Eserlere Göre Listeleme

Kimmerler, tarihçilerin Proto-Türkler olarak tanımladıkları, Ural - Altay kökenli budunların, batı kolunu oluşturan Türklerdir. M.Ö. 2300 yıllarından itibaren yaşadıklarım gösteren, varlıklarını kanıtlayan bilgiler ve eserler bırakmışlardır. Ulaştıkları medeniyet seviyesi ile bronz çağının aşılmasına, demir çağının başlamasına öncülük etmiş büyük bir Türk Budunudur, Kimmerler. Kurdukları devletin Başkenti Kırım'daydı ve Kırım adı, onların anısına yaşamaktadır hala! Kimmerya, Kimmer Ülkesinin adıdır. Türklerin bilinen ilk Atalan olan Kimmerler, MÖ 8oo'lü yıllara kadar Kimmerya'da yaşamışlardır! Karadeniz'in kuzey kıyılarından, İdil Irmağı'na kadar, doğuda Hazar Denizi'nden ve batıda Tuna Nehri arasındaki geniş coğrafyanın adıdır, Kimmerya! Daha sonraları, doğudan gelen SakalgÖSR»:!.; jsı ile yurtlarım terk ederek Anadolu'ya göç edecek ve bu bölgede taıp Ç~_*""\ fâ değiştirecek olan Kimmerleri anlatan bu ilk roman, tarihi gerçeklere dilffj *• *a,plr- İlkçağ tarihçilerinin özelliği olan, efsanelere öykünen anlatılc %«t'ysenmiştir, ister istemez! Kimmerler... Tarihte adı geçen bu ilk Türk Budunu öğrenmek bir görevdir. Buna katkı sağlayacağı düşünülerek, büyük bir mutlulukla tamamlanan roman, Kimmer Tarihi'ni, başlangıcından sonuna kadar bölümler halinde işleyecek olan serinin ilk kitabıdır. "Türk Kimmerler" adıyla yayınlanacak olan seri ile MÖ 2300- 300 yılları arasında varlıklarını sürdüren bu Türk Budunun tarihleri üzerine epeyce bir bilgi sunulmuş olacaktır okuyuculara. Ayrıca bu kitap serisinde efsanevi kadın savaşçılar olan "Amazonlar" hakkında bilgiler yer alacaktır. Türk Kimmerlerin; bilinmezlikten, bilinirliğe taşınacağı umuduyla...

Benim gibi bencil, çıkarcı, hatta çoğu zaman yalancı, yüzeysel ilişkiler uzmanı birini ancak Ali gibi biri sever diye düşündüm. Benim kadar kusurlu birini ancak onun kadar kusurlusu severdi. İyi bir insanın beni sevemeyeceğini, sevmeyeceğini düşündüğümden Ali'yi tüm hataları ve kötülüğüyle kabul ediyordum. Hak ettiğim şeyin, bu olduğuna inandırmıştım kendimi. Ona olan aşkım bir şekilde kendimi cezalandırma yöntemimdi." Birbirine taban tabana zıt iki karakter Pelin ve Ali'nin olmayanı oldurmaya çalışmasını Pinkfreud'un eğlenceli kaleminden okuyacağız.

Kuşatan, kapıya dayanan, ele geçiren, muzaffer, hükmedici, kibirli ve mağrur... Akıllı, muhteşem,disipinli, kararlı,acımasız ve hoşgörülü... Tüm bu kavramların, Avrupa' da aynı ortak düşman için, yani Türkler için telaffuz edildiğini ve ''korku''yla örülü bir ''literatür'' oluşturulduğunu düşünürsek, tarihi amneziyle direnen, kolay kolay silinemeyecek, bir korku türü çıkıyor karşımıza: Türk Korkusu Bu kitap, klasik ''yabancı korkusu'' nun çok ötesine geçen bir ruhsal-siyasi durumun, XVI.yüzyıl Avrupası'ndan nasıl yaratıldığını, hangi araçlarla yayıldığını ve popülerleştirildiğini inceleyen, kısacası Avrupa' da hüküm süren /sürmekte olan çok özel bir korku türünü hikâye eden bir çalışma. Üstelik, bizzat korkuyu yaşayanların, ''korkanların'' ağzından...kaleminden...

Eski Türkler evreni nasıl tasarlıyorlardı? Evrenle ilgili düşünceleriyle gök, yer ve atalar tapımı gibi dinsel inançlar ve ayinleri arasında ne tür ilişkiler vardı? Emel Esin, Türk Kozmolojisini Giriş'te bu ve benzeri soruların yanıtı arıyor. Yüksek Öğrenimini Paris'te Ecole des Sciences Politiques'in tarih bölümünde yapan ve Türk İkonografisinde Ejder başlıklı teziyle Paris Üniversitesi'nde doktorasını tamamlayan yazar, bildiği çok sayıda dil sayesinde gerek Batı gerekse Doğu kaynaklarını incelemiş ve dünyanın çeşitli bölgelerine araştırma gezileri yapmıştır. Emel Esin, Türk sanatı, arkeolojisi, tarihi konularında hem Türkçe hem de yabancı dillerde yaklaşık dört yüz makale almıştır. , Eserleri yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da araştırmacıların başvurduğu önemli kaynaklar arasındadır. Emel Esin, uzun bir aradan sonra toplu eserlerinin bu ilk cildiyle yeniden okurla buluşuyor.