Kent topraklan üzerindeki yapılaşmanın biçimi ve kullanım şekli, çağımız kent planlamasının çözüm aradığı sorunların başında gelmektedir. Türkiye 1980 sonrasında, o güne kadar topluma egemen olan temel değerler, kamu yönetimi ve kamu hizmeti anlayışı bağlamında köklü bir biçimde değişime uğramıştır. Yapılan değişiklikler basit bir uyum, kırtasiyecilik, etkinlik ya da verimlilik sorunundan öte, kamuda bu arada kamu hizmeti alanında toptan bir değişimle, devleti tüm alanlardan çekme eylemi olduğunun işaretlerini vermektedir. Yapı denetimi konusuna yaklaşım da, kamu yönetimi ve kamu hizmeti anlayışındaki değişimlerden bağımsız değildir. Özellikle neo liberal eğilimlerle bağlantılı olarak yaygınlaştırılmak istenen özelleştirme anlayış ve yöntemi, yapı denetiminde de yansımasını bulmuştur. Bu nedenle, 1980 sonrasında yeni yasal ve yönetsel değişiklikler gündeme gelmiştir. Bunların bir kısmı yasalaşmış bir kısmı ise yasalaşmamıştır. Bunlar arasında bulunan 4708 sayılı yasada yapılan düzenleme ile, yapı denetimi hizmeti özel kişilere gördürülmek istenmiştir. Böylece bu alana yeni aktörler olarak birer sermaye şirketi olan yapı denetim kuruluşları katılmıştır. Kamunun sosyo-ekononıik süreçteki değişen rolünün, kent planlamasına yansımasının bir ürünü olan yapı denetim kuruluşlarının, uygulama eksenindeki hukuksal sorumlulukları bu kitapta incelenerek, doğru olanı seçme arayışına katkıda bulunulmaya çalışılmıştır.