Eserlere Göre Listeleme

Toplam 3291 sonuçtan 2701 - 2710 arası görüntüleniyor.
  • Dashiel Hammett
    insan sesi mp3 - Türkçe
    28 Ayrım
    476,73 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Feyza Daldal
    Bu kitaptaki 7 öykü, Dashiel Hammett'ı (1894-1961) çağdaş dedektif romanının babası olmaktan da öte, 20. yüzyıl Amerikan yazınında büyük etkiler bırakan, çağının Amerika'sının bir kesiminin özenli bir tanığı olan büyük bir yazar olarak çıkarıyor önümüze. Efsanevi polisiye dergisi Kara Maske'de 70 yıl önce yayınlanan bu öyküler, içki yasağının getirdiği yozlaşmayla birlikte adi suçluların örgütlenip mafyalaştıkları 1920 ler ABDsini betimleyen önemli bir yapıttır. Öykülerde bu dönem , Hammett'ın unutulmaz kahramanlarından birinin -Kontinental Dedektif Acentası'nın orta yaşlı, tombul, adsız bir dedektifinin- görmüş geçirmiş,ödünsüz ve acımasız gözlerinden sunuluyor. Özyaşam deneyiminin süzgecinden geçen bu bakış, Hammett'ı, çağdaşları Hemingway ve Fitzgerald'ın varlıklı ve bunalımlı kesimlerini anlattıkları iki savaş arası Amerika'sının öteki yüzünün-kabadayıların, hırsızların, katillerin, dolandırıcıların,hayat kadınlarının-değerli bir tanığı yapıyor.
  • Ümit Özdağ
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    4,70 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan : Cem Kandemir
    Ülkemiz bir iç çatışmaya, âdeta Türk Kerbelasına sürüklenmek isteniyor. Yabancı istihbarat servisleri ve düşünce merkezlerinde Türkiye'de ne zaman iç savaş çıkacağı üzerine bahis nitelikli raporlar hazırlanıyor. Türkiye Cumhuriyeti hızla İstiklal Harbi ile oluşan kuruluş felsefesi ve esaslarından uzaklaştırılıyor. Emperyalist güçler, değişik süreç ve açılım iddiaları ile İstiklal Harbi'nin intikamını alır şekilde Türk milletine ve onun hukukuna saldırıyorlar. Yahudileri fırınlarda yakanlar, Hintlilere yürümeyi yasaklayanlar, Afrika'da milyonları katleden sömürgeciler; "Ne Mutlu Türküm Diyene" demenin ırkçılık olduğunu ileri sürüyorlar. Ülkesinin, kültürünün, egemenliğinin tehdit altında olduğunu gören Türk milleti ise, binlerce yıl içinde yüzlerce büyük tehdidi atlatarak varlığını muhafaza etmenin verdiği özgüvenle kızgınlığını, "Türk Sorununu" evlerinden balkonlarından Türk bayrağı asarak, "Şu Çılgın Türkler" kitabını bir milyon adet satın alarak ve okuyarak, şehit cenazelerinde sakin fakat öfkeli durarak gösteriyor. Türkiye'nin içine çekilmek istediği kardeş kavgasına ancak imparatorluk kurmuş bir milletin sahip olabileceği stratejik zekâ ve yaratıcı şüphecilik ile direniyor, tuzağa düşmüyor. Türkiye'nin Yugoslavyalılaştırılmasına izin vermiyor. Türk milleti, bugün yaşanan bütün olumsuzlukların, ihanetlerin ve saldırıların aşılacağına inanıyor. Türk milleti, geçtiğimiz 1000 yılda nasıl Anadolu'da istiklal ve egemenliğini savunarak yaşadı ise gelecek 1000 yılda da Anadolu'da yaşayacağını biliyor.
  • Yasin Aktay
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    905,00 KB
    Eser Türü: Kitap
    ..."Türk Sosyolojisinin Öz-düşünümselliğine Katkı" başlıklı birinci yazı bu amaçla siyaset ve sos-yolojinin eklemlendiği noktalara değinmektedir. Disiplini her türlü siyasetten ve öznellikten uzak tutma iddiası taşıyan sosyolojik çalışmaların içerdiği naiflik gösterilirken hem Batı'da hem de Türkiye'de şu ana kadar kayda değer bütün sosyolojik tezlerin sonuna kadar siyasetle içiçeliğine dikkat çekilmektedir. Bu bağlamda sosyolojinin siyasetsizleştirilmesi girişimlerinin en azından yöntemsel olarak ufuklarının ne olabileceğine dair çıkarsamalarda bulunulmaktadır. Muhayyile bilimle bağdaşır mı? Yakın zamanlara kadar bu soruya kuşkusuz olumlu cevap veri-lebilirdi. Oysa muhayyile bugün her türlü bilim etkinliğinin en önemli itici motivasyonlarından biri kabul ediliyor. Aynı durum sosyoloji söz konusu olduğunda en azından 1950'lerde C. Wright Mills'in Sosyolojik İmgelem isimli eserinden sonra biraz daha aşina bir tartışmaya işaret eder. "Sosyolojinin Yitik İmgelemi" başlıklı makalede sosyolojiyi her türlü değerlendirmeden ve muhayyileden uzak tutmaya çalışan naif girişimlerin bir eleştirisi yapılmakta ve sosyolojinin bu naif nesnelci baskıların altında muhayyileci-imgelemci niteliğini büyük ölçüde yitirmiş oldu-ğu anlatılmaktadır. "Türk Düşüncesinde Kayıp Halka: Siyasal" başlıklı üçüncü bölümde de öncelikle bir Türk dü-şüncesinin varlık imkânları değerlendirilmekte, ardından siyasal kavramının bilimsel literatürde hor ve hakir görülmesinin zihinsel arka planı irdelenmektedir. Siyasalı aşağılayan, onu hayatın dışına itmeye çalışan ve bunu büyük ölçüde başarabilen değişik zihinsel stratejiler bu bölümde sıralanmaktadır. Siyaseti bazen daha fazla yapıyor gibi görünen ama yaptığının aslında siyasalı hayattan kovmaktan başka bir anlam ifade etmeyen para-politik, arche-politik, ultra-politik ve anti-politik tutumlardan örneklerle siyasalın bir tür iade-i itibarı deneniyor. Dördüncü bölümde Türk sosyolojisi içinde bir genellemeye yol açmamaya dikkat ederek, ama bir sosyolojik portre denemesinden sosyolojinin bir kulvarının, belki de bir patikasının gelişimi anlatılmaktadır. Kendini İstanbul Üniversitesi'nde yapılan teorik-spekülatif nitelikli bir sosyo-lojiye karşı daha ampirik bir sosyoloji iddiasıyla tanımlayan Mübeccel Kıray'ın ODTÜ'de tesis ettiği sosyoloji geleneğinin gelişimini Bahattin Akşit örneği üzerinden izlemek mümkün olabi-lir. Akşit örneği ile hem ampirizmin hem de Marksist sosyoloji çizgisinin Türk sosyolojisine na-sıl bir katkıda bulunduğu ve bu katkının nereye doğru geliştiği somutluk kazanmaktadır. O yüzden bu bölümün salt bir Akşit portresi olmaktan öte bir bağlamı olduğunu söylemem gere-kiyor. "Entelektüel ve Cemaat" başlıklı yazının konusu sosyologlarla değil, belki sosyologların da bir parçası oldukları entelektüel hayatla ilgilidir. Entelektüelin bir cemaate mensup olması müm-kün müdür? Bir cemaate mensup olmak entelektüelliğe bir halel getirir mi? Entelektüel, cemaat kurup insanları peşinden koşturur mu? Türk sosyolojisinde kendine cemaat kurmuş isimler bu-nu hangi vasıflarıyla yaparlar? Güçlü düşüncelerinden dolayı mı, yoksa kurdukları cemaat mi düşüncelerine bir güç-popülerlik kazandırmaktadır? Bu sorular Türkiye'de sosyolojik bilginin itibarı açısından ciddi sorular sormamızı ve bu sorular etrafında dolanmamızı gerekli kılmakta-dır. Erol Güngör hiç şüphesiz Türk sosyolojisi içinde hak ettiği yeri alamamış bir düşünürdür. Oysa kısa ömrüne sığdırdığı çok değerli eserleri onun Türk sosyolojisinin değerlendirilmesinde özel bir örnek haline getiriyor. Mümtaz Turhan'ın sosyal psikoloji çizgisinden gelen ve milliyetçilik-le İslamcılığın eklemlendiği yerde özellikle son iki kitabıyla (İslam'ın Bugünkü Meseleleri ve İslam Tasavvufunun Meseleleri) sosyolojik literatüre önemli iki referans kitabı bağışlamıştır. Bu referansların yeterince takdir edildiği ne yazık ki söylenemez. Erol Güngör hakkındaki yazı ve düşünceleri üzerine yapılmış olan bir televizyon sohbetinin deşifre edilmiş metni, ona olan vefa borcumuzun ifasına yönelik küçük bir gayret olarak değerlendirilmelidir. (Mehtap TV'de Ba-hattin Akşit ve Vehbi Başer ile birlikte yaptığımız bir sohbeti böyle bir derlemeye katma fikri değerli öğrencim Faruk Karaaslan'a aitti. Programın deşifresini de kendisi yaptı. Bir teşekkürü fazlasıyla hak ediyor.) Kitabın son kısmında Yeni Şafak gazetesinde yayımlanmış iki sosyologla ilgili taziye ve kamu-da sosyologların istihdamı ile ilgili son durumu anlatan yazılar yer alıyor. Bu derleme kitabı oluşturan yazıların tamamı, daha önce, çeşitli yayın organlarında yayınlan-mıştı. Her makalenin sonunda, söz konusu makalenin yayımlanmış olduğu yer yayın tarihiyle birlikte zikredilmiştir. Bu vesileyle Tezkire, Divan, Yeni Türkiye dergilerinin değerli yöneticile-rine, Entelektüel isimli derlemesi dolayısıyla Kenan Çağan'a ve Türkiye'de Sosyoloji başlıklı kapsamlı derlemenin editörü Çağatay Özdemir'e şükranlarımı sunuyorum. Bu çalışmaların her birisinin gelişiminde Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'ndeki mesai ar-kadaşlarım ile öğrencilerimin görünür-görünmez birçok katkıları olmuştur. Bunu kendilerine de bir selam ve teşekkür yollama vesilesi saymalıyım.
  • Çağlayan Kovanlıkaya, Erkan Çav
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    38,61 MB
    Eser Türü: Kitap
    Türkiye'deki düşünce hayatının konuları, tartışmaları, boyutları; yansıdıkları söylem ve pratiklerle birlikte sosyoloji çalışmalarından izlenebilir. Bu düşünce temelinde, "Türk Sosyolojisinde Üç Bilim İnsanı: Cahit Tanyol, Mübeccel B. Kıray, Şerif Mardin Sempozyumu"nu düzenlerken şu soruları somutlaştırarak hareket ettik: "Neden böyle bir sempozyum?" ve "Türk sosyolojisinde neden üç bilim insanı?". Türk sosyolojisine, tarihsel süreçte sosyolojik tartışmaların gelişimine ve Batı Sosyolojisi karşısında yerli bir sosyoloji oluşturma çabasına bakmamız, cevabı bulmamızda yardımcı olur. Çağlayan Kovanlıkaya - Erkan Çav
  • Deniz Karakurt
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    3,07 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Hüseyin Namık Orkun
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    493,78 KB
    Eser Türü: Kitap
    İlk baskısı 1940 yılında yapılan Türk Sözünün Aslı adlı bu eserin, tıpkıbasımı 1946 yılında yapılmıştır. Türk tarihçisi ve dilcisi Hüseyin Namık Orkun'un kıymetli çalışmaları arasında yer alan bu eser, 'Türk' (Tu-kiüe (TürükJ/Tik) adının geçtiği en erken kayıtları içermesi ve Türk adının kökleri hakkında Vâmbery, Nemeth ve Thomsen gibi büyük Türk dilbilimcilerin etimolojik araştırmalarına yer vermesi bakımından büyük değer taşımaktadır. (kitaptan)
  • Anonim
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    12,05 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yiğit Taşdemir
    Birinci Türk Tarih Kongresi, Konferanslar, Münakaşalar.
  • Derleme
    insan sesi mp3 - Türkçe
    6 Ayrım
    215 MB
    Eser Türü: Makale
    Seslendiren: Murat Korkmaz
    Makaleler
  • Ahmet Şİmşek
    insan sesi mp3 - Türkçe
    49 Ayrım
    951,98 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Şebnem Ulusan
    “Türk Tarih Tezi”, tarihçiler arasında Cumhuriyetin erken dönemlerinde kabul gördü. Yıllar içinde (ağırlıklı olarak 1940 ve 1950’lerde) bu teze karşı çıkarak sırasıyla, “Mavi Anadolucu Tarih Tezi”ni ya da “Muhafazakâr Anadolucu Tarih Tezi”ni benimseyenler oldu. Ağırlıklı olarak 1950-1970’lerde ise Marksizmin doğu halklarının tarihine ilişkin geliştirdiği “Asya Tipi Üretim Tarzı” tartışmalarına ilgi duyanlar çıktı. Aynı yıllarda bu kez siyasallaşmış Müslüman Türk milliyetçilerinin geliştirdiği Türk İslam Sentezi’nin bir söylemi olarak ortaya çıkan, “Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi” bazı tarihçilerce benimsendi. Bütün bu tez ve teorilerin Türk tarihçiliği için ne anlama geldiği ise neredeyse hiç konuşulmadı. Bu kitapta, Türk Tarih Tezi’nden, teritoryal temelli tarih görüşüne, Marksist bir tarih yaklaşımı olarak Asya Tipi Üretim Tarzı’ndan, geri kalmışlığın ya da az gelişmişliğin tarihine, Türk-İslam Sentezi’nden Garbiyatçılık’a kadar pek çok tez ve teori ilk defa derinlemesine tartışmaya açılıyor.
  • Nihal Atsız
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    164 KB
    Eser Türü: Kitap
    Türk Bu kitap H. Nihal Atsız hocanın 1933-1936 yılları arasında yazdığı makalelerin yine kendisi tarafından toplanıp yayınladığı bir "toplama"dır. Hocanın bunları, yaptığı çalışmalar henüz olgunlaşmadığı için, bir ön hazırlık olarak yayınladığını belirtmek maksadıyla "Toplamalar" ismiyle kitaplaştırdığını söylemek yanlış olmaz diye düşünüyoruz. Konuyu böyle ele alınca, konunun o günden bugüne muhtelif araştırmalar ve eserlerle zenginleşmiş olduğunu, onun için de kitaptaki bilgilerin yeni veriler ışığında değerlendirilmesi gerektiğini, muhtevasındaki yanlışlıklarının, yanılgılarının, hataların bu yeni veriler doğrultusunda düzeltilmesinin, eksikliklerin tamamlanmasının, bunlara yeni bilgiler eklenmesinin yeni araştırmacıların himmetine bağlı olduğu da âşikârdır. Biz bu çalışmayı, Atsız Hocanın Türk Tarihi üzerindeki çalışmasının bir başlangıcı olduğunun göstergesi olarak bilinmesi ve bir köşede unutulmaya mahkûm bırakılmaması için yayınlayıp okuyucuların ve araştırıcıların dikkatine sunuyoruz. Tarihçilerden Türk Tarihinin başlangıcından günümüze en mükemmel şekilde ortaya konmasında gecikildiğini görmelerini ve bu onur verici görevi bir an önce yerine getirecek gayreti göstermelerini, bunun sorumluluğunu vicdanlarında duyarak hareket etmelerini bekliyoruz.

Sayfalar