Hugo Loetscher
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
198,30 KB
Eser Türü: Kitap

Hayvanlar hiç böyle anlatılmadı... Türkçeye ilk kez çevrilen ünlü İsviçreli yazar Hugo Loetscher' in öykülerinin kahramanları bildik fabllardaki, "insan biçimleştirilmiş" hayvanlar değil. İnsanların hizmetine sunulmuş makineler de değil. Tersine, kendi istemleri dışında düştükleri veya düşürüldükleri durumlarda bile hayvan kalmaya çalışan hayvanlar bunlar. Sadece hayvanlar... Uzun tüyleri hayalarındaki ameliyat yarasını örten kedi; mevsimleri, güneşi, saatleri tanımayan piliç; Pasifik kıyılarından "on üç uçuş saati" uzaklıkta bir akvaryumdaki palyaço balığı; askeri göreve koşulan katır; sağan ve sağılanlardan ibaret bir dünyaya kısılıp kalmış inek; şehvetin "tam ortasında" sadece en iyi bildiği şeyi yapmaya çalışan kasıkbiti; çorbaya batarken bir yelkeni andıran sinek; feromon kurbanı kabukböceği; yaşamı pamuk ipliğine değilse de zincire bağlı fil; seyirlik timsah; deney hayvanlarının en tercih edileni sıçan; tavşan olmayan bir tavşanın ardından koşan tazı; vestiyerde fısıldaşan tilki, fok, vaşak, tavşan, samur; mönü tabelasında bir satır: langust... Ve diğerleri...
Sabahattin Ali
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
167,94 KB
Eser Türü: Kitap

Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali’yi yakından tanımamızı sağlıyor. “Bundan sonra hiç kimse sana benim kadar yakın olmayacak. Beraber Almanca öğreneceğiz, ben İngilizce öğrenmek istiyorum, beraber İngilizce dersi alacağız, ben kitaplar tercüme edeceğim, bunları beraber okuyacağız, neşeli ve kederli olacağız, ne olursa olsun, bütün bunlar hep beraber, hep ikimizin iştirakiyle olacak ve başka hiç kimse karışmayacak.” Tarihsiz bir mektuptan “Sen nasılsın? Keyfin yolunda mı? Sevgilim, Filiz’im nasıl? Onun bir fotoğrafçıda, hiç olmazsa vesikalık bir resmini çıkartıp gönder. Kendinin de bir resmini yolla. İkinizi de fevkalade göreceğim geldi.” (24. VIII. 1944 tarihli mektuptan)
Arthur C. Clarke
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
376,67 KB
Eser Türü: Kitap

Ay'da Ortaya çıkarılan bir bilinmezlik: Bu keşfin açtığı ufuklar öylesine engindir ki... İlk kez güneş sistemi'nin derinliklerine insanlar gönderilir. Ama bu insanlar, hedeflerine ulaşamadan bir şeyler ters gitmeye başlar. Ürkütücü bir biçimde ters... Ay'a ayak basmanın henüz hayal olduğu bir dönemde yazılan ve yüzyılımızın en yaratıcı filmlerden birine konu olan, olağanüstü çarpıcı bir kitap. 2001: Bir Uzay Efsanesi, insanın evrendeki yeri sorusuna cevap arıyor. Arthur C. Clarke "... maddi evrenin harikalarını, bilimsel doğruluğu saygı ile şaşırtıcı bir lirizmi birleştiren cümlelerle betimleyerek ustalığını koruyor." -The New York Times Book Rewiew-
Sara Gürbüz Özeren
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
125,68 KB
Eser Türü: Kitap

"Çılgın Dedemin Zaman Makinesi" geçmişten geleceğe uçuyor, uygarlıkları keşfediyor. Anadolu Türk Uygarlığından Çin Seddi’ne, Mısır Piramitlerinden Maya Uygarlığının sırlarına, Zoya Gezegeni’nden Mars Uygarlığına, geçmişin derinliklerinden geleceğin gizemine soluk soluğa okuyacağınız macera, tarih ve keşiflerle dolu bir seri...
Kolektif
Bitirildi
metin - Türkçe
3 Ayrım
962,01 KB
Eser Türü: Kitap

Gutenberg'den bugüne insanlık tarihini biçimlendirmiş 24 kitap 2001-2002 döneminde yapılan Salı Toplantıları'nın oturum dizilerinden birini oluşturdu. Başyapıtlar üzerinden insanlık ve uygarlık konuşuldu.
Arthur C. Clarke
Oya İşeri
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
346,86 KB
Eser Türü: Kitap

Ay'da Ortaya çıkarılan bir bilinmezlik: Bu keşfin açtığı ufuklar öylesine engindir ki... İlk kez güneş sistemi'nin derinliklerine insanlar gönderilir. Ama bu insanlar, hedeflerine ulaşamadan bir şeyler ters gitmeye başlar. Ürkütücü bir biçimde ters... Ay'a ayak basmanın henüz hayal olduğu bir dönemde yazılan ve yüzyılımızın en yaratıcı filmlerden birine konu olan, olağanüstü çarpıcı bir kitap. 2001: Bir Uzay Efsanesi, insanın evrendeki yeri sorusuna cevap arıyor. Arthur C. Clarke "... maddi evrenin harikalarını, bilimsel doğruluğu saygı ile şaşırtıcı bir lirizmi birleştiren cümlelerle betimleyerek ustalığını koruyor."
Arthur C. Clarke
Oya İşeri
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
444,95 KB
Eser Türü: Kitap

Ay'da Ortaya çıkarılan bir bilinmezlik: Bu keşfin açtığı ufuklar öylesine engindir ki... İlk kez güneş sistemi'nin derinliklerine insanlar gönderilir. Ama bu insanlar, hedeflerine ulaşamadan bir şeyler ters gitmeye başlar. Ürkütücü bir biçimde ters... Ay'a ayak basmanın henüz hayal olduğu bir dönemde yazılan ve yüzyılımızın en yaratıcı filmlerden birine konu olan, olağanüstü çarpıcı bir kitap. 2001: Bir Uzay Efsanesi, insanın evrendeki yeri sorusuna cevap arıyor. Arthur C. Clarke "... maddi evrenin harikalarını, bilimsel doğruluğu saygı ile şaşırtıcı bir lirizmi birleştiren cümlelerle betimleyerek ustalığını koruyor."
Dilaver Cebeci
Dilaver Cebeci
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
335,56 KB
Eser Türü: Kitap

Evliyâ Çelebi dilimizin ve kültürümüzün mizahla renklenmiş en canlı simasıdır ve 17. yüzyıldan beri güler yüzlü üslûbun timsalidir. Onun üç yüz yıldır yaktığı meşaleyi Seyyah-ı Fakîr Evliyâ Çelebi de otuz yıldan beridir aktüel hayatımıza tuttuğu ışıkla canlandırmaktadır. Aralarındaki fark Osmanlı ve Cumhuriyet farkıdır. Yoksa bakış tarzı, dili, mantığı ve dünya görüşüyle hemen hemen aynıdır. Otuz yıldan beri Türk toplumunda cereyan eden sosyal, siyasal ve kültürel hadiseleri farklı bir Osmanlı bakışıyla yorumlayarak mizah edebiyatımıza yeni bir tarz kazandıran Seyyah-ı Fakîr Evliyâ Çelebi, Devrannâme (1986) adlı ilk kitabından sonraki yazdıklarını bir araya getiren Seyrânnâme ile okuyucusunun önüne yeniden geliyor. Çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandığında büyük alâka gören yeni seyahatnâme parçaları, bu türe ilgi duyanların zevkle okuyabileceği metinlerdir. Bu kitaptaki yazılar, son on yıl içindeki Türk toplumunda vuku bulan çeşitli olayların bir Osmanlı çelebisi gözüyle yapılmış mizâhî ve tasviri yorumudur. Hatta bir dönemin mizâhî belgeleri olarak da nitelendirmek mümkündür. Okurken gülecek, düşünecek ve elinizden bırakamayacaksınız inancındayız.
Hasan Ali Toptaş
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
454,88 KB
Eser Türü: Kitap

“Bir bakıma, insan gördüğü şeylerin toplamı kadar uyanık, görmediği şeylerin sonsuzluğu kadar uykuda oluyor, diyordum.” İlk yayımlandığında Uykuların Doğusu, dairevî yapısıyla okurların başını döndürmüştü. Yazdığı her romanıyla “roman sanatını yeniden tanımlama”nın peşinde olan Hasan Ali Toptaş, bu kez sınırları zorluyor, alanı genişletiyor. “Yeryüzüne haykırmak istediğim sözler peşimdeydi artık, duvarlara çarptıkça yankılanıyor, yankılandıkça da bana eskisinden daha anlamlı görünüyorlardı.” Uykuların Doğusu, roman sanatının ufkuna doğru hareket ediyor; pervane gibi, döne döne, durmadan. “Tıpkı Binbir Gece Masalları gibi bitmeyen bir anlatıdır Uykuların Doğusu. Sonsuza kadar başa dönmeye mahkûmsunuzdur.” Ethem Baran
Çağlar Tuncay
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
627,98 KB
Eser Türü: Kitap

“Uygarlığın Seyir Defteri, büyük doğruların altını çizerken, insanoğlunun attığı dev adımları, sıcacık bir öykü havasında anlatıyor. Yazarımız fizikçi, yani bir bilim adamı; bu sıfatından gelen ciddilik de var anlatımında. Anlatı türüne bir katkı olarak da bakabilirsiniz kitaba. Yazar, başlarda bir yerde, “keyif, zevk ve haz içinde yazıldı” diyor eseriyle ilgili olarak, öyle de okunuyor doğrusu. Okuyun siz de göreceksiniz…” Server Tanilli Çok değil, 5000 yıllık bir öykü… Dünya’nın yaşıyla kıyaslayınca 5000 yıl nedir ki? İnsanoğlunun yarattığı tarih, yani uygarlığın tarihi 5000 yıl kadar önce başladı. Tarıma geçişten kentlerin doğuşuna, kent devlet uygarlıklarından İlkçağ uygarlıklarına, Ortaçağ karanlığına ve sonunda aydnlık: Aydınlanma Çağı, Devrimler Çağı, Uzay Çağı… Çağlar Tuncay, Uygarlığın Seyir Defteri’nde insan zekasının yarattığı tarihi sürükleyici, heyecan verici ve eğlenceli bir dille anlatıyor. Başka kaynaklarda bulamayacağınız özgün hikayelerle zenginleştirilmiş olan bu kitap, uygarlık tarihimizin dönüm noktalarını; keşifleri, icatları, olayları ve insanları tanıtırken geleceğe yönelik merakımızı da giderek artırıyor. Dili ve içeriğiyle her yaş grubuna hitap eden, keyifle okunacak bir kitap.
Hilmi Ziya Ülken
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
771,10 KB
Eser Türü: Kitap

Ülken’in Seçme Eserleri kapsamında yayınladığımız Ziya Gökalp, Millet ve Tarih Şuuru ve Felsefeye Giriş’in birinci cildinin ardından Felsefeye Giriş’in bu ikinci cildini okurlarımıza sunuyoruz. Günümüze kadar yazılmış benzerlerinden farklı olarak bütün bilim ve felsefe konularına temas edilen bu iki ciltlik eserde, problemler ve doktrinler, felsefe ve bilimin tarihi gelişimi içinde birbirine bağlı olarak inceleniyor. Felsefenin doğuşu, mantık problemi, bilgi ve varlık kuramları, matematik düşünce, fiziki ve biyolojik bilimler birinci cildin ele aldığı konulardı. Bu ikinci ciltte felsefenin daha genel problemleri, tabiat, insan ve değerleri ele alınıyor.
Thomas Bernhard
Fatih Özgüven
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
111,79 KB
Eser Türü: Kitap

Ungenach, Thomas Bernhard’ın Avusturya’nın suçlu belleğine ilişkin saptamalarını başlatan kitabıdır; anlatının tümü “aidiyet travması” çevresinde gelişir. Ülke dışında yaşayan Avusturyalı bir akademisyen, büyük bir mirasın vârisi, bu mirası akrabalarına “bölüştürerek” ondan bir an önce kurtulmak ister. Genç adam miras meselesini halletmek için memlekete dönüp de geçmişle yüz yüze gelince, geçmişin karşısına çıkardığı sorulara verilecek yanıtların hepsine katlanması gerektiğini görecektir. Anlatıcı, üç sese de katlanmalıdır; Noter Moro’nun delicesine otoriter sesine de, kardeşi Karl’ın mektuplarının melankolisine de, Ungenach malikânesi ve arazisi dolayısıyla Avusturya ile tüm bağlarını koparmak isteyen kendi iç sesine de… Thomas Bernhard Ungenach’ta, istenmeyen bir mirası sırtından atma temasını, dolayısıyla gelenekten kopuşu ele alıyor, 1945’ten sonra Avusturya denen “ev’’de artık eskisi kadar rahat yaşanamayacağı meselesiyle yüzleşiyor.
Hande Yıldırım
Bitirildi
insan sesi mp3 - Türkçe
7 Ayrım
87,09 MB
Eser Türü: Kitap
Seslendiren: Hande Yıldırım

Şu an bulunduğum halimle kendimi seviyorum ve hoşuma gitmeyen şeyleri değiştirdikçe daha da çok seveceğime inanıyorum. Kendini sevmek, ben mükemmelim demek değildir, zaten bunun için mükemmel olmayı beklerseniz, kendinizi sevemeden gidersiniz. Şu anda olduğunuz halinizle kendinizi sevmeye ve saygı duymaya başlayın ki, hatalarınızı, yanlışlarınızı, eksiklerinizi fark edip, enerjinizi bunları tarihin derinliklerine gömmek için kullanabilin. Değişim ve gelişim ancak böyle başlar. Hayatımda olumsuz olarak nitelendirebileceğim, beni üzen konular ve hoşlanmadığım şeyler için suçlu aramayı bıraktım, çünkü suçlu şu an bu satırları yazan kişi…
Bülent Ecevit
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
299,31 KB
Eser Türü: Kitap

“Halkımız için acılarla dolu, özgürlük uğruna, demokrasi uğruna verilmiş kurbanlarla dolu bir yıl sona ererken bir umut yılı başlıyor şimdi ülkemizde. Karanlık bir yıl tükenirken giderek aydınlığa dönüşecek bir yıl başlıyor Türkiye’mizde. Işık yılına, umut yılına giriyoruz 1977 ile... Seçim yılıdır çünkü bu yıl... Silahlara karşı oy yılıdır, zorbalara karşı halk yılıdır, haksızlığa karşı hak yılıdır bu yıl... Günleri güvenle saymaya başlayınız yurttaşlarım: Dokuz ay sonra bir mutlu Türkiye doğabilir. Sizin elinizdedir bu yeniden doğuş, sizin oylarınızdadır kurtuluş... Özgürlük uğruna, demokrasi uğruna, insanca yaşamak uğruna bunca acıya katlanan, bunca kurban veren, çile çeken halkımız, hiç kuşkusuz demokrasinin gereği olan bu ödevlerini de eksiksiz yapacaktır. Türk Ulusuna kutlu olsun 1977 yılı, ışık yılı, umut yılı, kurtuluş yılı... Kıbrıslı Türklere huzur getirsin, tüm insanlığa barış getirsin, halkımıza mutluluk getirsin 1977 yılı...” Siyasi tarihimize Milliyetçi Cephe olarak giren Süleyman Demirel başkanlığındaki AP-MSP-MHP koalisyon hükümeti döneminde, cepheleşme giderek artıyordu. Seçimi kurtarıcı olarak gördüğü için 1977 yılını bu sözlerle selamlayan Bülent Ecevit’in öngörüsü, olaylı 1 Mayıs’ın ardından 5 Haziran’da yapılan seçimlerde gerçekleşti ve CHP, Türkiye’de sol bir partinin aldığı en yüksek oy oranı olan yüzde 41.4’e ulaştı. Ancak seçimi kazanan Ecevit, seçim sistemi nedeniyle güvenoyu alacak kadar sandalye kazanamayınca, iktidara 2. MC hükümeti geldi. Ecevit’in bahsettiği yeniden doğuş, ancak 1978 Ocak ayında 11 AP milletvekilinin partisinden ayrılıp bakanlık karşılığında CHP’ye katılmasıyla gerçekleşecekti. Fakat “Güneş Motel Olayı” olarak adlandırılan bu yöntem de Türkiye’nin siyasi bunalımına çare olamayacak ve ülke, giderek hızlanan bir şiddet döngüsü içinde 12 Eylül’e doğru ilerleyecekti.
Andre Malraux
Atilla İlhan
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
997,61 KB
Eser Türü: Kitap

Umut, ünlü Fransız yazar André Malraux’nun neredeyse bütün dünya dillerine çevrilen bir başyapıtı. Yer İspanya; iç savaş bütün acımasızlığıyla sürmektedir. Yaşam ölümle sırt sırtadır. Madrid sokaklarında barikatlar bir kurulur, bir yıkılır. Silahlı milislerle dolu kamyonlardan yükselen Enternasyonal marşına, falanjistler tarafından kurşuna dizilenlerin çığlıkları eşlik eder. Malraux 1937’de yayımlanan Umut’ta, “devrim”i bir kavram olarak ve de İspanya’da geçen bir tragedya olarak sorgularken, iç savaştan yola çıkarak ayrıntılı bir faşizm tahlili de yapar. Bu eşsiz yapıt için söylenecek son söz de, Attilâ İlhan’ın güzel Türkçesi ve enfes önsözüyle yayımlanmış olması.
George Orwell
Behzat Tanç
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
287,13 KB
Eser Türü: Kitap

Olgunlaşma çağında bir genç, hayatta nelerle karşılaşır? Niçin komünist, faşist, kapitalist veya antikapitalist olur? Çağımızın en ünlü yazarlarından biri olan George orwell, siyasi inançların çok defa hissi meselelerin bir sonucu olduğunu en iyi bilenlerden biridir. George Orwell, bu romanında, sosyalist düşüncelere sahip bir gencin «Para -Tanrısı» adını verdiği şeyden nefret edişini ve bu nefreti yüzünden sefil bir hayatı seçişini, sonunda «aşk» a mağlûp oluşunu anlatır. Derin bir sezgi gücü, akıcı üslûbu ve eşsiz mizah kabiliyeti ile, olgunlaşma yolundaki bir gencin ibretli macerasını dile getirir. Yalnız gençler değil, bütün dünyadaki gençlik dalgalanışını, çağımızın meselelerini merak edenler ve gerçek roman okuyucuları da bu kitabı büyük bir haz duyarak merakla okuyacaklardır.
Kolektif
Vedat Günyol
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
772,23 KB
Eser Türü: Kitap

Bu kitap, insan haklarının en gür sesini dile getiriyor, zorbalık yönetimine başkaldırmanın kutsallığını belgeleyen Fransız Devrimi'nin beş büyük savunucusu, düşünür ve eylemcisinin 200 yıl öncelerden kopup gelen, tazeliğini koruyan çağrısıyla. Aydınlanma Çağı'nın, Rousseau, Montesquieu, Voltaire, Diderot gibi büyük düşünürlerinin aşıladığı özgürlük, eşitlik kavramlarından kaynaklanan Fransız Devrimi, genç kafaların, genç yüreklerin, ezilen halkla el ele, dirsek dirseğe gerçekleştirdikleri bir devrimdir.
James Joyce
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
2,67 MB
Eser Türü: Kitap

Joyce, 1904'te Nora Barnacle adında bir genç kadınla tanışmıştı. (Nora Barnacle ile 1931'de, evliliğe karşı olmasına rağmen, kızının ısrarları üzerine evlendi.) Ulysses, Joyce'un kendi anlatımıyla Nora Barnacle'ı sevdiğini anladığı gün olan 16 Haziran 1904 günü Dublin'de geçer. (Romanın asıl kahramanı bir bakıma Dublin kentidir. Her yıl 16 Haziran günü Dublin'de düzenlenen "Bloomsday" yani Bloomgünü'nde, kitaptaki bölümlerde geçen yerlerin dolaşıldığı turlar düzenlenmektedir.) Konu, özünde son derece yalındır: Öğrenci Stephen Dedalus ile serbest çalışan Yahudi asıllı bir reklam toplayıcısı olan Leopold Bloom'un karşılaş(tırıl)maları. Ancak asıl anlatılan, bu iki kişinin bireysel kimliklerini aşan daha büyük bir gerçeğin parçası olduklarıdır: Stephen "sanatsal" doğanın, Bloom ise "bilimsel" doğanın temsilcileridir. Öte yandan, bu iki dışlanmış kişilik, hem Joyce hem de birbirleri için de özel bir öneme sahiptirler: Stephen, Joyce'un gençliğinin, Bloom ise olgunluğunun yansımalarıdır; Bloom, Stephen'ın, deyim yerindeyse, "manevi babası"dır vb. Ama kitabın edebiyat açısından asıl önemi, çatısının Homeros'un destanı Odysseia ile simgesel koşutluğundan ve Joyce'un kullandığı değişik teknik ve biçemlerden, özellikle de 18. ve son bölümde Bloom'un karısı Molly'nin düşüncelerinin yansıtıldığı "bilinç akışı"ndan gelir. METİN %35 ORANINDA DÜZELTİLMİŞTİR.
Salman Rushdie
Aslı Biçen
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
890,32 KB
Eser Türü: Kitap

Politik bir roman, Utanç. İktidar çılgınlığına kapılmış politikacılar, olgunlaşmamış gördükleri toplumun vasiliğine kendilerini atayan hırslı, “dini bütün” generaller, tepkisiz kalabalıklar, elbirliğiyle demokrasisi delik deşik edilen bir ülke... Müthiş bir ironi ve derin bir hüzünle anlatıyor Rushdie bu ülkeyi – politik romanların sıklıkla başvurduğu basmakalıp çözümlere rağbet etmeyen, zengin karakterlerle dolu bir alegori yaratarak başarıyor bunu. Biri Ziya-ül Hak’a, ikisi baba kız Bhutto’lara “hem benzeyen hem de benzemeyen” karakterlerin önemli roller üstlendiği bu olağanüstü roman, yine “benzeyen ama tam da Pakistan denemeyecek” bir ülkenin tarihini, utanç duygusunun prizmasından anlatmaya girişiyor. Ayıbı, rezaleti, skandalları da içeren bir anlam zenginliği taşıyan bu “utanç”, özellikle iki karakterde somutlanıyor: Utanmazlığın kişileşmiş hali Ömer Hayyam Şakil ile öteki insanların hissetmedikleri bütün utancı ruhunda yaşayan karısı Safiye Zeynep...
Cemal Süreya
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
103,26 KB
Eser Türü: Kitap

Ölüyorum tanrım Bu da oldu işte. Her ölüm erken ölümdür Biliyorum tanrım. Ama, ayrıca, aldığın şu hayat Fena değildir.. Üstü kalsın..
Mikhail Bulgakov
Aydın Emeç
Bitirildi
metin - Türkçe
1 Ayrım
1005,62 KB
Eser Türü: Kitap

Acımasız bir sistem eleştirisini derin bir felsefi tartışmaya dönüştürerek insan kadar eski iyi-kötü tartışmasını irdeleyen Usta ile Margarita, iki ayrı öyküyü yan yana getirir. Bunlardan biri 20. yüzyılda Moskova’da, diğeri Pontius Pilatus’un 26-36 yılları arasındaki valiliği döneminde Yahuda’da geçer. Romanın başkişisi, Prof. Woland kılığına girmiş olan Şeytan’dır. Moskova’ya inen Şeytan, seçkin aydın çevrelerinin ikiyüzlülüğünü ve yozluğunu gözler önüne seren çılgınca oyunlara başvurur. Onun karşısındaysa akıl hastanesine kapatılan, baskı altındaki bir romancı, yani “Usta” vardır... Mihail Bulgakov’un ancak ölümünden yirmi altı yıl sonra, üstelik katı bir sansürden geçerek yayımlanabilen dev romanı Usta ile Margarita, XX. yüzyıl edebiyatının başyapıtları arasında yer alır. Keskin yergili bir mizahla dolu fantastik bir roman olan Usta ile Margarita’yı, SSCB döneminde kitaptan çıkarılan seksen sayfayı da içeren eksiksiz çevirisiyle sunuyoruz.
Seyyid Ahmet Arvasi
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
368,45 KB
Eser Türü: Kitap

Çağımızın önemli ilim, ahlak ve fazilet insanlarından biri Seyyid Ahmet Arvasi’dir. Çünkü Arvasi hoca, insanlığın ideolojik bataklıklar içerisinde çırpındığı bir dönemde, kendini yetiştirerek insanları, özellikle de Ülkücü gençleri aydınlatma yolunda durmadan çalışmış, fikir üretmiş, hep onların saadetleri için çırpınıp durmuştur. Arvasi hoca, fikir ve düşünce hayatının çeşitli uçurumlarında kol gezen ve okumayı seven gençlere el uzatarak, adeta onların koruyucu meleği olmuş, onların yerine fırtınaları göğüslemiş ve muhtemel sarsıntılara karşı daima tetikte beklemiştir. Arvasi hocanın kaleme aldığı eserlerini incelediğimizde bütün gayretinin imanlı bir gençlik yetişmesi olduğunu görürüz. Bunun için çırpınmış, bunun için kafa yormuş ve aramızdan ayrılana kadar da bu istikametini asla bozmamıştır. Bu hususta başkaları ikballer peşinde koşarken Arvasi hoca gözünü “büyük ideal"e dikmiş, bunun gerçekleşmesi için çaba sarf etmiştir. Arvasi hocayı yakından tanıyanlar bu çabanın asla normal bir çaba olmadığını da müşahede etmişlerdir.
Salah Birsel
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
293,30 KB
Eser Türü: Kitap

Edebiyatımızın özgün kalemlerinden Salâh Birsel hiciv sanatının en başarılı örneklerinden birini sunuyor. "Dört Köşeli Üçgen", mekânın birey algısı bakımından kırılarak yeniden yorumlanışı, belleğin ritimlerine karşı çıkış, ahlak totaliterliğine tepki olarak koyulan birkaç karışlık mesafe… “Değil”lerin dünyasına hoş geldiniz. “Ben bir gözlemciyim, uluslararası bir gözlemci. Gece uyurken bile gözlemcilik görevimi elden bırakmam. Gazinoda oturanlar, işportacılar, memurlar, müdürler, satınalma kurulu üyeleri, şoförler, karaborsacılar, önemli derneklerin genelyazmanları, orospular, hırsızlar, aydınlar hep benim gözlemim altındadır. Ben, bu gözlemciliğe, çalıştığım Tütün Yaprakevi’nin deposunda alıştım. İşimin, günün yirmi dört saatinde etrafı kolaçan etmek olması beni, ister istemez, kimi gerçeklere varmağa, gerçeklerin öteki yanlarını, üçüncü yanını, dördüncü yanını, beşinci, on beşinci, otuz beşinci yanını görmeğe götürüyordu. Benim bu görevimi çokları anlamamıştır. Gözlem gücümü depodaki işlere açık tutuşumun, tütünlerin havalandırılması gerektiğini şeflerime haber verişimin özel bir anlamı olduğuna kulak asmayanlar: — Ulan, şuna açıkça bekçiyim desene, diye bana çıkışmışlardır.”
Robert Ludlum
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
934,58 KB
Eser Türü: Kitap

Gözlerimi açtım, sadece Grace ve ben vardık, artık ondan ve benden başka hiçbir yerde hiçbir şey yoktu. Sanki öpücüğümü ve beni içinde tutmak istermişçesine dudaklarını birbirine bastırıyor, avcumdaki bir kuş kadar kırılgan bu anı tutuyordu. soğuk Grace senelerce evinin arkasındaki ormanda yaşayan kurtları seyretmiştir. Aralarından bir tanesi, sarı gözlü olan -onun kurdu- ise bakışlarına hep karşılık vermiştir. Birbirlerine tanıdık gelseler de Grace sebebini bilmemektedir. Sıcak Sam ikili bir hayat sürdürmektedir. Kurtken, sevdiği kızın sessiz bakışları altında yaşamaktadır. Fakat her sene kısa bir süreliğine tekrar insan olmasına rağmen Grace'le konuşmaya cesaret edememiştir… şimdiye kadar Ürperti Grace ve Sam için sevgi, adını koyamadıkları bir his olmuştur. Ancak bir kez dile getirildiğinde görmezden gelinemez bir hal alacaktır. Sam insan formunda kalmaya çabalamalı, Grace ise onu yanında tutmaya çalışmalıdır. Fakat bunun için geçmişin yaralarına, şimdiki zamanın kırılganlığına ve geleceğin imkânsızlığına göğüs germek zorunda kalacaklardır...
Suat Derviş
Bitirildi
insan sesi mp3 - Türkçe
18 Ayrım
296,07 MB
Eser Türü: Kitap
Seslendiren: Yasemin Çerçi
Sinan Saltık
Bitirildi
insan sesi mp3 - Türkçe
44 Ayrım
696,70 MB
Eser Türü: Dergi
Seslendiren: Brother and Sister gönüllüleri

Görme Engelliler İçin, aylık sesli edebiyat, haber, kültür ve sanat dergisi.
Said Halim Paşa
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
522,07 KB
Eser Türü: Kitap

İslâmcı fikir ve devlet adamı Said Halim Paşa’nın çok önemli sekiz eseri bir arada... “Buhranlarımız” genel başlığı altında toplanmış bulunan yedi kitabı: Meşrutiyet, Taklitçiliğimiz, Fikir Buhranımız, Cemiyet Buhranımız, Taassup, İslâm Dünyası Neden Geri Kaldı?, İslâmlaşmak ile son olarak yazdığı ve “İslâm’ın devlet teşkilâtı, başkanı, meclisi, partileri, seçimleri, kanun koyma ve icrâ kuvvetleri ile nasıl olmalıdır?” sorusuna cevap veren İslâm Devletinin Siyasî Yapısı adlı eseri... Ayrıca “Hâtırât”ından elde bulunan bir bölüm ve I. Dünya Harbi’ne neden girdiğimizi açıklayan “Cevaplar”ı...
Sabri F. Ülgener
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
475,50 KB
Eser Türü: Kitap

Elimizdeki kitap "İktisadi Çözümlemenin Ahlak ve Zihniyet Dünyası"nın devamı ve bir ölçüde tamamlanışıdır. Birincisinde genel tablosu çizilmiş olan zihniyet dünyamızın bu ikincisi ile dini manevi kök kaynaklarına inmeye çalışılmıştır. Kitap din sosyolojisi ve özellikle din ve zihniyet ilişkisi üzerinde Max Weber'in çığır açan görüşlerine toplu ve kritik bir bakışla yola çıkıyor. Kendi kültür çevremizde konunun sınırlarını çizerken, ağırlığın üst perdede monoton şer'î kurallardan sade ve samimi kıssaları ile tasavvufa kaydırıldığı gözden kaçmayacaktır. Sorular o açıdan bir hayli geniş ve yüklüdür: Her şeyden önce, dünkü ve bugünkü haliyle insanımızın çevre ve evrene bakış açısını şekillendirmede tasavvufa düşen pay nedir?
Robert M. Pirsig
Süha Sertabiboğlu
Bitirildi
metin
2 Ayrım
1,17 MB
Eser Türü: Kitap

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı roman, otobiyografi ve felsefi denemetürlerinin sınırlarını genişleten; bütün bir akılcılık geleneğini sorgulayan benzersiz bir "kült kitap". Romanda bir adamın, oğlu ve iki arkadaşıyla birlikte yaptığı uzun bir motosiklet yolculuğu anlatılıyor. Yolcular, metalik-plastik yalnızlıkların hüküm sürdüğü, özdeki çirkinliklerin yapay bir "stil" cilasıyla kapatılmaya çalışıldığı, "stilize" nesneler, "stilize" insanlar ve ilişkilerle dolu bir hayatın yaşandığı Amerikan kentlerinden, sapa dağ yollarından, uçsuz bucaksız düzlüklerden geçiyor, bir dağa tırmanıyor ve en sonunda okyanusa varıyorlar. Adam yolculuk boyunca bir de "iç yolculuk" yaşıyor, başka doruklarda geziniyor. Kendi "deli" geçmişine, aklın ötesine yol alıyor. "Akılcılık" dediği hayaletin peşinde, antik Yunanlardan modern bilim felsefesine kadar bütün Batı düşüncesini katediyor. Etrafındaki bütün çirkinliğin, sahteliğin sebebi olduğu söylenen teknolojiyi suçlamıyor. Sorun, teknoloji üreten insanlarla ürettikleri nesneler arasındaki ilişkidedir çünkü. Bunun temelinde de gerçekliği, özne ve nesne diye uzlaşmaz karşı kutuplar koyutlayarak kavramaya çalışan Akıl anlayışındaki "genetik bir bozukluk" yatar. Bu anlayış, Nitelik sorunuyla hesaplaşamaz. Bir sanatçının yapıtını oluşturduğu, bir tamircinin bir motosikleti özenle tamir ettiği saf Nitelik anlarında özne ve nesne özdeştir. Bir yanda insan, bir yanda dünya/nesne yoktur. Değer yoksa olgu da olamaz. "İyi", gerçekliğin bir biçimi değildir, kendisidir. Pirsig'e göre dünyayı politik programlar oluşturarak düzeltemezsiniz; bunlar ancak temeldeki değerler sisteminin doğru olması durumunda işe yarar. "Dünyayı düzeltmenin yeri önce kendi yüreğimiz, kafamız, ellerimiz ve onlardan çıkan iştir." Bu yüzden de insanoğlunun yazgısını düzeltmekten değil, motosikletin nasıl onarılacağından söz eden bir kitaptır bu. "Çünkü gerçek motosiklet, kendimiz denen motosiklettir." (Tanıtım Bülteninden)
Safvet Nezihi
Bitirildi
metin
2 Ayrım
449,81 KB
Eser Türü: Kitap

İlgi duyduğu her kadını kendisine delicesine âşık zannetmek gibi bir hastalığa tutulan Necdet, Şişli'de oturan zengin, yakışıklı, şık, zarif, sevdalı bir gençtir. Arkadaşlarına uydurma aşk başarılarını anlatır durur. Ona göre önce kadınlar kendisine âşık olur, bütün fedakârlığı da onlar yapar; Necdet ise onları sudan sebeplerle terk eder. Gelgelelim birçok maceradan sonra kendisini mahvedecek olan büyük bir aşka tutulacak ve romandaki acı veren olaylar yaşanmaya başlayacaktır. Zavallı Necdet okuyucu tarafından çok benimsenmiştir. Okuyucuların Necdet, Müzehher ve Meliha'nın mezarlarını araştırmaları hatta bazı kişilerin Bebek'teki şehitliğe gitmeleri halkın esere ne derece ilgi gösterdiğinin somut bir göstergesidir.
Sadık Yemni
Bitirildi
metin
2 Ayrım
420,22 KB
Eser Türü: Kitap

Zamanı bükmek istiyorsun! Peki, bedel ödemeye hazır mısın? Metin, genç yaşında ikinci hayatını yaşıyordu. Arkadaşlarıyla geçirdikleri kazadan tek kurtulandı o. Ancak Metin, sanki artık eski Metin değildi. İçinde ona ne yapması gerektiğini söyleyen bir ses vardı. Birgün, o sesin emriyle elini bir bilgisayarın ekranına dokundurdu. Avucunun içinde bir top belirdi. Üzerinde küçük bir düğmesi olan bir top... O top sayesinde zamanı bükmek, zamanı dondurmak mümkün. Hem de 43 saniye... Şu işe bakın ki, zaman dondukça, saatler de tuhaflaşıyor. Topun çevresindeki kişi arttıkça, zamanda sekiyor. İyi, ama bu kayıp yahut yaşanmayan zamanı kim, ne yapıyor? Vakiteri dedikleri şey de neyin nesi? Cânn diye tanımlanın, gerçek dünyayla bağı ne? Önceleri pek keyifli bir mesele olan zamanı dondurma, kısa sürede FBI, Tübitak dahil bilinen ya da bilinmeyen tüm örgütlerin ilgisini çekiyor. Metin'in suçu büyük: zaman çalmak! Hırsızlık hırsızlıktır, ama bu çalınan zaman Metin'in işine yaramıyor ki? Kimin işine yaradığı ise kitapta... Zaman Tozları, Türk fantastik ve bilimkurgu edebiyatının benzersiz kalemi Sadık Yemni'nin üslubuyla zenginleşen, muammalarla dolu bir serüven...
Robert Levine
Bitirildi
metin
2 Ayrım
779,37 KB
Eser Türü: Kitap

1998 Otto Klineberg Ödülü Sahibi Zamanın Coğrafyası'nda ünlü sosyal psikolog Robert Levine, gündelik eylemlerimizin sorgulamadan kabul ettiğimiz bir boyutu olan zaman algımızı keşfetmemizi istiyor. Kariyerini zaman ve yaşam hızı çalışmalarına adayan Levine, bizi dünyanın etrafında çağlar boyu süren büyüleyici bir zaman turuna çıkarıyor. Yazarla beraber, üç saatlik gecikmelerin normal sayıldığı Brezilya'yı ve Batı'da hiçbir şekilde bilinmeyen bir uzun vade algısının bulunduğu Japonya'yı geziyoruz. Amerika'da farklı toplulukları ziyaret ederek nüfus büyüklüğünün yaşam hızını ve hatta yürüme hızını nasıl etkilediğini görüyoruz. Antik Yunan'a giderek ilkel saatleri ve güneş saatlerini inceleyip buradan da Sanayi Devrimi'nde ortaya çıkan "saat zamanı"nın başlangıcına gidiyoruz. Levine soruyor: Zamanımızı nasıl kullanıyoruz? Saatlerimiz tarafından mı yönetiliyoruz? Bu durumun şehirlerimize etkisi nedir? Peki ya bedenlerimize? Yazar, insan kurgusu olan zamanın, kültürleri tanımlamaya ve sınırlandırmaya başladığına inanıyor. Böylece her birimizin kendi zamanımızın coğrafyasının haritasını çıkararak, "çoklu-zamansallığa" sahip bir toplum olarak yaşamayı öğrenmemiz gerektiğini savunuyor. "Özenle işlenmiş bir cevher. . . Levine, insan icatlarının en büyüklerinden biri olan zamanın psikolojisinin farkına varmamız için duyarlı bir gözlemcinin objektifinden bakmamızı sağlıyor. Öznel zaman algısının ve insan yaşamının nasıl bağdaştığını veya ters düştüğünü özgün bir bakış açısıyla ortaya koymak için dâhiyane gözlemlerini, orijinal alan deneylerini ve ayrıca derin akademik bilgisini bir araya getiriyor. Zamanın Coğrafyası çok değerli bir alternatif yol sunuyor: bu yolu seçin ve öğütlerine kulak verin." -Dr. Philip Zimbardo, Stanford Üniversitesi- (Tanıtım Bülteninden)
Robert Jordan
Niran Elçi
Bitirildi
metin
2 Ayrım
3,01 MB
Eser Türü: Kitap

Ulusların hükümdarları, Rand al'Thor'a katılmak veya Karanlık Varlık'ın zindanının mühürlerini kırma planını engellemek için Merrilor Meydanı'nda toplanır. Rand'ın planı deliliğinin bir işareti de olabilir, dünyanın son umudu da. Amyrlin Makamı Egwene, ilki olduğunu düşünmektedir. Andor'da, Trolloclar Caemlyn'i ele geçirir. Perrin Aybara kurt düşünde Katil'le savaşır. Ebou Dar'a yaklaşan Mat Cauthon, artık Seanchan İmparatoriçesi Fortuona olan karısı Tuon'u ziyaret etmeyi planlamaktadır. Tüm insanlık tehlikededir - ve akıbeti Shayol Goul'de belli olacaktır. Çark dönmekte, Çağ sona ermektedir. Son Savaş dünyanın kaderini belirleyecektir.
Robert Jordan
Niran Elçi
Bitirildi
metin
2 Ayrım
1,04 MB
Eser Türü: Kitap

Tar Valon kuşatılmış. Vakan¸vis dünyayı Karanlık Varlık’tan kurtarabilecek yegane insanın, Ejder’in doğduğuna dair kehanette bulunuyor ve sırf tesadüf eseri, Vakan¸vis’in yanında Moiraine Damodred ve Siuan Sanche var. Dünyanın Giz¸’nde Emond Meydanı’na gelen soğuk ve vakur Aes Sedai’den Áok farklı bir Kabul Edilmiş olan saf, eşek şakalarından hoşlanan Moiraine Damodren, en iyi arkadaşı Siuan Sanche ile birlikte, yeni doğan bebeği bulmayı ve ona yardım etmeyi aklına koyuyor.
Server Tanilli
Bitirildi
metin
2 Ayrım
1,90 MB
Eser Türü: Kitap

XX. yüzyıl biterken 'bilanço'sunu nasıl çıkarmalı? Olumlu ya da olumsuz, akla ilk gelen şunlar: Bilim ve teknikte hızlı ve çarpıcı ilerlemeler, art arda iki dünya savaşı, faşizm, sosyalizmin kuramdan uygulamaya geçişi ve sonra da derin bunalım, 'Üçüncü Dünya'nın ortaya çıkışı, Avrupa gerilerken Amerika Birleşik Devletleri'nin hegemonyasını kurması, küreselleşme, demokrasi ve insan haklarının öne çıkması. Bunlara başkalarını da ekleyebilirsiniz. Tarihin yolu üzerinde bir geçiş noktası olan XX. yüzyılın, insanlığın olumlu mirasına ekledikleri oldu, ekleyemedikleri de. Ama şurası açık: Yeni bir dünyanın arayışı içinde yürüdü sürekli. O aranış, en azından bin yılın şu 'büyük düş'ü adınadır: İnsanın insanca yaşayacağı bir dünya kurmak! Özgürlüğün, eşitliğin, kardeşliğin dünyası; savaşssız, sömürüsüz bir dünya! XX. yüzyıl, çok çaba harcasa da böyle bir dünya kuramadı; ama o büyük düşün karşısındaki düşmanları daha da belirgin olarak gösterdi; kavramların, uygulamaya geçerek içini doldururken, aklın özgürlüğün, insan haklarının ve demokrasinin hasımlarını sergiledi. Bu arada, ufkumuz zenginleştirerek, gözlerimizi geçmişden geleceğe daha çok çevirdi. Büyük bir yüzyıldır XX. yüzyıl; cesur ve kahraman! Okuyunuz göreceksiniz...
Server Tanilli
Bitirildi
metin
2 Ayrım
1,66 MB
Eser Türü: Kitap

1815’te Avrupa’da Eski Rejim ile 1789 Fransız Devrimi’nin ideolojisi arasındaki uyuşmazlık sona ermiş olmasa da, yeni bir yüzyılın, 19. yüzyılın çizgileri yavaş yavaş belirmektedir. Tarımda çalışma biçimleri, teknik üretim ve ulaşım gitgide değişir. Gerçi yaşanan daha çok 18. yüzyıldaki buluşların sonuçlarıdır. Ne var ki yeni buluş, buhar da Batı’da hizmete girer. Kent burjuvazisi iktidara gelir. Sınai ve liberal ekonominin yararlarını fark etmiştir; bunlara dayanarak kentsel çerçevede zenginliklerin yaratılmasını ve dağıtımını yönlendirir. Yüzü önce geriye, sonra da ileriye dönük romantizm patlar. Burjuvazinin karşısında palazlanan yeni bir sınıf, proletarya ve onun ideolojisi sosyalizm, bir başka önemli yeniliktir. 1850’den başlayarak, Batı’nın güçleri hızla gelişir; doğa ve insan bilimlerinde de görülen budur. Amerika’daki Birleşik Devletler yerli yerine otururken, Avrupalılar Afrika’nın büyük bölümüne, Asya’da geniş alanlara ve Okyanusya’nın da tümüne boyun eğdirirler. Emperyalizm dönemidir bu! (Tanıtım Bülteninden)
Server Tanilli
Bitirildi
metin
2 Ayrım
1,61 MB
Eser Türü: Kitap

Aydınlanma Yüzyılı: 18. yüzyıl deyince akla gelen bu; “Aydınlanma” deyince de, başta bilimin ve aklın egemenliği geliyor. Ne var ki 18. yüzyıl bu nitelikleriyle Avrupalıdır. Gerçekten de Avrupa’da bilimsel gelişme bu yüzyılda pek büyük boyutlar kazanır; sanayi devrimi uç verir ve modern teknik çağ başlar. Düşüncenin, akla ve bilime dayanarak, eski düzene, yani feodaliteye ve onun değerlerine, başta da dine karşı silahlarını amansızca doğrultup saldırıya geçişi de bu yüzyılda ve Avrupa’da olur. Aydınlanma Avrupa’sını arkasından çekip götüren de başta İngiltere ile Fransa’dır. Belki yalnız Doğu’dur bunun dışında kalan. Ne bilimsel bir uyanış ne aklın egemenliği: 18. yüzyıl Doğu bakımından yitirilmiş bir yüzyıldır; öyle olduğu için de Doğu sonraki yüzyılları acılar içinde yaşayacaktır. Ama 18. Yüzyıl “Aydınlanma”sını Avrupa yarattığı ve yaşadığı içindir ki dünyanın başka kıtalarındaki gelişmeleri de o belirleyecektir. Bu bakımdan, 18. yüzyıl Avrupa’sını bilmek, bize ondan sonraki gelişmelerin de anahtarlarını verir; böylesine belirleyici bir yüzyıl söz konusudur. Aydınlanma hareketini gecikerek de olsa yaşayan bir toplumun insanları olarak, o yüzyıl en başta bizler için öğretici olsa gerek. (Tanıtım Bülteninden)
Server Tanilli
Bitirildi
metin
2 Ayrım
1,68 MB
Eser Türü: Kitap

Nedir 16. ve 17. yüzyılların anlamı tarihte? Batı için, başta kapitalizmin doğuşu ve ilk sömürge fetihlerinin yanı sıra, Hümanizma ile Rönesans'ın doruğuna çıkışı; Reform; belki hepsinden de önemli olarak kör imana karşı aklın başkaldırısı ve onun sonucu, bilimin ilk büyük açıklamalarını ortaya koyuşu. Batı yeni kıtalar bulur ve eskilerini kolaçan edip dünya ticaret yollarını değiştirirken, bilimde bir "devrim" yapmış, başta gökkubbenin sırlarını çözmüş ve bütün bunlara denk düşecek biçimde, "düşünmede yöntem" tartışmasını başlatmış ve akıldan yana bir çözüme varmıştır. O dev sanatçılar bir yana, Kepler'lerin, Galilei'lerin, Harvey'lerin, Newton'ların, Descartes'ların, Bacon'ların, Spinoza'ların yaşadığı yüzyıllar, 18. yüzyıla, "Aydınlıklar Yüzyılı"na giden yolun taşları döşenmektedir. Ya Doğu? 16. yüzyıl özellikle Türklerin en görkemli yüzyılı. Doğru! Ne var ki kuğunun son şarkısıdır bu. Asya, çok geçmeden, Avrupa uygarlığına karşı bir "geçici reddiye"de bulunacak, ondaki -bir bakıma? evrensel bütün değerlere sırtını çevirip, teknik gücü de ona terk ederek, sonunda dünya egemenliğinin yolunu açacaktır Batı'ya. Doğu'nun büyük geri çekilişi başlamıştır. (Tanıtım Bülteninden)
Server Tanilli
Ali Berktay
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
1,49 MB
Eser Türü: Kitap

Ortaçağ: Karanlıklar Çağı! Bizde, Ortaçağ denince, aklımıza ilk gelen budur; Ortaçağ’la karanlık, bir bakıma eşanlamlıdır dilimizde. Bununla, Batı Ortaçağ’ını kastediyorsak, ancak bir ölçüde doğrudur böylesi bir değerlendirme. Batı, bir ara bir alacakaranlığın içine girer gerçi; ancak, 1000 yılı dolaylarından balayarak -türlü bunalımlarla iç içe de olsa- ilerleyen, yaratan bir Ortaçağ’dır o. Hele karanlık, Doğu’daki Ortaçağ için asla söz konusu olmamak gerekir: Ortaçağ’da Asya uygarlıkları, özellikle Hindistan ve Çin rönesanslarını yaşarlar; Yakındoğu’da ise, her şey bir yana, VII. yüzyıldan başlayarak, insanlık tarihinin en görkemli olaylarından biri sahneye gelir: İslam uygarlığı doğar. Doğu’nun çaptan düşüşü, aslında Ortaçağ’dan sonradır. Bu geniş coğrafyada yaşayan toplumların belki hepsine birden egemen olan da, ?feodalizm? dediğimiz belli bir iktisadi ve sosyal yapıdır. Ne var ki, o bile Batı’da ve Doğu’da farklılıklar içerir uygulamada. Bu kitapta, yepyeni bir Ortaçağ bulacaksınız. Batı’da, bir noktadan sonra, burjuvazinin ve laik düşüncenin palazlanmaya başladığı, Doğu’da ise aklın ve bilimin saltanatını sürdüğü bir çağdır bu; pek büyük sosyal, siyasal, kültürel ve sanatsal değişimlerin ağır ağır biriktiği, özellikle Batı’da köklü dönüşümlerin tohumlarının atıldığı bir çağ. Okuyunuz göreceksiniz...
Server Tanilli
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
1,56 MB
Eser Türü: Kitap

İlkçağ insanlığın sınıfsız toplumdan sınıflı toplum dönemine geçtikten sonraki ilk ve en uzun çağı. Binlerce yılı kapsıyor. Aslında dayanılmaz acılarla dolu bir çağ; sınıflı toplumların en korkunç biçimi, kölelik var çünkü. Henüz bütün insanların insan olarak da tanınmadığı yüzyıllar. Ama insanoğlu, yazı da içinde olmak üzere, edebiyattan sanata, bilimden felsefeye değin, aklın ve beynin ilk büyük fetihlerini de bu çağda yapmış: Önlerinde bugün de hayranlık duyup saygıyla eğildiğimiz fetihler bunlar. İlkçağ önemli. Öylesine önemli ki onu görmeden ve tanımadan çağları anlamak bütünüyle olanaksız. Bu kitap onun öyküsü işte... (Tanıtım Bülteninden)
Jay Bonansigna, Robert Kirkman
Hanife Kılıç
Bitirildi
metin - Türkçe
2 Ayrım
889,15 KB
Eser Türü: Kitap

Dünyanı en heyecanlı zombi dizisinin romanı Yürüyen Ölüler "Serinin hayranları için müthiş bir haber! Ama dikkatli olun, çünkü Kirkman'ın zombi hikâyelerinin tadını bir kez alan, bir daha bırakamaz!" -The Ossuary- Her şey dönüşümle başlamıştı. Bildikleri o eski dünya yok olmuş, küllerinden dev ölü kentler doğmuştu. Tüm sevdikleri tek tek dönüşüyor, her geçen gün içlerinden birileri yürüyen ölüler kervanına katılıyordu. Bu yeni ve acımasız dünyada hayatta kalabilmek, âşık olabilmek mümkün müydü? Bu dünyada artık korkuya, ümitsizliğe, sevgiye yer yoktu! Zombilerle savaşmaktan bitap düşen Philip Blake, duyguların şimdiki yerini, yani yersizliğini anladı. Eski dünyanın yıkıntıları ve ölüleri arasında canlı kalabilmeyi başarmak yalnızca bir şarta bağlıydı: duygusuzlaşarak o ölülerden biri olmak! (Tanıtım Bülteninden)

Sayfalar