Eserlere Göre Listeleme

Toplam 6555 sonuçtan 2771 - 2780 arası görüntüleniyor.
  • Jean Baudrillard
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    549 KB
    Eser Türü: Kitap
    Baudrillard Amerika'da Avrupa kültürünün Amerika ile hesaplaşmasına alışılmadık bir boyut getiriyor. Amerika'yı ne modern Avrupa'yı tanımlayan kavram ve değerlerin tükenmişliğine ya da tıkanmışlığına bir alternatif olarak gören, ne de Avrupa merkezci bir kültür ve uygarlık anlayışıyla eleştirmeye yönelen bir kitap bu. Üçüncü bir yaklaşımın, Amerika'yı Amerika olarak anlamanın ve bunu da yerinde, Amerika'nın kendisinde yapmanın zorunluluğunu savunuyor. Öte yandan Baudrillard'a göre Amerika'yı yerinde anlamanın yolu müzelerini, kütüphanelerini gezmek, geleneksel anlamda kültürel ürünler olarak adlandırdığımız şeyleri aramak değildir. Tersine, doğanın insandan önce geçirdiği bütün evrimleri sergileyen ilkel bir coğrafya, kent kavramlarımıza sığmayan bir kentleşme, farklı bir birey, ahlak ve sağlık anlayışı, bir "başka-kültür" sunan Amerika'yı görmek gerekir. Bunu yapmaksa Batı'nın çöllerini boydan boya kateden otoyollarda gözden kaybolma noktasına varacak kadar hız yaparak Avrupa'da hiçbir zaman rastlanamayacak bir mekan ve yataylık deneyimi yaşamayı; Las Vegas'ı çölden fışkıran yapay bir ışık demeti olarak görebilmeyi; ne bir merkezi ne de dış sınırları olan ve böylece kent kavramını yeniden tanımlayan Los Angeles'ı gece karanlığında uzaktan seyretmeyi; New York'un siluetinde beliren yepyeni dikeyliği algılayabilmeyi gerektirir. Sağlık çılgınlığı, özel bir look arayışı, başarma saplantısı içindeki Amerikalılar New York maratonunda nefesleri tükenene kadar koşarak ya da Ortaçağ işkence aletlerine benzer aletlerle vücut geliştirerek acı çekerler. Ancak her şeyden önemlisi, başarının sırrı olan bu acı, yapayalnız çekilen, hiçbir dayanışma içermeyen bir acıdır. Bu tür saptamalardan yola çıkarak ince bir mizahla yüklü bambaşka bir Amerika resmi çiziyor Baudrillard. Ancak özgün betimlemelerden ibaret bir gezi kitabı değil bu. Güçlü bir sosyopolitik çözümleme ve eleştiri üretiyor. Daha da önemlisi modern Batı'yı tanımlayan temel değer ve ilkelerin Amerika'da aldığı
  • Franz Kafka
    insan sesi mp3 - Türkçe
    27 Ayrım
    521,97 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Elif Gezen
    Amerika, yapıtlarında 20. yüzyıl insanını korkularını, yalnızlığını, kaygı ve saplantılarını, kendi kendine yabancılaşmasını dile getiren Franz Kafka'nın ilk romanı. Kafka'nın 1912'de yazmaya başladığı ve Kayıp adını verdiği bu yapıt, yazarın ölümünden sonra arkadaşı Max Brod tarafından Amerika adıyla ilk kez 1927'de yayınlandı. Ailesinden 16 yaşında ayrılarak Amerika'ya, zengin amcasının yanına giden Praglı delikanlının yaşantısını kendi ağzından anlatan bu romanı, iyimser tutumuyla, Kafka'nın öbür iki romanı Dava ve Şato'dan belirgin ölçüde ayrılır. Amerika'daki labirent görünümle merdiven ve koridorlar, yazarın sonraki romanlarının temel atmosferinin ipuçları sayılır. Yapıtlarıyla bütün bir çağdaş edebiyatı etkileyen Kafka'nın bu romanını Ayça Sabuncuoğlu'nun yeni çevirisiyle sunuyoruz.
  • Franz Kafka
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    541,37 KB
    Eser Türü: Kitap
    Amerika, Franz Kafka’nın yazmaya başladığı ilk romandır. Fakat yazar, 1911 yılının sonundan 1914 yılına kadar aralıklarla üzerinde çalıştığı ve Der Verschollene (Kayıp Kişi) başlığını vermeyi düşündüğü romanını tamamlayamadı. Yalnızca "Ateşçi" başlıklı bölümü 1913 yılında ayrı bir öykü olarak yayınlayabildi. Franz Kafka’nın ölümünden sonra ise Max Brod 1927 yılında bu roman fragmanını Amerika başlığıyla yayınladı. Romanda, dönemin yaygın basmakalıp Amerika imgesinin tersine bir durum söz konusudur. Romanın kahramanı Karl Rossmann geldiği fırsatlar ülkesi Yeni Dünya’da başarılı bir kariyere başlamak yerine sosyal anlamda sarsıcı bir iniş yaşar. Kendisini baştan çıkartan bir hizmetçi kızdan gayrimeşru çocuğu dünyaya geldiği için ebeveynleri tarafından evden kovularak Amerika’daki amcasının yanına gönderilen Karl, Okyanusu geçerek New York’a ayak bastığında aslında bir anlamda vatansızdır artık. İyi niyetli, gördüğü haksızlıklara karşı çıkmadan edemeyecek kadar gelişmiş bir adalet duygusuna sahip ve biraz da naif sayılabilecek on altı yaşındaki Karl’ın bu yeni ve soğuk dünyada kendine bir yer bulamayacağı, daha romanın başındaki New York Limanı’na giriş sahnesinde Özgürlük Anıtı’nı gördüğünde belli olur: Heykelin elinde tuttuğu şey meşale değil, Karl’ın başına geleceklere işaret eden kılıçtır. Şehirlerin, binaların, yolların, iletişim sistemlerinin, otellerin, tiyatroların, kısacası her şeyin Avrupa’dakilerle karşılaştırılamayacak denli büyük boyutlarda olduğu ve devasa bir makine gibi işleyen bu dünyada acımasız kapitalizm ve onun insanlar arası ilişkilere yansımaları da egemendir. Amerika, Kafka için bu anlamda modern toplumun bir metaforu durumundadır. Avrupa’da tutunamayan Karl’ın buradaki tutunma çabalarının da kısa süre sora başarısızlığa uğrayacağı daha başından bellidir. Önce yanına yerleştiği zengin amcası onu tam anlaşılamayan bir nedenden dolayı reddeder ve onu ülkenin Batısı’na gönderir. Daha sonra Karl Occidental Otel’de asansörcü olur. Bu otelin, arka planda kalan, anonim güçler tarafından yönlendirilen karma karmaşık ve anlaşılmaz yönetim yapısı da ona bu devasa iktidar mekanizması karşısındaki güçsüzlüğünü hissettirir. Buradan kovulduktan sonra kendini şarkıcı Brunelda’nın evinde bulur. Zorla tutulduğu bu evden ve ona yine güçsüzlüğünü hissettiren bağımlılık ilişkisinden sonunda bir şekilde kurtulur ve bir tiyatroda iş başvurusunda bulunur. İş başvurusu sırasında adını "Negro" olarak vermesi de, dönemin Amerikası’nda zencilerin toplumsal dışlanmışlığı düşünüldüğünde, Karl’ın Avrupa’da olduğu gibi, Amerika’da da zenci muamelesi gördüğünü ortaya çarpıcı biçimde koyar. Bundan sonrası tamamlanmamış olan roman, Kafka’nın diğer romanlarına göre daha kolay okunabilmekte, ama yine en onlar kadar ustaca yazılmış olduğunu belirtmek gerekir. Özellikle romana egemen olan derin melankoli ve Karl Rossmann büyük güçler karşısındaki çaresizliği, Kafka’nın sonraki yapıtlarına işaret eder.
  • Dawn Blair
    insan sesi mp3 - Türkçe
    40 Ayrım
    427 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Kübra Çetin
  • Hakan Atilla
    insan sesi mp3 - Türkçe
    48 Ayrım
    746,76 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Handan Tengiz Albayrak
    “Tünelin sonundaki ışığa doğru ilerlerken zaman duygusunu yitirmemek için yazdım.” Hakan Atilla, 2017 yılı baharında, New York JFK Havalimanı’nda FBI ajanları tarafından gözaltına alınacağından habersiz, meslektaşlarıyla beraber sıradan bir iş gezisinden dönmekteydi. Tutuklanıp hapishaneye gönderildiğinde, içinde bulunduğu zorlu koşullara rağmen başından geçenleri yazmaya başladı. Atilla, ABD’de tutulduğu farklı hapishanelerde yaşadıklarını, tanıştığı insanları, karşı karşıya kaldığı suçlamaları ve dava sürecini ilk kez bu kitapta anlatıyor. Amerika Atilla’ya Karşı, kariyerinin zirvesindeki bankacının hayata tutunduğu iki buçuk yılın etkileyici hikâyesi.
  • Erdoğan Ekmekçi , Adem Özyol
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    303,00 KB
    Eser Türü: Kitap
    Amerika tüm dünya üzerindeki haksız ve adil olmayan yönetimini sürdürürken, bir şeyi unutmuştu: Türklerin Geri Geleceğini! Dünya tarihi baştan yazılacak! Çünkü Türkler artık kırmızı-beyaz'a boyanmış sarayda tüm dünyaya hükmetmeye başladılar!
  • Prof. Dr. Osman Metin ÖZTÜRK
    metin - Türkçe
    5 Ayrım
    849,23 KB
    Eser Türü: Kitap
    ABD bugün bir iniş süreci yaşamaktadır ve bu inişin bir çöküşle sonlanması kuvvetle muhtemeldir. Medeniyetler Çatışması tezibu inişi/çöküşü durdurma amacına yöneliktir. Bush doktrini olarak da bilinen ABD'nin Ulusal Güvenlik Belgesi ile, başlangıç adı BOP olan sonra Kuzey Afrika'yı içine alarak adı GOP'a dönüşen girişim, özde Huntington'un görüşlerinin uygulamaya yansımasını sağlamaya yönelik çabanın somut birer ifadesidir.
  • Italo Calvino
    insan sesi mp3 - Türkçe
    29 Ayrım
    451,75 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Özge Öğüt
    O Amerika ki geleceği düşünmeyi bilmiyor… Italo Calvino’nun “Amerika’da Bir İyimser” adlı kitabı ilk kez Türkçede… “… söze sığmayan şeylerle, dile alması güç bayağılıklarla dolu Amerika, o Amerika ki geleceği düşünmeyi bilmiyor, yine de hepimizin geleceğinin öylesine geniş bir bölümünü içinde barındırıyor…” Yolculuğun büyük düşmanı Cesare Pavese’nin izinden gitse de, Italo Calvino Kasım 1959-Mayıs 1960 tarihleri arasında ABD’ye ilk uzun yolculuğunu yaptı. En uzun süreyi New York’ta geçirdi, her yerden çok sevdiği o kent, “et yiyen bir bitkinin bir sineği içine çekip yuttuğu gibi yuttu” onu. Çok sayıda eyaleti ve kent merkezini dolaştı –Cleveland, Detroit, Chicago (“tam Amerikan kenti, üretken, maddeci, hoyrat”), San Francisco, Los Angeles, Montgomery, New Orleans, Savannah (“ABD’nin en güzel kenti”), Las Vegas, Houston–, yazarlarla, yayıncılarla, yazın ajanlarıyla tanıştı, ama aynı zamanda iş adamları, sendikacılar, insan hakları eylemcileriyle (başta Martin Luther King olmak üzere), sıradan kişilerle de görüştü. Neyyire Gül Işık’ın çevirdiği, Türkçede ilk kez yayımlanan “Amerika’da Bir İyimser”, son derece ufuk açıcı bir kitap… “ABD yolculuğuma başlarken, yolculuk boyunca da, Amerika üstüne bir kitap yazmayacağıma yeminler ediyordum (yazılmış zaten o kadar çok kitap var!). Oysa şimdi fikrimi değiştirdim. Seyahat kitapları yazın yapıtı oluşturmanın yararlı, iddiasız, yine de dört dörtlük bir biçimidir. Ülkeler yıldan yıla değiştiğinden, belli bir anda görüldükleri gibi sabitleştirildiğinde, değişken özleri kayıtta donduruluyor da olsa, ya da işte tam bu nedenle, işe yarayan kitaplardır ve ülkeler anlatılırken, görülen yerlerin betimlenmesinden daha ötelere varan bir şey, yazarın kendisiyle gerçek arasındaki bir ilişki, bir tanıma süreci anlatılır.”
  • Tosun Bekir Bayraktaroğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    361,18 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ömer Yılmaz
    Şeyh Tosun Bekir Bayraktaroğlu’nun hayat hikâyesini birkaç cümleyle özetlemek gerçekten çok zor. Robert Kolej’de geçen gençlik yıllarında sosyalist; Batı’da geçen sanat dolu döneminde bohem ve anarşist; Fas’ta geçen ticaret döneminde zengin ve aristokrat; İstanbul’daki Cerrahî tekkesindeyken derviş; New York yıllarında ise şeyh. Seksen altı yıl gibi nispeten uzun bir zaman dilimine bile sığmakta zorlanan bu bereketli ve enerjik hayatı Şeyh Tosun Efendi’nin leziz anlatımından okurken, hakikatin çağrısına kapılmanın anlamı üzerine düşünüyor; bir sanatçı ruhun, şöhretinin ve sanatının zirvesindeyken manevi bir arayışla nasıl çırpınmaya başladığına şahitlik ediyoruz. Şeyh Tosun Efendi, kendi kaleminden çıkan bu hatıratında, bizi sadece kendi hayatını okumaya değil, Cumhuriyet döneminin tamamını gözden geçirmeye çağırıyor. Cumhuriyet elitlerinden sayılabilecek bir ailede yetişen, Londra’daki gençlik yıllarında Bülent ve Rahşan Ecevit, Can Yücel, Ali Neyzi gibi gençlerle aynı evi paylaşan Tosun Bekir Bayraktaroğlu’nun, sonrasında mistisizm ve Gürciyefçi öğretiden geçen yolu nihayet tasavvufa ulaşıyor, onu önce derviş sonrasında şeyh yapıyor. Son derece samimi, sıcak, akıcı ve okuru bir kez yakaladı mı artık bırakmayan bir hikâye… Doğu’dan Batı’ya, sonra tekrar Batı’dan Doğu’ya uzanan bir ruh macerası… Her kula nasip olmayacak bir hayat ve her okura nasip olası bir kitap: Amerika’da Bir Türk.
  • Ergün Poyraz
    metin
    2 Ayrım
    537,34 KB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Merve Karakol

Sayfalar